Nuray Mert’ten çok konuşulacak açıklamalar
'Müftülere nikah yetkisinin yaşam tarzı dayatması olmadığı'nı iddia ettiği yazısı ile Evrim teorisine karşı yazısının ardından Cumhuriyet'teki köşesi kapatılan Nuray Mert ayrılık sürecini anlattı. Mert, "Gazetenin 'laiklik ve Atatürkçülük gibi ilkeleri ile uyuşmadığım için benimle çalışamayacaklarını' belirttiler" diye konuştu.
Medyascope'ta Gökçe Çiçek Kösedağı ve Burak Tatari’nin sorularını yanıtlayan Nuray Mert, İnternet medyasında yazmaya devam edebileceğini belirtti.
“ORHAN ERİNÇ TEŞEKKÜR ETTİ”
Mert’in açıklamaları özetle şöyle:
“Orhan Erinç, beni arayarak teşekkür etti. Gazetenin ‘laiklik ve Atatürkçülük gibi ilkeleri ile uyuşmadığım için benimle çalışamayacaklarını’ belirtti. Benim bu ilkelerle sorunum yok. Zaten, benim Cumhuriyet gazetesinin davetine icap etmem gayet zor oldu. Farklı görüşlerde olduğumuzu söylememe rağmen, yeni yönetim, yeni bir perspektif yaratmak istediklerini söyleyerek davet etti. Ben de bu çerçevede yazmaya başladım.
“İKTİDARLA MUHALEFET FARKSIZLAR”
Aslında her şey ortada. Kendilerine de söyledim, biz Türkiye'de iktidar partisini ve onun gibilerini, farklılıklara tahammülsüzlükleri nedeniyle eleştiriyoruz. Ama, anlayış açısından iktidara muhalefet eden gelenek de en az onlar kadar tahammülsüzler ve onlardan farksızlar.
“TÜRKİYE’DE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMİYOR”
Ben 28 Şubat'ta da aynı şeylerle karşılaştım. O zaman da, başörtüsünü savunduğum için iş bulamadım. Yaşananlar, bana o günleri tekrar hissettirdi. Yıllar geçiyor, ama Türkiye'de hiç bir şey değişmiyor.
“AKLIMIN ALACAĞI BİR ŞEY DEĞİL”
Bana, bu kararda tutuklu yöneticilerin de onayı olduğu söylendi. Ben bunu telaffuz etmekten utanıyorum. İktidarın tahammülsüzlüğünün kurbanı olanların davet etmesi sonrasında, yazılarıma son verilmesi, aklımın alacağı bir şey değil.
“TUTUKLU ARKADAŞLARIMIZIN DA ONAYI OLMASI ÇOK ACI”
Katı Kemalist yaklaşıma alışığım. Kendilerine daha sosyal demokrat, solcu diyen çevrenin bir kısmı da buna dâhil. Üzücü olan, bunun müspet manada değişmediğini görmek. Tutuklu arkadaşlarımızın da onayı olması çok acı.
“BUNLAR GAZETENİN İÇ KONULARIYDI”
Daha önce de, böyle bir dönemde ‘Kemalizm otoriterdir’ dedim diye, sosyal medyada hashtagler oluşturmuştu. Gazetede, ‘karşı yazar yazdı’ falan diye konuşmalar olmuştu. Ama bunlar, gazetenin iç konularıydı. Böyle şeyler devamlı su yüzüne çıkıyordu. Son zamanlarda, Kemalizm ile ilgili yazılarım tartışma yaratmıştı. Öyle biri olsam, beni daha rahat yaşatacak yerlerde olurdum.
“FARKLI YAZACAĞIMI BİLMELERİ LAZIMDI”
Beni davet edenlerin, farklı yazacağımı bilmeleri lazımdı. Ben, ‘tepki almamak için sansürleyeyim’ diyen biri değilim. Düşüncelerini gizleyen biri değilim. Medyada, ne söyleyeceksek doğrudan söylemek lazım.
“TÜRKİYE BATMIŞ VAZİYETTE”
Türkiye, batmış vaziyette. Ama bizim laik kesim için, ‘Darwin mi dogma, yoksa başka bir şey mi dogma’ konusu belli ki daha çok önemli. Muhalefetin dar görüşlülüğü, bu çerçevede kendini gösteriyor. Cumhuriyet de, son davranışıyla bunu sergiliyor. İlkelerle ihtilafım olsa, onu da yazar söylerim.
Nuray Mert: Müftünün nikâh kıyma yetkisi olması faydalı olabilir
“ORHAN ERİNÇ TEŞEKKÜR ETTİ”
Mert’in açıklamaları özetle şöyle:
“Orhan Erinç, beni arayarak teşekkür etti. Gazetenin ‘laiklik ve Atatürkçülük gibi ilkeleri ile uyuşmadığım için benimle çalışamayacaklarını’ belirtti. Benim bu ilkelerle sorunum yok. Zaten, benim Cumhuriyet gazetesinin davetine icap etmem gayet zor oldu. Farklı görüşlerde olduğumuzu söylememe rağmen, yeni yönetim, yeni bir perspektif yaratmak istediklerini söyleyerek davet etti. Ben de bu çerçevede yazmaya başladım.
“İKTİDARLA MUHALEFET FARKSIZLAR”
Aslında her şey ortada. Kendilerine de söyledim, biz Türkiye'de iktidar partisini ve onun gibilerini, farklılıklara tahammülsüzlükleri nedeniyle eleştiriyoruz. Ama, anlayış açısından iktidara muhalefet eden gelenek de en az onlar kadar tahammülsüzler ve onlardan farksızlar.
“TÜRKİYE’DE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMİYOR”
Ben 28 Şubat'ta da aynı şeylerle karşılaştım. O zaman da, başörtüsünü savunduğum için iş bulamadım. Yaşananlar, bana o günleri tekrar hissettirdi. Yıllar geçiyor, ama Türkiye'de hiç bir şey değişmiyor.
“AKLIMIN ALACAĞI BİR ŞEY DEĞİL”
Bana, bu kararda tutuklu yöneticilerin de onayı olduğu söylendi. Ben bunu telaffuz etmekten utanıyorum. İktidarın tahammülsüzlüğünün kurbanı olanların davet etmesi sonrasında, yazılarıma son verilmesi, aklımın alacağı bir şey değil.
“TUTUKLU ARKADAŞLARIMIZIN DA ONAYI OLMASI ÇOK ACI”
Katı Kemalist yaklaşıma alışığım. Kendilerine daha sosyal demokrat, solcu diyen çevrenin bir kısmı da buna dâhil. Üzücü olan, bunun müspet manada değişmediğini görmek. Tutuklu arkadaşlarımızın da onayı olması çok acı.
“BUNLAR GAZETENİN İÇ KONULARIYDI”
Daha önce de, böyle bir dönemde ‘Kemalizm otoriterdir’ dedim diye, sosyal medyada hashtagler oluşturmuştu. Gazetede, ‘karşı yazar yazdı’ falan diye konuşmalar olmuştu. Ama bunlar, gazetenin iç konularıydı. Böyle şeyler devamlı su yüzüne çıkıyordu. Son zamanlarda, Kemalizm ile ilgili yazılarım tartışma yaratmıştı. Öyle biri olsam, beni daha rahat yaşatacak yerlerde olurdum.
“FARKLI YAZACAĞIMI BİLMELERİ LAZIMDI”
Beni davet edenlerin, farklı yazacağımı bilmeleri lazımdı. Ben, ‘tepki almamak için sansürleyeyim’ diyen biri değilim. Düşüncelerini gizleyen biri değilim. Medyada, ne söyleyeceksek doğrudan söylemek lazım.
“TÜRKİYE BATMIŞ VAZİYETTE”
Türkiye, batmış vaziyette. Ama bizim laik kesim için, ‘Darwin mi dogma, yoksa başka bir şey mi dogma’ konusu belli ki daha çok önemli. Muhalefetin dar görüşlülüğü, bu çerçevede kendini gösteriyor. Cumhuriyet de, son davranışıyla bunu sergiliyor. İlkelerle ihtilafım olsa, onu da yazar söylerim.
Nuray Mert: Müftünün nikâh kıyma yetkisi olması faydalı olabilir