Mısır'da DEAŞ 'Kıpti Kartını' Oyuna Sürüyor

İstihbarat Birimi Bilgi Toplama ve Analiz Bölümü Eski Başkanı, emekli Tuğgeneral Hamude:'Ordu güçlerinin DEAŞ'ın lojistik merkezi konumunda olan Sina'daki Helal Dağı'na gerçekleştirdiği operasyonlar, örgütü üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla farklı saldırı yöntemlerine başvurmaya itti' Emekli Tuğgeneral Katari:'Medyadaki tüm propagandalara rağmen yönetim terörle mücadelede başarısız olmuştur' İslami hareketler uzmanı Mısırlı yazar Habib:'Sina'da güvenlik güçlerinin yoğun baskısı altında olan örgüt şu anda büyük bir çıkmazda. DEAŞ, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmekten kaçıyor ve son koz olarak en zayıf halka olan Kıpti kartını kullanmak istiyor'

MUHAMMED ER-RİS - Mısır'da terör örgütü DEAŞ'ın son aylarda hedefine güvenlik güçleri yerine Kıpti Hristiyanları koyarak 'yönetimi sıkıntıya sokmayı' ve 'devlet otoritesini zayıflatmayı' amaçladığı belirtiliyor.

Pazar günü Tanta ve İskenderiye şehirlerinde 45 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan kilise saldırılarını AA muhabirine değerlendiren Mısırlı uzmanlar, Sina'da güvenlik güçleri karşısında verdiği kayıplarla köşeye sıkışan DEAŞ'ın elindeki son koz olarak 'Kıpti kartına' başvurduğunu belirtirken, son saldırıların önlenmesi konusunda güvenlik güçlerinin 'büyük zafiyet gösterdiğini' ifade etti.

Mısır İstihbarat Birimi Bilgi Toplama ve Analiz Bölümü Eski Başkanı, emekli Tuğgeneral Hüseyin Hamude, kilise saldırılarının ardında yatan nedenlerin 'Abdulfettah es-Sisi yönetimine verdiği destekten ötürü kiliseyi cezalandırmak, güvenlik boşluğu oluşturmak ve ordunun Sina'da yürüttüğü operasyonlardan ötürü intikam almak' olabileceğini kaydetti.

- 'DEAŞ üzerindeki baskıyı hafifletmeyi amaçlıyor'

Hamude, 'Ordu güçlerinin, DEAŞ'ın lojistik merkezi konumunda olan Sina'daki Helal Dağı'na gerçekleştirdiği operasyonlar, örgütü üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla farklı saldırı yöntemlerine başvurmaya itti.' dedi.

Kıptilerin Sisi'ye verdiği desteğin sır olmadığını, son Washington ziyaretinde düzenledikleri gösterilerle bunu açıkça ortaya koyduklarını dile getiren Hamude, DEAŞ'ın kiliseleri hedef alma nedenin işte tam da bu destek olduğunu ifade etti.

Örgütün 'yalnız kurt' taktiği uyguladığına, emniyet birimlerinin gücünü bölmek için aynı anda farklı bölgelerde saldırılar düzenlediğine ve özellikle güvenlik önlemlerinin zayıf olduğu bölgeleri seçtiğine dikkati çeken Hamude, şu ifadeleri kullandı:

'Önceki gün düzenlenen kilise saldırıları stratejik aldatmacadır. Güvenlik güçleri, bu ayın başında saldırıların hedefi olan polis merkezlerindeki güvenlik önlemlerini artırmakla yetindi ve böylece saldırıların tekrarına izin verilmeyeceğini düşündü. Ancak yenisi daha şiddetli oldu.'

- DEAŞ'tan Papa Franciscus'a 'mesaj'

Hamude, DEAŞ'ın saldırılarını, 'Sisi'nin ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile terörle mücadelede kullanılmak üzere gelişmiş silahlar, lojistik destek ve uçak anlaşmasını yürürlüğe koymadan önce gerçekleşen proaktif eylemler' olarak nitelendirdi.

Saldırılarla, bu ay sonunda ülkeyi ziyaret etmesi beklenen Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'a 'Mısır Kıpti-Ortodoks Kilisesi Patriği II. Tavadros'a dahi ulaşabiliriz' mesajı verildiğini kaydeden Hamude, önümüzdeki dönemde hem DEAŞ saldırılarının hem de güvenlik güçlerinin operasyonlarının artabileceği öngörüsünde bulundu.

- Mısır'da 'güvenlik zafiyeti' iddiası

Emekli Tuğgeneral Mahmud Katari, 11 Aralık 2016'da başkent Kahire'deki El-Botroseya kilisesini hedef alan saldırıyla büyük benzerlik taşıyan pazar günkü kilise saldırısının önlenememiş olmasını, 'güvenlik zafiyeti' olarak değerlendirdi.

Katari şunları söyledi:

'Medyadaki tüm propagandalara rağmen yönetim terörle mücadelede başarısız olmuştur. İçişleri Bakanlığının terör hücrelerine baskın yapıldığı yönündeki her açıklamasının ardından polisin derin uykuda olduğunu gösteren, yeni hücre evleri ortaya çıkıyor.'

Kilise saldırılarının başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere yönetimin içinde bulunduğu zafiyeti tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdiğine işaret eden Katari, güvenliğin 'önleyici adımlar' ve 'soruşturmalar' olmak üzere iki temel üzerine kurulduğunu belirtti. Katari, 'Ancak güvenliğin ilk aşaması sayılan önleyici adımlar, Ocak 2011 devriminden bu yana ne yazık ki işlevsiz.' dedi.

İçişleri Bakanlığını 'kalıplaşmış yöntemlerin' dışına çıkmamakla eleştiren Katari, mevcut şartlar göz önünde bulundurularak yeni bir yol haritası belirlenmesi ve uygun çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

- 'DEAŞ Kıpti kartını kullanmak istiyor'

İslami hareketler uzmanı Mısırlı yazar Kemal Habib, geçen Aralık ayında El-Botroseya kilisesiyle başlayıp, Sina'da 7 Kıpti'nin öldürülmesiyle devam eden DEAŞ'ın Hristiyanları hedef tahtasına oturtan saldırılarının son ayağının pazar günü gerçekleştirildiğini söyledi.

Habib, DEAŞ'ın açıkça Kıptileri hedef alacağını duyurmasına rağmen yönetimin gerekli önlemleri almada son derece yetersiz kaldığını ifade etti.

DEAŞ'ın Sina'da köşeye sıkıştığını kaydeden Habib, 'Sina'da güvenlik güçlerinin yoğun baskısı altında olan örgüt şu anda büyük bir çıkmazda. DEAŞ, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmekten kaçıyor ve son koz olarak en zayıf halka olan Kıpti kartını kullanmak istiyor.' dedi.

Kilise saldırılarının Paskalya Bayramı'ndan bir, Papa Franciscus’un Kahire ziyaretinden ise sadece iki hafta önce gerçekleştirildiğine dikkati çeken Habib, 'Mısır devletinin gücüne meydan okuyarak tüm dünyaya bir mesaj vermeyi hedefleyen kilise saldırılarının iyi planlanmış kriminal bir aklın ürünü olduğunu' ifade etti.

Bu saldırıların Mısır Kıpti-Ortodoks Kilisesi Patriği II. Tavadros'a yönelik de bir mesaj taşıdığının altını çizen Habib, 'Bu korkunç tablo, eylemlerin keyfi değil, planlı olduğunu ve eski güvelik yöntemleri yardımıyla gerçekleştirildiğini gösteriyor.' diye konuştu.

- 'DEAŞ çıkmaza girdi'

Mısırlı Kıpti yazar Cemal Esad, 'DEAŞ, güvenlik güçlerinin Sina'daki baskıları ve Helal Dağı'nı örgütten temizlemesinin ardından çıkmaza girdi. Ancak bu durum yönetim için bir bahane olamaz. Kilise saldırıları herkes tarafından bilinen Hristiyanlarca kutsal sayılan bir günde düzenlendi. Emniyet güçlerinin böyle bir günde gereken hassasiyeti göstermesi ve güvenlik önlemlerini artırması gerekirdi.' şeklinde konuştu.

'DEAŞ'ın 30 Haziran 2013'te Kıptileri, kiliselerini ve patriği tehdit eden açıklaması açık bir duyuru değil miydi?' diyen Esad, El-Botroseya kilisesinde yaşananların bir benzerinin önceki gün tekrarlanmış olmasını kınadı.

Esad şunları kaydetti:

'Bu durum rejimin bir vizyonu olduğunu veya gerçek görevinin bilincinde bir güvenlik birimi bulunduğunu mu gösteriyor? Üzülerek söylüyorum bu sorunun cevabı ne yazık ki hayır.'

Esad ayrıca bu saldırıların bir başka nedeninin de mevcut rejimi dünyaya zayıf göstermek ve Papa Franciscus ziyareti öncesinde tedirginlik ortamı oluşturmak olduğunu ifade etti.

Mısır'ın İskenderiye ve Tanta kentlerinde pazar günü düzenlenen ve terör örgütü DEAŞ'ın üstlendiği bombalı saldırılarda 45 kişi yaşamını yitirmiş, 125 kişi yaralanmıştı.

Kaynak: AA