Darbe Gecesi Kobra Aracının Lastiklerini İndirmiş
Şırnak'ta FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürcan'ın da yer aldığı 23'ü tutuklu tutuklu 428 sanığın yargılanmasına Adana'da devam edildi Tutuksuz sanık uzman çavuş Vedat Ö: 'Aracın içerisinde yer alan düğmeye basarak kobranın lastiklerinin havasını indirmek aklıma geldi. Kobranın ön iki tekerinin havasını tamamen indirdim. Böyle bir süre devam ettim. Artık araç iyice ağırlaşmaya başladı. Araç gitmemeye başlayınca Binbaşı Murat Yıldırım'a kobranın lastiklerinin patladığını söyledim' 'Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürcan geldi. Bağırarak 'araçlarınızı çekin yolu açın burayı yakarım' dedi. Hatta bir polis memurunu eliyle itti 'aracını çek' dedi. Daha sonra 'ilçe emniyet müdürünüze söyleyin çabuk yanıma gelsin' dedi'
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 13'u tutuklu eski rütbeli asker, 46'sı tutuksuz uzman çavuş olmak üzere toplam 59 sanık ve avukatları katıldı.
Mahkemede savunma yapan tutuksuz sanık uzman çavuş Vedat Ö. olay tarihinde Çakırsöğüt hizmet destek bölüğünde kobra aracı şoförü olarak çalıştığını belirtti.
15 Temmuz'u kara bir gün olarak gördüğünü, o gün yaşadıklarını anlatmak istediğini belirten Vedat Ö, o gün gündüz saatlerinden itibaren kendisinden yeri ve zamanı belirtilmeyen bir görev için hazır olmasının istendiğini aktardı.
Akşam saatlerinde görevli uzman çavuşun kendisine "Acil görev var. Bilal uzmanla gelin" dediğini anlatan Vedat Ö, araçta kendisi, Bilal isminde uzman çavuş, binbaşı Hasan Bilgin, Tabur Komutanı Binbaşı Murat Yıldırım ve Mustafa isminde bir astsubay olduğunu belirtti.
Bu sırada bir başka astsubayı aradığını, bu kişinin kendisine "Kardeşim ben izinliyim, evde televizyon seyrediyorum, ülkede darbe var" dediğini anlatan Vedat Ö, kendisinin o ana kadar ne olduğunu bilmediğini savundu.
- "Biz nereye gidiyorsak siz de oraya gidiyorsunuz"
Bu telefon konuşmasından sonra şok geçirdiğini kaydeden Vedat Ö, artık o saatten sonra kendi kendine sorgulama yapmaya başladığını ifade etti.
Tabur Komutanı Murat Yıldırım'ın araca bindikten sonra "sür gidiyoruz" dediğini bildiren Vedat Ö, "Şırnak'ı çıktıktan sonra Murat Yıldırım bize 'biz nereye gidiyorsak siz de oraya gidiyorsunuz' dedi. Murat Yıldırım, Binbaşı Hasan Bilgin'le kobra içerisinde konuşuyor ve gülüyorlardı. Neşeleri de yerindeydi." diye konuştu.
- "Kobra aracını devirmek aklıma geldi"
Seyir halindeyken kobra içerisinde Murat Yıldırım ve Hasan Bilgin'in kendi aralarında sessizce konuştuğunu söyleyen Vedat Ö, "Aklıma ilk etapta kobra aracını devirmek geldi. Telefonumdan son dakika haberlerine baktım. 'Ben bir vatan haini ve şerefsiz olamam bu kobrayı devirmeliyim' dedim." ifadesini kullandı.
Yanındakilerin, kendisinin hal ve hareketlerinden şüphelendiğini ve uygun bir yerde hemen kobrayı yana yatırmaya karar verdiğini anlatan sanık Vedat Ö., şunları anlattı:
"İçim içimi yiyordu. 4-5 kilometre yol aldıktan sonra aracın içerisinde yer alan düğmeye basarak kobranın lastiklerinin havasını indirmek aklıma geldi. Kobranın ön iki tekerinin havasını bu şekilde tamamen indirdim. Böyle bir süre devam ettim. Artık araç iyice ağırlaşmaya başladı. Araç gitmemeye başlayınca Binbaşı Murat Yıldırım'a kobranın lastiklerinin patladığını söyledim. Murat Yıldırım 'aracı kenara çek sıkıntı nedir' dedi. Ben de 'tekerlerin havası inmiş' dedim. Murat Yıldırım bana 'bu şekilde devam edelim' dedi. Yaklaşık 10 kilometre kadar böyle gittim. Aracın lastiğini şişiriyor gibi yaptım. Tekrar lastiklerin havasını indirdim. Kobra tekrar ağırlaşmaya başladı. Zaten bu sırada Cizre polis noktası göründü. Polisler yolu kapatmışlardı. Ben darbeyi engellemeye çalıştım. Kobranın gerekenden daha fazla gaz pedalına bastım ki amacım bu şekilde lastiğin yarılmasını sağlamaktı. Murat Yıldırım polislere 150 metre kala, bana iki defa 'durma sür' dedi. Bana psikolojik baskı uyguladı."
- "Aracınızı buradan çekin burayı yakarım''
Murat Yıldırım'ın bir polisle konuştuğunu ve göreve gittiklerini söylediğini bildiren sanık Vedat Ö. sonrasında 7-8 polisin kobranın önüne geçtiğini söyledi.
Tabur komutanı Murat Yıldırım'ın bazı polis amirleriyle görüştüğünü ve yolun açıldığını aktaran Vedat Ö. savunmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzü kesen polisler 'bunların ne yapmak istedikleri belli değil. Bunları nereye bırakıyoruz, neden müsaade ediyoruz' şeklinde tepki göstermeye başladılar. Biz hareket ettik. O sırada polis memurları kobranın sağından solundan tutmaya başladılar. Sonra Murat Yıldırım ve Hasan Bilgin araçtan indi. Cizre İlçe Emniyet Müdürü geldi. Ben de araçtan inerek lastiklere baktım. Emniyet müdürü 'arkadaşlar dönün daha fazla sıkıntı yaşamayalım' dedi. 20-25 dakika sonra Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürcan geldi. Bağırarak 'araçlarınızı çekin yolu açın burayı yakarım' dedi. Hatta bir polis memurunu eliyle itti 'aracını çek' dedi. Daha sonra 'ilçe emniyet müdürünüze söyleyin çabuk yanıma gelsin' dedi. Orada MOBESE direği vardı. Onun altında bir kargaşa arbede çıktı. Sonrasında geri dönüş haberi geldi. Ben de aracın lastiklerini geri şişirdim. Ali Osman Gürcan polis noktasını geçemeyeceğini artık anladı."
- "Bu işi tugay komutanı Gürcan yaptı hesabını o versin"
Mahkemede savunması istenen tutuksuz sanık uzman çavuş Yılmaz G. de Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığında tabur komutanı Murat Yıldırım'ın habercisi olarak görev yaptığını, 15 Temmuz gecesi muhafız birlikleriyle beraber konvoya dahil olduklarını aktardı.
Yılmaz G. "Acil görev var denildi. Bize 3 günlük kumanya almamız gerektiği söylendi. İntikal esnasında ben tabur komutanının yanında olmazdım. Bu intikal planıyla alakalı bir durumdur. Askeri konvoy Cizre'de durduruldu. En arkada olduğumuz için ön tarafta neler yaşandı tanık olmadım. Sonrasında geri dönüşe geçerek Şırnak'taki tümene ulaştık. Sonra tulumlarımızı çıkararak bulduğumuz yerde uyuduk." dedi.
Tümen Kurmay Başkanı Albay Arif Bozbıyık'ın, Tümgeneral Baysar'a "komutanım bu adamlar kahraman, bu adamlar savaşçı, bu adamları vermeyin" dediğini, Tabur Komutanı İsmail Aktaş'ın da "Bu işi tugay komutanı Ali Osman Gürcan yaptı hesabını o versin.' dediğini duyduğunu aktaran Yılmaz G, "Arif Albay bağırıyordu. Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan ise çok rahat bir şekilde gülüyordu. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum." dedi.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini istedi.
Mahkeme heyeti savunmaları alınmayan sanıkların savunma yapması için duruşmayı yarına erteledi.