Darbe Girişimi Davasında İzletilen Görüntülerini Kabul Etmedi
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de bulunduğu 221 sanığın yargılandığı 'çatı' davasında, Akıncı Üssü'nden Karargaha gelen ÖKK personeli arasında bulunan ve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Çolak ve yanındakileri derdest eden grubun içinde olduğu, koruma Akın'ı silahla yaraladığı belirlenen sanık Halit Kazancı savunmasını yaptı Çolak'ın derdest edilmesi ve Akın'ın vurulmasına ilişkin görüntüler izletilen Kazancı: '(Görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu) Kabul etmem mümkün değil. Ateş görüntüsü de net değil'
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de bulunduğu 221 sanığın yargılandığı "çatı" davasında, teşebbüs faaliyetlerine katılmak üzere Akıncı Üssü'nden Karargaha gelen 33 kişilik Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli arasında bulunan ve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Salih Zeki Çolak ve yanındakileri derdest eden grubun içinde bulunduğu, Çolak'ın koruma müdürü Yüzbaşı Burak Akın'ı silahla yaraladığı belirlenen sanık Halit Kazancı savunmasını yaptı.
Salih Zeki Çolak'ın derdest edilmesi ve Akın'ın vurulmasına ilişkin görüntüler izlettirilen Kazancı, "(Görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu) Kabul etmem mümkün değil. Ateş görüntüsü de net değil." dedi.
Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki duruşmada savunmasını yapan Halit Kazancı, darbe girişiminden önceki günlerde tatbikat için hazır olunması emrinin kendilerine Fırat Alakuş tarafından iletildiğini, 15 Temmuz'da da emir üzerine Akıncı Üssü'ne gittiklerini, burada Alakuş'un "Görev yerine intikal için süratle hazırlanın" dediğini aktardı.
Otobüsle intikal halindeyken Alakuş'un, "tatbikata gitmediklerini, Genelkurmay Başkanlığına karşı saldırı istihbaratı alındığını, görevlerinin komutanların ve Karargahın güvenliğinin sağlanması olduğunu" söylediğini ifade eden sanık Kazancı, binaya girer girmez üst kata doğru çıktıklarını bildirdi.
Burada bir personelden Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in ayrıldığını öğrendiğini, bunu Fırat Alakuş'a ilettiğini söyleyen Kazancı, emekli Orgeneral Çolak'ın derdest edilmesine ilişkin, "Ben, kapı ve kontrol emniyeti aldırdım. Ramazan Gözel, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın gelmekte olduğunu söyledi. Komutan hızlı adımlarla içeri girerken, dışarıdan ateş sesleri geldi. Bunun üzerine personel, 'Yat, yat, yat' diye bağırdı. Komutanlar yattı, biz de onların başına gittik. Daha sonra koridora yöneldim, komutanın ellerinin bağlandığını gördüm. Serhat Pahsa, 'Başkanın emri. Onları İkinci Başkanın odasına götüreceğiz' dedi." diye konuştu.
Dışarı doğru yönelirken Kara Kuvvetleri Komutanı Koruma Müdürü Yüzbaşı Burak Akın'ın elini tabancasına attığını, kendisinin ise "Dur, yapma, sakin ol" dediğini savunan Halit Kazancı, "Bu sırada dışarıdan silah sesleri geldi. Burak Akın sendeleyerek düştü. Bacağından vurulduğunu anladım ve ambulans çağrılmasını söyledim." iddiasında bulunarak, Akın'ı kendisinin vurduğu suçlamasını ise reddetti.
Kazancı, daha sonra üst kata çıktığını, helikopter sesleri geldiğini, Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İhsan Uyar'ın helikoptere binmek üzere ayrıldıklarını anlattı.
Ardından Fırat Alakuş'un Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın çıkış yapacağını ve helikopterle ayrılacağını söylediğini aktaran sanık Kazancı, şöyle devam etti:
"Komutan çıkış yaptı. Çıkarken kepinin getirilmesini istedi. Komutanın yanında, Mehmet Dişli olduğunu sonradan öğrendiğim general vardı. Fırat Albayla binanın çıkışına kadar eşlik ettik. Komutan yanındaki personelle helikoptere intikal etti. Komutanın emri olsa gereğini yapar veya yaptırırdım. Zaten komutanın bu tavrı, icra edilen emrin komutanın emri olduğu düşüncesini pekiştirdi."
Kazancı, uçakların alçak uçuş yaptığını, patlama seslerini, tankların geldiğini duyduğunu, ilerleyen saatlerde vatandaşların geldiğini pencereden gördüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:
"Vatandaşlar parmaklıklar önünde yoğunlaşmaya başladılar. Birkaç el silah sesi falan geldi. Durum biraz sakinleşince televizyona bakma imkanı buldum. Değişik haberler altyazı şeklinde geçiyordu. Yaşananların darbe girişimi olarak nitelendirildiğini, Genelkurmay Karargahındaki bizlerin darbeci durumuna düşürüldüğünü, tuzağa çekildiğimizi anladım. O saatten sonra personeli, Fırat Albayın emriyle topladık. Karargahı desteklemek üzere aldığımız emrin gereğini yerine getirdiğimizi, şu anda ise darbeci konumuna düşürüldüğümüzü öğrendik. Hiç kimseyle çatışmaya girmeden silah ve teçhizatı bıraktık, savcı bekledik. Karargaha geldiğimiz andan itibaren Genelkurmay Başkanı'nın bilgisi dahilinde olduğunu düşündüğümüz emirleri yerine getirdik. Bilerek, isteyerek böyle bir girişimin parçası olmadık."
- Görüntüleri reddetti
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in talimatıyla salondaki dev ekrana, Orgeneral Çolak'ın Karargaha girişinin hemen ardından darbeciler tarafından derdest edilmesi ve Burak Akın'a ateş edilmesine yönelik görüntüler birkaç kez izletildi.
Bilirkişilerce elindeki silahla Akın'a ateş edenin kendisi olduğu belirtilen sanık Kazancı, "Görüntülerdeki ben değilim" iddiasında bulundu, arkadaki kamuflajlı ve kompozit başlıklı kişinin "ateş edip etmediğinin de belli olmadığını" öne sürdü.
Halit Kazancı, "Kabul etmem mümkün değil. Ateş görüntüsü de net değil." dedi ve ardından görüntüleri avukatıyla ayrıca izledikten sonra beyanda bulunacağını söyledi.
Dosyadaki görüntülere atfen Kazancı, "Sanıklardan Ramazan Gözel size, Fırat Alakuş'a ve bazı personele bir şeyler anlatıyor. Ne anlattı" sorusu üzerine, "Kara Kuvvetleri Komutanı gelecek dedi. Onun dışında bir şey konuştuğumuzu hatırlamıyorum." ifadesini kullandı.
Müşteki avukatı bir kişinin, "Kara Kuvvetleri Komutanı gelmeden önce 2 kişi kapının sağına, 2 kişi soluna mevzi alıyor. Komutan geldikten sonra üzerine atılıyorsunuz. Mevzi almanızın amacı ne" şeklindeki sorusuna, "Mevzi falan yok" karşılığını veren sanık Kazancı, "Salih Zeki Çolak ve İhsan Uyar'ı korumak amacıyla mı? Derdest etmek amacıyla mı mevzi aldınız?" sorusuna ise cevap vermedi.
Olay gecesi darbecilerce vurulan Burak Akın'ın avukatının, "Müvekkilim vurulduktan sonra, 'Biz aynı birlikteniz. Neden yapıyorsunuz' deyince ne cevap verdiniz" sorusuna Kazancı, "Ben Burak'a ateş etmedim." karşılığını verdi.
"Darbe teşebbüsü olduğunu ne zaman anladın" sorusu üzerine Halit Kazancı, "Saat 03.00-03.30 civarında. Daha önce ortalıkta dönen darbe kelimeleri vardı. Ama ne zaman, kim, ne yapıyor bunu bilmiyorduk." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın sorusu üzerine ise Kazancı, "sadece Baki Kavun'un 'Güvenli yere götürülmesi' talimatı aldığını, diğer generallerle ilgili bilgisi olmadığını" ileri sürdü.
Avukat Aydın, "Tehdit söz konusu olduğu gerekçesiyle komutanların yere yatırılıp, ellerinin arkadan kelepçelenmesi konusunda eğitim aldınız mı? Bu durum bizim tuhafımıza gitti" demesi üzerine sanık Kazancı, "Yere yatmak her askerin ilk hedef küçültme hareketidir. Serhat Pahsa dedi ki 'Komutanın emri, alıp ikinci başkanın odasına götüreceğiz' dedi. Ben ellerinin bağlandığını gördüm." ifadelerini kullandı.
Halit Kazancı, "Kara Kuvvetleri Komutanı'nın ellerinin arkadan bağlanması doğal mı" sorusu üzerine, bunun doğal olmadığını söyledi.
Milli Savunma Bakanlığının avukatı Hasan Oğuz Altınkaynak'ın, "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış, 11-15 Temmuz arasında gereğinden fazla ziyaretçi kabul etmiş. Siz de oraya gitmişsiniz" sözü üzerine Kazancı, "Amanoslar'da 2 bacağını kaybeden Yakup Yarbayı ziyaret edecektim. Fırat Alakuş, koruma ve güvenlik tatbikatıyla alakalı alaydakilerin bulunacağı, konuşlanacağı yerlere bakmamı söyledi" dedi, ancak alayda Barış'ın yanına gitmediğini savundu.
Baki Kavun'un avukatının sorusu üzerine de sanık Kazancı, "Kavun'un ellerini, kollarını ben bağlamadım. Oradaki personel bağladı. Bağlayanların isimlerini bilmiyorum." yanıtını verdi.
Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
Kaynak: AA
Salih Zeki Çolak'ın derdest edilmesi ve Akın'ın vurulmasına ilişkin görüntüler izlettirilen Kazancı, "(Görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu) Kabul etmem mümkün değil. Ateş görüntüsü de net değil." dedi.
Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki duruşmada savunmasını yapan Halit Kazancı, darbe girişiminden önceki günlerde tatbikat için hazır olunması emrinin kendilerine Fırat Alakuş tarafından iletildiğini, 15 Temmuz'da da emir üzerine Akıncı Üssü'ne gittiklerini, burada Alakuş'un "Görev yerine intikal için süratle hazırlanın" dediğini aktardı.
Otobüsle intikal halindeyken Alakuş'un, "tatbikata gitmediklerini, Genelkurmay Başkanlığına karşı saldırı istihbaratı alındığını, görevlerinin komutanların ve Karargahın güvenliğinin sağlanması olduğunu" söylediğini ifade eden sanık Kazancı, binaya girer girmez üst kata doğru çıktıklarını bildirdi.
Burada bir personelden Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in ayrıldığını öğrendiğini, bunu Fırat Alakuş'a ilettiğini söyleyen Kazancı, emekli Orgeneral Çolak'ın derdest edilmesine ilişkin, "Ben, kapı ve kontrol emniyeti aldırdım. Ramazan Gözel, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın gelmekte olduğunu söyledi. Komutan hızlı adımlarla içeri girerken, dışarıdan ateş sesleri geldi. Bunun üzerine personel, 'Yat, yat, yat' diye bağırdı. Komutanlar yattı, biz de onların başına gittik. Daha sonra koridora yöneldim, komutanın ellerinin bağlandığını gördüm. Serhat Pahsa, 'Başkanın emri. Onları İkinci Başkanın odasına götüreceğiz' dedi." diye konuştu.
Dışarı doğru yönelirken Kara Kuvvetleri Komutanı Koruma Müdürü Yüzbaşı Burak Akın'ın elini tabancasına attığını, kendisinin ise "Dur, yapma, sakin ol" dediğini savunan Halit Kazancı, "Bu sırada dışarıdan silah sesleri geldi. Burak Akın sendeleyerek düştü. Bacağından vurulduğunu anladım ve ambulans çağrılmasını söyledim." iddiasında bulunarak, Akın'ı kendisinin vurduğu suçlamasını ise reddetti.
Kazancı, daha sonra üst kata çıktığını, helikopter sesleri geldiğini, Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İhsan Uyar'ın helikoptere binmek üzere ayrıldıklarını anlattı.
Ardından Fırat Alakuş'un Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın çıkış yapacağını ve helikopterle ayrılacağını söylediğini aktaran sanık Kazancı, şöyle devam etti:
"Komutan çıkış yaptı. Çıkarken kepinin getirilmesini istedi. Komutanın yanında, Mehmet Dişli olduğunu sonradan öğrendiğim general vardı. Fırat Albayla binanın çıkışına kadar eşlik ettik. Komutan yanındaki personelle helikoptere intikal etti. Komutanın emri olsa gereğini yapar veya yaptırırdım. Zaten komutanın bu tavrı, icra edilen emrin komutanın emri olduğu düşüncesini pekiştirdi."
Kazancı, uçakların alçak uçuş yaptığını, patlama seslerini, tankların geldiğini duyduğunu, ilerleyen saatlerde vatandaşların geldiğini pencereden gördüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:
"Vatandaşlar parmaklıklar önünde yoğunlaşmaya başladılar. Birkaç el silah sesi falan geldi. Durum biraz sakinleşince televizyona bakma imkanı buldum. Değişik haberler altyazı şeklinde geçiyordu. Yaşananların darbe girişimi olarak nitelendirildiğini, Genelkurmay Karargahındaki bizlerin darbeci durumuna düşürüldüğünü, tuzağa çekildiğimizi anladım. O saatten sonra personeli, Fırat Albayın emriyle topladık. Karargahı desteklemek üzere aldığımız emrin gereğini yerine getirdiğimizi, şu anda ise darbeci konumuna düşürüldüğümüzü öğrendik. Hiç kimseyle çatışmaya girmeden silah ve teçhizatı bıraktık, savcı bekledik. Karargaha geldiğimiz andan itibaren Genelkurmay Başkanı'nın bilgisi dahilinde olduğunu düşündüğümüz emirleri yerine getirdik. Bilerek, isteyerek böyle bir girişimin parçası olmadık."
- Görüntüleri reddetti
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in talimatıyla salondaki dev ekrana, Orgeneral Çolak'ın Karargaha girişinin hemen ardından darbeciler tarafından derdest edilmesi ve Burak Akın'a ateş edilmesine yönelik görüntüler birkaç kez izletildi.
Bilirkişilerce elindeki silahla Akın'a ateş edenin kendisi olduğu belirtilen sanık Kazancı, "Görüntülerdeki ben değilim" iddiasında bulundu, arkadaki kamuflajlı ve kompozit başlıklı kişinin "ateş edip etmediğinin de belli olmadığını" öne sürdü.
Halit Kazancı, "Kabul etmem mümkün değil. Ateş görüntüsü de net değil." dedi ve ardından görüntüleri avukatıyla ayrıca izledikten sonra beyanda bulunacağını söyledi.
Dosyadaki görüntülere atfen Kazancı, "Sanıklardan Ramazan Gözel size, Fırat Alakuş'a ve bazı personele bir şeyler anlatıyor. Ne anlattı" sorusu üzerine, "Kara Kuvvetleri Komutanı gelecek dedi. Onun dışında bir şey konuştuğumuzu hatırlamıyorum." ifadesini kullandı.
Müşteki avukatı bir kişinin, "Kara Kuvvetleri Komutanı gelmeden önce 2 kişi kapının sağına, 2 kişi soluna mevzi alıyor. Komutan geldikten sonra üzerine atılıyorsunuz. Mevzi almanızın amacı ne" şeklindeki sorusuna, "Mevzi falan yok" karşılığını veren sanık Kazancı, "Salih Zeki Çolak ve İhsan Uyar'ı korumak amacıyla mı? Derdest etmek amacıyla mı mevzi aldınız?" sorusuna ise cevap vermedi.
Olay gecesi darbecilerce vurulan Burak Akın'ın avukatının, "Müvekkilim vurulduktan sonra, 'Biz aynı birlikteniz. Neden yapıyorsunuz' deyince ne cevap verdiniz" sorusuna Kazancı, "Ben Burak'a ateş etmedim." karşılığını verdi.
"Darbe teşebbüsü olduğunu ne zaman anladın" sorusu üzerine Halit Kazancı, "Saat 03.00-03.30 civarında. Daha önce ortalıkta dönen darbe kelimeleri vardı. Ama ne zaman, kim, ne yapıyor bunu bilmiyorduk." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın sorusu üzerine ise Kazancı, "sadece Baki Kavun'un 'Güvenli yere götürülmesi' talimatı aldığını, diğer generallerle ilgili bilgisi olmadığını" ileri sürdü.
Avukat Aydın, "Tehdit söz konusu olduğu gerekçesiyle komutanların yere yatırılıp, ellerinin arkadan kelepçelenmesi konusunda eğitim aldınız mı? Bu durum bizim tuhafımıza gitti" demesi üzerine sanık Kazancı, "Yere yatmak her askerin ilk hedef küçültme hareketidir. Serhat Pahsa dedi ki 'Komutanın emri, alıp ikinci başkanın odasına götüreceğiz' dedi. Ben ellerinin bağlandığını gördüm." ifadelerini kullandı.
Halit Kazancı, "Kara Kuvvetleri Komutanı'nın ellerinin arkadan bağlanması doğal mı" sorusu üzerine, bunun doğal olmadığını söyledi.
Milli Savunma Bakanlığının avukatı Hasan Oğuz Altınkaynak'ın, "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış, 11-15 Temmuz arasında gereğinden fazla ziyaretçi kabul etmiş. Siz de oraya gitmişsiniz" sözü üzerine Kazancı, "Amanoslar'da 2 bacağını kaybeden Yakup Yarbayı ziyaret edecektim. Fırat Alakuş, koruma ve güvenlik tatbikatıyla alakalı alaydakilerin bulunacağı, konuşlanacağı yerlere bakmamı söyledi" dedi, ancak alayda Barış'ın yanına gitmediğini savundu.
Baki Kavun'un avukatının sorusu üzerine de sanık Kazancı, "Kavun'un ellerini, kollarını ben bağlamadım. Oradaki personel bağladı. Bağlayanların isimlerini bilmiyorum." yanıtını verdi.
Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.