'Kredi Kuruluşlarının Notu Ticaretimizi Etkilemeyecek'
DEİK Başkanı Vardan: 'Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notlarının, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımcıları ve ülkemizin hızla büyüyen dış ticaretini olumsuz etkilemesini beklemiyoruz' 'Türkiye ekonomisinin geçmiş darbe dönemlerinde daraldığı doğru ancak bu kalkışma başarısızlığa uğramıştır ve iş dünyası dahil tüm Türk halkı ile siyasi partilerin tamamı tarafından sert bir şekilde reddedilmiştir'.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, 'Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notlarının, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımcıları ve ülkemizin hızla büyüyen dış ticaretini olumsuz etkilemesini beklemiyoruz.' ifadelerini kullandı.
Vardan yaptığı yazılı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin, halk nezdinde bir karşılık bulmadığı gibi tüm iş dünyasının da bu yapılanlara net bir şekilde karşı durduğunu belirterek, 'Dolayısıyla, ekonominin en önemli iki unsuru olan hane halkı ve iş çevrelerinin bu kalkışmayı duydukları andan itibaren tavırlarını milli iradenin muhafazası yönünde ortaya koymuş olmaları, ekonominin orta vadede çok daha güçleneceğine en önemli işarettir.' değerlendirmesinde bulundu.
Piyasalarda ilk günlerde bir miktar dalgalı seyir görülmesinin oldukça doğal olmakla birlikte büyüme performansı, ihracatta artış eğilimi gibi son derece önemli katalizörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Vardan, şunları kaydetti:
'Türkiye ekonomisi çevresel bütün olumsuz gelişmelere rağmen, 2016 ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 gibi yüksek bir oranda büyümüş olup, ihracat da tekrar artma eğilimindedir. Turizmde yaşanan gelir kaybı ise yönetilebilecek bir seviyededir. Ekonominin temel motoru olan tüketim harcamalarında ise orta vadede bir azalma olması beklenmemektedir. Kamu yatırımları kesintiye uğramamıştır. Üstüne üstlük ekonomi, istihdam sağlamaya devam etmektedir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notları, daha çok para piyasalarına yönelik kısa vadeli portföy yatırımları yapan yatırım fonlarının kararlarını etkileyebiliyor. Doğrudan yatırımcılar ise çok uzun vadeli bir perspektifle kalıcı yatırımlar yaptıkları için ekonomik istikrar, altyapı, fikri mülkiyet hakları, pazar potansiyeli, nitelikli insan kaynağı ve küresel ekonomiye entegrasyon gibi farklı kriterlere bakarak yatırım kararlarını alıyor. Bu nedenle kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notlarının, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımcıları ve ülkemizin hızla büyüyen dış ticaretini olumsuz etkilemesini beklemiyoruz.'
Vardan, 2002 yılından itibaren Türkiye ekonomisi hakkında siyasi gelişmelere bakarak derecelendirme ve projeksiyon yapanların sürekli yanıldığını anlatarak, 'Bu bağlamda piyasa oyuncularını kısmi olsa da yönlendiren derecelendirme kuruluşlarının, ekonominin tamamının reel fotoğrafını çekmeden değerlendirme yapmaları yanıltıcı olacaktır. Türkiye ekonomisinin geçmiş darbe dönemlerinde daraldığı doğrudur. Ancak bu kalkışma başarısızlığa uğramıştır ve iş dünyası dahil tüm Türk halkı ile siyasi partilerin tamamı tarafından sert bir şekilde reddedilmiştir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin temellerini sarsmaktan uzaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişiminin ardından iş dünyasının birleşerek hep birlikte tepki göstermesi ve gelecek dönem için daha fazla üretim ve daha fazla istihdam çağrısı yapmasının, tüm yatırımcılara ve şirketlere güven verdiğini vurgulayan Vardan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) proaktif bir yaklaşım sergileyerek piyasalardaki belirsizliği azaltmaya yönelik adımları çok hızlı bir şekilde atmasının da bankacılık sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemeye devam etmesine yardımcı olduğunu bildirdi.
Vardan, 'DEİK olarak demokrasimizi, ekonomimizi ve hukuk devletini daha da güçlendirecek adımlar atıldığı sürece, Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artmaya devam edeceğini ve dış ticaretimizin istikrarlı yükselişini sürdüreceğini öngörüyoruz.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Vardan yaptığı yazılı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin, halk nezdinde bir karşılık bulmadığı gibi tüm iş dünyasının da bu yapılanlara net bir şekilde karşı durduğunu belirterek, 'Dolayısıyla, ekonominin en önemli iki unsuru olan hane halkı ve iş çevrelerinin bu kalkışmayı duydukları andan itibaren tavırlarını milli iradenin muhafazası yönünde ortaya koymuş olmaları, ekonominin orta vadede çok daha güçleneceğine en önemli işarettir.' değerlendirmesinde bulundu.
Piyasalarda ilk günlerde bir miktar dalgalı seyir görülmesinin oldukça doğal olmakla birlikte büyüme performansı, ihracatta artış eğilimi gibi son derece önemli katalizörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Vardan, şunları kaydetti:
'Türkiye ekonomisi çevresel bütün olumsuz gelişmelere rağmen, 2016 ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 gibi yüksek bir oranda büyümüş olup, ihracat da tekrar artma eğilimindedir. Turizmde yaşanan gelir kaybı ise yönetilebilecek bir seviyededir. Ekonominin temel motoru olan tüketim harcamalarında ise orta vadede bir azalma olması beklenmemektedir. Kamu yatırımları kesintiye uğramamıştır. Üstüne üstlük ekonomi, istihdam sağlamaya devam etmektedir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notları, daha çok para piyasalarına yönelik kısa vadeli portföy yatırımları yapan yatırım fonlarının kararlarını etkileyebiliyor. Doğrudan yatırımcılar ise çok uzun vadeli bir perspektifle kalıcı yatırımlar yaptıkları için ekonomik istikrar, altyapı, fikri mülkiyet hakları, pazar potansiyeli, nitelikli insan kaynağı ve küresel ekonomiye entegrasyon gibi farklı kriterlere bakarak yatırım kararlarını alıyor. Bu nedenle kredi derecelendirme kuruluşlarının açıkladığı kredi notlarının, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımcıları ve ülkemizin hızla büyüyen dış ticaretini olumsuz etkilemesini beklemiyoruz.'
Vardan, 2002 yılından itibaren Türkiye ekonomisi hakkında siyasi gelişmelere bakarak derecelendirme ve projeksiyon yapanların sürekli yanıldığını anlatarak, 'Bu bağlamda piyasa oyuncularını kısmi olsa da yönlendiren derecelendirme kuruluşlarının, ekonominin tamamının reel fotoğrafını çekmeden değerlendirme yapmaları yanıltıcı olacaktır. Türkiye ekonomisinin geçmiş darbe dönemlerinde daraldığı doğrudur. Ancak bu kalkışma başarısızlığa uğramıştır ve iş dünyası dahil tüm Türk halkı ile siyasi partilerin tamamı tarafından sert bir şekilde reddedilmiştir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin temellerini sarsmaktan uzaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişiminin ardından iş dünyasının birleşerek hep birlikte tepki göstermesi ve gelecek dönem için daha fazla üretim ve daha fazla istihdam çağrısı yapmasının, tüm yatırımcılara ve şirketlere güven verdiğini vurgulayan Vardan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) proaktif bir yaklaşım sergileyerek piyasalardaki belirsizliği azaltmaya yönelik adımları çok hızlı bir şekilde atmasının da bankacılık sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemeye devam etmesine yardımcı olduğunu bildirdi.
Vardan, 'DEİK olarak demokrasimizi, ekonomimizi ve hukuk devletini daha da güçlendirecek adımlar atıldığı sürece, Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artmaya devam edeceğini ve dış ticaretimizin istikrarlı yükselişini sürdüreceğini öngörüyoruz.' ifadelerini kullandı.