Burhaniye Belediyesi'nde Diyetisyen Göreve Başladı
Burhaniye Belediyesi sosyal belediyecilik hizmetlerine hız kesmeden devam ederken bu anlamda yeni adımlar da atmaya devam ediyor.
Ülkemizde gittikçe tehlike oluşturmaya başlayan obezite ile ilgili birçok çalışma gerek devlet tarafından gerekse sağlık kuruluşları tarafından başlatılırken, Burhaniye Belediyesi de bu soruna sessiz kalmayarak belediye bünyesinde diyetisyen hizmet vermeye başladı.
Burhaniye Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı tabiplikte göreve başlayan Diyetisyen Yusuf Kenan Özkaraman, Burhaniye Belediyesinin diğer sağlık hizmetlerinde olduğu gibi halka ücretsiz olarak hizmet verecek.
DİYETİSYENDEN ÖNERİLER
Ramazan Ayının gelmesiyle birlikte sağlıklı beslenmenin önemi de artarken Burhaniye Belediyesi Diyetisyeni Yusuf Kenan Özkaraman da halkı bilinçlendirmek amacıyla yaklaşık 17 saatlik oruç süresinde yapılması gerekenler iftar ve sahur menülerinde nasıl beslenilmesi konusunda bilgiler verdi. En çok dikkat edilmesi gereken konunun vücudun sıvı dengesi olduğunu vurgulayan Özkaraman “Yaklaşık 17 saat sürecek açlık ve susuzluktan dolayı sıvı ve elektrolit kaybına dikkat edilmelidir. Çünkü vücudun açlığa toleransı, suya göre çok daha fazladır. Ter ve idrar yoluyla kaybedilen ve gün içinde temin edilemeyen sıvının telafi edilmesi gerekir. İftardan yatana kadar geçecek sürede ve sahurda bol sıvı tüketmeli, bu sıvıların yüksek şeker, yüksek kafein ve gaz içermemesine dikkat edilmelidir. Su, açık çay, bitki veya meyve çayları, ayran, kefir ve maden suları sıvı ihtiyacı ve elektrolit dengesinin sağlanması açısından tercih edilebilecek sağlıklı sıvı kaynaklarıdır. Mevsimin sıcak olması ve aç kalınan sürenin uzun olması sebebiyle günlük 2-2,5 litre yani 10-12 bardak su tüketmeliyiz” dedi.
RAMAZANDA KİLO ALMAK İSTEMİYOR MUSUNUZ?
Beslenme düzenine dikkat edilmezse istemsiz olarak kilo alınabileceğini belirten Burhaniye Belediyesi diyetisyeni Özkaraman “Oruç, metabolizmada bazı değişikliklere sebep olmaktadır. Uzun süreli açlık sonucu metabolizma az enerji harcamaya başlar, yani bazal metabolizma hızı düşer. Eğer beslenme düzenine dikkat edilmezse istemsiz olarak kilo alınır ve vücut yağ oranı artar. Dolayısıyla mutlaka sahura kalkmak gereklidir. Böylece aç kalınan süre azalır, metabolizmanın daha fazla yavaşlaması engellenir.
Sahurda çok yemek yerine daha yavaş sindirilen, daha uzun süre tokluk hissi sağlayan proteinli ve lifli yiyecekler tercih edilmelidir. Az yağlı ve az tuzlu peynirler, yumurta, süt veya ayran, tam tahıllı ekmekler, ceviz, fındık, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri ve meyve tüketilebilir. Rafine ürünlerden, beyaz undan yapılmış poğaça, kurabiye vb. hamur işleri gibi şekerli yiyecekler ile kızartma, kavurma, sosis, salam, sucuk gibi tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
Kilo almamak için, yenilen besinlerin yağ içeriğine mutlaka dikkat edilmelidir. Kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Yenilen besinlerin porsiyonlarına da dikkat edilmeli, mideyi rahatsız edecek, gereksiz kalori almamızı sağlayacak büyük porsiyonlardan kaçınılmalıdır. Kalsiyum ihtiyacı ve tansiyonu düzenli tutabilmek için süt ve süt ürünlerine mutlaka yer verilmelidir. İftarda “oruç bitti, şimdi her şey serbest” düşüncesiyle hareket edilmemelidir. Hafif, sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Tüm gün aç kalan vücuda 3-4 çeşit yemek bir arada ve hızlı bir şekilde alınırsa, boş mideye bir anda fazla yüklenilmiş olur. Bu durum midede ağırlık, bulantı, gaz, yanma, reflü, kabızlık gibi sağlık problemlerine yol açacaktır.
PEKİ NE YEMELİYİZ?
Sayılan problemleri engellemek adına neler yememiz ve nasıl yememiz gerektiğini anlatan Özkaraman “İftarda su veya hurma ile oruç açıldıktan sonra bir kase çorba tüketilmelidir. Uzun süre görev yapmayan mide ve sindirim sisteminin çalışmaya başlaması için zaman tanınmalıdır. Bunun için 15-20 dakika bekleyip ana yemeğe devam etmek mide ve sindirim sistemine bu süreyi tanımayı sağlayacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, beyin doyma sinyalini yemek yeme işleminden 15-20 dakika sonra iletir. Bu sebeple iftarda çok ve hızlı yemek yerine lokmalar iyice çiğnenerek, yavaş yavaş yenilmelidir
İftara etli sebze yemekleri, zeytinyağlı sebze/kurubaklagil yemekleri, yoğurt-ayran-cacık ve bol yeşillikli salatayla devam edilebilir. Rafine ürün olan makarna ve pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, tam buğday unu veya ürünleriyle yapılmış besinler tüketilmelidir. Pide, birçok kişi için ramazan ayının vazgeçilmezi olabilir fakat beyaz undan yapıldığı için kan şekerinin çabuk yükselmesine ve ardından açlık hissinin artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla pide yerine tam tahıllı ekmekler daha doğru bir tercih olacaktır.
İftardan 1-2 saat sonra tatlı yemek isteniyorsa şerbetli, yağlı ve unlu tatlılar yerine kalsiyum içeriği yüksek ve düşük kalorili güllaç, sütlaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Tüketim sıklığı haftada 2-3 defayı aşmamalı ve porsiyonlar küçük tutulmalıdır.
Meyve ve sebzeler vitamin ve mineral bakımından zengin olduğu için mutlaka günde en az 5 porsiyon tüketilmelidir. Ayrıca içerdikleri lif ile ramazanda özellikle kabızlık sorunu yaşayanlar için önemlidir. Miktar olarak 12 kiraz, 6 erik, 4 kayısı, 1 orta boy şeftali, 1 porsiyon meyve yerine tüketilebilir. Ramazanda en çok tüketilen meyvelerden olan hurma da kalsiyum, potasyum, demir, A ve C vitaminleri bakımından zengin olup 4 adet orta boy hurma 1 porsiyon meyveye karşılık gelmektedir.
İftardan 1-1,5 saat sonra, hafif tempolu 30-45 dakikalık yürüyüşler ile sindirim kolaylaştırılır, metabolizmanın yavaşlaması ve alınan besinlerin yağ olarak depolanması da önlenir.
Şeker hastaları, tansiyon hastaları, hamileler, emzikliler, çocuklar, akli dengesi ve psikolojik durumu bozuk olanlar, çok yaşlı ve hasta olan insanlar, ağır kalp ve böbrek hastaları, mide ülseri, safra kesesi iltihabı veya taşı olanlar, karaciğer yetmezliği olanlar ve ağır enfeksiyon geçiren kişilerin oruç tutması önerilmemektedir.
Kaynak: İHA
Burhaniye Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı tabiplikte göreve başlayan Diyetisyen Yusuf Kenan Özkaraman, Burhaniye Belediyesinin diğer sağlık hizmetlerinde olduğu gibi halka ücretsiz olarak hizmet verecek.
DİYETİSYENDEN ÖNERİLER
Ramazan Ayının gelmesiyle birlikte sağlıklı beslenmenin önemi de artarken Burhaniye Belediyesi Diyetisyeni Yusuf Kenan Özkaraman da halkı bilinçlendirmek amacıyla yaklaşık 17 saatlik oruç süresinde yapılması gerekenler iftar ve sahur menülerinde nasıl beslenilmesi konusunda bilgiler verdi. En çok dikkat edilmesi gereken konunun vücudun sıvı dengesi olduğunu vurgulayan Özkaraman “Yaklaşık 17 saat sürecek açlık ve susuzluktan dolayı sıvı ve elektrolit kaybına dikkat edilmelidir. Çünkü vücudun açlığa toleransı, suya göre çok daha fazladır. Ter ve idrar yoluyla kaybedilen ve gün içinde temin edilemeyen sıvının telafi edilmesi gerekir. İftardan yatana kadar geçecek sürede ve sahurda bol sıvı tüketmeli, bu sıvıların yüksek şeker, yüksek kafein ve gaz içermemesine dikkat edilmelidir. Su, açık çay, bitki veya meyve çayları, ayran, kefir ve maden suları sıvı ihtiyacı ve elektrolit dengesinin sağlanması açısından tercih edilebilecek sağlıklı sıvı kaynaklarıdır. Mevsimin sıcak olması ve aç kalınan sürenin uzun olması sebebiyle günlük 2-2,5 litre yani 10-12 bardak su tüketmeliyiz” dedi.
RAMAZANDA KİLO ALMAK İSTEMİYOR MUSUNUZ?
Beslenme düzenine dikkat edilmezse istemsiz olarak kilo alınabileceğini belirten Burhaniye Belediyesi diyetisyeni Özkaraman “Oruç, metabolizmada bazı değişikliklere sebep olmaktadır. Uzun süreli açlık sonucu metabolizma az enerji harcamaya başlar, yani bazal metabolizma hızı düşer. Eğer beslenme düzenine dikkat edilmezse istemsiz olarak kilo alınır ve vücut yağ oranı artar. Dolayısıyla mutlaka sahura kalkmak gereklidir. Böylece aç kalınan süre azalır, metabolizmanın daha fazla yavaşlaması engellenir.
Sahurda çok yemek yerine daha yavaş sindirilen, daha uzun süre tokluk hissi sağlayan proteinli ve lifli yiyecekler tercih edilmelidir. Az yağlı ve az tuzlu peynirler, yumurta, süt veya ayran, tam tahıllı ekmekler, ceviz, fındık, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri ve meyve tüketilebilir. Rafine ürünlerden, beyaz undan yapılmış poğaça, kurabiye vb. hamur işleri gibi şekerli yiyecekler ile kızartma, kavurma, sosis, salam, sucuk gibi tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
Kilo almamak için, yenilen besinlerin yağ içeriğine mutlaka dikkat edilmelidir. Kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Yenilen besinlerin porsiyonlarına da dikkat edilmeli, mideyi rahatsız edecek, gereksiz kalori almamızı sağlayacak büyük porsiyonlardan kaçınılmalıdır. Kalsiyum ihtiyacı ve tansiyonu düzenli tutabilmek için süt ve süt ürünlerine mutlaka yer verilmelidir. İftarda “oruç bitti, şimdi her şey serbest” düşüncesiyle hareket edilmemelidir. Hafif, sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Tüm gün aç kalan vücuda 3-4 çeşit yemek bir arada ve hızlı bir şekilde alınırsa, boş mideye bir anda fazla yüklenilmiş olur. Bu durum midede ağırlık, bulantı, gaz, yanma, reflü, kabızlık gibi sağlık problemlerine yol açacaktır.
PEKİ NE YEMELİYİZ?
Sayılan problemleri engellemek adına neler yememiz ve nasıl yememiz gerektiğini anlatan Özkaraman “İftarda su veya hurma ile oruç açıldıktan sonra bir kase çorba tüketilmelidir. Uzun süre görev yapmayan mide ve sindirim sisteminin çalışmaya başlaması için zaman tanınmalıdır. Bunun için 15-20 dakika bekleyip ana yemeğe devam etmek mide ve sindirim sistemine bu süreyi tanımayı sağlayacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, beyin doyma sinyalini yemek yeme işleminden 15-20 dakika sonra iletir. Bu sebeple iftarda çok ve hızlı yemek yerine lokmalar iyice çiğnenerek, yavaş yavaş yenilmelidir
İftara etli sebze yemekleri, zeytinyağlı sebze/kurubaklagil yemekleri, yoğurt-ayran-cacık ve bol yeşillikli salatayla devam edilebilir. Rafine ürün olan makarna ve pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, tam buğday unu veya ürünleriyle yapılmış besinler tüketilmelidir. Pide, birçok kişi için ramazan ayının vazgeçilmezi olabilir fakat beyaz undan yapıldığı için kan şekerinin çabuk yükselmesine ve ardından açlık hissinin artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla pide yerine tam tahıllı ekmekler daha doğru bir tercih olacaktır.
İftardan 1-2 saat sonra tatlı yemek isteniyorsa şerbetli, yağlı ve unlu tatlılar yerine kalsiyum içeriği yüksek ve düşük kalorili güllaç, sütlaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Tüketim sıklığı haftada 2-3 defayı aşmamalı ve porsiyonlar küçük tutulmalıdır.
Meyve ve sebzeler vitamin ve mineral bakımından zengin olduğu için mutlaka günde en az 5 porsiyon tüketilmelidir. Ayrıca içerdikleri lif ile ramazanda özellikle kabızlık sorunu yaşayanlar için önemlidir. Miktar olarak 12 kiraz, 6 erik, 4 kayısı, 1 orta boy şeftali, 1 porsiyon meyve yerine tüketilebilir. Ramazanda en çok tüketilen meyvelerden olan hurma da kalsiyum, potasyum, demir, A ve C vitaminleri bakımından zengin olup 4 adet orta boy hurma 1 porsiyon meyveye karşılık gelmektedir.
İftardan 1-1,5 saat sonra, hafif tempolu 30-45 dakikalık yürüyüşler ile sindirim kolaylaştırılır, metabolizmanın yavaşlaması ve alınan besinlerin yağ olarak depolanması da önlenir.
Şeker hastaları, tansiyon hastaları, hamileler, emzikliler, çocuklar, akli dengesi ve psikolojik durumu bozuk olanlar, çok yaşlı ve hasta olan insanlar, ağır kalp ve böbrek hastaları, mide ülseri, safra kesesi iltihabı veya taşı olanlar, karaciğer yetmezliği olanlar ve ağır enfeksiyon geçiren kişilerin oruç tutması önerilmemektedir.