Menderes'i Andı, CHP'ye Darbe Eleştirisi Yaptı
Bugünün üç devlet adamının idam edildiği 27 Mayıs darbesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Menderes ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum” dedi.
Kırşehir’de Ahi Evran Üniversitesi kendisine fahri doktora tevcih edilen Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Demokrasi tarihimiz açısından son derece acı bir yıl dönümünü yad ediyoruz. Türk siyasi hayatına utanç verici 27 Mayıs 1960 darbesinin utanç yıldönümüdür. Vicdanları kanatan kararlarla idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet diliyorum. Hem geçmişi devam etmek isteyenlere sizin atalarınız bunu yaptı, biz ise bunu yaptık diyeceğiz. Onlar darbeciler tarafından darağacına gönderilmiş olsalar da eserleri ile milletimizin gönlünde müstesna bir yer sahiplendiler. 27 Mayıs 1960 darbesi aslında 14 mayıs 1950 demokrasi ihtilalinin rövanşıdır. Verilen ve infaz edilen idam cezaları gelecekte aynı göreve talip olanlara verilen bir göz dağıydı. 27 Mayısçılar bu gün yok mu onlar da var. Şimdi biz o beyaz kefenimizi giyerek yola çıktık ve bu yolda özgürlük mücadelemizi vereceğiz. 27 Mayısçılar Menderesin akıbetinin demokrasi savunucularının ensesinde demokrasi kılıcı gibi sallanmasını sağlamışlardır. Ana karargahın CHP genel merkezi olduğunu artık herkes biliyor. CHP 1958 yılından itibaren sokakları karıştırarak toplumun belli kesimlerini harekete geçirmiştir. Bazı üniversitelerdeki akademisyenler de öğrencilerini harekete geçirerek bu sürece destek olmuşlardır. CHP’nin 1959 da 14. Büyük kurultayında kabul edilen ilk hedefler beyannamesinde dile getirilen hususların tamamı bir yıl sonra 27 Mayısçıların programı haline dönüşmüştür. Milletimiz darbecilerin tüm tehditlerine rağmen kendilerini savunanlara sahip çıkışmıştır. Aynı şekilde CHP çıkar ve güç odakları ile birlikte iktidar devşirme çabasındadır. İçinden kan geçen cümlelerle milleti tehdit etmesi bundandır" ifadelerini kullandı.
“KÜFÜRLER DEVAM EDİYOR ’LÜTFEN, NE YAPIYORSUNUZ’ DEMİYOR”
Eskiler can çıkar huy çıkmaz derdi. Ana muhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun aradan geçen 56 yıla rağmen eksilmediğini görüyoruz. Her ne kadar kendileri değişmese de milletimiz ve ülkemiz çok büyük değişim yaşadı. Türkiye artık 1960’ların Türkiye’si değil. Milletimiz kendi iradesinin bir avuç azınlık tarafından gasp edilmesine sessiz kalmayacağını defalarca gösterdi. Kan üzerinden sokak üzerinden hatta terör üzerinden milleti terbiye etmeye yönelik tüm girişimlerden netice alınamayacağını bilmeniz gerekiyor. TBMM parlamento binasında bir siyasetçi konuşmasını yapıyor ve topladığı kendi tabanını Cumhurbaşkanı’na küfrettiriyor. Bu bir küfür, bir eleştiri demiyorum. Bir partinin genel başkanı olarak bu küfürler arka arkaya devam ederken ‘lütfen ne yapıyorsunuz’ demiyor. Çünkü senaryo kendisi tarafından hazırlanmış. O da bu senaryonun başrol oyuncusu. Şahsım da dahil olmak üzere, parlamento üyeleri dahil olmak üzere davamızı açtık ve bunu sürdüreceğiz. O çatkı atında küfretmeye hiçbir milletvekili, hiçbir partilinin hakkı yoktur. Şu anda maalesef parlamentomuzun havasında bir siyasi terör estiriliyor. Buna müsaade edemeyiz. Onun için de yeni düzenlemelerin çok farklı olması gerekiyor. 27 Mayıs darbesinin etkileri sadece o günlerle sınırlı kalmamıştır. Bu darbe her 10 yılda tekrarlanacak başka müdahalelerin de kapısını aralamıştır. Yol yöntem ve hedef itibariyle 27 mayıs ile alakalıdır. Bürokratik vesayeti merkeze alan yeni bir sistem kurmuştur. ‘Çoğunluk azınlığa tahakküm edemez’ diyor Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı. Yönetimi beraber paylaşacağız diyor. Millet sana vermişse yönetme iradesini sen onu kullanmazsan bu rey’i veren halkına sen saygısızlık yapmış olursun. Azınlıkların hakkını korumak başka, onlarla birlikte yürütmek başka bir şey. Bizim kanımızı dökmeleri lazım’ diye çevirme yapıyor. Manevra yapmayı çok iyi biliyor. Milletimizin yeni 27 Mayıslar yaşamasına razı olmayız. Gençlerimizin iktidar mücadelesinin piyonu olmasına müsamaha etmeyeceğiz. Kan tutkulu siyaset vampirlerinin elinde heba olmasına göz yummayacağız.”
Kaynak: İHA
“KÜFÜRLER DEVAM EDİYOR ’LÜTFEN, NE YAPIYORSUNUZ’ DEMİYOR”
Eskiler can çıkar huy çıkmaz derdi. Ana muhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun aradan geçen 56 yıla rağmen eksilmediğini görüyoruz. Her ne kadar kendileri değişmese de milletimiz ve ülkemiz çok büyük değişim yaşadı. Türkiye artık 1960’ların Türkiye’si değil. Milletimiz kendi iradesinin bir avuç azınlık tarafından gasp edilmesine sessiz kalmayacağını defalarca gösterdi. Kan üzerinden sokak üzerinden hatta terör üzerinden milleti terbiye etmeye yönelik tüm girişimlerden netice alınamayacağını bilmeniz gerekiyor. TBMM parlamento binasında bir siyasetçi konuşmasını yapıyor ve topladığı kendi tabanını Cumhurbaşkanı’na küfrettiriyor. Bu bir küfür, bir eleştiri demiyorum. Bir partinin genel başkanı olarak bu küfürler arka arkaya devam ederken ‘lütfen ne yapıyorsunuz’ demiyor. Çünkü senaryo kendisi tarafından hazırlanmış. O da bu senaryonun başrol oyuncusu. Şahsım da dahil olmak üzere, parlamento üyeleri dahil olmak üzere davamızı açtık ve bunu sürdüreceğiz. O çatkı atında küfretmeye hiçbir milletvekili, hiçbir partilinin hakkı yoktur. Şu anda maalesef parlamentomuzun havasında bir siyasi terör estiriliyor. Buna müsaade edemeyiz. Onun için de yeni düzenlemelerin çok farklı olması gerekiyor. 27 Mayıs darbesinin etkileri sadece o günlerle sınırlı kalmamıştır. Bu darbe her 10 yılda tekrarlanacak başka müdahalelerin de kapısını aralamıştır. Yol yöntem ve hedef itibariyle 27 mayıs ile alakalıdır. Bürokratik vesayeti merkeze alan yeni bir sistem kurmuştur. ‘Çoğunluk azınlığa tahakküm edemez’ diyor Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı. Yönetimi beraber paylaşacağız diyor. Millet sana vermişse yönetme iradesini sen onu kullanmazsan bu rey’i veren halkına sen saygısızlık yapmış olursun. Azınlıkların hakkını korumak başka, onlarla birlikte yürütmek başka bir şey. Bizim kanımızı dökmeleri lazım’ diye çevirme yapıyor. Manevra yapmayı çok iyi biliyor. Milletimizin yeni 27 Mayıslar yaşamasına razı olmayız. Gençlerimizin iktidar mücadelesinin piyonu olmasına müsamaha etmeyeceğiz. Kan tutkulu siyaset vampirlerinin elinde heba olmasına göz yummayacağız.”