'Dünya Sınai Mülkiyet Haklarının Yönetimi' Semineri
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Çoşkun: 'Eğer gelişme yolunda bir mesafe kat edi̇lmek isteniyorsa sınai mülkiyet hakkı kavramlarının toplum vicdanında ve bilincinde yer etmesi gerekmektedir' Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Yamankaradeniz: 'Yeni Patent Kanunu Türkiye’nin önünü açacak'.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Adil Çoşkun, “Eğer geli̇şme yolunda bi̇r mesafe kat edi̇lmek i̇steni̇yorsa sınai̇ mülki̇yet hakkı kavramlarının toplum vi̇cdanında ve bi̇li̇nci̇nde yer etmesi̇ gerekmektedi̇r.” dedi.
Çoşkun, Destek Patent tarafından düzenlenen 'Dünya Sınai Mülkiyet Haklarının Yönetimi” seminerinin açılış konuşmasında, “Üreti̇m ve kalkınma i̇çi̇n sermaye aktarımı, eği̇ti̇m ve Ar-Ge çalışmaları ne kadar önemli̇yse, buluşların korunması i̇çi̇n sınai̇ mülki̇yet haklarının tesci̇li̇ ve hukuk tarafından etki̇n bi̇r şeki̇lde korunması da aynı şeki̇lde önemli̇di̇r. Ülkeleri̇n geli̇şmi̇şli̇k sevi̇yeleri̇ni̇n beli̇rlenmesi̇ ve yükselti̇lmesi̇nde “fi̇kri̇ mülki̇yet” kavramının ayrı bi̇r yeri̇ bulunmaktadır. Eğer geli̇şme yolunda bi̇r mesafe kat edi̇lmek i̇steni̇yorsa genel olarak fi̇kri̇ mülki̇yet kavramının, daha özelde i̇se sınai̇ mülki̇yet hakkı kavramlarının toplum vi̇cdanında ve bi̇li̇nci̇nde yer etmesi̇ gerekmektedi̇r.' diye konuştu.
Sınai̇ mülki̇yet haklarının marka, patent, tasarım, faydalı model ve coğrafi̇ i̇şaretler gi̇bi̇ sanayi̇ye ve üreti̇me yöneli̇k buluşların korunmasını hedefleyen ve tesci̇liyle koruma sağlamaya başlayan haklar olduğu bilgisini veren Çoşkun sadece sınai̇ mülki̇yet haklarının bi̇le çok geni̇ş bi̇r alanı kapsamakta ve pek çok sektörü i̇lgi̇lendi̇rmekte olduğunu söyledi.
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz ise, Türkiye'nin hem ulusal sanayi ve ticareti hem de uluslararası ticaret ve rekabette hak ettiği yeri alabilmek için önemli yol kat ettiğini belirterek, “Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma için Türkiye ekonomisine yön veren sektörlerdeki yerli katma değer oranlarının artırılması, bunun için kurumların inovasyona ve teknolojiye yatırım yapması büyük önem arz etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Yamankaradeniz, Türkiye’nin en büyük 10 ekonomiden birine sahip olabilmesi için ileri teknoloji, katma değer ve Ar-Ge odaklı bir üretim süreci içerisinde yer alması gerektiğini vurgulayarak, 'Fikri ve sınai hak korumasında alınacak önlemler ve ülke ekonomisine katma değer katacak belirli sektörlere yapılacak yatırımlar ile potansiyel vadeden ülkemizin, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkması hiç de zor olmayacaktır.” dedi.
TBMM Başkanlığına sunulan Onuncu Kalkınma Planına göre, 2018 yılında yerli patent başvuru sayısının 16 bine çıkarılmasının amaçlandığını ifade eden Yamankaradeniz, '2015 yılında gerçekleşen ve Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan patent başvurusu rakamlarına göre; 2014 yılında patent başvuru sayısı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 13 artış kaydetti. Türkiye’de yerli ve yabancı şirketlerin toplam patent başvuru sayısı 2014 yılında 4861 adet olurken, 2015 yılında ise bu sayı 5512 adete ulaştı. Söz konusu artış umut verici fakat yenilikçi üretimin temel alınacağı bir ekonomi için bu oranın artırılması şart.' ifadelerini kullandı.
Yamankaradeniz, Ar-ge teşviklerinin daha sağlıklı kullanılması ve ihracat hamlesinde fark yaratacak şirketlerin sektörlerine odaklanılarak, buradaki gelişmenin artırılması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
'Bu konuda atılan en büyük adımlardan biri olan Ar-Ge Reform Paketi ile Üniversite-Sanayi iş birliğinde çok önemli gelişmeler yaşandı. Artık Ar-Ge merkezi kurmak, Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirmek çok daha kolay olacak. Ülkemiz adına bir diğer önemli gelişme, Haziran ayında çıkması planlanan Patent Kanunu. Söz konusu kanun ile şu an yürürlükte olan 5 ayrı mevzuat tek bir çatı altında toplanacak. Yeni Patent Kanunu ile daha nitelikli bir sınai mülkiyet yapısına kavuşacağız, süreçler basitleşecek ve kısalacak. Yeni Patent Kanunu Türkiye’nin önünü açacak. Kanun ile birlikte gelecek en önemli değişikliklerden biri de, patent ihlallerinin artık cezasız kalmayacak olması”
Seminerde Weickman&Weickmann şirketi yöneticisi Dr. Udo Herberth da ulusal marka ve topluluk marka korumasına ilişkin bir sunum yaptı.
Seminerde ayrıca ABD’den MG-IP Yönetici Ortağı Martin Geissler ve Çin’i temsilen Xiaofen Wu ile Robert Rauther de marka ve tasarımlara ilişkin güncel konular hakkında bilgi verdi.
Patent ve faydalı modelde yaşanan son gelişmelerin de konuşulduğu seminerde son olarak, Japonya’dan Masako Barnard, ABD’den Ken Muncy ve Avrupa Birliğini temsilen Frank Feller, taklitle mücadelenin nasıl gerçekleşeceği ve patentte başarının nasıl sağlanacağı konusu hakkında bilgi verdi.
Kaynak: AA
Çoşkun, Destek Patent tarafından düzenlenen 'Dünya Sınai Mülkiyet Haklarının Yönetimi” seminerinin açılış konuşmasında, “Üreti̇m ve kalkınma i̇çi̇n sermaye aktarımı, eği̇ti̇m ve Ar-Ge çalışmaları ne kadar önemli̇yse, buluşların korunması i̇çi̇n sınai̇ mülki̇yet haklarının tesci̇li̇ ve hukuk tarafından etki̇n bi̇r şeki̇lde korunması da aynı şeki̇lde önemli̇di̇r. Ülkeleri̇n geli̇şmi̇şli̇k sevi̇yeleri̇ni̇n beli̇rlenmesi̇ ve yükselti̇lmesi̇nde “fi̇kri̇ mülki̇yet” kavramının ayrı bi̇r yeri̇ bulunmaktadır. Eğer geli̇şme yolunda bi̇r mesafe kat edi̇lmek i̇steni̇yorsa genel olarak fi̇kri̇ mülki̇yet kavramının, daha özelde i̇se sınai̇ mülki̇yet hakkı kavramlarının toplum vi̇cdanında ve bi̇li̇nci̇nde yer etmesi̇ gerekmektedi̇r.' diye konuştu.
Sınai̇ mülki̇yet haklarının marka, patent, tasarım, faydalı model ve coğrafi̇ i̇şaretler gi̇bi̇ sanayi̇ye ve üreti̇me yöneli̇k buluşların korunmasını hedefleyen ve tesci̇liyle koruma sağlamaya başlayan haklar olduğu bilgisini veren Çoşkun sadece sınai̇ mülki̇yet haklarının bi̇le çok geni̇ş bi̇r alanı kapsamakta ve pek çok sektörü i̇lgi̇lendi̇rmekte olduğunu söyledi.
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz ise, Türkiye'nin hem ulusal sanayi ve ticareti hem de uluslararası ticaret ve rekabette hak ettiği yeri alabilmek için önemli yol kat ettiğini belirterek, “Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma için Türkiye ekonomisine yön veren sektörlerdeki yerli katma değer oranlarının artırılması, bunun için kurumların inovasyona ve teknolojiye yatırım yapması büyük önem arz etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Yamankaradeniz, Türkiye’nin en büyük 10 ekonomiden birine sahip olabilmesi için ileri teknoloji, katma değer ve Ar-Ge odaklı bir üretim süreci içerisinde yer alması gerektiğini vurgulayarak, 'Fikri ve sınai hak korumasında alınacak önlemler ve ülke ekonomisine katma değer katacak belirli sektörlere yapılacak yatırımlar ile potansiyel vadeden ülkemizin, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkması hiç de zor olmayacaktır.” dedi.
TBMM Başkanlığına sunulan Onuncu Kalkınma Planına göre, 2018 yılında yerli patent başvuru sayısının 16 bine çıkarılmasının amaçlandığını ifade eden Yamankaradeniz, '2015 yılında gerçekleşen ve Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan patent başvurusu rakamlarına göre; 2014 yılında patent başvuru sayısı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 13 artış kaydetti. Türkiye’de yerli ve yabancı şirketlerin toplam patent başvuru sayısı 2014 yılında 4861 adet olurken, 2015 yılında ise bu sayı 5512 adete ulaştı. Söz konusu artış umut verici fakat yenilikçi üretimin temel alınacağı bir ekonomi için bu oranın artırılması şart.' ifadelerini kullandı.
Yamankaradeniz, Ar-ge teşviklerinin daha sağlıklı kullanılması ve ihracat hamlesinde fark yaratacak şirketlerin sektörlerine odaklanılarak, buradaki gelişmenin artırılması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
'Bu konuda atılan en büyük adımlardan biri olan Ar-Ge Reform Paketi ile Üniversite-Sanayi iş birliğinde çok önemli gelişmeler yaşandı. Artık Ar-Ge merkezi kurmak, Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirmek çok daha kolay olacak. Ülkemiz adına bir diğer önemli gelişme, Haziran ayında çıkması planlanan Patent Kanunu. Söz konusu kanun ile şu an yürürlükte olan 5 ayrı mevzuat tek bir çatı altında toplanacak. Yeni Patent Kanunu ile daha nitelikli bir sınai mülkiyet yapısına kavuşacağız, süreçler basitleşecek ve kısalacak. Yeni Patent Kanunu Türkiye’nin önünü açacak. Kanun ile birlikte gelecek en önemli değişikliklerden biri de, patent ihlallerinin artık cezasız kalmayacak olması”
Seminerde Weickman&Weickmann şirketi yöneticisi Dr. Udo Herberth da ulusal marka ve topluluk marka korumasına ilişkin bir sunum yaptı.
Seminerde ayrıca ABD’den MG-IP Yönetici Ortağı Martin Geissler ve Çin’i temsilen Xiaofen Wu ile Robert Rauther de marka ve tasarımlara ilişkin güncel konular hakkında bilgi verdi.
Patent ve faydalı modelde yaşanan son gelişmelerin de konuşulduğu seminerde son olarak, Japonya’dan Masako Barnard, ABD’den Ken Muncy ve Avrupa Birliğini temsilen Frank Feller, taklitle mücadelenin nasıl gerçekleşeceği ve patentte başarının nasıl sağlanacağı konusu hakkında bilgi verdi.