'2016 Accenture Teknoloji Vizyonu' Raporu
Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Hayretci: 'Bu yıla yön verecek teknoloji trendlerinin özünde 'Önce İnsan' yaklaşımı yer alıyor' '20152018 yılı için profesyonel hizmetlere yönelik robotların 152 bin 400 adetle 19,6 milyar dolarlık, kişisel hizmetlere yönelik ise 35 milyon adetle 12,2 milyar dolarlık bir hacim oluşturacağı tahmin ediliyor' 'Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğu da 2025 yılında listede olamayacak'.
Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Emre Hayretci, 'Bu yıla yön verecek teknoloji trendlerinin özünde 'Önce İnsan' yaklaşımı yer alıyor' dedi.
Accenture'un '2016 Accenture Teknoloji Vizyonu' raporunun sonuçları, Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Emre Hayretci'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla paylaşıldı.
Toplantının açılışında konuşan Hayretci, 2016 teknoloji trendlerini değerlendirerek, 'Geçtiğimiz yılın teknoloji vizyonu trendlerinde dijital işletmeye dönüşmek isteyen şirketlerin tek başına değil, ekosistemler şeklinde çalışıp 'Biz Ekonomisi'ni oluşturarak fark ve kar yaratma alanında büyük potansiyel gördüklerini belirtmiştik. Bu yıla yön verecek teknoloji trendlerinin özünde ise 'Önce İnsan' yaklaşımı yer alıyor.' dedi.
Dijitalleşmenin temelinde alt yapı teknolojilerinin gelişimi yatıyor gibi görünse de şirketlerde asıl farkı yaratacak ve başarıyı getirecek olan insan olduğuna işaret eden Hayretci, şunları söyledi:
'Şirketler, hem çalışanlarını hem de diğer paydaşlarını teknolojiyi daha etkin kullanmaya yönlendirebildiği, onların bu alandaki kabiliyetlerine yatırım yapabildikleri takdirde dijital dönüşüm içinde var olabilecek. Teknoloji sayesinde verinin hızlı üretilir, ulaşılabilir olması, internete erişimin ve bilgi işlem gücünün artması ile farklı sektörlerdeki şirketlerin işlerinin bir bölümünü dijital işe dönüştürdüklerini görüyoruz.
Büyük bir teknoloji devriminin ortasındayız. Dijitalin artık şirketlerin DNA'larında olması kaçınılmaz. Küresel ekonominin yüzde 33'ü halihazırda dijitalden etkilenmiş durumda.'
'Araştırmaya katılanların yüzde 86’sı da önümüzdeki üç yıl içinde teknolojideki değişim hızının çok yüksek ve beklenmedik düzeyde artış göstereceğine inanıyor' diyen Hayretci, 'Teknoloji Vizyonu 2016' trendlerini uygulayabilen şirketlerin geleceğin liderleri olacağına ve dijital avantaj elde edeceğine olan inancını dile getirdi.
-Rapordan
Toplantıda verilen bilgiye göre, 'Teknoloji Vizyonu 2016' kapsamında, 11 ülkede ve 12 endüstri dalında faaliyet gösteren 3 bin 100'ün üzerindeki işletme ve IT yöneticisinin katılımıyla yapılan araştırmaya katılanların yüzde 70'i, son iki seneye göre teknolojiyle ilgili yatırımlarını önemli ölçüde artırdıklarını söylerken yüzde 55'i yapay zeka platformlarını kullanmayı planladıklarını belirtti.
Rapor kapsamında bu yıla yön vermesi beklenen 5 teknoloji trendi, 'Akıllı Otomasyon, Akışkan İş gücü, Platform Ekonomisi, Öngörülebilir Yıkım ve Dijital Güven' olarak açıklandı.
Öne çıkan trendlerin içeriğine ilişkin bilgi veren Emre Hayretci, akıllı otomasyonun yeni dünyada büyümenin ve inovasyonun başlangıç noktası olacağına dikkati çekerek, şunları anlattı:
'Yapay zeka tarafından desteklenen çözümler, farklı sistemlerden muazzam miktarda veriyi elde etme ve işleme yeteneği sağlayarak şirketlerin iş modellerini ve iş yapma biçimlerini önemli ölçüde değiştirecek. 2020 yılında 44 zetabayttan fazla verinin olması ve bunların yüzde 33'ünün analizler için kullanılabilir durumda olması bekleniyor.
Bugün sadece ABD'de yapay zeka konusunda çalışan 'start-up'ların sayısı son dört yılda 20 katına çıktı. Bu doğrultuda, 2015–2018 yılı için profesyonel hizmetlere yönelik robotların 152 bin 400 adetle 19,6 milyar dolarlık, kişisel hizmetlere yönelik ise 35 milyon adetle 12,2 milyar dolarlık bir hacim oluşturacağı tahmin ediliyor.'
Akışkan iş gücü ve platform ekonomisinin de önemine değinen Hayretci, şirketlerin doğru kişilerin doğru adımları atmasına olanak sağlaması gerektiğini kaydetti.
10 yıl içinde 'Global 2000' listesinde yer alan ve tepe yöneticileri dışında tam zamanlı çalışanı olmayan bir şirketin doğmasının beklendiğini söyleyen, 2015 yılında milenyum kuşağının iş gücündeki en büyük kitle hale geleceğine işaret eden Hayretci, '2025’te bu oranın yüzde 76'ya çıkması bekleniyor. 2020 yılında ABD'deki iş gücünün ise yüzde 43'ünün freelance olacağı öngörülüyor' ifadelerini kullandı.
Bu trendin insan kaynakları iç değerlendirme süreçlerini de değiştirmesi bekleniyor. Beyin avcıları için de kişilerin online’da gösterdikleri bireysel başarı ve etkililikle oluşturdukları dijital itibar özgeçmişten daha belirleyici olması öngörülüyor. Diğer yandan işletmelerin yavaş işleyen eğitim programlarına karşılık kendi eğitim programlarını yaratacakları tahmin ediliyor.
Hayretci, dijital şirketler yaratmak için teknolojinin nimetlerinden başarıyla yararlanan liderlerin şimdi de ekosistem temelli dijital ekonomide başarıyı getirecek, birbiriyle bağlantılı, ölçeklenebilir ve uyumluluk özellikleri güçlü bir platform ekonomisi ortaya koyduklarına dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
'Günümüzde platformlar iş dünyasındaki en büyük dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor. İş yapma biçimlerini yeniden tanımlayan ve yepyeni büyüme fırsatları oluşturan bu platformlar etrafında kurgulanan ekosistemler ve yeni modeller, Sanayi Devriminden bu yana iş dünyasında yaşanan en büyük değişimlerden birini gerçekleştiriyor.
Halka açık olan en büyük 15 platform temelli şirketin piyasa değeri 2,6 trilyon dolara erişirken henüz halka açılmamış Unicorn yani, piyasa değeri 1 milyar dolar ve üstü 'start-up' şirketlerin toplam değeri 500 milyar doları aşıyor. Platform tabanlı şirketler bugün 3 trilyon dolardan daha fazla bir piyasa değerini temsil ediyor. Teknoloji temelli ve doğuştan dijital şirketler rekor piyasa değerlerine ulaşarak dijital ekonomiyi domine etse de farklı endüstrilerden teknoloji odaklı olmayan şirketlerin de artık platform stratejileri geliştirerek önümüzdeki dönemde geleceğin inovasyon devleri olması mümkün.'
-'Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğu da 2025'te listede olamayacak'
Emre Hayretci, konuşmasında öngörülebilir yıkım ve dijital güvenin geleceğe etkisinden de bahsetti. Günümüzde her şirketin dijital dünyanın dönüştürücü gücünü anladığını belirten Hayretci, ancak bunların arasında yeni, platform temelli ekosistemlerin ne kadar güçlü ve sürekli bir değişim yarattığını özümseyenlerin sayısının çok da fazla olmadığını söyledi.
Sadece iş modellerinin tepetaklak olmakla kalmayacağının, bu ekosistemlerin güçlü ve önceden tahmin edilebilir bir yıkım başlattıkça endüstrilerin ve ekonomik segmentlerin tamamının yeniden tanımlanmak zorunda kalacağının altını çizen Hayretci, önümüzdeki on yıl içinde geleneksel endüstriler arasındaki sınırların tüm sektörler için tamamen yok olacağı, Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğunun da 2025 yılında listede olamayacağını aktardı.
Hayretci, yeni teknolojilerin yeni ve potansiyel risk alanları doğurduğunu da söyledi. Dijital ekonominin temelinin güven olduğunun altını çizen Hayretci, 'Dijital şirketler, güven oluşturmadan veri toplayamayacağı ve kullanamayacağı için şirketlerin güvenlik ve etik unsurlarını öncelik haline getirmeleri gerekiyor. Şirketler, güven ortamı sağlamadan, verileri toplama ve işleme şansına sahip olamayacak. Dijital şirketler, geleneksel şirketlerin karşı karşıya kalmadığı birçok riskle yüzleşmek zorunda' diye konuştu.
Kaynak: AA
Accenture'un '2016 Accenture Teknoloji Vizyonu' raporunun sonuçları, Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Emre Hayretci'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla paylaşıldı.
Toplantının açılışında konuşan Hayretci, 2016 teknoloji trendlerini değerlendirerek, 'Geçtiğimiz yılın teknoloji vizyonu trendlerinde dijital işletmeye dönüşmek isteyen şirketlerin tek başına değil, ekosistemler şeklinde çalışıp 'Biz Ekonomisi'ni oluşturarak fark ve kar yaratma alanında büyük potansiyel gördüklerini belirtmiştik. Bu yıla yön verecek teknoloji trendlerinin özünde ise 'Önce İnsan' yaklaşımı yer alıyor.' dedi.
Dijitalleşmenin temelinde alt yapı teknolojilerinin gelişimi yatıyor gibi görünse de şirketlerde asıl farkı yaratacak ve başarıyı getirecek olan insan olduğuna işaret eden Hayretci, şunları söyledi:
'Şirketler, hem çalışanlarını hem de diğer paydaşlarını teknolojiyi daha etkin kullanmaya yönlendirebildiği, onların bu alandaki kabiliyetlerine yatırım yapabildikleri takdirde dijital dönüşüm içinde var olabilecek. Teknoloji sayesinde verinin hızlı üretilir, ulaşılabilir olması, internete erişimin ve bilgi işlem gücünün artması ile farklı sektörlerdeki şirketlerin işlerinin bir bölümünü dijital işe dönüştürdüklerini görüyoruz.
Büyük bir teknoloji devriminin ortasındayız. Dijitalin artık şirketlerin DNA'larında olması kaçınılmaz. Küresel ekonominin yüzde 33'ü halihazırda dijitalden etkilenmiş durumda.'
'Araştırmaya katılanların yüzde 86’sı da önümüzdeki üç yıl içinde teknolojideki değişim hızının çok yüksek ve beklenmedik düzeyde artış göstereceğine inanıyor' diyen Hayretci, 'Teknoloji Vizyonu 2016' trendlerini uygulayabilen şirketlerin geleceğin liderleri olacağına ve dijital avantaj elde edeceğine olan inancını dile getirdi.
-Rapordan
Toplantıda verilen bilgiye göre, 'Teknoloji Vizyonu 2016' kapsamında, 11 ülkede ve 12 endüstri dalında faaliyet gösteren 3 bin 100'ün üzerindeki işletme ve IT yöneticisinin katılımıyla yapılan araştırmaya katılanların yüzde 70'i, son iki seneye göre teknolojiyle ilgili yatırımlarını önemli ölçüde artırdıklarını söylerken yüzde 55'i yapay zeka platformlarını kullanmayı planladıklarını belirtti.
Rapor kapsamında bu yıla yön vermesi beklenen 5 teknoloji trendi, 'Akıllı Otomasyon, Akışkan İş gücü, Platform Ekonomisi, Öngörülebilir Yıkım ve Dijital Güven' olarak açıklandı.
Öne çıkan trendlerin içeriğine ilişkin bilgi veren Emre Hayretci, akıllı otomasyonun yeni dünyada büyümenin ve inovasyonun başlangıç noktası olacağına dikkati çekerek, şunları anlattı:
'Yapay zeka tarafından desteklenen çözümler, farklı sistemlerden muazzam miktarda veriyi elde etme ve işleme yeteneği sağlayarak şirketlerin iş modellerini ve iş yapma biçimlerini önemli ölçüde değiştirecek. 2020 yılında 44 zetabayttan fazla verinin olması ve bunların yüzde 33'ünün analizler için kullanılabilir durumda olması bekleniyor.
Bugün sadece ABD'de yapay zeka konusunda çalışan 'start-up'ların sayısı son dört yılda 20 katına çıktı. Bu doğrultuda, 2015–2018 yılı için profesyonel hizmetlere yönelik robotların 152 bin 400 adetle 19,6 milyar dolarlık, kişisel hizmetlere yönelik ise 35 milyon adetle 12,2 milyar dolarlık bir hacim oluşturacağı tahmin ediliyor.'
Akışkan iş gücü ve platform ekonomisinin de önemine değinen Hayretci, şirketlerin doğru kişilerin doğru adımları atmasına olanak sağlaması gerektiğini kaydetti.
10 yıl içinde 'Global 2000' listesinde yer alan ve tepe yöneticileri dışında tam zamanlı çalışanı olmayan bir şirketin doğmasının beklendiğini söyleyen, 2015 yılında milenyum kuşağının iş gücündeki en büyük kitle hale geleceğine işaret eden Hayretci, '2025’te bu oranın yüzde 76'ya çıkması bekleniyor. 2020 yılında ABD'deki iş gücünün ise yüzde 43'ünün freelance olacağı öngörülüyor' ifadelerini kullandı.
Bu trendin insan kaynakları iç değerlendirme süreçlerini de değiştirmesi bekleniyor. Beyin avcıları için de kişilerin online’da gösterdikleri bireysel başarı ve etkililikle oluşturdukları dijital itibar özgeçmişten daha belirleyici olması öngörülüyor. Diğer yandan işletmelerin yavaş işleyen eğitim programlarına karşılık kendi eğitim programlarını yaratacakları tahmin ediliyor.
Hayretci, dijital şirketler yaratmak için teknolojinin nimetlerinden başarıyla yararlanan liderlerin şimdi de ekosistem temelli dijital ekonomide başarıyı getirecek, birbiriyle bağlantılı, ölçeklenebilir ve uyumluluk özellikleri güçlü bir platform ekonomisi ortaya koyduklarına dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
'Günümüzde platformlar iş dünyasındaki en büyük dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor. İş yapma biçimlerini yeniden tanımlayan ve yepyeni büyüme fırsatları oluşturan bu platformlar etrafında kurgulanan ekosistemler ve yeni modeller, Sanayi Devriminden bu yana iş dünyasında yaşanan en büyük değişimlerden birini gerçekleştiriyor.
Halka açık olan en büyük 15 platform temelli şirketin piyasa değeri 2,6 trilyon dolara erişirken henüz halka açılmamış Unicorn yani, piyasa değeri 1 milyar dolar ve üstü 'start-up' şirketlerin toplam değeri 500 milyar doları aşıyor. Platform tabanlı şirketler bugün 3 trilyon dolardan daha fazla bir piyasa değerini temsil ediyor. Teknoloji temelli ve doğuştan dijital şirketler rekor piyasa değerlerine ulaşarak dijital ekonomiyi domine etse de farklı endüstrilerden teknoloji odaklı olmayan şirketlerin de artık platform stratejileri geliştirerek önümüzdeki dönemde geleceğin inovasyon devleri olması mümkün.'
-'Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğu da 2025'te listede olamayacak'
Emre Hayretci, konuşmasında öngörülebilir yıkım ve dijital güvenin geleceğe etkisinden de bahsetti. Günümüzde her şirketin dijital dünyanın dönüştürücü gücünü anladığını belirten Hayretci, ancak bunların arasında yeni, platform temelli ekosistemlerin ne kadar güçlü ve sürekli bir değişim yarattığını özümseyenlerin sayısının çok da fazla olmadığını söyledi.
Sadece iş modellerinin tepetaklak olmakla kalmayacağının, bu ekosistemlerin güçlü ve önceden tahmin edilebilir bir yıkım başlattıkça endüstrilerin ve ekonomik segmentlerin tamamının yeniden tanımlanmak zorunda kalacağının altını çizen Hayretci, önümüzdeki on yıl içinde geleneksel endüstriler arasındaki sınırların tüm sektörler için tamamen yok olacağı, Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğunun da 2025 yılında listede olamayacağını aktardı.
Hayretci, yeni teknolojilerin yeni ve potansiyel risk alanları doğurduğunu da söyledi. Dijital ekonominin temelinin güven olduğunun altını çizen Hayretci, 'Dijital şirketler, güven oluşturmadan veri toplayamayacağı ve kullanamayacağı için şirketlerin güvenlik ve etik unsurlarını öncelik haline getirmeleri gerekiyor. Şirketler, güven ortamı sağlamadan, verileri toplama ve işleme şansına sahip olamayacak. Dijital şirketler, geleneksel şirketlerin karşı karşıya kalmadığı birçok riskle yüzleşmek zorunda' diye konuştu.
