Orman Ve Su İşleri Bakanlığı Açıklaması

'(Yale Üniversitesinin raporu) Doğa koruma verilerinin güvenilir olmaması iddiası tamamen asılsız olup, bu konuda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, korunan alan ve biyoçeşitlilik verilerini ulusal ve uluslararası bazda yayınlama yetkisine sahiptir'.

Orman ve Su İşleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Yale Üniversitesinin raporunda yer alan, 'doğa koruma verilerinin güvenilir olmaması' iddiasının tamamen asılsız olduğu bildirildi.

Bakanlık Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, son günlerde bazı basın yayın organlarında çıkan, Davos Zirvesinde çevre hassasiyetindeki Türkiye pozisyonuna ilişkin haberlerin ve Yale Üniversitesi tarafından açıklanan raporun mesnetsiz iddialar içerdiği belirtildi.

Yale Üniversitesi tarafından yayınlanan raporda 'Türkiye'nin doğa ve yaban hayatını koruma noktasında geriye gittiği' yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, Bakanlıkça yürütülen doğa ve tür koruma çalışmalarının son 10 yılda hızla arttığı, tür koruma eylem planları ile korunan alan çalışmalarının düzenli olarak bir program dahilinde yürütüldüğü kaydedildi.

Faaliyetlerden öne çıkanların her yıl 'Doğa Koruma Durum Raporu' olarak düzenli bir şekilde yayınlandığının anımsatıldı açıklamada, korunan alanların imara açılması gibi bir durumun söz konusu olmadığına dikkat çekildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

'Korunan alanlar çalışması özellikle artarak devam etmektedir. Korunan alanların IUCN kategorilerine göre sınıflandırması, ulusal korunan alan sınıflandırması çalışmaları hızla devam etmektedir. Ülke genelinde kara üzerindeki korunan alanlar Genel Müdürlüğümüzün standart verisi olan Doğa Koruma Durum Raporu'na göre, 2002 yılında yüzde 4,34 iken 2014 yılında ise yüzde 5,4 olmuştur.

Bu durumda 12 yılda yüzde 24,4 artış olmasına rağmen Yale Üniversitesi raporunda durum eksi yüzde 24,46 olarak verilmiştir. Tür koruma çalışmalarında Genel Müdürlüğümüzün standart verisi olan Doğa Koruma Durum Raporu'na göre, 2013 öncesinde sıfır olan Tür Koruma Eylem Planı 2015 itibariyle 33 olmuştur. Yale Üniversitesi raporu ise bu durumu eksi yüzde 36,3 ile ifade ederek, kamuoyunu yanıltıcı istatistiki bilgi vermiştir.'

- Deniz koruma alanlarındaki durum

Açıklamada deniz koruma alanlarındaki duruma da değinilerek, Doğa Koruma Durum Raporu'na göre, 2006 yılında sıfır olan deniz koruma alanı sayısının 2015'de 1 olduğu bilgisine yer verildi.

Finike Dağları'nın deniz koruma alanı olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, 'Yale Üniversitesi raporunda durum, 10 yıllık değişimde eksi yüzde 5,2 şeklinde ifade edilmiştir. Raporda düşüş olarak verilen bu verilerin aksine doğa ve tür koruma çalışmalarımızda son 10 yılda ciddi bir artış olmuştur. Hatta tür koruma ve deniz koruma alanları düşünüldüğünde bu oran sıfırdan yüzde 100'lük bir artış olarak görülmektedir' ifadeleri kaydedildi.

Doğa koruma verilerinin güvenilir olmaması iddiasının ise tamamen asılsız olduğunun belirtildiği açıklamada, bu konuda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün korunan alan ve biyoçeşitlilik verilerini ulusal ve uluslararası bazda yayınlama yetkisine sahip olduğu, her yıl düzenli olarak bu verilerin yayınlandığı bildirildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

'Ayrıca tarafımızca da incelenen söz konusu raporda Yale Üniversitesinin kendi amaçları doğrultusunda seçtiği indikatörlerle elde ettiği performans raporunda, indikatörlerle ilgili verileri alırken Türkiye'nin ve BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin resmi verilerini kullanmadığı, herhangi bir meta-veriye dayanmayan ve belli bir sistematiğe dayanmadan rastgele seçilmiş veriler kümesinden müteşekkil 597 datasetten yararlandığı görülmüştür. Oysa bilindiği üzere ülkemiz biyoçeşitliliği ile ilgili güncel veriler, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 5. Ulusal Rapor'da yer almaktadır.

Konuyla ilgili tek resmi hukuksal ve küresel veri olan BMBÇS Ulusal Raporları'nın kullanılmaması dikkat çekicidir ki tarafımızdan verilen veriler bu raporda yer almaktadır. Korunan alanlardaki artış, tür koruma faaliyetlerindeki artış, biyoçeşitlilik ekonomisi ile ilgili dünyada çok az ülkenin yaptığı çalışmalar, biyokaçakçılık faaliyetlerimiz gibi ülkemizin son yıllarda yaptığı tüm ilerlemeler BMBÇS 5. Ulusal Raporumuz'da mevcuttur.'
Kaynak: AA