Kayseri'de 68 Sanıklı FETÖ Duruşması
Kayseri’de yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında Boydak Holding’in eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak ve eski CEO’su Memduh Boydak’ın da bulunduğu 68 kişinin yargılanmasına başlandı.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ancak katılımın yoğunluğu nedeniyle Konferans Salonunda görülen duruşmada ilk savunmayı, ‘terör örgütü yöneticiliği yapmak ve terör örgütünü finansman sağlamak’ suçlarından dolayı tutuklu bulunan Hacı Boydak yaptı. 2016 Mart ayına kadar yöneticiliğini yaptığı Boydak Eğitim ve Kültür Vakfındaki yardım ve bağışların yalnızca eğitim ve sağlık amacıyla yapıldığını, terör örgütüne finansman sağlamadıklarını ileri süren Hacı Boydak, “Vakıf holding bünyesindeki çalışanların ve onların çocuklarının eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu. Örneğin vakıf sayesinde çok sayıda çalışanımız tüp bebek tedavisi gördü ve anne-baba oldu. Ancak bir süre sonra mülki idari amirliklerden gelen yardım taleplerine de kayıtsız kalamadık, ilgili idari amirliklerle protokol imzalandı ve yardımlar onlar tarafından dağıtıldı. 400 öğrenciye ve bütün çalışanlarımızın liseye ve üniversiteye giden çocuklarına burs sağlandı. Ayrıca Vakfımız Başbakanlığa müracaat etti. İçişleri Bakanlığına bağlı Dernekler Masası aracılığı ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Vakıfla ilgili tüm belgeler Vakıflar İl Müdürlüğünde mevcuttur. Belgelerde herhangi bir suç unsurunun olup olmadığının tespit edilmesi için incelenmesini talep ediyorum. Bugün bu yardımlardan dolayı yargılanıyorum” dedi.
İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Aslan’ın iddialarını dillendiren Hacı Boydak, “Melikşah Üniversitesi kongre salonunu yaptıran Saffet Aslan, neden o dönemde konuşmamıştır da, şimdi konuşmuştur? Yine o dönemde Saffet Aslan kızının Melikşah Üniversitesinden eğitim almasını istemiştir. Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır? Yine aynı şekilde, Holding çalışanlarından zekat ve himmet adından para topladığımız şeklinde başkaları tarafından isnatlarda bulunulmuştur. Şirketimiz sürekli olarak bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir. Yine soruşturmaların başladığı 2014 yılından bu yana yüzün üzerinde denetime tabi tutuldu. Hiçbir incelemede böyle bir duruma rastlanmadı. Resmi evrak ve kayıtları TMSF’ye devredilen Boydak Holding’de bu evraklar mevcuttur. İstendiği zaman gerçek ortaya çıkacaktır. Onun dışında şirketimizin 14 bin çalışanından biri olan Ekrem Baktır kardeşlerimle benim aramdaki ilişkiye nereden bilecektir. Ekrem Baktır’ın gelini holdingimizde çalışırken kendisi istifa etmiştir. Bundan dolayı tazminatı verilmemiştir. Oğlu da Boyçelik’te yapılan kaizen çalışması sonunda işten çıkarılmıştır, tazminatı verilmiştir. Ekrem Baktır’ın kişisel husumetlerinden kaynaklı beyanlarının dikkate alınmamasını talep ediyorum” diye konuştu.
TERÖRİST BAŞI GÜLEN’LE FOTOĞRAFI
Hacı Boydak, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafın detaylarını ise şöyle anlattı:
“O gezi de, o dönemin belediye başkanı olan Mehmet Özhaseki de dahil olmak üzere 9 kişi vardı. Biz Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehri olan Kuzey Karolina’yı ziyaret etmeye gittik. Özhaseki bana gelip ısrar etti ve -Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz- dedi.
Zaten gezi 8 gündü, ben 3. günde döndüm. Evet o ziyaret kapsamında Pensilvanya’ya gittik, Fetullah Gülen ile fotoğraf çektirdik ama herkes çektirdi. Büyükşehir Belediyesinin internet sitesinde Kuzey Karolina ziyareti ile ilgili fotoğrafa baktığınızda üzerimde aynı kıyafet olduğunu göreceksiniz. Mardin ziyaretine de 150 işadamı ile gittik. Mardin’de Bilye köyündeki çatışmada mağdur olan çocuklara yardımcı olmak için oraya gittim. Zaten bir tek benim yanımda oyuncak ve benzer gibi hediyeler vardı. Bizi Mardin Valisi karşıladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler de oradaydı. Akşamına da Mardin Artuklu Üniversitesinde konuşma yaptık. Bu video kayıtları mevcuttur. Ben orada Fethullah Gülen’e dair hiçbir söylemde bulunmadım. O zaman başbakanımız olan Erdoğan’ın 2023 hedeflerine kenetlendiğimizi söyledim. Bunun yanı sıra TBMM üyesi çok sayıda kişinin basında Fethullah Gülen ile ilgili fotoğrafları servis edildi. Onlar yargılanmazken benim yargılanıyor olmam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.”
OĞLU İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ
Hacı Boydak, terör örgütüne finans sağladığı gerekçesi ile tutuklu olan oğlu İlyas Boydak’ın değil, kendisinin Kimse Yok Mu derneğine yardımda bulunduğunu savundu. Gözyaşlarına engel olamayan Hacı Boydak, “Bana suç olarak isnat edilen bağışların neden yasal olarak bankalardan yapılmasına izin verilmiştir. Oğluma isnat edilen suçun da karşılığı yoktur. Kimse Yok Mu derneğine o parayı sırf Müslüman ülkelere kuyu açılması için ben bağışladım, oğlum İlyas değil. Oğlumun masumiyetinin ispatı adına bir baba olarak öncelikle bunun incelenmesini talep ediyorum” dedi.
“EVİMİN ÖNÜNDE 50-60 ARAÇ YOKTU”
Hacı Boydak, darbe girişimin gerçekleştiği 15 Temmuz gecesi, bağ evinin önünde yaklaşık 60 aracın bulunduğuna dair iddiayı da reddetti. Tutuklandıktan sonra serbest bırakıldığında hastaneye gittiğini ve darbe girişiminin olduğu gün mide kanseri olduğunu belirten Hacı Boydak, “Hastalığımı duyan kardeşlerim Kayseri’ye geldi. Biz, o geceyi çekirdek ailem ve iki kardeşimle birlikte bağ evimde geçirdik. Hatta yatsı namazını da oradaki camide kıldık. 15 Temmuz’dan sonra İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesinde kaldığım sırada arandığımı öğrendim ve Kayseri’ye geldim. Daha sonra da adli kontrol şartı ile serbest bırakılmama karar verildi.
15 Temmuz’da evimin önünde 50-60 araç olduğuna dair suçlamaya karşı komşularımın beyanlarına başvurulmasını, kamera kayıtlarının incelenmesini ve namaz kıldığımız caminin kayıtlarının incelenmesini istedim. Ancak talebim kabul edilmedi. Ben kanlı terör örgütünün yöneticisi olmadım. Terör örgütüne finans sağlamadım. 15-25 Aralık sürecinden önce Allah rızası için eğitim amacıyla yardım etmişsek de, bu tarihten sonra bir bağış ya da yardım olmadı. 17-25 Aralık’tan sonra bildiri sunan 483 STK’nın bir çoğuna da yardımda bulunduk. Bu, 17-25 Aralık öncesine bakış açımızı ortaya koymaktadır. Ailem ve ben devlete bağlı insanlarız. İnancım gereği Allah rızası için yaptığım yardım ve bağışlardan dolayı yargılanıyorum. Hapishanede fiziki şartlar yeterli olmadığı için hakkımdaki 16 klasörden oluşan iddiaların hepsini bilmiyorum. Tarafıma isnat edilen suçları kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.” İfadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Aslan’ın iddialarını dillendiren Hacı Boydak, “Melikşah Üniversitesi kongre salonunu yaptıran Saffet Aslan, neden o dönemde konuşmamıştır da, şimdi konuşmuştur? Yine o dönemde Saffet Aslan kızının Melikşah Üniversitesinden eğitim almasını istemiştir. Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır? Yine aynı şekilde, Holding çalışanlarından zekat ve himmet adından para topladığımız şeklinde başkaları tarafından isnatlarda bulunulmuştur. Şirketimiz sürekli olarak bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir. Yine soruşturmaların başladığı 2014 yılından bu yana yüzün üzerinde denetime tabi tutuldu. Hiçbir incelemede böyle bir duruma rastlanmadı. Resmi evrak ve kayıtları TMSF’ye devredilen Boydak Holding’de bu evraklar mevcuttur. İstendiği zaman gerçek ortaya çıkacaktır. Onun dışında şirketimizin 14 bin çalışanından biri olan Ekrem Baktır kardeşlerimle benim aramdaki ilişkiye nereden bilecektir. Ekrem Baktır’ın gelini holdingimizde çalışırken kendisi istifa etmiştir. Bundan dolayı tazminatı verilmemiştir. Oğlu da Boyçelik’te yapılan kaizen çalışması sonunda işten çıkarılmıştır, tazminatı verilmiştir. Ekrem Baktır’ın kişisel husumetlerinden kaynaklı beyanlarının dikkate alınmamasını talep ediyorum” diye konuştu.
TERÖRİST BAŞI GÜLEN’LE FOTOĞRAFI
Hacı Boydak, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafın detaylarını ise şöyle anlattı:
“O gezi de, o dönemin belediye başkanı olan Mehmet Özhaseki de dahil olmak üzere 9 kişi vardı. Biz Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehri olan Kuzey Karolina’yı ziyaret etmeye gittik. Özhaseki bana gelip ısrar etti ve -Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz- dedi.
Zaten gezi 8 gündü, ben 3. günde döndüm. Evet o ziyaret kapsamında Pensilvanya’ya gittik, Fetullah Gülen ile fotoğraf çektirdik ama herkes çektirdi. Büyükşehir Belediyesinin internet sitesinde Kuzey Karolina ziyareti ile ilgili fotoğrafa baktığınızda üzerimde aynı kıyafet olduğunu göreceksiniz. Mardin ziyaretine de 150 işadamı ile gittik. Mardin’de Bilye köyündeki çatışmada mağdur olan çocuklara yardımcı olmak için oraya gittim. Zaten bir tek benim yanımda oyuncak ve benzer gibi hediyeler vardı. Bizi Mardin Valisi karşıladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler de oradaydı. Akşamına da Mardin Artuklu Üniversitesinde konuşma yaptık. Bu video kayıtları mevcuttur. Ben orada Fethullah Gülen’e dair hiçbir söylemde bulunmadım. O zaman başbakanımız olan Erdoğan’ın 2023 hedeflerine kenetlendiğimizi söyledim. Bunun yanı sıra TBMM üyesi çok sayıda kişinin basında Fethullah Gülen ile ilgili fotoğrafları servis edildi. Onlar yargılanmazken benim yargılanıyor olmam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.”
OĞLU İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ
Hacı Boydak, terör örgütüne finans sağladığı gerekçesi ile tutuklu olan oğlu İlyas Boydak’ın değil, kendisinin Kimse Yok Mu derneğine yardımda bulunduğunu savundu. Gözyaşlarına engel olamayan Hacı Boydak, “Bana suç olarak isnat edilen bağışların neden yasal olarak bankalardan yapılmasına izin verilmiştir. Oğluma isnat edilen suçun da karşılığı yoktur. Kimse Yok Mu derneğine o parayı sırf Müslüman ülkelere kuyu açılması için ben bağışladım, oğlum İlyas değil. Oğlumun masumiyetinin ispatı adına bir baba olarak öncelikle bunun incelenmesini talep ediyorum” dedi.
“EVİMİN ÖNÜNDE 50-60 ARAÇ YOKTU”
Hacı Boydak, darbe girişimin gerçekleştiği 15 Temmuz gecesi, bağ evinin önünde yaklaşık 60 aracın bulunduğuna dair iddiayı da reddetti. Tutuklandıktan sonra serbest bırakıldığında hastaneye gittiğini ve darbe girişiminin olduğu gün mide kanseri olduğunu belirten Hacı Boydak, “Hastalığımı duyan kardeşlerim Kayseri’ye geldi. Biz, o geceyi çekirdek ailem ve iki kardeşimle birlikte bağ evimde geçirdik. Hatta yatsı namazını da oradaki camide kıldık. 15 Temmuz’dan sonra İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesinde kaldığım sırada arandığımı öğrendim ve Kayseri’ye geldim. Daha sonra da adli kontrol şartı ile serbest bırakılmama karar verildi.
15 Temmuz’da evimin önünde 50-60 araç olduğuna dair suçlamaya karşı komşularımın beyanlarına başvurulmasını, kamera kayıtlarının incelenmesini ve namaz kıldığımız caminin kayıtlarının incelenmesini istedim. Ancak talebim kabul edilmedi. Ben kanlı terör örgütünün yöneticisi olmadım. Terör örgütüne finans sağlamadım. 15-25 Aralık sürecinden önce Allah rızası için eğitim amacıyla yardım etmişsek de, bu tarihten sonra bir bağış ya da yardım olmadı. 17-25 Aralık’tan sonra bildiri sunan 483 STK’nın bir çoğuna da yardımda bulunduk. Bu, 17-25 Aralık öncesine bakış açımızı ortaya koymaktadır. Ailem ve ben devlete bağlı insanlarız. İnancım gereği Allah rızası için yaptığım yardım ve bağışlardan dolayı yargılanıyorum. Hapishanede fiziki şartlar yeterli olmadığı için hakkımdaki 16 klasörden oluşan iddiaların hepsini bilmiyorum. Tarafıma isnat edilen suçları kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.” İfadelerini kullandı.