HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması
'Çocuklar ölmesin' demekle PKK'lı, terörist olmazsınız, Kürt olmazsınız korkmayın, insan olursunuz. Bir değil, 100 kişi çıkın bunu söyleyin. Bakın bu savaş politikalarını hiç kimse yürütemez. Hükümet de yürütemez, PKK'da yürütemez. Barış çağrılarına iki taraf da cevap vermek, müzakere masasına dönmek ve süreç yeniden başlamak zorundadır' 'Kıvırarak, 'barış' dedik diye çıkıp, özür dileyerek ülkede kimse huzur bulamaz'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, '(Çocuklar ölmesin) demekle PKK'lı, terörist olmazsınız korkmayın, insan olursunuz. Bir değil, 100 kişi çıkın bunu söyleyin. Bakın bu savaş politikalarını hiç kimse yürütemez. Hükümet de yürütemez, PKK'da yürütemez' dedi.
Demirtaş, Alevi kültür dernekleri temsilcilerini Meclisteki makamında kabulünde yaptığı konuşmada, birkaç gündür 'barış' diyenlerin başına neler getirildiğinin hep birlikte izlendiğini belirterek, 'Bir televizyon programında bir kadının 'anneler, çocuklar ölmesin' söylemi üzerinden hem program yapımcısı hem konuşmayı yapan hem program sunucusu, hepsi terörist ve terör destekçisi ilan edildi' diye konuştu.
Demirtaş, bugün Cumhurbaşkanı ve Başbakanın 'çözüm istiyoruz ve bu katliamlara ortak olmak istemiyoruz' diyen akademisyenleri, sözde akademisyen ilan ettiğini ileri sürdü.
DAEŞ'in en büyük megapolde turistlerin arasında bir bomba patlattığını ve 10 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
'Ülkenin Cumhurbaşkanı buna 30 saniyesini ayırıyor ama açıklama yapan, bildiri yayınlayan akademisyenlere 10 dakika hakaret ediyor, tehdit ediyor. Çünkü onun gözünde bu akademisyenler IŞİD'den daha tehlikeli. AKP'nin gözünde IŞİD Türkiye için bir tehdit değil. Kimin için tehdit? Türkiye'deki muhalifler için, AKP'nin muhalifleri için tehdit. AKP IŞİD'i tehdit olarak görmüyor, etkili bir mücadele yürütmüyor. 'Bizim için PKK da eşittir IŞİD, PYD de eşittir IŞİD' diyor ya, PKK'yı terör örgütü olarak görüp, ona karşı mücadele yürütüyorsun. Nasıl mücadele yürüttüğünü görüyoruz. Cizre'ye, Silopi'ye, Sur'a bakın. Hükümetin terör örgütü olarak gördüğü bir yapıya karşı nasıl mücadele yürüttüğünü görüyorsunuz. Yani isterse terörle nasıl mücadele edilebileceğini biliyor. IŞİD'in bütün dernekleri göz göre göre faaliyet yürütüyor. Cumhuriyet Gazetesinin sorumluları içeride ama IŞİD yayını yapanlar rahatlıkla yayın yapıyorlar. Hani IŞİD ve PKK eşitti senin gözünde. Eşitse şu PKK'ya yaptıklarının yüzde 1'ini IŞİD'e yap görelim, inanalım sana.'
Demirtaş, hükümetin bu hatalarından vazgeçmediği müddetçe barışı yakalamanın zor olduğunu savundu.
Bir televizyon programcısının barış mesajı yüzünden özür dilediğini yineleyen Demirtaş, ancak diğer televizyon programcılarının da çıkıp, 'Hayır biz de aynısını diyoruz, barış istiyoruz' demelerinin Türkiye'yi kurtaracağını söyledi. Demirtaş, 'Bütün televizyon programcıları çıksa, sanatçılar, aydınlar, yazarlar... Çok şey kaybetmezsiniz korkmayın, 'barış' demekle PKK'lı olmazsınız. 'Çocuklar ölmesin' demekle PKK'lı, terörist olmazsınız, Kürt olmazsınız korkmayın, insan olursunuz. Bir değil, 100 kişi çıkın bunu söyleyin. Bakın bu savaş politikalarını hiç kimse yürütemez. Hükümet de yürütemez, PKK da yürütemez. Barış çağrılarına iki taraf da cevap vermek, müzakere masasına dönmek ve süreç yeniden başlamak zorundadır. Ama böyle kıvırarak, 'barış' dedik diye çıkıp, özür dileyerek ülkede kimse huzur bulamaz' diye konuştu.
Bugün özür dileyenlerin yarın bu şiddetten yakınma hakkı olmadığını ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
'Hani 'ben yanmasam, sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'... O şiiri okurken herkes duygulanıyor da sıra yanmaya gelince niye kaçıyoruz, değil mi? Bu özür dileyen program yapımcısı arkadaşa sormak istiyorum; sevgili Beyazıt Öztürk o şiiri okurken duygulanırsın ama şiirin gereğini yapmaya gelince küçücük bir risk üstleneceksin. Onu da yapmayıp, 'ben yanmayayım öteki yansın' dersen karanlıklar nasıl çıkacak aydınlığa?'
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün de İstanbul Sultanahmet'teki terör saldırısına değinerek,'10 insan hayatını kaybetti. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Katilleri tanıyoruz, onları da lanetliyoruz Alevi toplumu olarak' dedi.
Kaynak: AA
Demirtaş, Alevi kültür dernekleri temsilcilerini Meclisteki makamında kabulünde yaptığı konuşmada, birkaç gündür 'barış' diyenlerin başına neler getirildiğinin hep birlikte izlendiğini belirterek, 'Bir televizyon programında bir kadının 'anneler, çocuklar ölmesin' söylemi üzerinden hem program yapımcısı hem konuşmayı yapan hem program sunucusu, hepsi terörist ve terör destekçisi ilan edildi' diye konuştu.
Demirtaş, bugün Cumhurbaşkanı ve Başbakanın 'çözüm istiyoruz ve bu katliamlara ortak olmak istemiyoruz' diyen akademisyenleri, sözde akademisyen ilan ettiğini ileri sürdü.
DAEŞ'in en büyük megapolde turistlerin arasında bir bomba patlattığını ve 10 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
'Ülkenin Cumhurbaşkanı buna 30 saniyesini ayırıyor ama açıklama yapan, bildiri yayınlayan akademisyenlere 10 dakika hakaret ediyor, tehdit ediyor. Çünkü onun gözünde bu akademisyenler IŞİD'den daha tehlikeli. AKP'nin gözünde IŞİD Türkiye için bir tehdit değil. Kimin için tehdit? Türkiye'deki muhalifler için, AKP'nin muhalifleri için tehdit. AKP IŞİD'i tehdit olarak görmüyor, etkili bir mücadele yürütmüyor. 'Bizim için PKK da eşittir IŞİD, PYD de eşittir IŞİD' diyor ya, PKK'yı terör örgütü olarak görüp, ona karşı mücadele yürütüyorsun. Nasıl mücadele yürüttüğünü görüyoruz. Cizre'ye, Silopi'ye, Sur'a bakın. Hükümetin terör örgütü olarak gördüğü bir yapıya karşı nasıl mücadele yürüttüğünü görüyorsunuz. Yani isterse terörle nasıl mücadele edilebileceğini biliyor. IŞİD'in bütün dernekleri göz göre göre faaliyet yürütüyor. Cumhuriyet Gazetesinin sorumluları içeride ama IŞİD yayını yapanlar rahatlıkla yayın yapıyorlar. Hani IŞİD ve PKK eşitti senin gözünde. Eşitse şu PKK'ya yaptıklarının yüzde 1'ini IŞİD'e yap görelim, inanalım sana.'
Demirtaş, hükümetin bu hatalarından vazgeçmediği müddetçe barışı yakalamanın zor olduğunu savundu.
Bir televizyon programcısının barış mesajı yüzünden özür dilediğini yineleyen Demirtaş, ancak diğer televizyon programcılarının da çıkıp, 'Hayır biz de aynısını diyoruz, barış istiyoruz' demelerinin Türkiye'yi kurtaracağını söyledi. Demirtaş, 'Bütün televizyon programcıları çıksa, sanatçılar, aydınlar, yazarlar... Çok şey kaybetmezsiniz korkmayın, 'barış' demekle PKK'lı olmazsınız. 'Çocuklar ölmesin' demekle PKK'lı, terörist olmazsınız, Kürt olmazsınız korkmayın, insan olursunuz. Bir değil, 100 kişi çıkın bunu söyleyin. Bakın bu savaş politikalarını hiç kimse yürütemez. Hükümet de yürütemez, PKK da yürütemez. Barış çağrılarına iki taraf da cevap vermek, müzakere masasına dönmek ve süreç yeniden başlamak zorundadır. Ama böyle kıvırarak, 'barış' dedik diye çıkıp, özür dileyerek ülkede kimse huzur bulamaz' diye konuştu.
Bugün özür dileyenlerin yarın bu şiddetten yakınma hakkı olmadığını ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
'Hani 'ben yanmasam, sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'... O şiiri okurken herkes duygulanıyor da sıra yanmaya gelince niye kaçıyoruz, değil mi? Bu özür dileyen program yapımcısı arkadaşa sormak istiyorum; sevgili Beyazıt Öztürk o şiiri okurken duygulanırsın ama şiirin gereğini yapmaya gelince küçücük bir risk üstleneceksin. Onu da yapmayıp, 'ben yanmayayım öteki yansın' dersen karanlıklar nasıl çıkacak aydınlığa?'
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün de İstanbul Sultanahmet'teki terör saldırısına değinerek,'10 insan hayatını kaybetti. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Katilleri tanıyoruz, onları da lanetliyoruz Alevi toplumu olarak' dedi.