Omurga Ağrıları Spordan Vazgeçiriyor
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Tolgay Şatana, Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine göre her 4 insandan birinin otuzlu yaşlara kadar, hayatında en az bir kez omurga ağrısı (Boyun, sırt ve bel) nedeniyle yatak istirahati yapmak zorunda kaldığını belirtti.
Omurga ağrısı çekenlerden yarısının tıbbi tedaviye ihtiyaç duyduğunu kaydeden Şatana, “Tüm dünyada her yıl tıbbi tedaviye cevap vermeyen 9 milyon insanın bir milyonu ağır cerrahi tedavilere (mutlak tedavi-sebebin ortadan kaldırılması) ihtiyaç gösterirken, kalan sekiz milyon sakınık (konservatif-ilaç) tedavilerle aktivite kısıtlaması yaparak omurga ağrılarına çözüm aramaktadır. Bu durum aktif yaşayan, günlük sportif aktiviteleri yaşam tarzı haline getirenler için psikolojik yıkım, mutsuzlukla sonuçlanmakta ve her yıl milyonlarca insan spordan yani yaşamdan vazgeçmektedir” dedi.
Açık cerrahi girişimlerin çoğu zaman belli tıbbi endikasyonlarla yerine getirildiğini ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Tolgay Şatana, şöyle konuştu:
“Hiçbir hekim hastasına hayat kalitesini daha fazla arttırmayacağı bir girişimi uygulamaz. Açık cerrahi yararsız ise yerine aktivite kısıtlaması önerir. Tedavide her zaman yarar-zarar oranı düşünülür. Sorun cerrahi tedavi sırasında hastalıklı bölgeye ulaşırken normal dokulara verilen zarar nedeniyle eski fiziksel aktivitenin asla garanti edilememesidir. Bu nedenle felç ve tedavi edilemeyen şiddetli ağrı çeken, belki de şanslı bir milyon hasta dışında kalan aktif yaşayan milyonlarca insana klasik cerrahi girişimlerle terminal tedavi uygulanamaz. Son yirmi yılda normal anatomik yapılara zarar vermeden omurganın ilgili segmentine ulaşmaya çalışan cerrahlar, minimal invaziv cerrahinin temellerini attılar. Önceleri tehlikeli anatomik yapılar arasından ince bir çelik bir boru ile aletlerini kullandılar. Başlangıçta sonuçlar umut verici fakat pek parlak değildi. Ancak endoskopik sistemlerin gelişmesiyle bu kez bölgeyi ekrana yansıtıp büyütmeyi aynı zamanda etkilenmiş dokuları tedavi etmeyi başardılar. Hijikata ve Kambin gibi müelliflerin zamanla yetiştirdiği hekimler, bugün tüm dünyada yatan hastalarını ameliyat masasından yürüyerek, üstelik ağrısız kaldırmalarını olağan hale getirmişlerdir. Niçin? Minimal invaziv tedavi endikasyonu yaşam kalitesi merkezlidir. Yılda üç kezden fazla yatak istirahati gerektiren ağrı tedavi gerektirir, zira kişi işinden olabilir. Spor yapamamak veya günlük aktivitelerini kısıtlamak tedavi nedenidir, zira sağlık tanım olarak; “zihinsel ve bedensel tam iyilik halidir”. Hareket olmadan sağlık olmaz. Nasıl? Tedaviler steril cerrahi ortamlarda (ameliyathaneler) uygulanır. Uygun ekipman (Endoskopik kamera, endoskopik cerrahi aletler ve floroskopi=eş zamanlı röntgen) desteği, eğitimli omurga cerrahı bulunmalıdır. Tedavi olacak kişinin uyumlu ve aşırı obez olmaması şarttır. Çünkü girişim lokal anestezi altında 0.5- 1 cm lik bir delikten cilt delinerek (perkutan) yapılır. Hasta tamemen uyanıktır, kan kaybı hemen hiç olmaz, cerrahi sırasında iyileştiğini onaylayarak girişimi bizzat sonlandırabilir. Aynı gün taburcu olmak, hatta pilajda güneşlenmek mümkündür. Kısa bir süre araç kullanma, spor yapma engellenebilir. Ancak hastalar derhal masa başı işlerine dönebilirler. Hastanede yatış süresinin az, maliyet düşük olmasının yanı sıra kişiyi derhal üretken hale getirmesi ülke ekonomisi için büyük bir katkıdır. Nerede? Minimal invaziv omurga cerrahisi Amerika’da doğmuş, Asya ve Avrupa’da akademiler oluşturacak kadar gelişmiştir. Bugün sistemli eğitimlerden geçmiş yüzlerce hekim arasında başarılı Türk hekimleri de ülkemizde özellikle son iki yılda bu girişimleri uygulamaya başlamıştır. Dünyada sadece minimal invaziv endoskopik omurga cerrahisine özelleşmiş merkezler vardır. Yakın zamanda ülkemizde de parmakla ifade edilen merkezler alışılmışın dışında olmaktan çıkacaktır. Kimler? Bu girişim omurga cerrahisinin klasik yöntemlerini uygulamış ve bilen (Ortopedi ve Beyin Cerrahisi uzmanları), endoskopik cerrahi eğitimini tamamlayarak uygun minimal invaziv cerrahi teknikleri yapabileceğini sertifikalarla ispatlamış, omurga cerrahları tarafından uygulanmaktadır. Unutmayalım; tıbbi tedavi ve öneriler daha kaliteli, mutlu ve sağlıklı bir yaşam sağlamak için yapılmalıdır. Aksi takdirde yararsızdır. Fıtığınız mı var, spordan uzak mı bırakıldınız? Korkmayın tedavisi var.”
Kaynak: İHA
Açık cerrahi girişimlerin çoğu zaman belli tıbbi endikasyonlarla yerine getirildiğini ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Tolgay Şatana, şöyle konuştu:
“Hiçbir hekim hastasına hayat kalitesini daha fazla arttırmayacağı bir girişimi uygulamaz. Açık cerrahi yararsız ise yerine aktivite kısıtlaması önerir. Tedavide her zaman yarar-zarar oranı düşünülür. Sorun cerrahi tedavi sırasında hastalıklı bölgeye ulaşırken normal dokulara verilen zarar nedeniyle eski fiziksel aktivitenin asla garanti edilememesidir. Bu nedenle felç ve tedavi edilemeyen şiddetli ağrı çeken, belki de şanslı bir milyon hasta dışında kalan aktif yaşayan milyonlarca insana klasik cerrahi girişimlerle terminal tedavi uygulanamaz. Son yirmi yılda normal anatomik yapılara zarar vermeden omurganın ilgili segmentine ulaşmaya çalışan cerrahlar, minimal invaziv cerrahinin temellerini attılar. Önceleri tehlikeli anatomik yapılar arasından ince bir çelik bir boru ile aletlerini kullandılar. Başlangıçta sonuçlar umut verici fakat pek parlak değildi. Ancak endoskopik sistemlerin gelişmesiyle bu kez bölgeyi ekrana yansıtıp büyütmeyi aynı zamanda etkilenmiş dokuları tedavi etmeyi başardılar. Hijikata ve Kambin gibi müelliflerin zamanla yetiştirdiği hekimler, bugün tüm dünyada yatan hastalarını ameliyat masasından yürüyerek, üstelik ağrısız kaldırmalarını olağan hale getirmişlerdir. Niçin? Minimal invaziv tedavi endikasyonu yaşam kalitesi merkezlidir. Yılda üç kezden fazla yatak istirahati gerektiren ağrı tedavi gerektirir, zira kişi işinden olabilir. Spor yapamamak veya günlük aktivitelerini kısıtlamak tedavi nedenidir, zira sağlık tanım olarak; “zihinsel ve bedensel tam iyilik halidir”. Hareket olmadan sağlık olmaz. Nasıl? Tedaviler steril cerrahi ortamlarda (ameliyathaneler) uygulanır. Uygun ekipman (Endoskopik kamera, endoskopik cerrahi aletler ve floroskopi=eş zamanlı röntgen) desteği, eğitimli omurga cerrahı bulunmalıdır. Tedavi olacak kişinin uyumlu ve aşırı obez olmaması şarttır. Çünkü girişim lokal anestezi altında 0.5- 1 cm lik bir delikten cilt delinerek (perkutan) yapılır. Hasta tamemen uyanıktır, kan kaybı hemen hiç olmaz, cerrahi sırasında iyileştiğini onaylayarak girişimi bizzat sonlandırabilir. Aynı gün taburcu olmak, hatta pilajda güneşlenmek mümkündür. Kısa bir süre araç kullanma, spor yapma engellenebilir. Ancak hastalar derhal masa başı işlerine dönebilirler. Hastanede yatış süresinin az, maliyet düşük olmasının yanı sıra kişiyi derhal üretken hale getirmesi ülke ekonomisi için büyük bir katkıdır. Nerede? Minimal invaziv omurga cerrahisi Amerika’da doğmuş, Asya ve Avrupa’da akademiler oluşturacak kadar gelişmiştir. Bugün sistemli eğitimlerden geçmiş yüzlerce hekim arasında başarılı Türk hekimleri de ülkemizde özellikle son iki yılda bu girişimleri uygulamaya başlamıştır. Dünyada sadece minimal invaziv endoskopik omurga cerrahisine özelleşmiş merkezler vardır. Yakın zamanda ülkemizde de parmakla ifade edilen merkezler alışılmışın dışında olmaktan çıkacaktır. Kimler? Bu girişim omurga cerrahisinin klasik yöntemlerini uygulamış ve bilen (Ortopedi ve Beyin Cerrahisi uzmanları), endoskopik cerrahi eğitimini tamamlayarak uygun minimal invaziv cerrahi teknikleri yapabileceğini sertifikalarla ispatlamış, omurga cerrahları tarafından uygulanmaktadır. Unutmayalım; tıbbi tedavi ve öneriler daha kaliteli, mutlu ve sağlıklı bir yaşam sağlamak için yapılmalıdır. Aksi takdirde yararsızdır. Fıtığınız mı var, spordan uzak mı bırakıldınız? Korkmayın tedavisi var.”