'Yunus'un Kutsal Enerjisi Şiire Dönüşmüştür'

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı, Yunus Emre'nin, Anadolu Türkçesi'nde vahiy dilini anlayamayan insanlara bir lütuf olduğunu söyledi.

TRT'de ramazan ayı boyunca hafta içi yayınlanan "Aşkın Yolculuğu: Yunus Emre" isimli dizinin danışmanlığını yapan ve Yunus Emre hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Tatcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yunus Emre'nin, her yönüyle tamamlanmış, kamil bir insan olduğunu belirtti.

Yunus Emre'nin her çağın insanına söylediğini bugünün insanına da söylemeye devam ettiğini ifade eden Tatcı, "Külli benlikler için kelimelerle eşya ile oynamak, bir şey icat etmek çocuk oyuncağıdır ama zamana göre zamanın ihtiyacına göre tecelli ettirirler onları. Hazreti Yunus'un kutsi enerjisi kelama dönüşmüştür" diye konuştu.

- "Kitapta ne buyrulursa Yunus da onu söylüyor"

Tatcı, "tam insan"ın her çağın insanı olduğunu ve bu insanların nefislerine göre konuşmadığını vurguladı.

Kamil insanın ana önem verdiğini belirten Tatcı, "Kitapta ne buyrulursa Yunus da onu söylüyor. Farklı bir şey değil. Yunus, Anadolu Türkçesi'nde vahiy dilini anlayamayan insanlara Cenabı Hakk'ın lütfu oldu. Seyr-i Süluku'ndaki tecrübeleri semasından aşağıya indiriverdi" ifadelerini kullandı.

Tatcı, Yunus Emre'nin şiirinin "tamamlanmış kamil" insanların cömertliği olarak anlaşılması gerektiğini ifade ederek, "Yunus'un şiir söylemesi, halka cömertliğindendir" değerlendirmesinde bulundu.

Tapduk Emre'den de bahseden Tatcı, "Tapduk Emre, bu milletin artık hakikat dili Türkçe'yi anlamasının zamanının geldiğine inanıyordu, Yunus Emre'yi ona göre donattı. Yunus Emre, hamuru karılmak üzere Tapduk'un eline verilmiş bir malzemeden ibarettir" ifadelerini kullandı.

Yunus'un çağdaşı Molla Kasım'ın vazifesinin, kamil insanın seyr-i sülukun (aşk yolculuğu) zirvesindeki tecrübelerini halkın anlayabileceği bir seviyeye getirmek olduğunu aktaran Tatcı, şöyle devam etti:

"Molla Kasım vazifelidir. Hakikat ehlinin vazifelisidir. Hakikatin ulu orta konmaması üzerine Cenab-ı Hakk'ın önümüze koyduğu bir engeldir. Bir nevi perdedir. Peygamberler hakikati farkında yaşayan insanlardır. Veliler ise hakikati sarhoşlukta yaşayan insanlardır. Aralarında fark vardır. Farka gelince o rötuş yapması lazım, hakikati boyaması lazım."

- "İnsanlar gelip 'ben Adem olmak istiyorum' diyecekler"

Tatcı, insanların yaratılış sebebinin, Allah'ın istediği "Adem" haline gelmek olduğuna dikkati çekti.

Bunun en önemli yolunun helal lokma ve helal kazançtan geçtiğini dile getiren Tatcı, şunları anlattı:

"Kitabi bilginin insan tarafından hazmedilip hayat tarzı haline getirilmesi önemli. Kitabi bilgi içselleşmezse davranış haline gelmez. 'Vay be ne kadar güzel söz söylemiş' dersiniz, güncelleyemezsiniz, bugüne getiremezsiniz. Bir taraftan okuyacaksın, bir taraftan hazmedeceksin. İşte tasavvuf kurumu, mürşid-i kamiller bunu yapmışlardır. Eskiden bunu yapmışlar. Bugün de tenhalarda bunu yapıyorlar. Yarın da bunu yapacaklar. Yani vahdet düşüncesini, içselleştirme problemini halledecekler. İnsanlar gelip 'Ben Adem olmak istiyorum' diyecekler."

Kaynak: AA