Davutoğlu Açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bir daha bu topraklarda Düyun-u Umumiye ayıbı yaşanmayacak.

Davutoğlu Açıklaması
Bu millet bir daha başkasından borç isteme zilletini yaşamayacak. Bizim milletimiz savaştı mı mertçe savaşır, barıştı mı mertçe barışır. Bu milleti temsil ederken, salonlarda, o ecdadı yüreğimizde hissettiğimiz için başımız hiçbir zaman eğik olmadı. Şah Fırat operasyonu için bir kez daha Genelkurmay Başkanımıza, operasyona katılan bütün komutanlarımıza huzurunuzda teşekkürü bir borç biliyoruz” dedi.


18 Mart Çanakkale Zaferi münasebetiyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törenlerde konuşan Başbakan Davutoğlu, “Bugün burada sıradan bir anmada değiliz. Bu topraklar için kanını dökmüş şehitleri anıyoruz. Ruhları şad olsun. Savaşlar vardır iki tarafı ilgilendiren. Bazıları, birçok milletin kaderini belirleyenler, cihan savaşı olarak anılır. Birinci Dünya Savaşındaki bütün cephelerde, hiçbir cephe yoktur ki, Çanakkale cephesi gibi cihan savaşını temsil etmiş olsun. Çanakkale’de o gün bilinen coğrafyalardaki milletler karşı karşıya gelmiştir. Bir tarafta sadece Devleti Aliye-yi Osmaniye’yi savunmak için değil, kadim değerleri savunan kahramanlar topluluğu; diğer tarafta, yükselen bir sömürge düzenini yaymak için kadim kültürün merkezi İstanbul’a doğru yürüyen ordular. Çanakkale’de savaşan sadece iki millet değil, iki zihniyet, iki dünya telakkisidir. Savunulanın sadece Çanakkale, İstanbul değil, bütün bir insanlık tarihinin olduğunu görürsünüz. Hint yarımadasındaki, Asya’daki, Balkanlar’daki soydaşlarımız ne hissetmişse, Çanakkale Savaşının bir cihan savaşı olduğunda hiçbir tereddüt yoktur. Birçok milletin kaderi bu topraklarda belirlendi. Her şeyden önce bizim kaderimiz. Çökmekte olan bir imparatorluğun tekrar ayağa kalkması için bir kahramanlık destanına ihtiyaç vardı. Hep birimizin ailesinde mutlaka bir Çanakkale hatırası vardır” dedi.

“ÇANAKKALE DESTANI İLE MİLLİ KİMLİK OLUŞTU”
Daha evvel yaşanan birçok yenilginin ardından Çanakkale Savaşı üzerinden bir milli kimlik oluştuğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
“Çanakkale Savaşı göstermiştir ki, ölüme hazır bir milletten daha güçlüsü yoktur. Bu milleti esarete mahkum kılmak mümkün değildir. Bütün ordular dağılmışken, vatan toprakları parçalanmışken, kuva-i milliye yeniden ayağa kalktı. Çanakkale’de bu kahramanlık destanı yazılmamış olsaydı Kuva-yi Milliye kolay olmazdı. Bugün bu devletin geleceğe kararlı yürüyüşünden bahsediyorsak, Çanakkale şehitlerinin huzurunda ihtiramla eğilmeli, rahmetle dua etmeliyiz. Diyanet’in bu sabah bütün camilerde buğday çorbası vermiş olması ve dualarla şehitleri anması mühimdir. Milli idrakimiz burada nasıl tekrar inşa edilmişse, savaştığımız askerlerin ülkelerinde de aynı his yaşandı. Avusturalya, Yeni Zelanda liderleri, ‘Bugün kimliğimizi Çanakkale’ye borçluyuz’ derler. O mevzilerde Diyarbakırlı, Tokatlı, Muğlalı, Rizeli de vardı, Akdeniz, Karadeniz, doğu ve batılı da vardı. Ağrı’ya, Kaçkarlar’a selam vererek büyüyenler de vardı. Dersaadeti, milletin kalbini, yüreğini korumak için omuz omuza çalıştılar. Yüz yıl sonra bu milletin arasına nifak sokmak isteyenlere karşı milletimiz ve devletimiz için, Türk Silahlı Kuvvetleri adına söz veriyoruz ki, bütün vatandaşlarımızın tarihdeşliği, kaderdaşlığı için gece gündüz çalışacağız. Aramıza nifak sokmaya çalışanlara Çanakkale ruhuyla karşı duracağız. Hepsi Çanakkale’ye gelerek bir kardeşlik mesajı getirmişler. Ortadoğu’da barışın egemen olması, o kardeşlerimizin torunları için ne yapmak gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. İnsanlık için harekete geçmekte tereddüt etmemiş ecdadın evlatlarıyız. Türkiye’nin merhamet, şefkat, kudret elini hissetmek istediklerinde onların yanında olacağız”.

“DÜNYANIN HER YERİNDE ALNIMIZ AÇIK”
Mehmetçiklerin karşı taraftaki düşmanla da kahramanca ve mertçe çarpıştığını anlatan Davutoğlu, “Bizim milletimiz savaştı mı mertçe savaşır, barıştı mı mertçe barışır. Yeter ki karşımızda savaşacak yürekte mertler, barışacak yürekte mertler olsun. Çanakkale’de insanlık dersi vermiş olan ecdada bir kere daha hürmetli, minnetle, saygıyla teşekkür ediyoruz. Dünyanın her yerinde alnımız açık. Bu milleti temsil ederken, salonlarda, o ecdadı yüreğimizde hissettiğimiz için başımız hiçbir zaman eğik olmadı” diye konuştu.

“BU ÜLKEDE BİR DAHA DÜYUN-U UMUMİYE AYBI OLMAYACAK”
“Şehitlere buradan sesleniyorum” diyen Davutoğulu, “Nasıl siz bizim başımızı dik kılmışsanız, yazdığınız destanlarla bir miras bıraktıysanız, biz de gelecek nesillere başlarını dik tutacak bir miras bırakacağız. Baş verecek, baş eğmeyeceğiz. Atalarımız yiğitçe savaştılar, ama barış yaptıklarında da arkalarında nefret bırakmadılar. Gelin nefret kültürünü, kin ve intikam duygularını bir kenara bırakalım. Bu toprakların altında atanlar mertçe savaşırken, düşman askerinden dahi nefret etmediler. Onlara da savaşa ara verildiğinde merhametle muamele etiler. Kalıcı Anadolu coğrafyasını kılmak için çalışıyoruz. 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılını idrak edeceğiz. Bugünden o güne seslenerek diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti herkesten önce Çanakkale’de şehit düşen ecdadımızın mirasıdır ve onların malıdır. O kahramanlık destanını yazan şehitlerin torunları olarak söz veriyoruz. Bir daha bu topraklarda Düyun-u Umumiye ayıbı yaşanmayacak. Bu millet bir daha başkasından borç isteme zilletini yaşamayacak. Eğer Çanakkale Savaşını kazanmakla birlikte, Birinci Dünya Savaşını kaybetmiş, vatan topraklarının büyük kısmını terk etmek zorunda kalmışsak, bunun sebebi, askerlerimiz ya da onların komutanları değil, bir devletin Düyun-u Umumiye üzerinden iliklerinin sömürülmüş olmasıdır. İktisaden çökmüş olmasıdır. İşte öyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmak ve geliştirmek istiyoruz ki, öylesine büyük güç haline getirmek istiyoruz ki, her şeyiyle kendi kendine yeter olsun, mazlumlar ihtiyaç hissettiğinde onlara kucak açacak kudrette olsun, herhangi bir namert bu topraklarla ilgili bir plan yapma cüretine kalkışırsa, aynı şekilde kudret sahibi olsun. Bir devletin bekası kudret ve şefkat sahibi olmasıyla mümkündür” dedi.

“KENDİ SAVUNMA SANAYİİ OLMAYAN BİR MİLLETİN İSTİKLALİ OLAMAZ”
Nusret mayın gemisinin Türkiye’de üretilmediğine dikkat çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O zaman savaşan ordumuzun teçhizatının büyük kısmı dışarıdan alınmak zorundaydık. Artık kendi savunma sanayiine sahip olmayan bir milletin istiklali davası olamaz diyerek, 12 yıldır bütün savunma ihtiyacımızı karşılamaz üzere bir seferberlik içindeyiz. 2023 yılında, Türk semalarında yüzde yüz milli muharip savaş uçakları uçacak. Son savunma sanayii icra komitesinde bunun kararını aldık. Türk Silahlı Kuvvetleri Altay tanklarıyla gücüne güç katacak. Gemilerimizin çoğu Türk malıdır. Türk subaylarının kudretine emanet edilmiştir. İnsansız hava araçları, füze savuna sistemlerini yapmak hem Çanakkale şehitlerine, hem gelecek nesillere bir borcumuzdur. Bu borcu ödemek için gece gündüz çalışacağız. Savaşmadan barışı kazanmak istiyorsak her an savaşa hazır olmak zorundayız. Çanakkale bizim için büyük bir derstir.”

“ŞAH FIRAT OPERASYONU İÇİN TÜRK SİLAHLARI KUVVETLERİ’NE TEŞEKKÜR EDERİM”
Şah Fırat operasyonunda büyük başarıya imza atan TSK’ya teşekkür eden Davutoğlu, “Bir kez daha Genelkurmay başkanımıza, operasyona katılan bütün komutanlarımıza huzurunuzda teşekkürü bir borç biliyoruz. Şah Fırat operasyonu esnasında, 9 saat içinde, kutsal bir emaneti, Süleyman Şah’ın naaşını ve oradaki emanetleri Suriye derinliğinden alıp, Eşme bölgesine defnedilmek üzere getiren Türk Silahlı Kuvvetleri’nde o gece gördüğüm disiplin, uyum, kararlılık ve cesaret, Çanakkale şehitlerinin mirasının sahipsiz olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Her bir komutanımıza, her bir askerimize huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Bu tecrübe dahi göstermiştir ki, bizim milletimizin en önemli hasletlerinden biri, eğer onurumuzu, izzetimizi korumak gereken bir an söz konusu olmuşsa, o anın gereğini yapmak konusunda tereddüt edilmemesidir” dedi.

Kaynak: İHA