Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, asgari ücretin artışı kamu için bir yük olmadığını belirterek, "Kamuda belli bir yükü var ama kamu için net olarak bakarsanız bir gelir kaynağı aslında" dedi
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Yılmaz, asgari ücretin artışının kamu için bir yük olmadığını belirterek, "Kamuda belli bir yükü var ama kamu için net olarak bakarsanız bir gelir kaynağı aslında. Asgari ücret arttıkça vergi ve primler de artıyor, dolayısıyla kamu gelirlerine net olarak bir faydası var" dedi.
Asgari ücrette asıl meselenin ekonomi, özel işletmelerin yükü olduğunun altını çizen Yılmaz, "Asgari ücret artınca işletmeler üzerinde bir miktar yük artıyor; ama vergi ve prime esas olacak şekilde asgari ücret gösterdiği anda çalışanlarına daha fazla ücret ödeyen bir çok işletmenin olduğunu biliyoruz. Bir tarafta çalışanların beklenti ve talepleri, diğer tarafta işletmelerin yükü var. Bunlar arasında dengeyi kurmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bekar, evli ve çocuğu olmayan bir asgari ücretlinin gelecek yıl net bin 300 lira alacağını söyleyen Yılmaz, evli ve 3 çocuklu bir asgari ücretlinin ise net olarak bin 380 lira alacağı kaydetti ve bunu dengeleyecek şekilde işletmelere dönük desteklerini artırdıklarına da vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti: "7 Haziran’dan sonra bir siyasi belirsizlik ortamına girdik. Ama siyasi istikrarsızlık yaşatmadık çok şükür. AK Parti tek başına hükümet olamasa da 7 Haziran’dan sonra hem terörle mücadelede, hem ekonomik politikalarda işleri gerçekten çok iyi bir şekilde yönetti. Bir an dahi bir yönetim boşluğu oluşturmadı. 7 Haziran’dan sonra oluşan siyasi belirsizliğin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri oldu. Kasımdan sonra siyasi belirsizlik ortadan kalkacak. Çünkü 1 Kasım’dan sonra 4 yıl seçim olmayacak".
Türkiye’nin 1 Kasım’dan sonraki 4 yıllık dönemi reformlarla değerlendirmesi gerektiğini belirten Cevdet Yılmaz, bunları yaptığı zaman Türkiye’nin lig atlayacağını vurguladı..
Cevdet Yılmaz, dünyada bu kadar çalkantı, ülke içinde siyasi belirsizlikler, yakın coğrafyada jeopolitik riskler ve terör saldırıları olduğu halde Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini açıklayarak, "Demek ki temellerimiz sağlam. Siyasi istikrarın devamı ile çok daha iyi günlerin görülecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, doların seyrine ilişkin bugün yaşananların normal bir durum olmadığını söyleyerek, şu anda oynaklığın yüksek olduğunu, ama bir süre sonra piyasanın oturacağını bildirerek, ortam oturduğu zaman spekülatif hareketlerin de azalacağını açıkladı.
Türkiye’ye vize serbestisi verememelerinin AB’nin ayıbı olduğunu söyleyen Yılmaz, "Avrupa’yı bu anlamda zorluyoruz ve belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Anladığım kadarıyla bu süreç hızlanacak ve vize serbestisi konusunda adımlar atılmış olacak. Bu sevindirici" ifadelerini kullandı.
AB’nin güçlü bir ekonomi olmasına rağmen az sayıda sığınmacının dahi gittiğinde büyük sorunlar çıktığını gördüklerini vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ama bugüne kadar uluslararası alandan yeterince destek göremediğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sığınmacı meselesinin insanlığın meselesi olduğunu vurgulayarak, sadece bir ülkeye bu işin yüklenmesinin adaletsizlik olduğunu belirtti.
Kaynak: İHA
Asgari ücrette asıl meselenin ekonomi, özel işletmelerin yükü olduğunun altını çizen Yılmaz, "Asgari ücret artınca işletmeler üzerinde bir miktar yük artıyor; ama vergi ve prime esas olacak şekilde asgari ücret gösterdiği anda çalışanlarına daha fazla ücret ödeyen bir çok işletmenin olduğunu biliyoruz. Bir tarafta çalışanların beklenti ve talepleri, diğer tarafta işletmelerin yükü var. Bunlar arasında dengeyi kurmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bekar, evli ve çocuğu olmayan bir asgari ücretlinin gelecek yıl net bin 300 lira alacağını söyleyen Yılmaz, evli ve 3 çocuklu bir asgari ücretlinin ise net olarak bin 380 lira alacağı kaydetti ve bunu dengeleyecek şekilde işletmelere dönük desteklerini artırdıklarına da vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti: "7 Haziran’dan sonra bir siyasi belirsizlik ortamına girdik. Ama siyasi istikrarsızlık yaşatmadık çok şükür. AK Parti tek başına hükümet olamasa da 7 Haziran’dan sonra hem terörle mücadelede, hem ekonomik politikalarda işleri gerçekten çok iyi bir şekilde yönetti. Bir an dahi bir yönetim boşluğu oluşturmadı. 7 Haziran’dan sonra oluşan siyasi belirsizliğin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri oldu. Kasımdan sonra siyasi belirsizlik ortadan kalkacak. Çünkü 1 Kasım’dan sonra 4 yıl seçim olmayacak".
Türkiye’nin 1 Kasım’dan sonraki 4 yıllık dönemi reformlarla değerlendirmesi gerektiğini belirten Cevdet Yılmaz, bunları yaptığı zaman Türkiye’nin lig atlayacağını vurguladı..
Cevdet Yılmaz, dünyada bu kadar çalkantı, ülke içinde siyasi belirsizlikler, yakın coğrafyada jeopolitik riskler ve terör saldırıları olduğu halde Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini açıklayarak, "Demek ki temellerimiz sağlam. Siyasi istikrarın devamı ile çok daha iyi günlerin görülecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, doların seyrine ilişkin bugün yaşananların normal bir durum olmadığını söyleyerek, şu anda oynaklığın yüksek olduğunu, ama bir süre sonra piyasanın oturacağını bildirerek, ortam oturduğu zaman spekülatif hareketlerin de azalacağını açıkladı.
Türkiye’ye vize serbestisi verememelerinin AB’nin ayıbı olduğunu söyleyen Yılmaz, "Avrupa’yı bu anlamda zorluyoruz ve belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Anladığım kadarıyla bu süreç hızlanacak ve vize serbestisi konusunda adımlar atılmış olacak. Bu sevindirici" ifadelerini kullandı.
AB’nin güçlü bir ekonomi olmasına rağmen az sayıda sığınmacının dahi gittiğinde büyük sorunlar çıktığını gördüklerini vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ama bugüne kadar uluslararası alandan yeterince destek göremediğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sığınmacı meselesinin insanlığın meselesi olduğunu vurgulayarak, sadece bir ülkeye bu işin yüklenmesinin adaletsizlik olduğunu belirtti.