'Sudan Koyun Geçirme' Yarışması
Çal ilçesin Aşağıseyit köyünde çobanlar arasında 8 asırdır sürdürülen "Sudan Koyun Geçirme" yarışması yapıldı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren şenlik alanında başlayan etkinlikler çerçevesinde, kangal köpekleri ve koyun sürüleri eşliğinde yapılan yürüyüşle Yörük göçü canlandırıldı. Daha sonra Aşağıseyit sınırları içerisinde bulunan Şehit Kurt Ali'nin mezarı ziyaret edildi.
Çal, Çivril ve Baklan ilçelerinden 50 çobanın sürüleriyle katıldığı yarışmada, çobanlar "sadakat" ve "sevgilerini" göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı.
Suyun içine giren ve ıslıkla sürüyü çağıran çobanlar, "elci" olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından sürülerinin nehri geçerek kıyıya ulaşması için uğraştı. Sürülerin suya atlaması sırasında maniler söylendi, davul-zurna eşliğinde çobanlar motive edildi. Nehri geçmeyi başaran sürülerin çobanları sevinç yaşarken, geçemeyen sürülerin çobanları ise üzüldü.
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, geleneği yaşatmak için sürdürülen yarışmaya ilgiden memnun olduklarını dile getirdi.
Geleneğin 8 asırdır sürülmesinde katkısı olanlara teşekkür eden Akcan, "Türkiye'de sadece Denizli'de yaşatılan bu geleneğin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması için 3 yıl önce başvuruda bulun. UNESCO listesine girersek, İspanya'daki boğa güreşleri gibi dünyada bilinirliğini arttırmak için çalışacağız. Bu gelenekle Çal'da turizmi canlandırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
-UNESCO Temsilcisi izledi
Etkinliğe katılan UNESCO Milli Komisyonu Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Şeref Poyraz, gözlemlemek, yapısını görmek ve dikkatli sunum yapabilmek adına etkinliği takip ettiklerini ifade ederek, "Yerel kültürlerin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması için belli aşamalardan geçmesi gerekiyor. Kültürün öncelikle yerel ve ulusal envanterinin çıkarılması lazım. Dünya mirası listesine alınma aşaması bu iki envanterin ardından geliyor. Sudan koyun geçirme geleneği yerel envantere başarıyla kaydedilmiş, ikinci aşamayı geçmiş ve son aşamadadır" dedi.
Yarışmayı Denizli Valisi Abdülkadir Demir yanı sıra, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, MHP Genel Başkan Yardımcı Emin Haluk Ayhan, CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, bazı ilçe belediye başkanları, protokol üyeleri ile vatandaşlar izledi.
Yarışmada dereceye giren çobanlara çeşitli hediyeler verildi.
- Yarışmanın hikayesi
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane ise şöyle:
"Karakoyunlu aşiretinden bir kişi, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birine çoban olur. Yörede kısa sürede çok sevilen çoban, beyin kızıyla aralarında gelişen aşk üzerine, beyden kızını ister. Kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirmeyeceğini düşündüğü bir görev vermek ister ve evlenmeleri için 'koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' şartını koşar. Şartı kabul eden çoban, imkansız gibi görüneni başarır ve koyunları su içirmeden nehirden geçirir.
Oğuz beyi, şartı yerine getirmesine rağmen kızını çobana vermez, bunun üzerine kızı hastalanarak yatağa düşer ve ölür. Bey tarafından yöreden kovulan çoban ise ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Bu olaydan çok etkilenen yöre halkı, büyük aşka olan saygılarını göstermek amacıyla her yıl kendi aralarında sudan koyun geçirme yarışması düzenler."
Kaynak: AA
Çal, Çivril ve Baklan ilçelerinden 50 çobanın sürüleriyle katıldığı yarışmada, çobanlar "sadakat" ve "sevgilerini" göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı.
Suyun içine giren ve ıslıkla sürüyü çağıran çobanlar, "elci" olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından sürülerinin nehri geçerek kıyıya ulaşması için uğraştı. Sürülerin suya atlaması sırasında maniler söylendi, davul-zurna eşliğinde çobanlar motive edildi. Nehri geçmeyi başaran sürülerin çobanları sevinç yaşarken, geçemeyen sürülerin çobanları ise üzüldü.
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, geleneği yaşatmak için sürdürülen yarışmaya ilgiden memnun olduklarını dile getirdi.
Geleneğin 8 asırdır sürülmesinde katkısı olanlara teşekkür eden Akcan, "Türkiye'de sadece Denizli'de yaşatılan bu geleneğin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması için 3 yıl önce başvuruda bulun. UNESCO listesine girersek, İspanya'daki boğa güreşleri gibi dünyada bilinirliğini arttırmak için çalışacağız. Bu gelenekle Çal'da turizmi canlandırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
-UNESCO Temsilcisi izledi
Etkinliğe katılan UNESCO Milli Komisyonu Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Şeref Poyraz, gözlemlemek, yapısını görmek ve dikkatli sunum yapabilmek adına etkinliği takip ettiklerini ifade ederek, "Yerel kültürlerin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması için belli aşamalardan geçmesi gerekiyor. Kültürün öncelikle yerel ve ulusal envanterinin çıkarılması lazım. Dünya mirası listesine alınma aşaması bu iki envanterin ardından geliyor. Sudan koyun geçirme geleneği yerel envantere başarıyla kaydedilmiş, ikinci aşamayı geçmiş ve son aşamadadır" dedi.
Yarışmayı Denizli Valisi Abdülkadir Demir yanı sıra, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, MHP Genel Başkan Yardımcı Emin Haluk Ayhan, CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, bazı ilçe belediye başkanları, protokol üyeleri ile vatandaşlar izledi.
Yarışmada dereceye giren çobanlara çeşitli hediyeler verildi.
- Yarışmanın hikayesi
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane ise şöyle:
"Karakoyunlu aşiretinden bir kişi, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birine çoban olur. Yörede kısa sürede çok sevilen çoban, beyin kızıyla aralarında gelişen aşk üzerine, beyden kızını ister. Kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirmeyeceğini düşündüğü bir görev vermek ister ve evlenmeleri için 'koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' şartını koşar. Şartı kabul eden çoban, imkansız gibi görüneni başarır ve koyunları su içirmeden nehirden geçirir.
Oğuz beyi, şartı yerine getirmesine rağmen kızını çobana vermez, bunun üzerine kızı hastalanarak yatağa düşer ve ölür. Bey tarafından yöreden kovulan çoban ise ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Bu olaydan çok etkilenen yöre halkı, büyük aşka olan saygılarını göstermek amacıyla her yıl kendi aralarında sudan koyun geçirme yarışması düzenler."