'Bir Meçhul Öğretmen”den Köy Enstitüleri Yılları
Bilecikli Mehmet ve Ayşe Bayındır çifti, Köy Enstitüleri geleneğini yaşayan "Bir Meçhul Öğretmen"ler olarak, enstitü yıllarını anlattı.
Tarık Akan'ın çektiği "Bir Meçhul Öğretmen" filminde hayatları anlatılan Bayındır çiftinden, Mehmet Bayındır (85), enstitülerin kapatılmasının Türkiye'nin gelişimine balta vurduğunu öne sürdü. Mehmet öğretmen, o günleri şöyle anlatıyor: “Köy Enstitüsü deyince Atatürk, İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel, Hakkı Tonguç, Atatürk ölmeden ki zamanlarda toprağa önem vermişlerdir. Topraksız ülkeden hayır gelmez diye bir program hazırlamışlar. Köy Enstitüsü kurulması üzerine karar vermişler. Yüzde 80'i köy öğrencilerinden oluştu. Çünkü köy çocukları tarlada, bahçede, kışta, kıyamette her türlü çileye alışkın çocuklardır. O yüzden yüzde 80'ini 5'inci sınıf ilkokul diplomalı çocukları aldılar. 6 ilden toplanan köy çocuklarını imtihanla buralara yerleştirdiler. Oraya vardığımızda biz köy çocuğu olarak köyde sosyal imkanları görmüş çocuklar değildik. Toprağa bağlı toprağa gönül vermiş kişiler olarak Arifiye Köy Enstitüsü’nde bunun daha normal daha modern tarafları gördük. Köy Enstitüsü’ndeki plan proje içerisinde bu köy çocuklarına fakir aile çocukları olarak okula gittiğimizde oradaki imkanlar sosyal yönler arkadaşlık kardeşlik yönleri öğretmenlerin ana baba gibi öğrencilere yakınlık dostluk şeklinde. Ben şimdi 85 yaşındayım anlatınca yüreğim ürperiyor.”
“KISA BİR SÜRE İÇİNDE 21 OKULA ULAŞTI”
Konuşmasının devamında Mehmet öğretmen, 17 Nisan 1940’ta ilk olarak Kepirtepe Köy Enstitüsü’nün açıldığını ve yakın zaman için 21 tane modern eğitimli okullara ulaşıldığını belirtti.
Bayındır, “Toprağa yönelik öğretmenlerin kendisine yönelik, balıkçıdır, tavukçudur her öğretmenin bir sanatı vardır. Sanatsız öğretmen çıkılamaz. 1946'lara kadar çok güzel devam etti. 1946'da Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılanlar Demokrat Parti’yi kurdular ve İsmet İnönü'ye kadar cephe aldılar. Başta Celal Bayar, Andan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu daha birçok kişi cephe aldılar. İnönü de 1946 seçimlerinde ‘Atatürk'ün dediği sözleri yerine getireceğiz’ dedi.
‘Avrupa ülkelerine yetişebilmemiz için çok yapmamız şeyler var’ dedi.
‘Çok partili hayata geçmeliyiz’ dedi.
1946 seçimlerinde Demokrat Parti'dekiler kazanamadılar. 1950'ye kadar İsmet İnönü devam ettirdi. 1950'de yapılan seçimlerde Demokrat Parti kazandı. Bu yıldan sonra Köy Enstitüleri kapanmaya doğru gitti” dedi.
“KÖY ENSTİTÜLERİ KAPANMASAYDI DÜNYANIN HAKİMİ OLURDUK”
Mehmet Bayındır, Köy Enstitüleri’nin kapanmasaydı dünyanın tek hakiminin Türkiye olacağını, nedeninin ise dünya üzerinde en zengin ülkenin Türkiye olduğunu da anlatarak, şöyle devam etti:
"Dış ülkeler buraya ‘Halk Gönüllüleri’ diye bir şey gönderdi. Kız erkek yüksek tahsilli. Kızlar dağda bahçede kadınlarla işbirliği yapacak, erkeklerde dağda samanlarla uğraşacak. Aslında onlar bilgi toplamak için geldiler Türkiye'ye. Bu bilgileri topladılar. Türkiye'de götürdükleri bu bilgileri masaya yatırdılar, baktılar ki Türkiye tam dört dörtlük demokrasiye giriyor. Hemen bunun ambargosunu koydular. Dediler ki Köy Enstitüsünü kapatacaksınız. Demokrat Partililer de dedi ki; ‘biz kapatacağız ama harpten çıkmış milletiz, hiçbir şeyimiz yoktur’ Meydanlarda o zaman dediler ki; "Marshall yardımı yapılacak." Yardım yaptı ama o zamanda sebeplerden sebeplendiler. Demokrat Partinin adamları bugünkü gibi köylerde kentlerde astığım astık kestiğim kestik gibi bu şekilde yürütülüyorlar. Bunun üzerine Marshall yardımından sebeplenenler sebeplendi. Cumhuriyet Halk Partililer hava aldı o zamanlar. Gaz yok, tuz yok, şeker yok, vatandaş o zaman İnönü'ye dedi ki; ‘Paşam aç bıraktın bizi.’ Biz de Köy Enstitüsü’nde okuduk ama 100 gram ekmek zor bulurduk. 1946'dan sonra yediğimiz içtiğimiz bozuldu. İnönü kendisi gelirdi bizim yemekhanemizde birlikte yemek yerdik. Eğer 15 sene devam etseydi, çünkü her 3-5 ilin bağlantısında 1 Köy Enstitüsü vardı. İşte bu şekilde 1952'ye kadar devam ettirdi. Sonra Köy Enstitüsü bitti. Bunun eseri Demokrat Partidir. Zaten ondan sonra bölünen partiler Demokrat Parti’den çoğalmıştır. Ben her zaman diyorum Atatürk'ün getirdiği bu eserler ilke ve devrimleri, gençliğe hitabesi, İstiklal Marşı herkes bunu öğrenecek ve öğretecek. Gerçekler burada modern eğitim bunda. Topraksız ülke yıkılmaya mahkumdur. Köy Enstitüsü’nün bitme sebebi işte budur."