'İcadı Onaylatmak İçin İsviçre'ye Gitmeye Gerek Yok'

Türk Standartları Enstitüsünce (TSE) verilmeye başlanan Beyan Doğrulama Sertifikası (BDS) hizmeti sayesinde, buluş sahiplerinin geliştirdikleri ürünlerini onaylatmak için İsviçre'ye gitmesine gerek kalmayacak.

TSE Marmara Bölge Koordinatörü Mehmet Hüsrev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, laboratuvarları daha çok standart endeksli konseptte kurulduğu için bugüne kadar ilgili standartların belirlediği parametrelerle test ve analiz yaptıklarını belirterek, uluslararası arenadaki değişimleri algıladıktan sonra TSE'nin kendisini en doğru yerde konuşlandırması gerektiğinin farkına vardıklarını söyledi.

İnovatif ürünlerin, Avrupalı veya İsviçreli bilim adamları tarafından onandığının reklamlarla tanıtıldığına dikkati çeken Hüsrev, bunların inandırıcılığının her zaman tartışma konusu olduğunu kaydetti.

Hüsrev, bu kapsamda firmanın beyanıyla ilgili söz konusu ürünü laboratuvar şartlarında test ederek BDS vermeye başladıklarını anlatarak, "Bunun inovatif ürünlerin pazarlanmasında katalizör görevi yapacağı, verimliliği arttıracağı hatta yeniliklerin teşviki konusunda büyük bir katkı sağlayacağı inancındayım. Bu anlamda sadece standartları değil, firmaların beyanını da şeffaf şekilde akredite laboratuvarlarımızda test ederek sertifikalandırıyoruz" diye konuştu.

BDS hizmetine icadın piyasa şartlarına daha hızlı entegre olmasına katkı sağlamak amacıyla başladıklarını vurgulayan Hüsrev, "Bu sertifikanın standartları belirli, lokal parametreleri kapsamaktadır. Standartlarda 50-60 parametre varsa, üretici, ürününün sadece bir parametresinin belgelendirilmesini istiyorsa onu da yapabiliyoruz. Buna bir yerde 'teknik noterlik' de denebilir. Bu, firmanın beyanını kamuoyu nezdinde tescil etmektir, doğrulamaktır" ifadesini kullandı.
- "Yeni bir icadı onaylatmak için İsviçre'ye gitmeye gerek yok"
Hüsrev, TSE belgesi ile BDS arasındaki farkı ise şöyle özetledi:
"Standardizasyon bir dokümandır. İlgililer tarafından hazırlanmış ve kurul tarafından kabul edilmiş parametreler zinciridir. Bunun tüm parametreleri test edilir, üretim yerine bakılır, üretim akışı analiz edilir. TSE belgesinde üretim yerinde inceleme yapılır, daha sonra bitmiş üründen numune alınır, test edilir ve test tüm parametreleri içerir. BDS ise sadece firmanın beyanı, yeni bir ürünün belgelendirilmesidir. Yani standardı hazırlanmamış bir ürünün tescilidir, yeni bir gelişmeyi belgelendirmektir, yeniliklere destektir, yenilikleri teşvik etmektir."
BDS'nin kapsamını verdiği örnekle açıklamaya çalışan Hüsrev, "Örneğin, bir insanımız elektrik tüketimiyle ilgili cihaz buldu. Bu cihazın tüketimde yüzde 20 tasarruf sağladığını iddia ediyor. O cihazın standardı var ama iddianın standardı yok. O iddiayı otorite tarafından belgelendirme ihtiyacı duyuyor zaman zaman kurum, kuruluşlarımız. İşte bunun doğruluğunu objektif delillerle test edip, tescilliyoruz veya reddediyoruz. Yeni bir icadı onaylatmak için İsviçre'ye gitmeye gerek yok, TSE bunu belgelendiriyor ve söz konusu iddiayı refere ederek ürünün pazarda pay sahibi olmasına katkı sağlıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedeflediğini anımsatan Nüsrev, niceliksel unsurların niteliksel katkılarla sağlanabileceğini vurguladı.
Niteliksel katkının arttırılması icçin de benzeri belgelendirmelere ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Hüsrev, "Katma değeri yüksek ürünler, bu tür ürünlerdir. Bunların getirisi de çok yüksektir. Bunları üretip dünyaya satamazsak, ihracatımızın bu hedefe çıkması gerçekten zor olabilir. Dolayısıyla Ar-Ge'yi teşvik etmemiz gerekiyor ama Ar-Ge'yi etkin kılabilmek için karlılık önemlidir. Karlılık için de ürünün satılabilmesi, bunun için de sertifikalandırılması gerekir" şeklinde konuştu.

Kaynak: AA