Uü'de '6. Kamu Yönetimi Günleri' Etkinliği
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Kamu Yönetimi Topluluğunca düzenlenen, "Kamu Yönetimi Günleri" etkinliğine, HE-PAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile yazar İhsan Eliaçık, konuşmacı olarak katıldı.
UÜ Görükle Yerleşkesi Mete Cengiz Kültür Merkezindeki etkinlikte konuşan Osman Pamukoğlu, bir üniversiteden konuşmacı olarak davet almanın kendisini çok şaşırttığını söyledi.
Davet kendisine iletildiğinde, "Hangi dağda kurt öldü" yorumu yaptığını ifade eden Pamukoğlu, sert üslubu nedeniyle TV programlarına ve bu tür söyleşilere çağrılmadığını belirterek "Uludağ Üniversitesi Rektörlüğünü ve öğrencilerini bu cesur tavırlarından dolayı kutluyorum" dedi.
Pamukoğlu, ideolojinin siyaset ve toplum düşüncelerinin tümü olduğunu ifade ederek en önemli ideolojinin ise özgürlük olduğunu anlattı. İnsanların özgürlükleri için korkusuzca mücadele etmesi gerektiğine dikkati çeken Pamukoğlu, "Korku, doğumdan ölüme kadar insanı işe yaramaz hale getiren en kötü duygudur. Dünyaya gelip de işe yaramadan çekip gitmenin de sebebi korkudur" dedi.
Bir öğrencinin, "Çok güzel konuşuyor, önemli mesajlar veriyorsunuz ama partiniz bunun karşılığını oy olarak alamıyor. Bunun nedeni nedir?" sorusu üzerine Pamukoğlu, "Biz 3-4 yıllık partiyiz. Ancak 2011 seçimlerinde 30-35 yıllık partiler olan İşçi Partisinden ve DSP'den daha çok aldık. Biz halk tipi partiyiz. Egemenlerden destek almıyoruz, tüm ihtiyacımızı kendimiz karşılıyoruz" yanıtını verdi.
-Öteki dünyayı kazanmak-
Yazar İhsan Eliaçık ise "dindarlık, iktidar ve adalet" başlıklı konuşmasında, din, devlet, Allah ve adalet gibi kavramların "kamuya" yani herkese ait olduğunu bildirdi.
Dindarlığın sadece, "namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek" olarak algılanmaması gerektiğini anlatan Eliaçık, şunları söyledi:
"Dindarlar veya dini hassasiyeti sonradan artanlar için hep, 'bak sofu oldu, namazdan başını kaldırmıyor, hacca umreye gidiyor' gibi örnekler verilir. Hiç, 'bak bu adam dindar oldu kapı kapı dolaşıp borcunu ödedi, herkesten helallik istedi, fabrika önünde hak arayan işçilerin yanında yer aldı' gibi örnekler verildiğini gördünüz mü? Herkes öteki dünyadaki cennet için uğraştığını sanıyor. Ancak bu dünyayı cennete dönüştürmeden, öteki dünyayı kazanamayız."
AK Parti'nin kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de çağdaş demokrasiyi anlatan kitaplarda "demokrasinin sadece sandıkla tanımlanmadığını savundu.
Günümüzde diktatörlüklerde bile seçimlerin sandıkla yapıldığını vurgulayan Şener, şöyle konuştu:
"Sandık demokrasiyi tanımlamak için yeterli bir argüman değil. İran'da sandık var, İran demokratik bir ülke midir? Hayır. İran Cumhurbaşkanına sorduğunuzda da 'hayır' der. Çünkü İran doktrin olarak 1979'da Humeyni ilk geldiğinde 'İslam cumhuriyetine evet İslam demokrasisine hayır' demişti, 'böyle bir kavram olmaz' demişti. Günümüzde sandığın olmadığı yer yok ama 'dünyanın her yerinde demokrasi var' diyebilir misiniz? Hayır. Bir ülkede demokrasinin var olması için siyasi karar organlarının seçimle işbaşına gelmesi lazım. Ama bu yetmiyor, o ülkede hukuk devleti olması lazım. Eğer o ülkede hukuk devleti yoksa o ülkede demokrasi yoktur, sayılıyor."
Kaynak: AA
Davet kendisine iletildiğinde, "Hangi dağda kurt öldü" yorumu yaptığını ifade eden Pamukoğlu, sert üslubu nedeniyle TV programlarına ve bu tür söyleşilere çağrılmadığını belirterek "Uludağ Üniversitesi Rektörlüğünü ve öğrencilerini bu cesur tavırlarından dolayı kutluyorum" dedi.
Pamukoğlu, ideolojinin siyaset ve toplum düşüncelerinin tümü olduğunu ifade ederek en önemli ideolojinin ise özgürlük olduğunu anlattı. İnsanların özgürlükleri için korkusuzca mücadele etmesi gerektiğine dikkati çeken Pamukoğlu, "Korku, doğumdan ölüme kadar insanı işe yaramaz hale getiren en kötü duygudur. Dünyaya gelip de işe yaramadan çekip gitmenin de sebebi korkudur" dedi.
Bir öğrencinin, "Çok güzel konuşuyor, önemli mesajlar veriyorsunuz ama partiniz bunun karşılığını oy olarak alamıyor. Bunun nedeni nedir?" sorusu üzerine Pamukoğlu, "Biz 3-4 yıllık partiyiz. Ancak 2011 seçimlerinde 30-35 yıllık partiler olan İşçi Partisinden ve DSP'den daha çok aldık. Biz halk tipi partiyiz. Egemenlerden destek almıyoruz, tüm ihtiyacımızı kendimiz karşılıyoruz" yanıtını verdi.
-Öteki dünyayı kazanmak-
Yazar İhsan Eliaçık ise "dindarlık, iktidar ve adalet" başlıklı konuşmasında, din, devlet, Allah ve adalet gibi kavramların "kamuya" yani herkese ait olduğunu bildirdi.
Dindarlığın sadece, "namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek" olarak algılanmaması gerektiğini anlatan Eliaçık, şunları söyledi:
"Dindarlar veya dini hassasiyeti sonradan artanlar için hep, 'bak sofu oldu, namazdan başını kaldırmıyor, hacca umreye gidiyor' gibi örnekler verilir. Hiç, 'bak bu adam dindar oldu kapı kapı dolaşıp borcunu ödedi, herkesten helallik istedi, fabrika önünde hak arayan işçilerin yanında yer aldı' gibi örnekler verildiğini gördünüz mü? Herkes öteki dünyadaki cennet için uğraştığını sanıyor. Ancak bu dünyayı cennete dönüştürmeden, öteki dünyayı kazanamayız."
AK Parti'nin kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de çağdaş demokrasiyi anlatan kitaplarda "demokrasinin sadece sandıkla tanımlanmadığını savundu.
Günümüzde diktatörlüklerde bile seçimlerin sandıkla yapıldığını vurgulayan Şener, şöyle konuştu:
"Sandık demokrasiyi tanımlamak için yeterli bir argüman değil. İran'da sandık var, İran demokratik bir ülke midir? Hayır. İran Cumhurbaşkanına sorduğunuzda da 'hayır' der. Çünkü İran doktrin olarak 1979'da Humeyni ilk geldiğinde 'İslam cumhuriyetine evet İslam demokrasisine hayır' demişti, 'böyle bir kavram olmaz' demişti. Günümüzde sandığın olmadığı yer yok ama 'dünyanın her yerinde demokrasi var' diyebilir misiniz? Hayır. Bir ülkede demokrasinin var olması için siyasi karar organlarının seçimle işbaşına gelmesi lazım. Ama bu yetmiyor, o ülkede hukuk devleti olması lazım. Eğer o ülkede hukuk devleti yoksa o ülkede demokrasi yoktur, sayılıyor."