Sağlık Temalı Fuarda Sağlık Konuşuldu

Prof. Atıcı, “Sağlık hizmetleri ulaşılabilir olmaktan çıktı. Ticari bir metaya ve ranta dönüştürülmeye çalışılıyor” diye konuştu.

82. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın sağlıklı yaşam aktiviteleri kapsamında düzenlenen, tıp alanında önde gelen isimlerin katıldığı Sağlıklı Sohbetler ve Saatler söyleşilerinde, vatandaşlar merak ettiği sorulara cevaplar buluyor. Önceki akşam düzenlenen Çocuk Sağlığı konulu söyleşiye CHP İçel Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevgi Mir ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Dr. Türkegül Kocaoğlu’nun ev sahipliği yaptığı söyleşide, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da dinleyiciler arasında yer aldı.

UMUT EVLERİ PROJESİ
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Türkegül Kocaoğlu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak yıllarca anne ve çocuk sağlığı kurumlarında hizmet ettiğini, emekli olduktan sonra da bu alanda sosyal sorumluluk projelerinde yer aldığını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağlık alanında yaptığı yatırımlarla Türkiye’deki yerel yönetimler arasında çok özel bir yere sahip olduğunu belirten Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, çocuk sağlığı alanında Türkiye’de örnek bir proje geliştirdi. ‘Umut Evleri’ olarak adlandırılan Hasta Çocuk Evleri’ni hayata geçirdi. Ege Üniversitesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Hasta Çocuklar ve Ailelerini Destekleme Derneği ile işbirliği yaparak Umut Evleri’ni kurdu. Bu işbirliği sayesinde Büyükşehir Belediyesi’ne ait 3 evde, bugüne dek onlarca hasta çocuk ve ailesine kucak açıldı. Çocuk hastaların yakınları artık hastane bahçesinde sabahlamıyor. Yeni işbirlikleriyle bu evlerin sayısı artar” dedi.

ÇOCUKLAR HUZUR VERİYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Süt Kuzusu Projesi ile 0-5 yaş arasındaki 100 bin çocuğun evine süt ulaştırıldığını hatırlatan Kocaoğlu, “Büyükşehir Belediyesi 7 anaokuluyla hem personeline hem de İzmirlilere hizmet veriyor. Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi’ne anneleri ile birlikte gelen çocuklara hem anaokulu, hem de etüt hizmeti veriliyor. Gezici Sanat Otobüsleri ile çocukların tiyatro, konser, sinema gibi sanatsal etkinliklere katılımı sağlanıyor. 2009 yılı Dünya Çocuk Hakları Günü’nde açılan Çocuk ve Gençlik Merkezi ile 7-22 yaş grubu gençlere, kentsel olanaklara erişme kolaylığı, sanatsal etkinliklerden yararlanma olanağı sağlanıyor. Çalışabileceğim çok alan var. Çocuk sağlığına emek vermekten huzur duyuyorum. Böylece ülkeme olan borcumu az da olsa ödediğimi düşünmek beni mutlu ediyor” diye konuştu.

ÖNCE SAĞLIK MI, RANT MI?
Sağlık politikalarına katkı sağlamak için siyasete atıldığını ifade eden CHP İçel Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı ise, “Sağlık, ticari bir metaya ve ranta dönüştürülmeye çalışılıyor. Sağlık hizmetleri ulaşılabilir olmaktan çıktı. Sağlık hizmeti varsa gelir vardır anlayışına dönüştü. Hükümet sağlığa ayrılan paranın 4 katına çıkarıldığıyla övünüyor. Bu paraların yüzde 90’ını özel hastanelere ve laboratuvarlara gidiyor. Dünyada hızla gelişen sağlık hizmetlerine Türkiye ayak uydurmaya çalışıyor. Ama harcadığımız parayla değişim aynı oranda değil. Savaş başlamadan önce Suriye bizden iyi durumdaydı” dedi.

SAĞLIK OKURYAZARLIĞI GELİŞİYOR
İçinde her türlü konforun bulunduğu Hasta Çocuk Bakım Evleri’ne verdiği destekten dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür eden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevgi Mir de, “Türkiye’de sağlık okuryazarlığı diye bir kavram gelişiyor. Sağlık okuryazarlığı, sağlık konusunda halkın bilgi sahibi olması demek. Artık hastalar, hatalı gördükleri noktalarda doktorları uyarabiliyor. Sağlık okuryazarlığının İzmir’den başlayıp çok hızlı gelişeceğine inanıyorum” diye konuştu.

Konuşmaların ardından katılımcılar, söyleşiye katılan dinleyicilerin sorularını yanıtladı. Söyleşinin sonunda Başkan Kocaoğlu konuşmacılara plaket verdi. İzmirlilerin çocuk sağlığı konusunda akıllarındaki sorulara cevap bulduğu söyleşi, doktorlardan oluşan Grup “Yan Sanayi”nin müzik dinletisiyle son buldu.