"Doğalgazdan Yararlanan Nüfus 32 Milyona Ulaştı"
KOCAELİ - Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, ülke çapında doğalgazdan yararlanan nüfusun 32 milyona ulaştığını söyledi.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl tüketilen 45,2 milyar metreküplük doğalgazın yaklaşık yüzde 25'inin abonelerin kullanımından kaynaklandığını, serbest tüketicilere ait 4 milyar metreküplük tüketim ilave edildiğinde, ülkedeki toplam tüketimin üçte birinin dağıtım şirketleri aracılığı ile gerçekleştirildiğinin görülebileceğini anlattı.
Bir abonenin kömür ve ocak şofben için tüp kullanımından doğalgaza geçerek yılda bin 150 lira tasarruf sağlayabileceğine dikkati çeken Arslan, dağıtım şirketi yatırımları ile Türkiye'nin sadece konut enerji giderlerinde 80 milyar lira tasarruf sağladığını, 20 milyar liranın üzerinde tesisat dönüşüm piyasası oluştuğunu kaydetti.
Arslan, dağıtım şebekesinin ulaştığı toplam potansiyelin nüfus bazında 45 milyon olduğunu dile getirerek, "Mevcut durumda ülke çapında doğalgazdan yararlanan nüfus 32 milyona ulaşmıştır. Gaz kullanıcısı bazında penetrasyon ise yüzde 71 civarındadır" şeklinde konuştu.
-"2013 için arz-talep dengesi sağlandı"
Doğalgaz talebininin ülkenin arz güvenliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Arslan, "Bugün için ülkemiz arz kaynakları, BOTAŞ'ın uzun dönemli doğalgaz alım satım anlaşmaları ve buna ilave özel sektöre aktarılmış kaynaklar olup, toplam miktar 51,8 milyar metreküptür. EPDK'nın 2013 yılı ulusal doğalgaz tüketim tahmini 47,6 milyar metreküp. Doğalgaz sektörünün gelişiminden hareketle 2013 yılı için arz-talep dengesinin sağlanmış olabileceğini söylemek mümkündür" diye konuştu.
Arslan, 2015 yılına kadar 50 bin megavatlık doğalgazlı santral kurulacağını, bunun yaklaşık 5 milyar metreküp doğalgaz ihtiyacına karşılık geldiğine işaret etti.
-"Yatırım miktarı 8 milyar lirayı aştı"
Bugüne kadar 57 doğalgaz dağıtım lisans bölgesinin ihale edilerek lisanslarının verildiğini ve 64 dağıtım lisans bölgesiyle 65 şehirde doğal gaz kullanımının başladığını hatırlatan Arslan, şöyle konuştu:
"Bunun 2012 yılı sonu itibarıyla şebeke yatırımı anlamında karşılığı, ihaleli şirketler baz alındığında 36 bin 500 kilometre polietilen ve çelik boru hattıdır. İhaleli şirketlerin bugüne kadar yaptığı yatırım 3,3 milyar lirayı aşmış ve 48 bin 400 kişiye istihdam sağlanmıştır. Yatırımlara dağıtım sektörü bütününe baktığımızda ise toplam şebeke büyüklüğünün 70 bin kilometreye ulaştığını, yatırım miktarının 8 milyar lirayı aştığını ve 77 bini aşkın kişiye istihdam sağlandığını söyleyebiliriz."
-Nabucco ve TANAP
Arslan, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin Türkiye'ye stratejik ve ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi, projelerden sağlanabilecek faydaların öncelikle temin edilmesi gerektiğini vurguladı.
Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nabucco Projesi'nin yaratabileceği faydalar, proje devam ettiği takdirde belki daha orta ve uzun dönemde söz konusu olabilecektir ancak ülkemizin genel anlamda transit boru hattı proje ve gerçekleşmelerinden konumu itibarı ile fayda sağlaması çok doğal ve kaçınılmazdır. Bu faydayı sağlamanın ana unsuru ise doğru ülke politikaları izlenmesi ve zamanında uygulamaya konmasıdır. Bu projeler yürütülürken ülkemize bir ticaret merkezi olma imkanı yaratacak koşullar mutlaka sağlanmalıdır. Bu da en temel anlamda transit projeler yürütülürken, ülkemizin arz güvenliğine katkı sağlayacak ve ticaret merkezi olma potansiyelini yaratacak ülke çıkışlarının olmasının sağlanması ile temin edilebilecektir."
Kaynak: AA
Bir abonenin kömür ve ocak şofben için tüp kullanımından doğalgaza geçerek yılda bin 150 lira tasarruf sağlayabileceğine dikkati çeken Arslan, dağıtım şirketi yatırımları ile Türkiye'nin sadece konut enerji giderlerinde 80 milyar lira tasarruf sağladığını, 20 milyar liranın üzerinde tesisat dönüşüm piyasası oluştuğunu kaydetti.
Arslan, dağıtım şebekesinin ulaştığı toplam potansiyelin nüfus bazında 45 milyon olduğunu dile getirerek, "Mevcut durumda ülke çapında doğalgazdan yararlanan nüfus 32 milyona ulaşmıştır. Gaz kullanıcısı bazında penetrasyon ise yüzde 71 civarındadır" şeklinde konuştu.
-"2013 için arz-talep dengesi sağlandı"
Doğalgaz talebininin ülkenin arz güvenliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Arslan, "Bugün için ülkemiz arz kaynakları, BOTAŞ'ın uzun dönemli doğalgaz alım satım anlaşmaları ve buna ilave özel sektöre aktarılmış kaynaklar olup, toplam miktar 51,8 milyar metreküptür. EPDK'nın 2013 yılı ulusal doğalgaz tüketim tahmini 47,6 milyar metreküp. Doğalgaz sektörünün gelişiminden hareketle 2013 yılı için arz-talep dengesinin sağlanmış olabileceğini söylemek mümkündür" diye konuştu.
Arslan, 2015 yılına kadar 50 bin megavatlık doğalgazlı santral kurulacağını, bunun yaklaşık 5 milyar metreküp doğalgaz ihtiyacına karşılık geldiğine işaret etti.
-"Yatırım miktarı 8 milyar lirayı aştı"
Bugüne kadar 57 doğalgaz dağıtım lisans bölgesinin ihale edilerek lisanslarının verildiğini ve 64 dağıtım lisans bölgesiyle 65 şehirde doğal gaz kullanımının başladığını hatırlatan Arslan, şöyle konuştu:
"Bunun 2012 yılı sonu itibarıyla şebeke yatırımı anlamında karşılığı, ihaleli şirketler baz alındığında 36 bin 500 kilometre polietilen ve çelik boru hattıdır. İhaleli şirketlerin bugüne kadar yaptığı yatırım 3,3 milyar lirayı aşmış ve 48 bin 400 kişiye istihdam sağlanmıştır. Yatırımlara dağıtım sektörü bütününe baktığımızda ise toplam şebeke büyüklüğünün 70 bin kilometreye ulaştığını, yatırım miktarının 8 milyar lirayı aştığını ve 77 bini aşkın kişiye istihdam sağlandığını söyleyebiliriz."
-Nabucco ve TANAP
Arslan, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin Türkiye'ye stratejik ve ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi, projelerden sağlanabilecek faydaların öncelikle temin edilmesi gerektiğini vurguladı.
Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nabucco Projesi'nin yaratabileceği faydalar, proje devam ettiği takdirde belki daha orta ve uzun dönemde söz konusu olabilecektir ancak ülkemizin genel anlamda transit boru hattı proje ve gerçekleşmelerinden konumu itibarı ile fayda sağlaması çok doğal ve kaçınılmazdır. Bu faydayı sağlamanın ana unsuru ise doğru ülke politikaları izlenmesi ve zamanında uygulamaya konmasıdır. Bu projeler yürütülürken ülkemize bir ticaret merkezi olma imkanı yaratacak koşullar mutlaka sağlanmalıdır. Bu da en temel anlamda transit projeler yürütülürken, ülkemizin arz güvenliğine katkı sağlayacak ve ticaret merkezi olma potansiyelini yaratacak ülke çıkışlarının olmasının sağlanması ile temin edilebilecektir."