A;K Parti Bilecik İl Danışma Kurulu Toplantısı
BİLECİK - AK Parti Bilecik İl Danışma Kurulu temmuz ayı toplantısı yapıldı.
TBMM KİT Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz, İl Danışma Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Bilecik'te sağlıkla ilgili birtakım sorunların, göreve geldikleri günden bu yana süregeldiğini ifade etti.
İlçelerde hastane inşaatlarının tamamlanmamış durumda olduğunu ve göreve gelir gelmez yarım kalan inşaatları tamamladıklarını belirten Poyraz, şöyle konuştu:
"Yenipazar ve İnhisar ilçelerimize de sağlık ocağı yaptık. Bilecik gündeminde bir konu var. Herkes her şeyi kamuoyunda söylüyor. 'Bu vekil susuyor niye susuyor acaba?' Bilecik'te yapılamayan bir şey varsa şunu dost düşman herkes bilsin. Burada siyasetçi olarak en başta ben sorumluyum. Sorumluluktan kaçacak halimiz yok. Dolayısıyla sorumlu aramak yerine, taşlamak yerine zahmet edip 'görüşmek istiyoruz' deyin. Sağdan, soldan duyduğunuz yarım bilgilerle, eksik bilgilerle kamuoyunu eksik ve yanlış bilgilendirmeyin. Biz önce yarım işlerimizi bitiririz sonra devlet hastanesini gündeme aldık, çalışmasını yaptık. Olabiliyorsa, Bilecik Devlet Hastanesi mevcut şu andaki arsası yerine olmasını tercih ediyoruz."
Kararın bakanlıkça verileceğini anlatan Poyraz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda üniversitenin yanındaki araziyle ilgili çalışma başladı.
O bölgede çalışmayı başlattığımız zaman, bakanlık ve yerel yöneticiler olarak da kerhen bu kararı verdik. Hastaneyi oraya yapacağız. Fakat sonrasında şöyle bir sorun çıktı; sonuçta siz vatandaşın malını kamulaştırıyorsunuz, vatandaşın kendi mülkü, bugün dışarıdan hariçten gazel okuyup da 'bu iş niye yürümüyor, niye bitmiyor' diyen arkadaşlarımızın orada tarlası olsaydı bakalım kamulaştırma olsaydı kendini nasıl düşüneceklerdi. O teklif edilen fiyatlarla o bölgedeki rayiçteki üzerinde fiyatlardı. Sonuçta iş yargıya gitti. Hastane yapıcaz yine kamulaştırma davası çıktı. En sonunda baktık ki bunun ne zaman biteceği belli değil. Bakanımız ile görüştük, 'acil halde bir an önce çözülmesi lazım, buradaki mahkemenin ne kadar süreceği belli değil, Bilecik'te bize özgü proje yapalım. Gerekiyorsa 2-3 kat fazla yapalım. Fakat bunu beklemek yerine kendi arsamız üzerinde hastane binasını yıkmadan idari binanın lojmanlarını yıkarak yapabilir miyiz?' dedim. Sağolsun sayın bakanımız talimat verdi. Bir kaç arkadaş görevlendirerek çalışma yaptılar."
Merkeze bağlı Deresakarı Köyü'ndeki devam eden hidroelektrik santraliyle ilgili köylülerin protestosuna da değinen Poyraz, şunları kaydetti:
"Diyorlar ki Sakarya kurudu. Kar yağışının azlığından kaynaklanan sebeple böyle oldu. Oradaki santralin, HES'in etkisi var mı? Bana verilen bilgiler içersinde yok. Şimdi Deresakarı Köyü Muhtarına soracaksınız, mart ayında sulama kuyularıyla ilgili bir problem olursa biz size yardımcı oluruz diye söylemiş mi? Sonrasında ne yapmış o HES'i yapan arkadaşlarımız? Mağduriyeti olan kuruyan yerlerini tespit yaptırıp onlara ödenmek üzere yardımcı olması anlamında muhtara 15 bin lira vermiş mi? Muhtar söyledi mi, bahsetti mi böyle bir şey? Arkadaşlar çiftçinin sorunu varsa, problemi varsa, bizden kaynaklanıyorsa, biz yardımcı olalım diye taahütte bulunmuşlar ve muhtara da para verilmiş. Köydeki mağduriyeti olan çiftçilerimize de verilip verilmediğini araştıracağım."
Kaynak: AA
İlçelerde hastane inşaatlarının tamamlanmamış durumda olduğunu ve göreve gelir gelmez yarım kalan inşaatları tamamladıklarını belirten Poyraz, şöyle konuştu:
"Yenipazar ve İnhisar ilçelerimize de sağlık ocağı yaptık. Bilecik gündeminde bir konu var. Herkes her şeyi kamuoyunda söylüyor. 'Bu vekil susuyor niye susuyor acaba?' Bilecik'te yapılamayan bir şey varsa şunu dost düşman herkes bilsin. Burada siyasetçi olarak en başta ben sorumluyum. Sorumluluktan kaçacak halimiz yok. Dolayısıyla sorumlu aramak yerine, taşlamak yerine zahmet edip 'görüşmek istiyoruz' deyin. Sağdan, soldan duyduğunuz yarım bilgilerle, eksik bilgilerle kamuoyunu eksik ve yanlış bilgilendirmeyin. Biz önce yarım işlerimizi bitiririz sonra devlet hastanesini gündeme aldık, çalışmasını yaptık. Olabiliyorsa, Bilecik Devlet Hastanesi mevcut şu andaki arsası yerine olmasını tercih ediyoruz."
Kararın bakanlıkça verileceğini anlatan Poyraz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda üniversitenin yanındaki araziyle ilgili çalışma başladı.
O bölgede çalışmayı başlattığımız zaman, bakanlık ve yerel yöneticiler olarak da kerhen bu kararı verdik. Hastaneyi oraya yapacağız. Fakat sonrasında şöyle bir sorun çıktı; sonuçta siz vatandaşın malını kamulaştırıyorsunuz, vatandaşın kendi mülkü, bugün dışarıdan hariçten gazel okuyup da 'bu iş niye yürümüyor, niye bitmiyor' diyen arkadaşlarımızın orada tarlası olsaydı bakalım kamulaştırma olsaydı kendini nasıl düşüneceklerdi. O teklif edilen fiyatlarla o bölgedeki rayiçteki üzerinde fiyatlardı. Sonuçta iş yargıya gitti. Hastane yapıcaz yine kamulaştırma davası çıktı. En sonunda baktık ki bunun ne zaman biteceği belli değil. Bakanımız ile görüştük, 'acil halde bir an önce çözülmesi lazım, buradaki mahkemenin ne kadar süreceği belli değil, Bilecik'te bize özgü proje yapalım. Gerekiyorsa 2-3 kat fazla yapalım. Fakat bunu beklemek yerine kendi arsamız üzerinde hastane binasını yıkmadan idari binanın lojmanlarını yıkarak yapabilir miyiz?' dedim. Sağolsun sayın bakanımız talimat verdi. Bir kaç arkadaş görevlendirerek çalışma yaptılar."
Merkeze bağlı Deresakarı Köyü'ndeki devam eden hidroelektrik santraliyle ilgili köylülerin protestosuna da değinen Poyraz, şunları kaydetti:
"Diyorlar ki Sakarya kurudu. Kar yağışının azlığından kaynaklanan sebeple böyle oldu. Oradaki santralin, HES'in etkisi var mı? Bana verilen bilgiler içersinde yok. Şimdi Deresakarı Köyü Muhtarına soracaksınız, mart ayında sulama kuyularıyla ilgili bir problem olursa biz size yardımcı oluruz diye söylemiş mi? Sonrasında ne yapmış o HES'i yapan arkadaşlarımız? Mağduriyeti olan kuruyan yerlerini tespit yaptırıp onlara ödenmek üzere yardımcı olması anlamında muhtara 15 bin lira vermiş mi? Muhtar söyledi mi, bahsetti mi böyle bir şey? Arkadaşlar çiftçinin sorunu varsa, problemi varsa, bizden kaynaklanıyorsa, biz yardımcı olalım diye taahütte bulunmuşlar ve muhtara da para verilmiş. Köydeki mağduriyeti olan çiftçilerimize de verilip verilmediğini araştıracağım."