Çözüm Süreci

Edirne - Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Başkan Vekili Mithat Sancar, "İnsanlar konuşma, birbirine dokunma ve birbirine ulaşma imkanı arttıkça her sorunu çok farklı çerçevelerde, bakış açılarıyla tartışabiliyorlar" dedi.

Sancar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akil İnsanlar'ın çalışmalarının yaklaşık iki aydır devam ettiğini hatırlattı. Marmara Bölgesi'nin Türkiye'nin nüfus yoğunluğunun en fazla bölgesi olması açısından özel bir bölge olduğunu belirten Sancar, ülke nüfusunun üçte birinin bölgede kozmopolit açıdan yoğun şekilde yaşadığını söyledi.

Hem İstanbul hem de bölgedeki diğer şehirlerde toplantılar yaptıklarını ifade eden Sancar, şunları söyledi:

"Toplantıların sonunda bugüne kadar edindiğimiz önemli izlenimler var. Bunların raporunu da aktaracağız. Bugün Edirne'de yaşadığımız şey, başka şehirlerde de karşılaştığımız durumdu. İnsanlar konuşmak istiyor. Konuştukça, öfkeler yumuşuyor, gerginlikler azalıyor. Şu an Türkiye'de güçlü bir demokrasi isteği var. Türkiye'de demokrasi kültürün alt yapısı şimdiye kadar iddia edildiğinden farklı olarak bana göre oldukça güçlü. İnsanlar konuşma, birbirlerine dokunma ve birbirlerine ulaşma imkanları arttıkça her sorunu çok faklı çerçecelerde, bakış açılarıyla tartışabiliyorlar. Elbette bizim bu süreçte karşılaştağımız bazı protestolar, engelleme girişmleri olmadı değil. Ama bunların genel tablo içinde küçük bir yer kapladığını bütün samimiyetimle söylemek istiyorum."

-"Her bir toplantımız benim açımdan giderek bir tür demokrasi labratuvarına dönüşmeye başladı"

Toplantılarda her bir fikirden insanın tartışma, endişe ve itirazlarını uygun bir şekilde dile getirdiğini anlatan Sancar, şöyle devam etti:

"Her bir toplantımız benim açımdan giderek bir tür demokrasi labratuvarına, bir tür demokrasi dersine dönüşmeye başladı.

Çok klişe bir sözdür. 'Türkiye'de toplum siyasetin önündedir' diye söylenir. Doğrusunu isterseniz bu temaslarda bende bunu gördüm. Klişe ama yanlış bir klişe değil. Toplumsal kültürümüzde konuşma, tartışma, birbiririni anlama imkanları arttıkça demokratik tarzda yaşama isteğide güçleniyor.Bölgede sürece yönelik elbette endişeler dile getiriliyor. Kaygılar, itirazlar, tepkiler de dile getiriliyor. Eğer süreç, yöntem ve içerik açısından demokratik bir şekilde yönetilirse bu kaygının bir kısmının ortadan kalkacağı inancındayım. Yani bizim bir defa güçlü kurumsal bir yapıya ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bu mevcut demokrasi kültürünü açığa çıkartacaktır ve güçlendirecektir bana göre."

-Yeni anayasa çalışmaları

Süreçte ilk aşamanın silahların susması ve çatışmasızlık ortamının doğması olduğunu belirten Sancar, dört aydır kürt sorunu dolayısıyla çatışma ve can kaybının yaşanmadığını ifade etti.

120 gündür can kaybının olmamasının büyük bir olay ve görülmesi gereken bir durum olduğunu belirten Sancar, şunları kaydetti:

"Süreç görebildiğimiz kadarıyla öngördüğümüz şekilde yürümektedir. Buna demokratikleşme hamlesinin mutlaka eşlik etmesi gerekiyor. Bunda bir sıkıntı olduğu ve sıkıntılar yaratabileceği endişesini taşıyorum. Yani hükümetin ve parlementonun şimdi bu aşamada 120 gündür can kaybı olmuyorken, 120 gündür çatışma haberleri gelmiyorken, Türkiye'de bu sürece inancı artıracak demokratikleşme hamlelerini acilen yapması şarttır. Bu geciktikçe sorunları çözmemizde sıkıntılarımızı artacaktır. Eğer demokratikleşme hamlesi hızlarınsa görünür hale gelirse, öncelikle yol temizliği dediğimiz yasalarda demokratikleşme reformlarının yapılması gerekir. Anayasa bunun bir parçası. Öncelikle bunun yapılması gerekiyor. Bölgede yaptığımız temanslarda bunun sadece bizim fikrimiz değil, ayrıca geniş bir kesimin isteği olduğnu da gözlemledim."

Birçok yerde toplantı yapmanın başlı başına yorucu bir durum olduğunu da sözlerine ekleyen Sancar,Türkiye'nin daha demokratik daha huzurlu bir ülke olabilmesi için çalışma fikrinin bu yorgunluklarını giderdiğini ifade etti.

Kaynak: AA