Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Suriye'de bir mezhep savaşı başladığını belirterek, "Türkiye'yi bu oyuna içerisine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi bu işin içerisine evelallah sokmayacağız. Ama Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız" dedi.
Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yoğun gündemi içinde ülke ve ekonomi için son derece önemli ve sevindirici bir gelişme olan ilk çeyrek büyüme rakamlarının maalesef Türkiye'de hak ettiği ilgiyi göremediğini belirtti.
Türkiye ekonomisinin, 2013'ün ilk çeyreğinde yüzde 3'lük bir büyüme kaydettiğine dikkati çeken Erdoğan, geriye dönük 4 dönemlik milli gelirin de 805 milyar dolara ulaştığını bildirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin yüzde 3'lük büyümeyle şu anda Avrupa'da en yüksek büyüme oranına sahip ülke olduğunu vurgulayarak, "Avrupa Birliği Parlamentosu'nda olanlar boşuna değil. Bunların üzerinde iyi düşünmemiz lazım. Hazımsızlık var. Hazmetmelerinin yolunu açmak lazım. 2013 yılının ilk çeyreğinde İspanya ve İtalya ekonomileri yüzde 0,5 oranında daraldı. Fransa ekonomisi yüzde 0,2 oranında daraldı. Hollanda ve Finlandiya ekonomileri yüzde 0,1 oranında daraldı. Avrupa Birliği içinde en yüksek büyüme oranı Litvanya'ya ait. O da sadece yüzde 1,3. Avro bölgesinde ortalama büyüme oranı yüzde dikkat edin eksi 0,2. Avrupa Birliği 27 ülkede büyüme ortalaması ne biliyor musunuz? Yüzde eksi 0,1. Bunların yanında Japonya ilk çeyrekte yüzde 0.9, Amerika Birleşik Devletleri yüzde 0,6 büyüme kaydedebildi" diye konuştu.
Bu tablo içerisinde Türkiye'nin yüzde 3 büyüme oranıyla gücünü muhafaza ettiğine dikkati çeken Erdoğan, ekonomideki farklı, sağlam, istikrarlı konumunu bir kez daha teyit ettiğini anlattı.
Erdoğan, bu güzel gelişmenin, bu büyüme oranlarının Türkiye ve millet için hayırlı olmasını Allah'tan temenni ettiğini dile getirerek, katkı veren herkese şükranlarını ifade ettiğini söyledi.
-"Mayıs ayı gerçekten bahar ayı oldu"
Mayısın, ekonomi için son derece parlak bir ay olarak tarihe geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece bir tek ay içinde tarihte eşine çok az rastlanacak şekilde üst üste çok büyük, çok sevindirici ekonomik gelişmelere şahit olduk. Mayıs ayında Türkiye 46 milyar dolarlık bir havalimanı yatırımının ihalesini yaptı. Aynı dönemde 22 milyar dolarlık nükleer santral yatırımın adımları atıldı. Yine Mayıs ayı içinde 2,5 milyar dolarlık üçüncü köprü yatırımının temellerini attık. Aynı ay içinde İstanbul Borsası tarihinin en yüksek endeks rakamına 93 bin seviyesine ulaştı. Hatta bunu biraz da aştı. Gösterge faiz bu ay içinde tarihinin en düşük seviyesini, yüzde 4,67'yi gördü. Yani biraz daha sağlıklı bir gidişle biz 2,5'u yakalayabilirdik. Merkez Bankamızın rezervleri Mayıs ayı içesinde yine tarihinin en yüksek seviyesi olan 135 milyar doları gördü. Bitmedi, geçtiğimiz ay Türkiye çok uzun yılların ardından Uluslararası Para Fonu'na olan borcunu 23,5 milyar dolardan sıfıra ulaştırdı. Artık sıfırladı. IMF'ye olan borç defterini kapattık. Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette Mayıs ayı gerçekten bir bahar ayı oldu, çok güzel gelişmelere şahit oldu."
-Çözüm süreci Mayıs'ta ivme kazandı
Başbakan Erdoğan, ekonomideki bütün bu güzel gelişmelere ek olarak ekonomiyi de doğrudan ilgilendiren başka gelişmelerin de yaşandığını dile getirerek, bir süredir üzerinde çalıştıkları çözüm sürecinin Mayıs ayı içinde daha bir ivme kazanarak, sonuca doğru kararlılıkla ilerlediğini anlattı.
Akil İnsanlar Heyetlerinin 7 coğrafi bölgede halkla buluştuğunu anımsatan Erdoğan, halkı dinlediğini, halkı çözüm süreciyle adeta bütünleştirdiğini, terör örgütü mensuplarının ülke topraklarını terk ederken, doğuda, güneydoğuda vatandaşların on yıllardır uzak kaldıkları köylerine gitmeye, yaylalara çıkmaya başladıklarını söyledi.
On yıllardır kullanılamayan arazilerde piknik yapılmaya, işadamlarının doğu ve güneydoğuya akmaya başladığına dikkati çeken Erdoğan, "Akdeniz, Karadeniz, Ege, İç Anadolu bölgelerimiz doğu ve güneydoğu ile kucaklaşmaya, adeta helalleşmeye, kardeşliği, muhabbeti ilerletmeye başladı.
Türkiye'nin her ilinden, ilçesinden, her köyünden adeta umutlar fışkırmaya başladı.
Türkiye'nin her zerresine barış ve kardeşlik hakim olmaya başladı" şeklinde konuştu.
-"Yanlışların içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz"
Erdoğan, böyle bir ortamda, tarihi anların yaşadığı bir süreçte, Türkiye'nin adeta şaha kalktığı, zincirleri kırdığını, prangalarını parçaladığı bir anda önce Reyhanlı saldırısının gerçekleştiğini, ardından da Taksim olaylarının meydana geldiğini hatırlattı.
Reyhanlı olaylarının sıradan bir olay olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Reyhanlı'da dikkat edilirse 53 Sünni vatandaşımız ne yazık ki şehit edildi. Peki bu tezgahın arkasında kimler var, kimler bulunuyor? Durup dururken olmadı. İşte en son yakalanan, bu işin adeta bir numarası durumunda olan kişi ortaya çıktı, yakalandı. Bu kişi malum. Beşşar Esed ile adeta kolkola, içiçe olan ve ne yazık ki bu ülkede anamuhalefetin genel başkanının adamlarının getirip götürülmesinde rol oynayan kişi gibi bu da onun bir başka versiyonu. Acaba bu olayların hemen öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Hatay ve diğer milletvekillerinin orada ne işi vardı? Beşşar Esed ile neyi görüşüyorlardı? Ondan sonraki süreç içerisinde CHP'nin Genel Başkanı bu konularla ilgili tahrik etmekten başka bunların çözümüne yönelik ağzından bir kelime çıktı mı? Buna yönelik bir şey söyledi mi bize hakaretten başka?
Adeta mezhebi bir tahassür içerisinde, tahrik edercesine çok çirkin, çok tehlikeli bir oyun içerisine girdi. Beşşar Esed'in durumu bellidir. Şu anda Suriye'de bir mezhep savaşı başlamıştır. Türkiye'yi bu oyunun içerisine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi bu işin içerisine evelallah sokmayacağız. Ama Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız. Sokmayacağız. Onlar ne yaparsa yapsınlar biz hangi inançtan olursa olsun hangi mezhepten olursa olsun hassasiyetimizi, dikkatimizi yola çıkarken söylediğimiz gibi 'bizde dinsel milliyetçilik olmayacak' dedik. Biz bunu yine aynı hassasiyetle koruyacağız. 'Bölgesel milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık' dedik, aynı şekilde. 'Etnik milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık' dedik aynı şekilde. Biz bu yanlışların içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz. Burada çok dikkatli olacağız."
Kaynak: AA
Türkiye ekonomisinin, 2013'ün ilk çeyreğinde yüzde 3'lük bir büyüme kaydettiğine dikkati çeken Erdoğan, geriye dönük 4 dönemlik milli gelirin de 805 milyar dolara ulaştığını bildirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin yüzde 3'lük büyümeyle şu anda Avrupa'da en yüksek büyüme oranına sahip ülke olduğunu vurgulayarak, "Avrupa Birliği Parlamentosu'nda olanlar boşuna değil. Bunların üzerinde iyi düşünmemiz lazım. Hazımsızlık var. Hazmetmelerinin yolunu açmak lazım. 2013 yılının ilk çeyreğinde İspanya ve İtalya ekonomileri yüzde 0,5 oranında daraldı. Fransa ekonomisi yüzde 0,2 oranında daraldı. Hollanda ve Finlandiya ekonomileri yüzde 0,1 oranında daraldı. Avrupa Birliği içinde en yüksek büyüme oranı Litvanya'ya ait. O da sadece yüzde 1,3. Avro bölgesinde ortalama büyüme oranı yüzde dikkat edin eksi 0,2. Avrupa Birliği 27 ülkede büyüme ortalaması ne biliyor musunuz? Yüzde eksi 0,1. Bunların yanında Japonya ilk çeyrekte yüzde 0.9, Amerika Birleşik Devletleri yüzde 0,6 büyüme kaydedebildi" diye konuştu.
Bu tablo içerisinde Türkiye'nin yüzde 3 büyüme oranıyla gücünü muhafaza ettiğine dikkati çeken Erdoğan, ekonomideki farklı, sağlam, istikrarlı konumunu bir kez daha teyit ettiğini anlattı.
Erdoğan, bu güzel gelişmenin, bu büyüme oranlarının Türkiye ve millet için hayırlı olmasını Allah'tan temenni ettiğini dile getirerek, katkı veren herkese şükranlarını ifade ettiğini söyledi.
-"Mayıs ayı gerçekten bahar ayı oldu"
Mayısın, ekonomi için son derece parlak bir ay olarak tarihe geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece bir tek ay içinde tarihte eşine çok az rastlanacak şekilde üst üste çok büyük, çok sevindirici ekonomik gelişmelere şahit olduk. Mayıs ayında Türkiye 46 milyar dolarlık bir havalimanı yatırımının ihalesini yaptı. Aynı dönemde 22 milyar dolarlık nükleer santral yatırımın adımları atıldı. Yine Mayıs ayı içinde 2,5 milyar dolarlık üçüncü köprü yatırımının temellerini attık. Aynı ay içinde İstanbul Borsası tarihinin en yüksek endeks rakamına 93 bin seviyesine ulaştı. Hatta bunu biraz da aştı. Gösterge faiz bu ay içinde tarihinin en düşük seviyesini, yüzde 4,67'yi gördü. Yani biraz daha sağlıklı bir gidişle biz 2,5'u yakalayabilirdik. Merkez Bankamızın rezervleri Mayıs ayı içesinde yine tarihinin en yüksek seviyesi olan 135 milyar doları gördü. Bitmedi, geçtiğimiz ay Türkiye çok uzun yılların ardından Uluslararası Para Fonu'na olan borcunu 23,5 milyar dolardan sıfıra ulaştırdı. Artık sıfırladı. IMF'ye olan borç defterini kapattık. Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette Mayıs ayı gerçekten bir bahar ayı oldu, çok güzel gelişmelere şahit oldu."
-Çözüm süreci Mayıs'ta ivme kazandı
Başbakan Erdoğan, ekonomideki bütün bu güzel gelişmelere ek olarak ekonomiyi de doğrudan ilgilendiren başka gelişmelerin de yaşandığını dile getirerek, bir süredir üzerinde çalıştıkları çözüm sürecinin Mayıs ayı içinde daha bir ivme kazanarak, sonuca doğru kararlılıkla ilerlediğini anlattı.
Akil İnsanlar Heyetlerinin 7 coğrafi bölgede halkla buluştuğunu anımsatan Erdoğan, halkı dinlediğini, halkı çözüm süreciyle adeta bütünleştirdiğini, terör örgütü mensuplarının ülke topraklarını terk ederken, doğuda, güneydoğuda vatandaşların on yıllardır uzak kaldıkları köylerine gitmeye, yaylalara çıkmaya başladıklarını söyledi.
On yıllardır kullanılamayan arazilerde piknik yapılmaya, işadamlarının doğu ve güneydoğuya akmaya başladığına dikkati çeken Erdoğan, "Akdeniz, Karadeniz, Ege, İç Anadolu bölgelerimiz doğu ve güneydoğu ile kucaklaşmaya, adeta helalleşmeye, kardeşliği, muhabbeti ilerletmeye başladı.
Türkiye'nin her ilinden, ilçesinden, her köyünden adeta umutlar fışkırmaya başladı.
Türkiye'nin her zerresine barış ve kardeşlik hakim olmaya başladı" şeklinde konuştu.
-"Yanlışların içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz"
Erdoğan, böyle bir ortamda, tarihi anların yaşadığı bir süreçte, Türkiye'nin adeta şaha kalktığı, zincirleri kırdığını, prangalarını parçaladığı bir anda önce Reyhanlı saldırısının gerçekleştiğini, ardından da Taksim olaylarının meydana geldiğini hatırlattı.
Reyhanlı olaylarının sıradan bir olay olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Reyhanlı'da dikkat edilirse 53 Sünni vatandaşımız ne yazık ki şehit edildi. Peki bu tezgahın arkasında kimler var, kimler bulunuyor? Durup dururken olmadı. İşte en son yakalanan, bu işin adeta bir numarası durumunda olan kişi ortaya çıktı, yakalandı. Bu kişi malum. Beşşar Esed ile adeta kolkola, içiçe olan ve ne yazık ki bu ülkede anamuhalefetin genel başkanının adamlarının getirip götürülmesinde rol oynayan kişi gibi bu da onun bir başka versiyonu. Acaba bu olayların hemen öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Hatay ve diğer milletvekillerinin orada ne işi vardı? Beşşar Esed ile neyi görüşüyorlardı? Ondan sonraki süreç içerisinde CHP'nin Genel Başkanı bu konularla ilgili tahrik etmekten başka bunların çözümüne yönelik ağzından bir kelime çıktı mı? Buna yönelik bir şey söyledi mi bize hakaretten başka?
Adeta mezhebi bir tahassür içerisinde, tahrik edercesine çok çirkin, çok tehlikeli bir oyun içerisine girdi. Beşşar Esed'in durumu bellidir. Şu anda Suriye'de bir mezhep savaşı başlamıştır. Türkiye'yi bu oyunun içerisine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi bu işin içerisine evelallah sokmayacağız. Ama Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız. Sokmayacağız. Onlar ne yaparsa yapsınlar biz hangi inançtan olursa olsun hangi mezhepten olursa olsun hassasiyetimizi, dikkatimizi yola çıkarken söylediğimiz gibi 'bizde dinsel milliyetçilik olmayacak' dedik. Biz bunu yine aynı hassasiyetle koruyacağız. 'Bölgesel milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık' dedik, aynı şekilde. 'Etnik milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık' dedik aynı şekilde. Biz bu yanlışların içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz. Burada çok dikkatli olacağız."