Akil İnsanlar Çözüm Sürecini Anlattı

Çerkezköy’e gelen Akil Adamlar, ilk olarak Türk Metal Sendikası (TMS) Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak’ı ziyaret etti. Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Grup Sekreteri Levent Korkut ve Marmara Bölgesi Grup Üyesi Yücel Sayman, Türk Metal Sendikası’ndaki kısa süreli sohbetin ardından, Başkan Koçak ile birlikte Hattat Tarım Makinaları fabrikasına geçti. Levent Korkut, Yücel Sayman ve Murat Koçak’ı burada; üretim müdürü Murat Özcan, insan kaynakları müdürü Semih Bayman, pazarlama müdürü İsmail Aynalı, Hattat Holding Danışmanı Cemil Aşnaz, lojistik müdürü Nesriye Arslan, Arge Genel Müdür Yardımcısı Ali Kullukçu ve kalite müdürü Mehmet Şen kapıda karşıladı. Fabrika yetkilileriyle birlikte toplantı salonuna geçen heyet, yaklaşık yarım saatlik bir sohbetin ardından çözüm süreciyle ilgili olarak işçilere bilgi vermek üzere yemekhane kısmına geçti.

Akil İnsanlar heyeti konuşmalarına başlamadan önce, fabrika çalışanları çözüm sürecine ilişkin merak ettikleri soruları Sayman ile Korkut’a yöneltti. İşçiler Akil İnsanlar heyetine, “Dağdaki terörist cezalandırılacak mı? Binlerce askerimiz ve polisimiz boş yere mi şehit oldu? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti olarak bu kişilere bakmaya devam mı edeceğiz? Barış sürecinin arkasında neler yatıyor? Terör örgütü üyelerine ne vaat edildi de geri çekiliyorlar? Akil İnsanlar kendi düşüncüleri doğrultusunda mı; yoksa hükümetin direktifleri doğrultusunda mı insanlara barış sürecini anlatmaya çalışıyor?” sorularını yöneltti.

Akil İnsanlardan önce söz alan TMS Çerkezköy Şube Başkanı Koçak, Akil Adamların çözüm süreciyle ilgili olarak bilgilendirmelerde bulunacaklarını ifade ederek, “Türkiye’de son dört aydır herhangi bir şehit haberi almıyoruz. Ateş her zaman düştüğü yeri yakmıştır. Eminim ki insanlarımızın hepsi PKK olmasın, şehit haberleri gelmesin istiyorlar. Fakat bu barış süreci neleri içeriyor ve bundan sonraki süreçte neler olacak konusunda halkımız bunlarla ilgili merak içindedir. Gerekli tüm soruların cevabını Akil İnsanlardan öğreneceğiz” dedi.

Akil İnsanlar heyetinden Levent Korkut ise ilk olarak, “Akil İnsanlar kendi düşüncüleri doğrultusunda mı; yoksa hükümetin direktifleri doğrultusunda mı insanlara barış sürecini anlatmaya çalışıyor” sorusuna cevap vererek, “Barış süreci kapsamında kimseden emir almadık almayız da. Süreç içerisinde kimseyi ikna etme gibi bir çabamız yok. Tek amacımız insanlarımızın birbirleriyle konuşmalarını sağlamaktır. Yapmış olduğumuz görüşmeler sonunda da hazırladığımız çalışmaları raporlamaya dökeceğiz. 2 ayda 50’nin üzerinde toplantı yaptık ve 20 binden fazla insanla görüştük. Bu şekilde insanların süreçle ilgili düşüncelerini öğrenmeye çalıştık. Amacımız, sadece süreci destekleyen değil, desteklemeyenlerin de görüşlerini almaktır. Ülke genelinde yüzde 70’e yakın süreci destekleyen halkımız var” ifadelerini kullandı.

Biz duygusunun yıpratıldığını kaydeden Korkut, “Bu duyguyu yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için de ideal bir anayasa gerekiyor. Yukarıdan gelme bir anayasa ile bunlar mümkün değildir. Anayasayı halkın kendisinin temellendirmesi gerekiyor. Süreç henüz yeni başladı ve daha şehit ailelerini ve dağda ölen insanların ailelerini dinleyeceğiz. Yaşanan sorunları ve insanların konuyla ilgili çözüm önerilerini not alarak hazırladığımız raporlama ile hem hükümete, hem de tüm siyasi partilere sunacağız” bilgisini verdi.

Levent Korkut’un ardından söz alan Yücel Sayman da, sorunların çözümünün ancak konuşmakla mümkün olacağına değinerek, “İnsanları konuşturmazsanız ortaya şiddet çıkar. PKK terör örgütü aslında 30 yıldır silahlı siyasi mücadele veriyor. Örgüt siyasi mücadelesinden vazgeçmiş değil; yalnızca bundan sonraki mücadelesini silahsız yürütme kararı aldı. Bunun için de Türkiye’den bu demokratik zeminin hazırlanmasını istiyor. Halkımızın artık konuya seyirci kalmadığının farkına vardık. İnsanlar toplantılarımıza katılıp söz alıyor ve görüşlerini dile getiriyorlar. Önemli olan halkın kendi arasında bu konuları konuşabilmesini sağlamaktır” açıklamasında bulundu

Yapılan bilgilendirmelerin ardından Akil İnsanlar heyeti, fabrika işçileriyle birlikte yemek yedikten sonra Lüleburgaz’a geçti.