Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MHP'nin çözüm sürecine ilişkin suç duyurusunda bulunmasına yönelik, "Dünyanın hiçbir yerinde ülkesinin birliği, dirliği için terörü bitirmek için kanı durdurmak için uğraşmayı suç kabul eden ve bunun için suç duyurusunda bulunan hastalıklı bir yaklaşım maalesef yoktur, olamaz da. Onun için söyleyecek bir şey bulamıyorum, abesle iştigal ediyorlar' dedi.

Bozdağ, Türk Keneşi Diaspora İşlerinden Sorumlu Bakanlar ve Kuruluş Başkanları İkinci Toplantısına gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çözüm sürecine yönelik açıklamaları ile partinin çözüm sürecine ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet yetkilileri, kamu görevlileri ve Akil İnsanlar Heyetindekiler hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Bozdağ, terörü bitirmenin, kanı durdurmanın, anayasal ve yasal olarak hükümetin görevi olduğunu belirtti.

Hükümetin bugüne kadar terörle mücadelede ve terörü sonlandırma konusunda görevlerini anayasa ve yasalar çerçevesinde yaptığını vurgulayan Bozdağ, bundan sonra da anayasa ve yasalar çerçevesinde görevini yapmaya devam edeceğini söyledi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Terörü bitirmek için uğraşmak, ülkenin birliğini, beraberliğini, daha ileri taşımak için insanlarımız arasında kardeşliği kuvvetlendirmek için kanı durdurmak için uğraşmak dünyanın hiçbir yerinde suç olarak nitelendirilemez. Takdir görmesi gereken bir davranış olarak görülür. Ancak maalesef bizim Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizdeki muhalefet partilerimizden bir tanesi, ülkenin birliği, dirliği için terörü sonlandırmak, terörü bitirmek için kanı durdurmak için uğraşmayı suç sayacak bir yaklaşım ortaya koymuştur. Tamamıyla absürt bir yaklaşımdır. Hukuk böyle absürt yaklaşımlarla uğraşmayı zannedersem abesle iştigal kabul edecektir. Bizim yaptığımız iş milletimizin, ülkemizin hayrına olan bir iştir ve doğru bir iştir.

Sayın Bahçeli, kendi korkularına milletin inanmasını ve korkulara teslim olması için gayret ediyor, korkarak korkuları pompalayarak milletin korkulara teslim olmasını isteyerek ülkeye hizmet olmaz. Ülkeye hizmet özgüvenle, cesaretle olur. Ülkenin hayrına, yararına olan adımları atmadaki kararlılıkla olur. Hükümetimiz bu noktada Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletimize hizmet konusunda kararlıdır."

Özgüvenle, cesaretle milletin hayrına ve yararına olan adımları atmaya devam edeceklerini vurgulayan Bozdağ, "Tarih de Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının yaptığı bu davranışı kaydedecektir. Eminim milletimiz de kaydetmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde ülkesinin birliği, dirliği için terörü bitirmek için kanı durdurmak için uğraşmayı suç kabul eden ve bunun için suç duyurusunda bulunan hastalıklı bir yaklaşım maalesef yoktur, olamaz da. Onun için söyleyecek bir şey bulamıyorum abesle iştigal ediyorlar" diye konuştu.

-Almanya'daki NSU davası-

Almanya'daki aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yeraltı" terör hücresi davasına ilişkin soru üzerine de Bozdağ, "Adil yargılamayı olumsuz etkileyen açık bir durum söz konusu. Suçu işleyen Alman vatandaşı olduğu zaman ona ayrı bir muamele uygulamak, suçu işleyen başka birisi olduğu zaman ayrı bir muamele uygulamak, eşitlik ilkesine de hukuk devleti ilkesine de aykırıdır" dedi.

Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:

"Nasyonalsosyalist Yeraltı terör örgütü davasından yargılanan sanıkların orada gösteri yapmasına imkan verecek şekilde, adeta onun kendi reklamını yapacak şekilde yargılanması temin edilirken öte yandan suçlu oldukları iddia edilen Türk vatandaşlarının yargılanmasında onların kafes içerisinde getirilmesi, Almanya'daki ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve Alman yargı sistemindeki kendi vatandaşları dışında suç işleyenlere bakışın ne olduğunun somut bir göstergesidir.

Eğer Berlin'de mahkemeler varsa ki böyle kitaplar yazıyor, böyle uygulamaların olmaması lazım. Demek ki Berlin'de olan mahkemeler, Berlin'deki hakimler her yerde yok. Dileriz ki her yerde olsun. Böylesi eşitsiz, gayri adil yaklaşımlar olmasın. Bu Almanya'daki hukuk devleti anlayışının kişiden kişiye farklı bir uygulamaya tabi tutulduğunun, Almanlara ayrı bir hukuk, usul, Türklere ayrı bir hukuk, usul uygulandığının da bir göstergesi olarak görüyorum. Umarım ki bundan sonraki duruşmalarda bu yakışıksız, hukuksuz ve ayrımcı yaklaşımdan vazgeçerler."

Muhabir: Enes Kaplan/Sarp Özer

Yayıncı: Şükran Yücel
Kaynak: AA