Ayvalık’ta 1 Mayıs Kalabalığı Meydana Sığmadı
Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde, Türk Bayraklı, İstiklal Marşlı 1 Mayıs İşçi Bayramına katılan kalabalık Cumhuriyet Meydanına sığmadı.
Saat 16.00'da Ayvalık Öğretmenevi'nin önünden toplanan yürüyüş kortejinde dev Türk Bayrakları ve Atatürk fotoğraflarının yer aldığı gözlendi. Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün sıkı güvenlik önlemleriyle mitingin yapılacağı Cumhuriyet Meydanına yürüyen kalabalık gurubun sık işçi haklarını savunan sloganlar atmayı ihmal etmedi. Edremit Körfezindeki sendika şube temsilcilerinin yanı sıra Belediye-İş sendikasının Altınova ve Küçükköy beldeleri bünyesindeki işçilerle Ayvalık Belediyesi işçilerinin katılımıyla oluşturulan dev kortejin kalabalığın arasındaki binlerce vatandaş üzerleri miting alanına girerken polis tarafından tek tek arandı.
Miting alanında Belediye-İş Temsilciliğinden Selen Köselecioğlu ile Eğitim-İş Ayvalık Baştemsilcisi Nahil Filiz’in kalabalığı coşturan selamlaması ise alkışlarla karşılandı. Saygı duruşu ve mitinge katılan binlerce kişinin aynı anda söyledikleri İstiklal Marşı’nın ardından, 1 Mayıs marşlarının eşliğinde konuşmalar yapıldı. Mitingde yapılan konuşmalarda sık sık hükümetin barış süreci politikasının eleştirildiği dikkatlerden kaçmazken, Türkiye’deki işçilerin Torba Yasa ile yitirdiklerini kaydettikleri özlük haklarının acilen geri verilmesini istedikleri gözlendi. Mitingde konuşan Belediye-İş Ayvalık Temsilciliği üyesi Makbule Ünver, 1 Mayıs’ta tüm dünyada emekçiler, emeğin uğradığı haksızlıklara karşı hep birlikte sesini yükselttiğinin altını çizdi.
Ülkemizdeki güvencesiz çalışma biçimlerine, adaletsizliklere isyan ettiklerini kaydeden Ünver, “ Sağlık ve eğitim hizmetlerinin paralı hale getirilmesine, sosyal devletin gün geçtikçe budanmasına isyan ediyoruz. Bugün ülkemizde emekçilerin yarısı kayıt dışında çalışıyor. Ulusal istihdam stratejisinin emek karşıtı yaklaşımlarıyla kıdem tazminatımıza göz dikiyor. Asgari ücret bölgeselleştirilmek, esnek ve kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaştırılmak isteniliyor. Taşeron işçiliği yaygınlaştırma, kuralsızlaştırma planları yapılıyor. Örgütlenen işçiler işten atılıyor. İş kazası adı verilen cinayetler durmak bilmiyor” ifadelerini kullandı.
Makbule Ünver yaptığı konuşmada, “Biz 1 Mayıs 2013’te meydanlardan sesleniyoruz ve sosyal adalet, refah istiyoruz. Özgürlükçü, eşitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Rekabet üstünlüğü adı altında emek gücünün ucuzlatılmasına, emeğin daha fazla sömürülmesine ve katma değerden giderek daha düşük pay almasına yol açan politikaları reddediyoruz. Sadece çalışanların hakları ve özgürlükleri için değil, işsizliği önleyici politikaların yaşama geçirilmesini, sendikaların örgütlü yapılarının güçlendirilmesi ve sendikalaşmasının önündeki engellerinin kaldırılmasını, anayasa ve çalışma yasalarının emeğin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir şekilde yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Belediye-İş Ayvalık temsilciliği üyesi Makbule Ünver’in konuşmasının ardından konuşan Eğitim-iş Ayvalık Baş temsilciliği yöneticilerinden Öner Bayık, 1 Mayıs 2013 İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları emeğin kazanılmış haklarına yönelik yeni saldırıların gündeme geldiği bir dönemde gerçekleştiğini savundu.
Bayık yaptığı konuşmada, “AKP iktidarının, emperyalizmin bölgemizdeki politikalarıyla uyumlu olarak oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiği gibi aynı zamanda sermaye egemenliğini de pekiştirmiştir. Bir yanda kıdem tazminatının kademeli olarak kaldırılması, Özel İstihdam Bürolarının kölelik büroları haline getirilmesi, taşeronluğun, güvencesiz ve kuralsız esnek çalışmanın ‘Ulusal İstihdam Stratejisi’ adı altında yaygınlaştırılması, diğer yandan grev yasaklarında ısrar eden, emek sınıfının önüne konulan barajları koruyan, yasakçı bir sendikalar yasası, emekçiler için yıkıcı sonuçlar doğurmuştur” dedi.
TALEPLERİNİ SIRALADILAR
Siyasi iktidarın dayatmalarıyla örgütsüz, güvencesiz, korumasız ve güvenliksiz bırakılan işyerlerinde yaşanan iş cinayetlerinde büyük artış yaşanmakta, milyonlarca işçi ölümün kucağında çalışma koşullarına terk edildiğini söyleyen Öner Bayık, “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kamu emekçilerine anti demokratik çalışma ve yaşam koşullarının dayatılması, 4+4+4 düzenlemesi ile eğitim sisteminde yapılan gerici yasal düzenlemeler, 657 sayılı DMK’da yapılması planlanan değişiklikle iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturulmak istenmesi siyasal iktidarın uyguladığı baskıcı politikaların en büyük göstergesidir. Her türlü hak alma çabasının ve mücadelesinin baskı ve şiddet ile durdurulmak istendiği, işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, sağlık ve eğitim alanının ticarileştiği, gazetecilerin, sendikacıların, aydınların tutuklandığı, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, baskının hakim olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Böylesine bir süreçte yüzü bağımsızlıktan, demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm antiemperyalist kesimlerin kol kola girmeleri kaçınılmazdır.
Gün, etnik ve dinsel kimliklerin öne çıkarıldığı gün değil, tıpkı 1886 yılında olduğu gibi sınıf dayanışmasının öne çıkarılacağı; sömürgeciliğe karşı bağımsızlık bayrağının dalgalandırılacağı; emperyalizme karşı mazlum ulusların dayanışma içinde olacağı gündür. Bu amaçla; Emek ve Cumhuriyet karşıtı anayasaya hayır demek için, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değiştirilmesiyle, esnek, performansa dayalı ve güvencesiz çalışma tarzına dur demek için, 4688 sayılı kanunla yürütülen toplu sözleşme aldatmacasına karşı grevli toplu sözleşme hakkımız için, 4+4+4 yasası ile getirilen ırkçı, bölücü gerici eğitim sistemine dur demek için, Sanata ve sanatçıya yapılan baskılara son vermek için, Sözleşmeli Personel statüsü ve kölelik düzeni olan taşeron işçiliğe karşı durmak için, İş cinayetlerine hayır demek için, Özelleştirmeye dayalı talan ekonomisine son demek için, Yargının iktidar güdümünden kurtarılıp bağımsız olması için, Emperyalizm ve işbirlikçilerinin sözde “çözüm süreci” adıyla yürüttüğü, ülkemizi parçalama projesine dur demek için, Ülkemizin komşu bölge ülkelerine karşı savaşa sürülmesine dur demek için alanlardayız. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü” ifadelerini kullandı.
ÖZTÜRK VE ÜZGEÇ’TE BİRER KONUŞMA YAPTI
Öner Bayık’ın ardından kürsüye gelen Cafer Öztürk ve Atatürkçü Düşünce Derneği Ayvalık Şube Başkanı Ahmet Üzgeç’te yaptıkları konuşmalarda dev kalabalığa seslenerek, 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili coşkulu konuşmalar yaptı. ADD Ayvalık Şube Başkanı Ahmet Üzgeç’in yaptığı konuşmada; İşçi ve emekçilerin tüm dünyada Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs'ı, 2013 yılında emperyalizmin bölgemizde ve ülkemizde bin bir oyun oynandığı bir dönemde kutluyoruz. İnsanların sınıf kimliğini değil de feodal dönemden kalma mezhep ve etnik kimliğinin öne çıkarıldığı, bölge ve ülkemiz emekçi sınıfları için karanlık bir dönemi yaşıyoruz. Bölgemizin hassas bir dönemden geçtiği, Cumhuriyetimizin kazanımları emperyalizmin çıkarları doğrultusunda bir bir ortadan kaldırıldığı bu günlerde işçi ve emekçilere daha büyük görevler düşüyor” şeklindeki sözleri dikkat çekti.
Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, Eski Altınova Belediye Başkanı Alaattin Süberoğlu ve Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin’in; mitinge katılan işçilerle birlikte halaylar çekmesi ise güne adeta damgasını vurdu. Marşların yanı sıra davul-zurna eşliğinde sık sık çekilen halaylarla Ayvalık’ta ki dev 1 Mayıs kutlamasında coşku zirveye çıkarken, mitingin sona ermesiyle mahşeri kalabalığın sessizce ve sorun çıkarmadan dağıldığı gözlendi.