Haberal'ın Doktorları Suçlamaları Reddetti

Mehmet Haberal’ın tedavisinin ayakta yapılabileceğine dair raporu mahkemeden gizlediği iddiasıyla yargılanan 8 sanık ilk kez hakim karşısında savunma yaptı.

Prof. Dr. Erhan Kansız, Haberal’ın sevk işlemlerinin fotoğraf yüzünden üç hafta geciktiğini iddia etti. Kansız, "Bize kalsa fotoğrafsız da işlem yapılırdı ancak Cerrahpaşa fotoğrafı şart koştu. Oyalama varsa onlar yaptı. Daha önce ne sivil ne de tutuklu bir hastanın dosyasında böyle bir durum yaşamadık. Fotoğrafsız geldiği hiç olmadı." dedi.

Ergenekon davasını yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin isteği üzerine hazırlanan ve tutuklu sanık Mehmet Haberal’ın tedavisinin ayakta yapılabileceğine dair raporu 1 yıl boyunca mahkemeden gizledikleri iddiasıyla 8 sanığın yargılandığı davada savunmalar alınıyor. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, terör örgütüne yardım ettikleri gerekçesiyle haklarında 15 yıla kadar hapis cezası istenen 8 sanık hazır bulundu. Davanın dünkü oturumunda toplam 58 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından bugünkü duruşmada da sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.Duruşmada ilk olarak söz alan Prof. Dr. Cengiz Çeliker, hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Hekimlik görevinin hastaya zarar vermeden yapılması gerektiğinin altını çizen Çeliker, Haberal'in panik atak durumundan daha ciddi ve ölüm riski taşıyan çarpıntıları olduğunu söyledi.

Bu nedenle Haberal'ın psikiyatri servisine sevk edildiğini ancak psikiyatri servisinin hastayı kabul etmediğini belirten Çelikel, durumu Cerrahpaşa sağlık kurulunun incelediğini ve psikiyatri tedavisinin kardiyoloji servisinde yapılmasına karar verdiklerini anlattı.Çeliker, ölüm riski taşıyan hastanın taburcu edildikten sonra hayatını kaybetmesinin hekim yönünden suç teşkil ettiğini belirtti.

Haberal’ı Sağlık Kurulu’na sevk ederken yazılan rapora imza attığını söyleyen Çeliker, "Yazının sonuna ‘taburcu edilen hasta’ yazarak bu konudaki kararlılığımı ortaya koydum." dedi.

İddianamede hastanelerinde Haberal kadar uzun yatan bir hastanın olmadığına dayandırılarak suçlamalara maruz kaldığını öne süren Cengiz Çeliker, Haberal’ı keyfi olarak hastanede yatırdıkları iddialarını da kabul etmedi.Üye Hakim Ali Efendi Peksak, sanık Cengiz Çeliker’e "Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi gereken tarihten bir gün önce Haberal’ın sağlık durumunun hemen kötüye gitmesi normal bir durum mu?" diye sordu. Sanık Çeliker bu soruya "Hastanın psikiyatrik rahatsızlığı olması nedeniyle stres bu durumu daha da tetikleyebilir. Rahatsızlanması normaldir." cevabını verdi.

Sanıklardan eski İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü Başkanı Erhan Kansız da iddianamede hakkında yer alan iddiaları reddetti. İddianamede, kendisinen sevk kağıdı hakkında bir hafta hiçbir işlem yapmadığı ve 3 hafta da fotoğraf için oyaladığı yönünde iddialar bulunduğunu anlatan Kansız, "Sağlık Kurulu haftada bir toplanıyor, bir haftalık gecikme bundan. Fotoğraf eksikliği nedeniyle savcılığa yazı yazarak, eksikliğin giderilmesini istedik." dedi.

Sanık Kansız’ın savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Ali Alçık'ın, "Haberal hakkındaki raporlar bir gün içinde verilirken, taburcu olma işlemleri neden bu kadar uzun sürüyor." sorusuna ise Kansız, "Savcının da taburcu kağıtlarını imzalaması lazım. O nedenle uzadı. Hem fotoğrafları isteyen Cerrahpaşa’ydı. Bize kalsa fotoğrafsız da olurdu." şeklinde cevap verdi. Alçık ardından Çeliker’e, "Uygulamada fotoğrafsız olmayacağını bilmiyor muydunuz?" sorusunu yöneltti. Daha önce böyle bir sıkıntı yaşamadıklarını ifade eden Kansız, ne sivil ne de tutuklu hastalarında fotoğrafsız kendilerine dosya gelmediğini dile getirdi.Prof. Dr. Nazmi Gültekin ise "Türkiye’de hasta bakmak suç oldu. Bilimsel değerlerden ayrılmayan dürüst bilim insanı olarak tanınıyorum. Az önce adliyede yemeğe giderken de hakim, savcı bir çok kişi ile karşılaştım. Hepsi de ‘hocam burada ne işin var’ diye sordu, yemeğe davet ettiler. Haberal’a hastalığının doğası icabı davranıldı. Hayati riski olduğuna dair 50 kişi rapor vermiş günah keçisi biz olduk. Yoğun bakım doktoruyum. İki gündür buraya geliyorum hastalarımın durumundan haberim yok. Suçlamaları kabul etmiyorum." diye konuştu.

Mahkeme ifadesi alınamayan sanıkların ifadesinin almak için duruşmayı erteledi .