28 Şubat'ın İşbirlikçilerinin Açıklanması Talebi

28 Şubat'ın 16. yıl dönümünde açıklamada bulunan aynı zamanda 28 Şubat döneminin mağdurlarından olan Samsun Barosu Avukatlarından Ceza Hukukçusu Mustafa Remzi Toprak, 28 Şubat’ın ajan provokatörlerinin açıklanmaları ve yargılanmalarının gerektiğini belirterek, 28 Şubat mahkumlarına genel af çıkartılması gerektiğini hatırlattı.

Avukat Mustafa Remzi Toprak yaptığı açıklamada,"28 Şubat soruşturması çerçevesinde devletin kullandığı ajan provokatörler açıklanmalıdır. Aksi halde Darbecilerin ve Batı Çalışma Grubu'nun uygulamaları nedeniyle mağdur olan insanların mağduriyetleri asla giderilemez. 28 Şubatçı darbecilerinin uygulamalarından doğrudan veya dolaylı olarak fayda elde edenlerin bu hususta suskun kalmayı tercih etmesi hukuka ve hakkaniyete uygun değildir. Ajan provokatörler vasıtasıyla işlettirilen suçlar, ajan provokatörlerin iştiraki ile işlenen suçlar ve Darbeciler tarafından kurdurulan veya kurulan örgütlerin, darbecilerin kurdurduğu tarikat ve cemaatler ile kullandığı tarikat ve cemaatlerin deşifre edilmesi, açıklanması gerekir. 28 Şubat döneminde siyasal suçtan yargılanıp ceza alanlara genel af çıkartılmalı veya tahliye edilerek yargılamanın iadesi yolu açılmalıdır. Ajan provokatörlerin ayak oyunları ile mahkemelere sevk edilip ceza alan kişilerin yeniden yargılanması ancak olayların ve örgütlerin içindeki ajanların açıklanması ile mümkündür" dedi.

Darbeye hazırlık dönemlerinde darbecilerin işlediği ve işlettirdiği suçların istihbarat zırhına büründürülmemesi, MİT’i koruyan yasadan da yaralandırılmaması gerektiğine dikkat çeken Av. Toprak, " Ayrıca, 28 Şubatçıların, Batı Çalışma Grubu’nun desteklediği şirketler vasıtasıyla batırılan şirketlerin mağdurlarının zararları ile bu dönemde herhangi bir şekilde mağdur edilen, işten atılan, okuldan atılan, ataması yapılmayan veya başka şekilde mağdur edilenlerin maddi manevi zararlarının karşılanması için darbecilerin mal varlıklarına üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tedbir konulmalıdır.Biz o dönemi bizzat yaşadık ve çok ağır mağduriyetlere maruz kaldık. Darbeye ve Darbecilere karşı olmanın bedeli o dönemde çok ağır ödetildi. Savcılık tüm bu hususları değerlendirecektir. Fakat kamuoyunda sürekli tartışılıyor olduğu için kamuoyunun 28 Şubat dönemi darbecileri ile darbecilerle işbirliği yapmayı reddeden ve darbeye karşı olanları arasında çok ciddi bir mücadele olduğunu ve darbe karşıtlarının maddi ve manevi olarak mağdur edilip işkencelerden geçirildiğini ve birçoğunun idama mahkum edilip ömür boyu hapisle cezaevlerine kapatıldığını bilmesi gerekir. Darbe döneminin medyası çoğunlukla işbirlikçilerin elinde olduğu için bu mağduriyetler kamuoyunun bilgisi dışında yaşanmış ölen öldüğü ile çoğu işkence görenler işkence gördüğü ile kalmıştır. İşkence yapanların yargı süreçleri ile işkence görenlerin yargı süreçleri darbecilerin töhmeti altında kalmıştır" diye konuştu.

Avukat Mustafa Remzi Toprak, "Ayrıca Çok önemli bir husus daha vardır. Sincan’da tankların yürütülmesi olayında sadece askerler mi sorumludur? Yoksa, bu suçtan sorumlu sivil kamu görevlileri de var mıdır? Araştırılmalıdır. Salt bir tiyatro oyununun içeriği her en olursa olsun bir şehrin merkezine tankların indirilmesin meşruiyet kazandıramaz. Tiyatro oyunun bahane edenlerin bu şekilde örgütlenip tetiklenmesinin nasıl gerçekleştiği sivil boyutu ile birlikte ele alınmalıdır.Sivas Katliamı, Başbağlar Katliamı, 33 erin şehit edilmesi gibi olaylarda darbe hazırlığı yapanların katkısı tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde açıklanmalıdır. Katliam ve öldürme boyutunda olmayıp basit olaylarla veya çeşitli bahanelerle yargılanıp cezaevlerine konulan insanlara ya genel af çıkartılmalı ya da ajan provokatörler açıklanıp bu kişiler için yargılamanın iadesinin, yeniden yargılanmanın yolunun açılması gerekir. Sadece askerlerin yargılanması değil işbirlikçilerinin de yargılanması halinde darbe ve darbecilerle hesaplaşılmış olacaktır" şeklinde konuştu.

Av. Toprak açıklamasını söyle tamamladı; "28 Şubat döneminde Başörtüsü nedeniyle mağdur edilen üniversite öğrencileri, üzerindeki örtü kolluk güçlerince çekilip saçı başı açılan bayanlar davalara dahil edilip maddi manevi zararlarının darbecilerin ve işbirlikçilerinin mal varlığından karşılanması gerekir. 28 Şubat mağdurlarının bu mağduriyetlerini konu edinen, bizim bilgimiz dahilinde ve aleniyete intikal eden bir yargı faaliyeti henüz yoktur. Gecikmiş adalet adaletsizliktir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) devam eden davalar ile ilgili zaman zaman yasal düzenlemeler yapılmışsa da işkence görenlerin AİHM’de devam eden davalarını doğrudan bağlayan ve davaları ortadan tümüyle kaldıracak bir yasal düzenleme de yapılmamıştır. AİHM’de devam eden davalarla ilgili yapılan 6134 Sayılı yasal düzenleme de dar kapsamlı kalmıştır. "
Kaynak: İHA