Altın Yıldızları Bir Araya Geldi
Zonguldak Bartın Karabük Sosyal Yardımlaşma Derneği tarafından Zonguldak’ın ve tek 5 yıldızlı oteli Dedeman Otel’de Altın Yıldızlar gecesi düzenlendi.
Geceye Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız, Zonguldak Eski Valisi Yavuz Erkmen, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, TBMM Eski Başkanı AK Parti Milletvekili Köksal Toptan, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, KARDEMİR Genel Müdürü Fadıl Demirel, AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar, CHP Zonguldak İl Başkanı Halil Furat, CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun, MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, siyasi parti il temsilcileri ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Zonguldak’ın sorunlarının ve Karabük ile Bartın ile birlik beraberlik mesajlarının verildiği gecede açılış konuşması yapan Zonguldak Bartın Karabük Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Şenol Çakar şöyle dedi: “Bölgemizin Filyos Vadi projesiyle kurtuluşunun olduğu hepimiz biliyoruz. Bunun içinde çalışmaların devam ettiğini görüyoruz. Bunun biran önce ihalesi için sabırsızlık gösteriyoruz ve sizlerden bunun için aracılık etmenizi istirham ediyoruz.” dedi.
Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız ise konuşmasında Zonguldak’ın önemine değinerek şöyle dedi: “Batı Karadeniz havzası olarak ele aldığınız zaman içerisindeki en önemli aktörün Zonguldak olduğunu görüyorsunuz. Eğer Batı Karadeniz’de bir şeyler yapmak istiyorsanız ve Avrupa’ya ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere bu işi götürmek istiyorsanız Zonguldak’tan geçmek zorundasınız. Dolayısıyla bu bölgeyi ele aldığınızda sadece Karabük ve Bartın’ı değil yanına Kastamonu’yu da katmak zorundasınız. Bunun içerisinde bulunduğu konum itibariyle Zonguldak en önemli yerdedir. Zonguldak’ımızın aslında bölgede bir ağabey rolü vardır. Fakat büyükşehir olması için Bartın ya da Karabük’ün kendisine bağlanarak ele alınması söz konusu değildir. Zonguldak bu işi kendi başına da becerebilecek hem güce hem de kapasiteye sahiptir. Filyos Projesi gerçekleştiğinde ve tam olarak alana hakim olduğunda orada oluşacak nüfusla beraber, Zonguldak’ın merkezinden Bakacakkadı’ya kadar ulaşacak bir şehir merkezi ile Büyükşehir nüfusuna sahip olacaktır. Dolasıyla bu alandaki büyük şehir olması onun sadece formalitede ve kağıt üzerinde olması anlamına gelmez. Burada oluşacak iş gücünün ve ekonomik hayatın sağlayacağı aktivitelerle beraber hem bölgeye hem de Tuna Boyu ile beraber Türkiye’nin hem Avrupa’ya hem de Dünya’ya açılacak bir kapısı olacaktır. Bu anlamı da Zonguldak’ı hayal ederseniz ve Enerji Hatlarını ve sanayisini Filyos taraflarına kaydırırsanız Zonguldak 50 bin öğrencisi olan ve havası ve trafiğiyle çok güzel, bölgede yaşayan insanlara mutluluk veren Türkiye’nin ya da Dünya’nın herhangi bir yerine bir vatandaşın gittiğinde özleyeceği ve olmak isteyeceği bir kent olacaktır. Bunu biz en kısa olarak Dedeman’ın önünden bir battı çıktı Alaborina’nın oradan sonra trafiği alta alarak Kent merkezini düzenleyerek projeler üretilebilir. Bununla ilgili olarak hem bizlerin hem de işin erbaplarının çalışmaları var. Zonguldak’a bir havza olarak baktığınızda bir kentsel dönüşüm sağladığınızda özlediğiniz bir kent ortaya koymak hem çok fazla maliyetli değil hem de iş gücü olarak çok ağır değildir. Zonguldak’ın üzerinde yaşayan insanları da ele aldığınızda göreceğiniz yetişmiş insanlardır. Diğer illere nasip olmayan okuryazar ve eğitim durumu itibariyle hem teknik hem de diğer alanlarda yetiştirdiği insanlar olarak baktığınızda aslında Zonguldak’ın kendisinin bile farkında olmadığı bir değere sahip. Bunu biz kullanabiliyor muyuz diye baktığınızda biz bunu kullanamıyoruz. Bunu kullanamamamızın ana sebeplerinden bir tanesi de biz çözümleri söylerken bazen kabul edilebilecek bir tabakta sunmuyoruz. Biz nedense kafamıza atar gibi bir şey ortaya koyuyoruz. O insanda bu çözümü yapmaktansa kendine göre savunma mekanizması kuruyor ve bu nedenle Zonguldak bu oluşacak çözümden de mahrum kalıyor. Kulağımızı ve aklımızı bu nedenle ortak akla vermek zorundayız. Olacak sinerjiden Zonguldak’ı faydalandırmak zorundayız. Bunu bizler idareciler olarak elimizden geleni ortaya koymaya çalışıyoruz. Ele aldığımız her konuyla ilgili olarak mutlaka Zonguldak’ta söz sahibi ve çözüm sahibi olan sivil toplum kuruluşlarından ve fikir sahibi olabilecek insanlardan biz mahrum değiliz. Bunlardan yeterince faydalanamamamızın sebebi çözümlere ulaşmaya çalışırken kendi kendimizi engelliyoruz. Dolayısıyla biz birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundayız. Bizim beceremediğimiz de budur. Ben bu toplantıların ve bu tip etkinliklerin buna vesile olmasını diliyorum. Bizim Zonguldak insanı olarak yapamayacağımız ve üstesinden gelemeyeceğimiz güçlük yok. Dolayısıyla bu birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Güzellikler buluşmayı becererek güzelliklerimizi görerek ve bardağın dolu tarafına bakarak biz bunu beceririz diyorum.” AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın olarak Zonguldak’ı hep baba ocağı olarak gördüklerini dile getirerek, “Biz birbirimizden ayrılamayız. Her ne kadar 3 ayrı vilayet gibi görünsek de biz Zonguldak’ı hep baba ocağı olarak görüyoruz. Bölgemizin lideri, Batı Karadeniz’in Başkenti olarak görüyoruz. Ayrıldık ve kendi başımızın çaresine bakmak durumunda kaldık. 20 yıldır da Karabük ve Bartın kendi alanında kalkınma çabası içerisinde. Zonguldak’ta bizim hep örnek aldığımız bir ilimiz. Çıkardığı siyasetçilerle, yetiştirdiği devlet adamlarıyla özellikle Bakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış ve şuanda da Zonguldak Milletvekili olarak aramızda bulunan Sayın Başkanımızdan büyük gurur duyuyoruz. Bölgemizin çok büyük avantajları var. Bu avantajları icraata dönüştürmek mümkün ve dönüştüğünü de görüyoruz. Ben devlet yatılı sınavlarına ve üniversite sınavlarına hep Zonguldak’ta girdim. Biz hep bir gün öncesinden gelirdik. Yani yollar o şekildeydi. Ama şuanda bakıyoruz o yolların tünellerle, viyadüklerle aşıldığını görüyoruz. Bir gelişme hamlesini özellikle son yıllarda giderek arttığını görmek mümkün. 3 ilin de beraber ortak avantajları var. Bunun yanında 3 ilin ortak projeleri var. Filyos Projesi bunlardan bir tanesidir. Filyos sadece bölgeyi değil ülkeyi de ilgilendiren çok önemli bir proje ve bu proje şuanda başlamış durumdadır. Bu bölgede yapılacak büyük limanla bölgemiz bütün dünyaya açılmış olacak. Bunu çok önemsiyor. 3 ilin bu konu üzerinde çok yoğunlaşması gerekiyor. Biz siyasetçilerin bunun üzerinde sürekli durmamız gerekiyor. Yine havaalanımız 3 ilimiz için çok önemlidir. Bu avantajları hep beraber değerlendirebilirsek bölgemizin bundan 3-5 yıl sonra çok daha farklı noktada olduğunu göreceğiz. Her ilin kendine özgü avantajları var. 3 ilimizin kendine ait üniversitesi var. Belki 3 ayrı il olmamızın en hayırlı neticelerinden biri bu olsa gerek. 3 ilin birleşmesi noktasında çok değerli meclis başkanımızın bir görüşü oldu. Biz gerçekten olumlu bakıyoruz. Zonguldak-Bartın ve hatta Karabük’ü de dahil ederek bir milyon nüfusunda üzerinde bir büyükşehri oluşturmak mümkün. Hatta Bartın ve Karabük’ü il yapak için yıllarca mücadele edildi. Hatta meclis başkanız epey mücadele etmişti. Şimdi de birleştirmek için mücadele ediyor. İl statüleri korunarak, anayasada da bir değişiklik yapılarak 3 ilin birleşip büyükşehir olası mümkün. Buna da tabiî ki Zonguldak öncülük etmeli. Büyük şehirlerin büyük avantajları var. Bizde gerçekten bu konuya sıcak bakıyoruz. Bu noktada Bartın olarak hangi katkıyı sunmak gerekiyorsa bu katkıya da hazırız. Bu toplantının Bartın Karabük ve Zonguldak açısından hayırlı olasını diliyorum” dedi.
Zonguldak Eski Valisi Yavuz Erkmen ise birlik çağrısında bulunarak, “Burada amaç hem birlik beraberliğin sağlanması hem de geleceğe doğru yine birlik, beraberlik içerisinde yürünmesidir. Bu anlamda ortak aklın oluşması tabiî ki de çok önemlidir. Ben Sayın Köksal Toptan ile birlikte ilk 1989’da Safranbolu Kaymakamı olarak göreve başladım. O tarihten bugüne kadar Bartın ve Zonguldak Valiliği yaptım. Yani hep bu bölgede oldum. Bu süre içerisinde bölgede hakikaten güzel dostluklarımız oluştu. Sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Nerede olursak olalım Zonguldak’ı unutmak mümkün değil. Ben Zonguldak dediğimiz zaman Bartın ve Karabük’ü de içine katarak konuşuyorum. Çünkü biz burayı bir bütün olarak görüyoruz ve bir bütün olarak da buranın gelişmesini arzu ediyoruz. Sayın Valimizin sözlerine de katılıyorum. Bizim bardağın dolu tarafını görmemiz lazım. Tabiî ki boşlukta vardır ama bugüne kadar bu bölgeye emeği geçen herkese çok teşekkür etmek gerekiyor. Ben sadece bu bölgede görev yaptığım o 24 senenin geldiğim günkü ile bugünkü gününü kıyasladığımız zaman inanın çok fark görüyorum. Biz Safranbolu’dan 3-3.5 saatte toplantı için gelirdik. Yollar dar, virajlıydı ve insanı ürkütürdü. Bugün baya mesafe alındı. Onun için küçümsememek lazım. Eksiklikler elbette ki oluyor ama bunları gidermekte yine hep birlikte, gücümüzü birleştirerek başarmaktır. Bunu başarabilecek, kapasite, potansiyel, yetişmiş insan gücü var. Yeter ki birlik olalım. Bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan mutluyum, gururluyum. Derneğimize de vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Burada bugün birlikte olmamızı sağlayan Sayın Meclis Başkanımıza da teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü Fadıl Demirel, “Biz bunun mesuliyetini taşıyan bir kuruluş olarak, son 3 yılda 1 milyon tondan 3 milyon tona çıkacak projeleri yürüttük. Daha iki üç gün önce 1 milyon 300 bin kapasiteli bir üretim tesisini devreye aldık, üretimimiz 3 milyon tona çıktı. Türk demir çeliğinin, dünyaya açılarak ürettiklerinin en az yarısını dünyaya satması lazım. Fakat dünyaya satabilmek için limanımız yok. Bu, bizim için olduğu kadar ülke ekonomisi için de hayatiyet mertebesindedir. O zaman 25 milyon ton kapasitemiz olacaktır. ve eli kulağındadır. Bu proje hayata geçtiği zaman bölgenin kaderi değişecek ve yine Türk sanayisinin baş şehri olacaktır. Ben 37 yıldır demir çelikçiyim. Bundan önce Ereğli Demir Çeliğin genel müdürüydüm. Bu işin iyi kötü teknisyenliğini yapıyorum. İddia ediyorum. Bu proje kilit bir projedir. Kardemir, yine lokomotiftir. Kardemir, devletteyken 57 yılda üretim 550 bin tona çıkmıştır. Şu anda 3 milyon ton. Neredeyse altı katını katladı. Ama büyümek için atıl arazisi kalmadı. Bundan sonraki büyümesini inşallah Filyos Vadisi'nde yapacak. Onun için çok daha büyük enerjileri var. Küçük ölçeklerde bu yatırımları yapmak çok zordur. Ama 3 milyona çıktığımız zaman bu yatırımları yapmak çok daha kolay bir hal alıyor. Buna rağmen Kardemir, bazı ürünlerde Türkiye'nin tekidir. Türkiye'nin tek ray üreticisidir. Sadece bu bölgede ve Türkiye'de değil, modern tesisleriyle dünyada iddialı bir oyuncudur. Arkasında yine kalkınan Türkiye'nin ihtiyacı olan orta ve ağır profillerde yine Türkiye'nin tek üreticisidir. Bu iddiasını sürdürüyor. Bu liman, ulaşım imkanıyla inşallah dünyaya açılma şansı olacaktır” dedi.
Ardından konuşan Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Karabük, Bartın ve Zonguldak'ın bir büyükşehir çatısı altında toplanması önerisi olduğunu belirterek, "Hem Karabük'ün hem Bartın'ın hem de Zonguldak'ın valiliklerini ve illerini koruyarak yerel hizmetleri bir çatı altında toplamak üzere yerel hizmetlerin daha verimli ve kaliteli yürütülmesini sağlamak için bir büyükşehir belediyesi kurabiliriz" dedi.
Toptan, “Şu saate kadar çok güzel konuşmalar yapıldı. Birbirinden güzel ve üç ilimizi kapsayan bölgemizin geleceği ile ilgili çok önemli görüşler ortaya konuldu. Bunlardan yararlanmak ülkemizi yönetenlerin olduğu kadar, ülkemizi yönetmeye talip olanlarında bu şehirlerimizde sivil toplum örgütleri yöneticisi olarak çalışan arkadaşlarımızın da ve bu şehirlerde bulunan kurumlarımızın da görevidir diye düşünüyorum. Kurumlarımızın birbirine destek olması, kurumlarımızın Zonguldak’ı, Bartın’ı, Karabük’ü daha iyi dinlemesi, daha iyi anlaması gerekmektedir diye düşünüyorum. Sayın Fadıl Demirel Karabük Demir Çelik Fabrikaları Genel Müdürü. Oraları bu hale getiren Sayın Yolbulan da burada, Sayın Güneş’le birlikte Çelik-İş Sendikası ile birlikte orada yaratılan mucizeyi saniye saniye bilen bir arkadaşınız olarak ifade etmek isterim ki, onu yaratan bu Zonguldak, bu Karabük ve bu Bartın daha zor gibi görünenleri de mutlaka alt edecektir, sorunları mutlaka yenecektir. Bir gece yarısı Karabük Demir Çelik fabrikalarının kapatılmasına karar veriliyordu. Sonra o Demir çelik fabrikası 1 liraya sendikaya satıldı ve o gün bu gün işte ismini saydığım, ama şu anda aklıma gelmeyen sayamadığım arkadaşlarımızın gayretiyle dev gibi bir kuruluş Sayın Demirel’in de ifade ettiği gibi çeşitli alanlarda dünya ile rekabet eden bir kuruluş haline geldi. O zaman bu örnekten hareketle el ele vererek, birbirimizin düşüncelerini paylaşarak ortaklaşa yapabileceğimiz çok şeyin olabileceği sonucuna varmaktayız. Karabük Demir Çelik fabrikasının dışında bu bölgede iki tane önemli kuruluş Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Ereğli Demir Çelik Fabrikalarıdır. Bu kuruluşlarımızın da mutlaka özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun da rehabilitasyon çalışmalarını bir an evvel bitirerek Kardemir performansına yakın bir performansa varmasının ve şehirle daha çok bütünleşmesini diliyoruz, bekliyoruz. Aynı dileğimiz Erdemir içinde vardır. Nesi var nesi yoksa adeta İstanbul’a taşıyan Erdemir, Ereğli’den ve Ereğli insanından nerede ise kopmuş durumdadır. Böyle olsun istemiyoruz bu dev kurumlarımızın içinde bulundukları şehirlerle, yerlerle daha sıkı bir işbirliği içerisinde o şehrin sorunlarına sahip çıkmada ortak bilinci harekete geçirerek davranmalarını bekliyoruz. Biz de ülkeyi yönetenler olarak, siyasetçiler olarak bu gayretlerin arkasında durmak gibi bir yükümlülük içerisindeyiz. Önce sorunu hep beraber ortaya koyacağız, sonra beraber çözümler bulmaya çalışacağız. Benim Karabük, Bartın, Zonguldak bir büyük şehir çatısı altında toplansın önerim işte bu düşüncelerden kaynaklanan bir düşüncedir, bir şekildir. Nasıl yaparız bunu şu anda bir örneği yok ama hem Karabük’ün, hem Bartın’ın, hem Zonguldak’ın valiliklerini illerini koruyarak ama yerel hizmetleri bir çatı altında toplamak suretiyle, yerel hizmetlerin daha verimli yürütülmesini, daha çok kaynak elde edilmesini sağlamak için bir Büyükşehir Belediyesi kurabiliriz. Ben dedim ki, bunun merkezi de Bakacakkadı olabilir. Bakacakkadı Karabük’e de, Bartın’a da, Zonguldak’a da aşağı yukarı 40 km. mesafede bulunan tam ortada bir yerimiz buranın adı da Karaelmas Büyükşehir Belediyesi olabilir dedim. Bunu özellikle 3 ildeki arkadaşlarımın sivil toplum örgütü temsilcilerinin tartışmasını, paylaşmasını rica ettim. İşte gecesinde bulunduğumuz Sayın Şenol Çakar’ın başkanlığını yaptığı bu hareket böyle bir düşünceyi paylaşarak hareket ederek bizi bir araya getirdi. Ama bir araya gelmişken de, başka önerilerin de tartışılmasının yolunu bize açtı. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun rehabilitasyonundan söz ettim, yer altındaki kömürlerin ekonomiye mutlaka kazandırılması gerekir. O nedenle bir dev kurum Türkiye Taşkömürü Kurumu ama onun yanında yoldan geçerken gördüğü bir kömür madeninden bir kamyon iki kamyon yahut 5 kamyon ama yasalara aykırı olarak kömür çıkaran insanın çıkardığı kömürü de legalize etmenin yolunu bulmak suretiyle, kömürümüzün yer altındaki bu altın cevherinin mutlaka yer üstüne çıkarılmasını, ekonominin içerisine sokulmasını ve insanımızın da orada gelir elde edebilmesinin yollarını, imkanlarını bulmalıyız. Böylece hem kömürümüzü kurtarmak ve çıkarmak ekonominin içerisine sokmak, hem de insanımıza istihdam yaratma imkanı bulmuş olacağız. Çok sorunlarımız var dedim, geçen konuşmalarımda özellikle Zonguldak merkezin sorunlarına yoğunlaşarak Zonguldak merkezdeki kömür kirliliğinin çok ciddi boyutlara ulaştığını, özellikle limana yakın yerlerdeki evlerde ki, ben onu yaşıyorum camı açıp nerede ise nefes almanın nerede ise imkansız hale geldiğini görüyoruz. Çünkü liman alanına yığılan kömürler en ufacık bir rüzgarda bütün şehrin üstüne dağılmaktadır. Kahirey’i zaman zaman işgal eden çöl tozları nasıl etki yapıyorsa bizim Zonguldak limanındaki kömür tozları da Zonguldak’ı aynı hale getirmektedir buna çare bulmamız lazım. Çıkarılan kömürün zaten önemli bir bölümü Türkiye Taşkömürü kurumu tarafından Karadon’da üretilmekte oradaki lavuarlarda temizlenmektedir. Zonguldak’taki, Üzülmez’deki, Kozlu’daki yahut özel sektörün çıkardığı, ürettiği kömürlere de bir çare bulmak suretiyle Zonguldak limanını buradan kurtarmamız hatta daha ileri giderek söyleyeyim Zonguldak limanını doldurmamız ve orayı yeşil alan hale getirmemiz lazım diye düşünmekteyim” dedi.
Konuşmaların ardından gecede 3 kente hizmet eden eski valiler, bölge milletvekilleri ve çok sayıda yöneticiye ödül verildi.
Ödül töreni ardından gece son buldu .
Kaynak: İHA
Zonguldak’ın sorunlarının ve Karabük ile Bartın ile birlik beraberlik mesajlarının verildiği gecede açılış konuşması yapan Zonguldak Bartın Karabük Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Şenol Çakar şöyle dedi: “Bölgemizin Filyos Vadi projesiyle kurtuluşunun olduğu hepimiz biliyoruz. Bunun içinde çalışmaların devam ettiğini görüyoruz. Bunun biran önce ihalesi için sabırsızlık gösteriyoruz ve sizlerden bunun için aracılık etmenizi istirham ediyoruz.” dedi.
Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız ise konuşmasında Zonguldak’ın önemine değinerek şöyle dedi: “Batı Karadeniz havzası olarak ele aldığınız zaman içerisindeki en önemli aktörün Zonguldak olduğunu görüyorsunuz. Eğer Batı Karadeniz’de bir şeyler yapmak istiyorsanız ve Avrupa’ya ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere bu işi götürmek istiyorsanız Zonguldak’tan geçmek zorundasınız. Dolayısıyla bu bölgeyi ele aldığınızda sadece Karabük ve Bartın’ı değil yanına Kastamonu’yu da katmak zorundasınız. Bunun içerisinde bulunduğu konum itibariyle Zonguldak en önemli yerdedir. Zonguldak’ımızın aslında bölgede bir ağabey rolü vardır. Fakat büyükşehir olması için Bartın ya da Karabük’ün kendisine bağlanarak ele alınması söz konusu değildir. Zonguldak bu işi kendi başına da becerebilecek hem güce hem de kapasiteye sahiptir. Filyos Projesi gerçekleştiğinde ve tam olarak alana hakim olduğunda orada oluşacak nüfusla beraber, Zonguldak’ın merkezinden Bakacakkadı’ya kadar ulaşacak bir şehir merkezi ile Büyükşehir nüfusuna sahip olacaktır. Dolasıyla bu alandaki büyük şehir olması onun sadece formalitede ve kağıt üzerinde olması anlamına gelmez. Burada oluşacak iş gücünün ve ekonomik hayatın sağlayacağı aktivitelerle beraber hem bölgeye hem de Tuna Boyu ile beraber Türkiye’nin hem Avrupa’ya hem de Dünya’ya açılacak bir kapısı olacaktır. Bu anlamı da Zonguldak’ı hayal ederseniz ve Enerji Hatlarını ve sanayisini Filyos taraflarına kaydırırsanız Zonguldak 50 bin öğrencisi olan ve havası ve trafiğiyle çok güzel, bölgede yaşayan insanlara mutluluk veren Türkiye’nin ya da Dünya’nın herhangi bir yerine bir vatandaşın gittiğinde özleyeceği ve olmak isteyeceği bir kent olacaktır. Bunu biz en kısa olarak Dedeman’ın önünden bir battı çıktı Alaborina’nın oradan sonra trafiği alta alarak Kent merkezini düzenleyerek projeler üretilebilir. Bununla ilgili olarak hem bizlerin hem de işin erbaplarının çalışmaları var. Zonguldak’a bir havza olarak baktığınızda bir kentsel dönüşüm sağladığınızda özlediğiniz bir kent ortaya koymak hem çok fazla maliyetli değil hem de iş gücü olarak çok ağır değildir. Zonguldak’ın üzerinde yaşayan insanları da ele aldığınızda göreceğiniz yetişmiş insanlardır. Diğer illere nasip olmayan okuryazar ve eğitim durumu itibariyle hem teknik hem de diğer alanlarda yetiştirdiği insanlar olarak baktığınızda aslında Zonguldak’ın kendisinin bile farkında olmadığı bir değere sahip. Bunu biz kullanabiliyor muyuz diye baktığınızda biz bunu kullanamıyoruz. Bunu kullanamamamızın ana sebeplerinden bir tanesi de biz çözümleri söylerken bazen kabul edilebilecek bir tabakta sunmuyoruz. Biz nedense kafamıza atar gibi bir şey ortaya koyuyoruz. O insanda bu çözümü yapmaktansa kendine göre savunma mekanizması kuruyor ve bu nedenle Zonguldak bu oluşacak çözümden de mahrum kalıyor. Kulağımızı ve aklımızı bu nedenle ortak akla vermek zorundayız. Olacak sinerjiden Zonguldak’ı faydalandırmak zorundayız. Bunu bizler idareciler olarak elimizden geleni ortaya koymaya çalışıyoruz. Ele aldığımız her konuyla ilgili olarak mutlaka Zonguldak’ta söz sahibi ve çözüm sahibi olan sivil toplum kuruluşlarından ve fikir sahibi olabilecek insanlardan biz mahrum değiliz. Bunlardan yeterince faydalanamamamızın sebebi çözümlere ulaşmaya çalışırken kendi kendimizi engelliyoruz. Dolayısıyla biz birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundayız. Bizim beceremediğimiz de budur. Ben bu toplantıların ve bu tip etkinliklerin buna vesile olmasını diliyorum. Bizim Zonguldak insanı olarak yapamayacağımız ve üstesinden gelemeyeceğimiz güçlük yok. Dolayısıyla bu birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Güzellikler buluşmayı becererek güzelliklerimizi görerek ve bardağın dolu tarafına bakarak biz bunu beceririz diyorum.” AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın olarak Zonguldak’ı hep baba ocağı olarak gördüklerini dile getirerek, “Biz birbirimizden ayrılamayız. Her ne kadar 3 ayrı vilayet gibi görünsek de biz Zonguldak’ı hep baba ocağı olarak görüyoruz. Bölgemizin lideri, Batı Karadeniz’in Başkenti olarak görüyoruz. Ayrıldık ve kendi başımızın çaresine bakmak durumunda kaldık. 20 yıldır da Karabük ve Bartın kendi alanında kalkınma çabası içerisinde. Zonguldak’ta bizim hep örnek aldığımız bir ilimiz. Çıkardığı siyasetçilerle, yetiştirdiği devlet adamlarıyla özellikle Bakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış ve şuanda da Zonguldak Milletvekili olarak aramızda bulunan Sayın Başkanımızdan büyük gurur duyuyoruz. Bölgemizin çok büyük avantajları var. Bu avantajları icraata dönüştürmek mümkün ve dönüştüğünü de görüyoruz. Ben devlet yatılı sınavlarına ve üniversite sınavlarına hep Zonguldak’ta girdim. Biz hep bir gün öncesinden gelirdik. Yani yollar o şekildeydi. Ama şuanda bakıyoruz o yolların tünellerle, viyadüklerle aşıldığını görüyoruz. Bir gelişme hamlesini özellikle son yıllarda giderek arttığını görmek mümkün. 3 ilin de beraber ortak avantajları var. Bunun yanında 3 ilin ortak projeleri var. Filyos Projesi bunlardan bir tanesidir. Filyos sadece bölgeyi değil ülkeyi de ilgilendiren çok önemli bir proje ve bu proje şuanda başlamış durumdadır. Bu bölgede yapılacak büyük limanla bölgemiz bütün dünyaya açılmış olacak. Bunu çok önemsiyor. 3 ilin bu konu üzerinde çok yoğunlaşması gerekiyor. Biz siyasetçilerin bunun üzerinde sürekli durmamız gerekiyor. Yine havaalanımız 3 ilimiz için çok önemlidir. Bu avantajları hep beraber değerlendirebilirsek bölgemizin bundan 3-5 yıl sonra çok daha farklı noktada olduğunu göreceğiz. Her ilin kendine özgü avantajları var. 3 ilimizin kendine ait üniversitesi var. Belki 3 ayrı il olmamızın en hayırlı neticelerinden biri bu olsa gerek. 3 ilin birleşmesi noktasında çok değerli meclis başkanımızın bir görüşü oldu. Biz gerçekten olumlu bakıyoruz. Zonguldak-Bartın ve hatta Karabük’ü de dahil ederek bir milyon nüfusunda üzerinde bir büyükşehri oluşturmak mümkün. Hatta Bartın ve Karabük’ü il yapak için yıllarca mücadele edildi. Hatta meclis başkanız epey mücadele etmişti. Şimdi de birleştirmek için mücadele ediyor. İl statüleri korunarak, anayasada da bir değişiklik yapılarak 3 ilin birleşip büyükşehir olası mümkün. Buna da tabiî ki Zonguldak öncülük etmeli. Büyük şehirlerin büyük avantajları var. Bizde gerçekten bu konuya sıcak bakıyoruz. Bu noktada Bartın olarak hangi katkıyı sunmak gerekiyorsa bu katkıya da hazırız. Bu toplantının Bartın Karabük ve Zonguldak açısından hayırlı olasını diliyorum” dedi.
Zonguldak Eski Valisi Yavuz Erkmen ise birlik çağrısında bulunarak, “Burada amaç hem birlik beraberliğin sağlanması hem de geleceğe doğru yine birlik, beraberlik içerisinde yürünmesidir. Bu anlamda ortak aklın oluşması tabiî ki de çok önemlidir. Ben Sayın Köksal Toptan ile birlikte ilk 1989’da Safranbolu Kaymakamı olarak göreve başladım. O tarihten bugüne kadar Bartın ve Zonguldak Valiliği yaptım. Yani hep bu bölgede oldum. Bu süre içerisinde bölgede hakikaten güzel dostluklarımız oluştu. Sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Nerede olursak olalım Zonguldak’ı unutmak mümkün değil. Ben Zonguldak dediğimiz zaman Bartın ve Karabük’ü de içine katarak konuşuyorum. Çünkü biz burayı bir bütün olarak görüyoruz ve bir bütün olarak da buranın gelişmesini arzu ediyoruz. Sayın Valimizin sözlerine de katılıyorum. Bizim bardağın dolu tarafını görmemiz lazım. Tabiî ki boşlukta vardır ama bugüne kadar bu bölgeye emeği geçen herkese çok teşekkür etmek gerekiyor. Ben sadece bu bölgede görev yaptığım o 24 senenin geldiğim günkü ile bugünkü gününü kıyasladığımız zaman inanın çok fark görüyorum. Biz Safranbolu’dan 3-3.5 saatte toplantı için gelirdik. Yollar dar, virajlıydı ve insanı ürkütürdü. Bugün baya mesafe alındı. Onun için küçümsememek lazım. Eksiklikler elbette ki oluyor ama bunları gidermekte yine hep birlikte, gücümüzü birleştirerek başarmaktır. Bunu başarabilecek, kapasite, potansiyel, yetişmiş insan gücü var. Yeter ki birlik olalım. Bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan mutluyum, gururluyum. Derneğimize de vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Burada bugün birlikte olmamızı sağlayan Sayın Meclis Başkanımıza da teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü Fadıl Demirel, “Biz bunun mesuliyetini taşıyan bir kuruluş olarak, son 3 yılda 1 milyon tondan 3 milyon tona çıkacak projeleri yürüttük. Daha iki üç gün önce 1 milyon 300 bin kapasiteli bir üretim tesisini devreye aldık, üretimimiz 3 milyon tona çıktı. Türk demir çeliğinin, dünyaya açılarak ürettiklerinin en az yarısını dünyaya satması lazım. Fakat dünyaya satabilmek için limanımız yok. Bu, bizim için olduğu kadar ülke ekonomisi için de hayatiyet mertebesindedir. O zaman 25 milyon ton kapasitemiz olacaktır. ve eli kulağındadır. Bu proje hayata geçtiği zaman bölgenin kaderi değişecek ve yine Türk sanayisinin baş şehri olacaktır. Ben 37 yıldır demir çelikçiyim. Bundan önce Ereğli Demir Çeliğin genel müdürüydüm. Bu işin iyi kötü teknisyenliğini yapıyorum. İddia ediyorum. Bu proje kilit bir projedir. Kardemir, yine lokomotiftir. Kardemir, devletteyken 57 yılda üretim 550 bin tona çıkmıştır. Şu anda 3 milyon ton. Neredeyse altı katını katladı. Ama büyümek için atıl arazisi kalmadı. Bundan sonraki büyümesini inşallah Filyos Vadisi'nde yapacak. Onun için çok daha büyük enerjileri var. Küçük ölçeklerde bu yatırımları yapmak çok zordur. Ama 3 milyona çıktığımız zaman bu yatırımları yapmak çok daha kolay bir hal alıyor. Buna rağmen Kardemir, bazı ürünlerde Türkiye'nin tekidir. Türkiye'nin tek ray üreticisidir. Sadece bu bölgede ve Türkiye'de değil, modern tesisleriyle dünyada iddialı bir oyuncudur. Arkasında yine kalkınan Türkiye'nin ihtiyacı olan orta ve ağır profillerde yine Türkiye'nin tek üreticisidir. Bu iddiasını sürdürüyor. Bu liman, ulaşım imkanıyla inşallah dünyaya açılma şansı olacaktır” dedi.
Ardından konuşan Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Karabük, Bartın ve Zonguldak'ın bir büyükşehir çatısı altında toplanması önerisi olduğunu belirterek, "Hem Karabük'ün hem Bartın'ın hem de Zonguldak'ın valiliklerini ve illerini koruyarak yerel hizmetleri bir çatı altında toplamak üzere yerel hizmetlerin daha verimli ve kaliteli yürütülmesini sağlamak için bir büyükşehir belediyesi kurabiliriz" dedi.
Toptan, “Şu saate kadar çok güzel konuşmalar yapıldı. Birbirinden güzel ve üç ilimizi kapsayan bölgemizin geleceği ile ilgili çok önemli görüşler ortaya konuldu. Bunlardan yararlanmak ülkemizi yönetenlerin olduğu kadar, ülkemizi yönetmeye talip olanlarında bu şehirlerimizde sivil toplum örgütleri yöneticisi olarak çalışan arkadaşlarımızın da ve bu şehirlerde bulunan kurumlarımızın da görevidir diye düşünüyorum. Kurumlarımızın birbirine destek olması, kurumlarımızın Zonguldak’ı, Bartın’ı, Karabük’ü daha iyi dinlemesi, daha iyi anlaması gerekmektedir diye düşünüyorum. Sayın Fadıl Demirel Karabük Demir Çelik Fabrikaları Genel Müdürü. Oraları bu hale getiren Sayın Yolbulan da burada, Sayın Güneş’le birlikte Çelik-İş Sendikası ile birlikte orada yaratılan mucizeyi saniye saniye bilen bir arkadaşınız olarak ifade etmek isterim ki, onu yaratan bu Zonguldak, bu Karabük ve bu Bartın daha zor gibi görünenleri de mutlaka alt edecektir, sorunları mutlaka yenecektir. Bir gece yarısı Karabük Demir Çelik fabrikalarının kapatılmasına karar veriliyordu. Sonra o Demir çelik fabrikası 1 liraya sendikaya satıldı ve o gün bu gün işte ismini saydığım, ama şu anda aklıma gelmeyen sayamadığım arkadaşlarımızın gayretiyle dev gibi bir kuruluş Sayın Demirel’in de ifade ettiği gibi çeşitli alanlarda dünya ile rekabet eden bir kuruluş haline geldi. O zaman bu örnekten hareketle el ele vererek, birbirimizin düşüncelerini paylaşarak ortaklaşa yapabileceğimiz çok şeyin olabileceği sonucuna varmaktayız. Karabük Demir Çelik fabrikasının dışında bu bölgede iki tane önemli kuruluş Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Ereğli Demir Çelik Fabrikalarıdır. Bu kuruluşlarımızın da mutlaka özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun da rehabilitasyon çalışmalarını bir an evvel bitirerek Kardemir performansına yakın bir performansa varmasının ve şehirle daha çok bütünleşmesini diliyoruz, bekliyoruz. Aynı dileğimiz Erdemir içinde vardır. Nesi var nesi yoksa adeta İstanbul’a taşıyan Erdemir, Ereğli’den ve Ereğli insanından nerede ise kopmuş durumdadır. Böyle olsun istemiyoruz bu dev kurumlarımızın içinde bulundukları şehirlerle, yerlerle daha sıkı bir işbirliği içerisinde o şehrin sorunlarına sahip çıkmada ortak bilinci harekete geçirerek davranmalarını bekliyoruz. Biz de ülkeyi yönetenler olarak, siyasetçiler olarak bu gayretlerin arkasında durmak gibi bir yükümlülük içerisindeyiz. Önce sorunu hep beraber ortaya koyacağız, sonra beraber çözümler bulmaya çalışacağız. Benim Karabük, Bartın, Zonguldak bir büyük şehir çatısı altında toplansın önerim işte bu düşüncelerden kaynaklanan bir düşüncedir, bir şekildir. Nasıl yaparız bunu şu anda bir örneği yok ama hem Karabük’ün, hem Bartın’ın, hem Zonguldak’ın valiliklerini illerini koruyarak ama yerel hizmetleri bir çatı altında toplamak suretiyle, yerel hizmetlerin daha verimli yürütülmesini, daha çok kaynak elde edilmesini sağlamak için bir Büyükşehir Belediyesi kurabiliriz. Ben dedim ki, bunun merkezi de Bakacakkadı olabilir. Bakacakkadı Karabük’e de, Bartın’a da, Zonguldak’a da aşağı yukarı 40 km. mesafede bulunan tam ortada bir yerimiz buranın adı da Karaelmas Büyükşehir Belediyesi olabilir dedim. Bunu özellikle 3 ildeki arkadaşlarımın sivil toplum örgütü temsilcilerinin tartışmasını, paylaşmasını rica ettim. İşte gecesinde bulunduğumuz Sayın Şenol Çakar’ın başkanlığını yaptığı bu hareket böyle bir düşünceyi paylaşarak hareket ederek bizi bir araya getirdi. Ama bir araya gelmişken de, başka önerilerin de tartışılmasının yolunu bize açtı. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun rehabilitasyonundan söz ettim, yer altındaki kömürlerin ekonomiye mutlaka kazandırılması gerekir. O nedenle bir dev kurum Türkiye Taşkömürü Kurumu ama onun yanında yoldan geçerken gördüğü bir kömür madeninden bir kamyon iki kamyon yahut 5 kamyon ama yasalara aykırı olarak kömür çıkaran insanın çıkardığı kömürü de legalize etmenin yolunu bulmak suretiyle, kömürümüzün yer altındaki bu altın cevherinin mutlaka yer üstüne çıkarılmasını, ekonominin içerisine sokulmasını ve insanımızın da orada gelir elde edebilmesinin yollarını, imkanlarını bulmalıyız. Böylece hem kömürümüzü kurtarmak ve çıkarmak ekonominin içerisine sokmak, hem de insanımıza istihdam yaratma imkanı bulmuş olacağız. Çok sorunlarımız var dedim, geçen konuşmalarımda özellikle Zonguldak merkezin sorunlarına yoğunlaşarak Zonguldak merkezdeki kömür kirliliğinin çok ciddi boyutlara ulaştığını, özellikle limana yakın yerlerdeki evlerde ki, ben onu yaşıyorum camı açıp nerede ise nefes almanın nerede ise imkansız hale geldiğini görüyoruz. Çünkü liman alanına yığılan kömürler en ufacık bir rüzgarda bütün şehrin üstüne dağılmaktadır. Kahirey’i zaman zaman işgal eden çöl tozları nasıl etki yapıyorsa bizim Zonguldak limanındaki kömür tozları da Zonguldak’ı aynı hale getirmektedir buna çare bulmamız lazım. Çıkarılan kömürün zaten önemli bir bölümü Türkiye Taşkömürü kurumu tarafından Karadon’da üretilmekte oradaki lavuarlarda temizlenmektedir. Zonguldak’taki, Üzülmez’deki, Kozlu’daki yahut özel sektörün çıkardığı, ürettiği kömürlere de bir çare bulmak suretiyle Zonguldak limanını buradan kurtarmamız hatta daha ileri giderek söyleyeyim Zonguldak limanını doldurmamız ve orayı yeşil alan hale getirmemiz lazım diye düşünmekteyim” dedi.
Konuşmaların ardından gecede 3 kente hizmet eden eski valiler, bölge milletvekilleri ve çok sayıda yöneticiye ödül verildi.
Ödül töreni ardından gece son buldu .