Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı Açıklama Yaptı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Bizim millet kavramımız ırk tanımı içeren bir kavram değil. Millet, bütünün ismidir. Türkiye'nin her bölgesinde var olan, 76 milyondan oluşan, insanımızdan oluşan kümelerin yer aldığı bütünün ismidir" dedi.
Yazıcı, Çayeli Kültür Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, seçim barajı üzerindeki tartışmaların değerlendirmesini yapmayacağını belirterek, "Bu tür değişiklikleri yaparken Türkiye'ye getirisi ve götürüsünü ele alıyoruz. Baraj konusu çok zamandır tartışılıyor. Ülkenin temsilde adaleti, yönetimde istikrarı önemlidir. Bu ülkeyi yönetirken temsilde adil olacaksınız ama yönetimde de istikrar, kalkınmanın en temel zeminini temsil eder" diye konuştu.
Barajsız bir seçimin, söylediği hedeflere hizmet etmeyeceğini vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Bir seçenek ortaya koyduk. İstiyorlarsa mevcut hali ile devam edelim, istemiyorlarsa ikinci seçenek daraltılmış bölge yüzde 5 baraj. Bu da istenmiyorsa dar bölge sıfır baraj. Dar bölgeden anlaşılması gereken bütün Türkiye 550 bölgeye ayrılır, en fazla oyu alan milletvekili olur. Burada baraja gerek yok. İkinci seçenek seçim bölgelerinde en fazla 5 kişi olacak şekilde daraltalım. Bu seçenek bana daha doğru gibi geliyor. Dar bölge sıfır baraja Türkiye hazırlıklı değil ama daraltılmış bölge şeklindeki seçim uygulamasını önceki yıllarda Türkiye yapmış, deneyimimiz var. Baraja ilişkin eleştirileri belli ölçüde gidermiş olacağı kanaatindeyim."
-"Millet, bütünün ismidir"
Yazıcı, "Andımızın" üzerinde ilginç değerlendirmeler yapıldığını, genelge ile ilkokul öğrencilerine mecbur hale getirildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Andın içerisinde doğru olan, yanlış olan sözcükler var. Irkçılığı öne çıkartan sözcükler var. 'Bunları ayıklayalım, şunlar olsun' demek daha büyük tartışmalara yol açar. Tümüyle ortadan kaldırmak çok daha doğru yaklaşım diye düşünüyorum. Bunun kaldırılması ile farklı zorlamaları, söylemek istemediği halde kerhen sözcükle ifade etmek gibi bir durumu ortadan kaldırmış oluyoruz. Yoksa biz Türk'üz. İnsan kendi etnisitesi ve onun değerleri ile övünür ama bunların hiçbiri diğerine bir üstünlük değildir. Bu ayrışmayı ortadan kaldırıyoruz. Bu konu ile ilgili eleştirilerin mantıklı makul gerekçeleri olmadığı kanısındayım. Kaldırılması yönündeki tasarruf doğrudur. Bunu eleştiren muhalefet partileri bildikleri halde, sırf muhalefet olsun diye bunları yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında özel odalarda konuşun, doğru olduğunu söyleyecek."
Türkiye'de bölünme olacağı yönünde kaygı duyanlar olduğunu ama bunların gereksiz olduğunu dile getiren Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç kimsenin kendi etnisitesi ile ilgili dil kullanması ve o dil ile eğitim yapması, o ülkenin bölünmesine yol açmaz. Bizim ortak paydalarımız, değerlerimiz var. Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet. Bizim millet kavramımız ırk tanımı içeren bir kavram değil. Millet, bütünün ismidir. Türkiye'nin her bölgesinde var olan, 76 milyondan oluşan, insanımızdan oluşan kümelerin yer aldığı bütünün ismidir. Millet bu. Bu hassasiyet var oldukça Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün zedelenmesi söz konusu değil. Bana göre kavga olmadan tartışıldığı ve konuşulduğu zaman hak verilecek, haksızlıkların ortadan kaldırılması milli birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirir, pekiştirir. Hükümetin yapmayı planladığı, açıkladığı demokratikleşme paketinin gerçekleşmesinin, bazılarının iddia ettiği gibi ayrıştırmaya değil, birlik ve bütünlüğümüzün pekişmesine, güçlenmesine daha güçlü zemin oluşturduğuna inanıyorum."
-"Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız"
Bakan Yazıcı, ilk defa Türkiye'de cumhurbaşkanını halkın seçeceğine dikkati çekerek, "Darbe sonrası bir kez yapılmış. İlk defa halk tarafından seçiliyor olması önemini artırıyor. AK Parti olarak, kesinlikle adaylıkla bağlantılı olarak seçim süreci içerisinde farklı beklentilere fırsat sağlayacak durum içerisine düşmeyiz. Doğru olan kararı oluşturur, onun arkasında yürürüz. Esas hedef, lider ülke, güçlü toplum hedefine odaklanırız. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde AK Parti açısından bir sorun yaşanmayacağı için Türkiye'de bir sorun olmayacağı kanısındayım" dedi.
Türkiye'de baş örtüsünden dolayı birçok ailenin mağdur olduğunu dile getiren Yazıcı, "Anayasada eğitim ve öğretim hakkına herkes sahip ama birtakım yönetmeliklerle, ikincil işlemlerle hak ve özgürlük kısıtlanmış. Hak ve özgürlükler ancak yasa ile düzenlenir. Baş örtmek bir hak mıdır? İnançla bağlantılıdır. Demokratik laik devlet, hiçbir dine hiçbir mezhebe içerik belirleyemez. 'Bu senin dinini gereğidir ya da değildir' diyemez. Bunu o dinin mensupları, alanda uzman olanlar belirler. Laik devletin buradaki görevi, hakem rolünde bulunmakla ibarettir. Türkiye'de her birey inandığı gibi kamuda da diğer şartları haiz ise görev alma hakkına sahiptir" diye konuştu.
Yazıcı, Türkiye'nin serinkanlı ve sabırlı süreç ile eğitimde yaşanan baş örtüsü sorununu aştığını, kamuda da başörtülü insanların çalışmasının yolunun açıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sorumluluğunu taşıdığım bakanlığımda bir, bir buçuk yıldır kamu personeli arasında başı kapalı kamu görevlileri de var. 'Bunu nasıl yapıyorsunuz' şeklindeki bir soruda, ben şöyle düşünüyorum. Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız. Yasal düzeyde düzenleme olmadığına göre yasa niteliğindeki normu, Türkiye'nin taahhüt altına girdiği uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak, başlarını kapatarak çalışmalarına fırsat verdiğimiz çalışanlarımız var. Türkiye'de bu alanda mağdur olmuş kişi ve ailelerin, bundan sonra mağdur olmayacağı kanısındayım. Türkiye'nin birlik ve düzeni açısından demokratikleşme alanında bu düzenlemelerin kazanım olacağına inanıyorum."
-"Türkiye'nin en büyük projelerinden biri Ovit Tüneli"
Türkiye'nin en büyük projelerinden birinin Ovit Tüneli olduğunu anımsatan Yazıcı, "Proje sadece tünelden ibaret değil. Üzerinde çalıştığımız İpek Yolu Projesi'nin canlandırılması ile alakalı bir çalışmadır. Cumhuriyetin 100| yılı 2023 yılına giderken 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize katkı sağlayacak. Karadeniz ile Güneydoğu Anadolu'yu birbirine bağlayacak çok önemli bir proje. Türki Cumhuriyetlerine, farklı coğrafyalara bağlantılarını sağlayacak" dedi.
Yazıcı, bölgede ticareti güvenli sağlayacak, Ovit'i denize, hava yolu bağlantısına ulaştıracak lojistik alana ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Bir tarafta İkizdere, diğer tarafta Çaykara'yı içine alan 1 milyon 395 bin metrekarelik alan belirledik. Bin 395 dönümlük alandan oluşan saha, yapılan çalışmalar sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca özel alan olarak belirlenmiş. Bu alan içinde lojistik alan yapılması için çalışmalar ivme kazanmış. Bunun yapılıyor olması, benzer lojistik alanların yapılması ihtiyacını ortadan kaldırmıyor. Hedefimiz büyük ve hedef doğrultusunda çalışmalar devam edecek" diye konuştu.
Lojistik merkezin bölge illerdeki ticari faaliyetlere katkı sağlayacağını dile getiren Yazıcı, lojistik merkez içinde gümrüklü sahalar, antrepoların olacağını ve hür türlü ihtiyacın karşılanacağını söyledi.
Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı'nda yaşanan silahlı yaralama olayının üzüntü verici olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gümrüklü sahalara girişin prosedürü var. Oradaki görevli elemanlarımız giren ve çıkanı denetlemekle yükümlüdür. Gümrüklü sahaya girmeye çalışanlar, fiziki müdahale yapıyor. Görevlimizi dövüyorlar ve o da görevi dolayısıyla üzerinde taşımak zorunda olduğu silahını kullanıyor. Yaralama oluyor ama keşke olmasa. Orada daha önce de birtakım çetevari yapılanmalar vardı, şikayetler alıyorduk. Orada mülki amir ve çalışanların dikkatini çekmiştik. Ne görevli elemanımız tartaklansın ne de taşıdığı silahını kullanmak zorunda kalsın."
Açıklamanın ardından Bakan Yazıcı'ya, Çayeli Spor Kulübü Başkanı Mustafa Baltacı tarafından adının yazılı olduğu forma hediye edildi.
Kaynak: AA
Barajsız bir seçimin, söylediği hedeflere hizmet etmeyeceğini vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Bir seçenek ortaya koyduk. İstiyorlarsa mevcut hali ile devam edelim, istemiyorlarsa ikinci seçenek daraltılmış bölge yüzde 5 baraj. Bu da istenmiyorsa dar bölge sıfır baraj. Dar bölgeden anlaşılması gereken bütün Türkiye 550 bölgeye ayrılır, en fazla oyu alan milletvekili olur. Burada baraja gerek yok. İkinci seçenek seçim bölgelerinde en fazla 5 kişi olacak şekilde daraltalım. Bu seçenek bana daha doğru gibi geliyor. Dar bölge sıfır baraja Türkiye hazırlıklı değil ama daraltılmış bölge şeklindeki seçim uygulamasını önceki yıllarda Türkiye yapmış, deneyimimiz var. Baraja ilişkin eleştirileri belli ölçüde gidermiş olacağı kanaatindeyim."
-"Millet, bütünün ismidir"
Yazıcı, "Andımızın" üzerinde ilginç değerlendirmeler yapıldığını, genelge ile ilkokul öğrencilerine mecbur hale getirildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Andın içerisinde doğru olan, yanlış olan sözcükler var. Irkçılığı öne çıkartan sözcükler var. 'Bunları ayıklayalım, şunlar olsun' demek daha büyük tartışmalara yol açar. Tümüyle ortadan kaldırmak çok daha doğru yaklaşım diye düşünüyorum. Bunun kaldırılması ile farklı zorlamaları, söylemek istemediği halde kerhen sözcükle ifade etmek gibi bir durumu ortadan kaldırmış oluyoruz. Yoksa biz Türk'üz. İnsan kendi etnisitesi ve onun değerleri ile övünür ama bunların hiçbiri diğerine bir üstünlük değildir. Bu ayrışmayı ortadan kaldırıyoruz. Bu konu ile ilgili eleştirilerin mantıklı makul gerekçeleri olmadığı kanısındayım. Kaldırılması yönündeki tasarruf doğrudur. Bunu eleştiren muhalefet partileri bildikleri halde, sırf muhalefet olsun diye bunları yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında özel odalarda konuşun, doğru olduğunu söyleyecek."
Türkiye'de bölünme olacağı yönünde kaygı duyanlar olduğunu ama bunların gereksiz olduğunu dile getiren Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç kimsenin kendi etnisitesi ile ilgili dil kullanması ve o dil ile eğitim yapması, o ülkenin bölünmesine yol açmaz. Bizim ortak paydalarımız, değerlerimiz var. Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet. Bizim millet kavramımız ırk tanımı içeren bir kavram değil. Millet, bütünün ismidir. Türkiye'nin her bölgesinde var olan, 76 milyondan oluşan, insanımızdan oluşan kümelerin yer aldığı bütünün ismidir. Millet bu. Bu hassasiyet var oldukça Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün zedelenmesi söz konusu değil. Bana göre kavga olmadan tartışıldığı ve konuşulduğu zaman hak verilecek, haksızlıkların ortadan kaldırılması milli birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirir, pekiştirir. Hükümetin yapmayı planladığı, açıkladığı demokratikleşme paketinin gerçekleşmesinin, bazılarının iddia ettiği gibi ayrıştırmaya değil, birlik ve bütünlüğümüzün pekişmesine, güçlenmesine daha güçlü zemin oluşturduğuna inanıyorum."
-"Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız"
Bakan Yazıcı, ilk defa Türkiye'de cumhurbaşkanını halkın seçeceğine dikkati çekerek, "Darbe sonrası bir kez yapılmış. İlk defa halk tarafından seçiliyor olması önemini artırıyor. AK Parti olarak, kesinlikle adaylıkla bağlantılı olarak seçim süreci içerisinde farklı beklentilere fırsat sağlayacak durum içerisine düşmeyiz. Doğru olan kararı oluşturur, onun arkasında yürürüz. Esas hedef, lider ülke, güçlü toplum hedefine odaklanırız. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde AK Parti açısından bir sorun yaşanmayacağı için Türkiye'de bir sorun olmayacağı kanısındayım" dedi.
Türkiye'de baş örtüsünden dolayı birçok ailenin mağdur olduğunu dile getiren Yazıcı, "Anayasada eğitim ve öğretim hakkına herkes sahip ama birtakım yönetmeliklerle, ikincil işlemlerle hak ve özgürlük kısıtlanmış. Hak ve özgürlükler ancak yasa ile düzenlenir. Baş örtmek bir hak mıdır? İnançla bağlantılıdır. Demokratik laik devlet, hiçbir dine hiçbir mezhebe içerik belirleyemez. 'Bu senin dinini gereğidir ya da değildir' diyemez. Bunu o dinin mensupları, alanda uzman olanlar belirler. Laik devletin buradaki görevi, hakem rolünde bulunmakla ibarettir. Türkiye'de her birey inandığı gibi kamuda da diğer şartları haiz ise görev alma hakkına sahiptir" diye konuştu.
Yazıcı, Türkiye'nin serinkanlı ve sabırlı süreç ile eğitimde yaşanan baş örtüsü sorununu aştığını, kamuda da başörtülü insanların çalışmasının yolunun açıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sorumluluğunu taşıdığım bakanlığımda bir, bir buçuk yıldır kamu personeli arasında başı kapalı kamu görevlileri de var. 'Bunu nasıl yapıyorsunuz' şeklindeki bir soruda, ben şöyle düşünüyorum. Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız. Yasal düzeyde düzenleme olmadığına göre yasa niteliğindeki normu, Türkiye'nin taahhüt altına girdiği uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak, başlarını kapatarak çalışmalarına fırsat verdiğimiz çalışanlarımız var. Türkiye'de bu alanda mağdur olmuş kişi ve ailelerin, bundan sonra mağdur olmayacağı kanısındayım. Türkiye'nin birlik ve düzeni açısından demokratikleşme alanında bu düzenlemelerin kazanım olacağına inanıyorum."
-"Türkiye'nin en büyük projelerinden biri Ovit Tüneli"
Türkiye'nin en büyük projelerinden birinin Ovit Tüneli olduğunu anımsatan Yazıcı, "Proje sadece tünelden ibaret değil. Üzerinde çalıştığımız İpek Yolu Projesi'nin canlandırılması ile alakalı bir çalışmadır. Cumhuriyetin 100| yılı 2023 yılına giderken 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize katkı sağlayacak. Karadeniz ile Güneydoğu Anadolu'yu birbirine bağlayacak çok önemli bir proje. Türki Cumhuriyetlerine, farklı coğrafyalara bağlantılarını sağlayacak" dedi.
Yazıcı, bölgede ticareti güvenli sağlayacak, Ovit'i denize, hava yolu bağlantısına ulaştıracak lojistik alana ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Bir tarafta İkizdere, diğer tarafta Çaykara'yı içine alan 1 milyon 395 bin metrekarelik alan belirledik. Bin 395 dönümlük alandan oluşan saha, yapılan çalışmalar sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca özel alan olarak belirlenmiş. Bu alan içinde lojistik alan yapılması için çalışmalar ivme kazanmış. Bunun yapılıyor olması, benzer lojistik alanların yapılması ihtiyacını ortadan kaldırmıyor. Hedefimiz büyük ve hedef doğrultusunda çalışmalar devam edecek" diye konuştu.
Lojistik merkezin bölge illerdeki ticari faaliyetlere katkı sağlayacağını dile getiren Yazıcı, lojistik merkez içinde gümrüklü sahalar, antrepoların olacağını ve hür türlü ihtiyacın karşılanacağını söyledi.
Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı'nda yaşanan silahlı yaralama olayının üzüntü verici olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gümrüklü sahalara girişin prosedürü var. Oradaki görevli elemanlarımız giren ve çıkanı denetlemekle yükümlüdür. Gümrüklü sahaya girmeye çalışanlar, fiziki müdahale yapıyor. Görevlimizi dövüyorlar ve o da görevi dolayısıyla üzerinde taşımak zorunda olduğu silahını kullanıyor. Yaralama oluyor ama keşke olmasa. Orada daha önce de birtakım çetevari yapılanmalar vardı, şikayetler alıyorduk. Orada mülki amir ve çalışanların dikkatini çekmiştik. Ne görevli elemanımız tartaklansın ne de taşıdığı silahını kullanmak zorunda kalsın."
Açıklamanın ardından Bakan Yazıcı'ya, Çayeli Spor Kulübü Başkanı Mustafa Baltacı tarafından adının yazılı olduğu forma hediye edildi.