Des Genel Başkanı Gürkan Avcı Açıklaması

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Dershanelerin zorla kapatılmasını, Türkiye’nin güçlendirmeye çalıştığı demokratik eğitim sistemi, hür teşebbüs ve liberal ekonomi normları bağlamında mümkün görmüyorum” dedi.


Dershanelerin kapatılması yahut zorla özel okula dönüştürülmesi yerine farklı bir ad ve kurum tanımıyla misyonlarını sürdüreceklerini öngördüğünü söyleyen Avcı, “Hükümet dershaneleri zorla kapatmak yerine, sınava giren öğrencilerin dershaneye dönük abartılı vazgeçilmezliğini ortadan kaldıracak kapsamlı reformlara kafa yormalıdır. Kaldı ki dershaneler bütün dünyada eğitim sistemlerinin destekleyici ve takviye edici çağdaş birer eğitim kurumları haline gelmiştir. Türkiye’deki temel sorun dershanelerin okulun önüne geçmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Türk eğitim sisteminin asıl sorununun dershaneler olmadığını düşünüyorum. Asıl sorun, sınavı kazanmak için dershaneyi mecbur hale getiren eğitim sistemidir. Asıl sorun dershaneleri okulun önüne geçiren eğitim sistemidir. Asıl sorun sınavcı eğitim sistemidir. Asıl sorun ezberci eğitim sistemidir. Asıl sorun eğitimde fırsat ve kalite eşitliğini bir türlü sağlayamayan eğitim reformlarıdır” dedi.

Avcı, “Eğitim ve öğretim adına önemli bir misyon ve destek hizmetini yerine getiren dershanelerin cebren kapatılmasının sanılanın aksine Anadolu insanına, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarına zarar vereceğine inanıyorum. Hükümetin eğitim politikalarıyla ilgili en mühim başarısızlığı eğitimde fırsat eşitliği ve eğitimde ortak kalite standardını yakalayamamış olmasıdır. Ezberci ve sınav merkezli bir eğitim sistemine sahip olmamız da ardından gelen sorunlardır. Altyapısı eksiz, donanımsız ve öğretmensiz okullarda okuyan yoksul, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarına bir fırsat ve umut veren dershanelerin kapatılması eğitim sistemimizin çıktılarında ve sistemin insicamında büyük depremler ve sıkıntılar oluşturur” dedi.

Dershanelere özel okula dönüşme dayatması yapılması farklı sorunlar oluşturacağına işaret eden Avcı, “Bugün özel okullarımız zaten eksik ve yarım kapasiteyle çalışıyor, mevcut kontenjanlarını doldurabilmiş değiller. Tüm dershaneler özel okul yapılsa dahi sınavcı, ezberci eğitim sistemi devam ettiği müddetçe dershane ihtiyacı tekrar nüksedecek, özel dersler, kayıtsız dershaneler, evlerde grup eğitimleri gibi uygulamalar hızla artacaktır. Eğitimde esas durulması gereken nokta bugüne ve konjonktürel engellere yönelik değil, geleceğe ve ortak bir hedefe yönelik çözümlerde buluşulmasıdır. Yoksa dershanelerin kapatılarak adının etüt merkezi olarak değiştirilmesi ne ihtiyacı ne de sorunu ortadan kaldırmaz. Eğitimde başarı yalnızca SBS, LGS, LYS sınav sonuçları ve skorlarla ölçülmemelidir, okullarda spor, sanat, kültür ve müzik eğitimi de çok önemsenmelidir. Başarılı okul ve öğrenciler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Türk eğitim sisteminin ezberciliği teşvik ettiğini, sorun çözme, düşünme, düşündüğünü ifade etme ve hayata geçirme yerine "A, B, C" şıklarından birini işaretleten reaktif bir bakış açısı öğrettiğini görüyoruz” dedi.

Hükümeti dershanelerde çalışan öğretmenlerin maaşları ve sendika hakkı konusunda da düzenleme yapmaya davet eden Avcı, “Dershanelerde ve özel eğitim kurumlarında yaklaşık 120 bin öğretmenimiz görev yapıyor. Özellikle kimi dershanelerde öğretmenlerimiz sigortasız, güvencesiz, zor ve sıkıntılı şartlarda veyahut asgari ücretle çalıştırılıyor. Özel sektörde öğretmen maaşları arasında büyük uçurumlar var. Tecrübesizlik bahanesiyle yıllarca asgari ücretle ‘stajyerlik’ yapmaya mecbur bırakılan genç öğretmenler, haftanın her günü 12-14 saat dershanelerde derse girmekte, boş zamanlarında ise soğuk, dar ve karanlık etüt odalarında öğrencilerle test çözmektedir. Hastalanma ve rapor alma hakkı dahi olmayan öğretmenlerin tatil yapma hakkı da olmadığı gibi çoğu sigortasız olarak çalışmaktadır” dedi

Kaynak: İHA