Dsp Genel Başkanı Türker'in Dünya İnsan Hakları Günü Mesajı
DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Demokratik değişim ve dönüşüm süreçleri iddiasına sahip olan hükümete düşen en önemli görev, her şeyden önce insan hakları ihlallerini önlemek, terörü durdurmak, hapisteki aydınları ve yazarları özgürlüğüne kavuşturmak olmalıdır" dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Türker, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 64. yıl dönümünde hukuksuzluklara karşı mücadele etmenin gereğinin bir kez daha ortaya çıktığını belirtti.
Türkiye'nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan hükümlerine uyacağını belirten beyannameyi imzalayan ilk ülkeler arasında yer aldığını ifade eden Türker, ancak Türkiye'de insan haklarına saygının anayasada dahi yer almasına rağmen tam anlamıyla yaşam bulmadığını kaydetti.
Türker, "Temel hak ve özgürlükleri ileri götürme konusunda söz veren hükümetin uygulamaları yüzünden ülkemizde hukukun üstünlüğü bile tartışılır olmuştur" dedi.
İnsan haklarının tam anlamıyla yaşam bulmasının her şeyden önce demokrasinin ve bu bağlamda hukuk devleti olmanın gereği olduğuna dikkati çeken Türker, insan hakları ihlallerinin başında yaşam hakkına yönelik tehditlerin en kötüsü olan terörün geldiğini dile getirdi. "Hükümetin terörle mücadele konusundaki başarısızlığı ülkemizi acılara boğmaktadır" diyen Türker, mesajını şöyle sürdürdü: "Demokratik değişim ve dönüşüm süreçleri iddiasına sahip olan hükümete düşen en önemli görev, her şeyden önce insan hakları ihlallerini önlemek, terörü durdurmak, hapisteki aydınları, yazarları özgürlüğüne kavuşturmak olmalıdır. 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nün terörün durdurulması ve hapisteki aydınlarımızın serbest bırakılması için milat olmasını temenni ediyor, adaletli, eşitlikçi, özgürlükçü politikaların egemen kılınmasını, her türlü ayrımcılığın ortadan kalkmasını, yargısız infazlar yerine adil ve etik yaklaşımların yaşam bulmasını temenni ediyorum. "
Kaynak: İHA
Türkiye'nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan hükümlerine uyacağını belirten beyannameyi imzalayan ilk ülkeler arasında yer aldığını ifade eden Türker, ancak Türkiye'de insan haklarına saygının anayasada dahi yer almasına rağmen tam anlamıyla yaşam bulmadığını kaydetti.
Türker, "Temel hak ve özgürlükleri ileri götürme konusunda söz veren hükümetin uygulamaları yüzünden ülkemizde hukukun üstünlüğü bile tartışılır olmuştur" dedi.
İnsan haklarının tam anlamıyla yaşam bulmasının her şeyden önce demokrasinin ve bu bağlamda hukuk devleti olmanın gereği olduğuna dikkati çeken Türker, insan hakları ihlallerinin başında yaşam hakkına yönelik tehditlerin en kötüsü olan terörün geldiğini dile getirdi. "Hükümetin terörle mücadele konusundaki başarısızlığı ülkemizi acılara boğmaktadır" diyen Türker, mesajını şöyle sürdürdü: "Demokratik değişim ve dönüşüm süreçleri iddiasına sahip olan hükümete düşen en önemli görev, her şeyden önce insan hakları ihlallerini önlemek, terörü durdurmak, hapisteki aydınları, yazarları özgürlüğüne kavuşturmak olmalıdır. 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nün terörün durdurulması ve hapisteki aydınlarımızın serbest bırakılması için milat olmasını temenni ediyor, adaletli, eşitlikçi, özgürlükçü politikaların egemen kılınmasını, her türlü ayrımcılığın ortadan kalkmasını, yargısız infazlar yerine adil ve etik yaklaşımların yaşam bulmasını temenni ediyorum. "