Yüksekliğe Meydan Okuyan Minare Boyacısı

Birçok kişinin bakmaya dahi cesaret edemediği minarelere çıkarak boya işi yapan ‘Akrep’ lakaplı 40 yaşındaki Ömer Yaldız, adeta ölüme meydan okuyor.

Yüksekliğe Meydan Okuyan Minare Boyacısı
Şeritle minare tepesine kadar çıkarak boya işi yapan Ömer Yaldız (40), görenleri hayrete düşürüyor. Bir minarenin boya işini yüksekliğine göre 4 ile 10 günde bitiren Yaldız, 20 yılda 167 minareyi boyadığını belirtti.

Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Yeşilalan köyünde doğan Yaldız, 20 yıldır Türkiye’nin birçok yerinde minarelerin boyama işi yaptığını kaydetti.

Evli ve 3 çocuk babası olan ve 17 yaşından beri minare boyayıp geçimini sağladığını kaydeden Yaldız, Van’ın Özalp ilçesine bağlı Emek köyünde 48 yıl önce yaptırılan köy camisinin minaresini de ilk kez boyadı. Aynı köyden olan hayırsever Yusuf Yılmaz tarafından boya ve diğer masrafları karşılanan işi yaptıktan sonra Türkiye’yi gezerek bu tür işleri yapan ‘Akrep’ lakaplı Ömer Yaldız, yerden yaklaşık 30 ila 70 metre yükseklikteki minarelerden sadece beline bağladığı ip ve sarkıttığı tahta tezgahı ile boya yapıyor

Onlarca metre yükseklikte çalışmaktan korkmadığını belirten Yaldız, bu işi 20 yıldan buyana yaptığını söyledi.

Yaldız, Trabzon’dan Van’a geldiğini, taşıması kolay olduğu için bu yöntemle minare boyadığını belirtti.

Tezgahını, Trabzon’dan buraya bir otomobilin bagajına koyup getirdiğini ifade eden Yaldız, “Yaklaşık 20 yıldır bu sistemle çalışıyorum. Bu sisteme de alıştım. Daha teknik bir sistemde yapmayı düşünmüyorum. Yüksekliği 30 ile 70 metre arası minare boyadım. Bu minarenin de yüksekliği 30 metredir. 70 metre yükseklikteki bir minareyi ortalama 10 günde boyuyorum. Bir minareyi boyarken etrafında dolanmıyorum. Üstten aşağı iniyorum ve bu işlemi minarenin çapına göre 3 veya 4 kez yapıyorum” dedi.

“İLK MİNARE BOYADIĞIM ZAMAN AYAKLARIM TİR TİR TİTRİYORDU” Minare boyama işini ağabeyinden öğrendiğini ifade eden Yaldız, “Ben 17 yaşında iken bu işi öğrendim. Lise birinci sınıfta okuduğum sıra karne tatiline girmiştik. Minare boyacısı olan ağabeyim beni de yanına götürerek şerefiyeden yukarı kurduğu merdivene çıkıp o kısmı boyamamı istedi. Ben o zamana kadar hiç bu kadar yükseğe çıkmamıştım. Bende itiraz etmeden merdivene çıktım. Merdivende dururken ayaklarım titremeye başladı.

Fırçayı boya kutusunun içerisine koyuyorum ellerim ve ayaklarım öyle titriyor ki tekrar iki elimle merdiveni tutuyorum. Ayaklarım titreye titreye boya işini yaptım. Daha sonra ağabeyim bu tezgahı kurup beni üzerine oturtturdu ve minarenin geri kalan kısmını da boyadım. O günden sonra bu işe devam ettim. Askerden geldikten sonra yakın bir köyün minaresini boyadım. Ondan sonra birçok minare boyama teklifleri geldi ve hepsini boyadım. İki kez tezgahtan düştüm. Ama yere çakılmamı minare ile belime bağladığım emniyet kemeri önledi” dedi.

“20 YILDA TOPLAM 167 TANE MİNARE BOYADIM” Bu mesleğe ilk adım attığı zaman çok korktuğunu ifade eden Yaldız, “Tezgah hafif sallandığı zaman yüreğim adeta ağzıma geliyordu. Ne zaman düşeceğimi hiç aklımdan çıkarmıyordum. Şimdi düşmek hiç aklıma gelmiyor. Artık bu benim yaşam tarzım gibi oldu. Bir senede 20 ile 30 minare boyadığım yıllar oldu. Fakat her zaman iş çıkmıyor. Bazı senelerde ise 2 tane minare boyadığım oldu. 20 yılda toplam 167 minare boyadım” dedi.

Kaynak: İHA