Tatlıses’e Saldırı Davasında Müştekiler İfade Verdi

Sanatçı İbrahim Tatlıses`e yönelik silahlı saldırı olayına ilişkin 9`u tutuklu toplam 12 sanığın savunması tamamlandı.

  Davanın müştekileri arasında bulunan Buket Çakıcı ve Hakan Çalışkan da akşam saatlerinde adliyeye gelerek ifade verdi .


İstanbul 17 . Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen davada , tüm sanıklar savunmalarını tamamladı . İbrahim Tatlıses’in asistanı olan , saldırıda yaralanan ve davanın müştekisi olan Buket Çakıcı ile Hakan Çalışkan dün görülen ilk duruşmaya katılmazken bugün akşam saatlerinde mahkemeye geldi .

Müşteki Çakıcı , saldırının öncesinde ve sonrasında herhangi bir tehdit almadığını ve sanıklarla husumetinin bulunmadığını kaydetti .

Kendisini yaralayanlardan davacı ve şikâyetçi olduğunu belirten Çakıcı , “Saldırı sırasında İbrahim Tatlıses’in vurulduğunu başındaki kanı görünce anladım . Omzumda bir ağrı hissettiğimde kendimin de vurulduğumu anladım . Bilincim zaman zaman açıktı . ” dedi .

Tutuklu sanık Abdullah Uçmak , Çakıcı’ya kimden davacı olduğunu sordu . Çakıcı ise “Yaralanmama sebep olanlardan davacıyım . ” cevabını verdi . Diğer müşteki olan ve saldırı sırasında Tatlıses’in bulunduğu aracı kullanan Hakan Çalışkan ise yara almadığını ancak psikolojisinin bozulduğunu anlattı .

Saldırının biranda olduğunu ve ateş açan şahısları göremediğini ifade eden Çalışkan , “Ateş açılan silahı göremedim . Ancak 2 kere tarama sesi geldi . ” dedi .


Savunması alınan tutuklu sanık Abdulvahap İş , 2004 yılından bu yana gazetecilik yaptığını ve mesleğinden dolayı yargılandığını öne sürdü . İddianamede yer alan telefon görüşmelerin tamamının mesleğiyle ilgili olduğunu belirten İş , evinde ele geçirilen basın bildirilerinin iddianamede örgüt dokümanı gibi gösterildiğini öne sürdü .

İddianamede Kuzey Irak`a giderek örgütle irtibatlı gibi gösterildiğini anlatan sanık İş , şöyle konuştu : “Sadece Irak değil diğer ülkelere de gittim . Kuzey Irak’a gitmemin sebebi tamamen mesleğimle ilgilidir . Ancak nedense polis fezlekesinde böyle belirtilmemiş . Zaten polislerle husumetim var . Daha önce de bir haber peşindeydim ve parmağımı kırmışlardı . Polisler tahmin ediyorum ki bu nedenle bu dosyaya beni kattılar . Burada yargılanan sanıkların hiç birini tanımam , hiç biriyle irtibatım yoktur . Ayrıca iddianamede kod adım olduğu ifade ediliyor . Böyle bir şey söz konusu değildir . ”

Tutuklu sanıklardan Bülent Altun hakkında somut bir delil bulunmadığını ve suçlamalardan da bir şey anlamadığını söyledi . Kapatılan DTP ve halen faaliyet göstermekte olan BDP`nin Silivri teşkilatında görev aldığını belirtti . Sanık Altun , " Benim bağlı olduğum teşkilat bana bir genelge gönderdi . `Referandumda boykot yapacağız` dediler . Bunun üzerine boykot çalışması yürüttük . Kasıtlı olarak bana böyle bir suçlama yapıldı . DTP kapatılırken bütün eşyalar çöpe atılıyordu . Ben de parti binasında bulunan CD ve DVD gibi şeyleri alarak evime götürdüm . Bu CD ve DVD`leri hiç açıp bakmadığım için içerisinde ne olduğunu bilmiyordum . ” diye konuştu .

Tutuksuz sanık Cengiz Güney ise örgütle hiçbir bağlantısı olmadığını , İbrahim Tatlıses`e yapılan eylemden daha önce haberi olmadığını belirtti .


Tutuksuz sanık Emin Birdal ise savunmasında Abdulvahap İş’e benzeyen bir kişinin evine geldiğini ve kendisine Nihat Şimşek`i sorduğunu söyledi . Nihat Şimşek’in Silivri`de oturduğunu söylediğini kaydeden Birdal , daha sonra Şimşek`i arayıp telefonu bu kişiye verdiğini ve aralarında konuşmaya başladıklarını anlattı .

Sanık Birdal , “Bu kişi kendisini tanıtırken adının Siyabent olduğunu söyledi . Aralarında anlamadığım bir takım şeyler konuştular . Daha sonra evde bulunan kardeşim ile ben bu durumdan şüphelenerek bu kişiye Nihat`ı nereden tanıdığını sorduk . Bunun üzerine işi olduğunu hemen gitmesi gerektiğini belirterek bana kibrit kutusu büyüklüğünde bir şey çıkarıp Nihat`a vermem gerektiğini söyledi . Ben de aldım . Aklıma bir şey gelmedi . Aradan on dakika geçti Nihat gelerek bana bırakılan bu şeyi aldı . Başıma ne geldiyse bundan geldi . Olayla alakam yoktur . Mağdur oldum . ” şeklinde kendini savundu .


Tutuksuz sanık Coşkun Yıldız ise saldırının yaşandığı tarihten önce iş için Kuzey Irak’a gittiğini belirtti . Sanık Yıldız , saldırının yaşandığı 13 Mart 2011 tarihinden 1 hafta sonra ise tekrar Türkiye’ye geri döndüğünü anlattı . İddianamede terör örgütü üyesi olmakla suçlandığını belirten Yıldız , “Örgüt üyeliğinin bir ölçüsü var mıdır? Diğer sanık Nihat Şimşek benim 10 yıllık arkadaşımdır . Onunla arkadaş olduğum için örgüt üyesi isem bu mantığa göre benim arkadaşlarımda örgüt üyesi olmalıdır . ” diyerek savunma yaptı .