Gümüşhane`de Camiler Kadir Gecesinde Doldu Taştı
Gümüşhane`de Kadir Gecesi`nde, vatandaşlar camilere akın etti.

Yatsı ve teravih namazlarının kılınmasının ardından geçtiğimiz ay açılışı gerçekleştirilen Ahmet Ziyaüddin Camii`nde vatandaşların ziyaretine açılan Sakal-ı şerif için uzun kuyruklar oluşturuldu.
Kuşaklar boyunca Sakal-ı Şerifi muhafaza eden Kocatürk ailesi mensuplarından Hacı Erkan Kocatürk, Peygamber Efendimiz`in sakalı anlamına gelen "Lihyei Saadet`in" Gümüşhane`ye Meclisi Mebusan`dan Gümüşhane Milletvekili Mısırlıoğlu Hayri Efendi vasıtasıyla hicri 1328 tarihinde getirildiğini söyledi. Kocatürk, o dönemde Padişah fermanı ile Gümüşhane`ye getirilen 2 adet Sakal-ı şeriften birisinin Gümüşhane`nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye Mahallesi`ndeki Süleymaniye Camii`nde, diğerinin ise BağlarbaşıMahallesi`ndeki camide bulunduğunu söyledi.
Sakal-ı Şeriflerin her yıl Kadir gecelerinde müslümanların ziyaretine sunulduğunu kaydeden Kocatürk, "O günden beri bu hizmet mütevelli heyet vasıtasıyla devam ediyor" dedi. Sakal-ı Şerifin bulunduğu muhafazanın ilk günkü şekliyle durduğunu, orjinalinin bozulmadığını dile getiren Kocatürk, "Padişah fermanıyla geldiği şekliyle muhafaza altında tutuluyor. Hayri efendiden sonra mütevelli heyet, muntazaman muhafaza ediyor" şeklinde konuştu.
Vatandaşlar sakalı şerifi yakından görebilmek için uzun kuyruklar oluştururken, tekbir ve selavatlar eşliğinde muhafazasındaki cam, sürekli gül suyu ile silindi. Gümüşhane`de müslümanların akın ettiği bir diğer camii de Mordut Camii oldu. Kent merkezindeki camiide bulunan Hırka-i Şerif ziyaret edildi
Caminin imamı Mustafa Okur, Hırka-i Şerif`in Yemen`de görev yapan bir Subay tarafından "Mukaddes Emanetlerin" taksimi sırasında aldığını ve vasiyet üzerine bu camiye getirildiğini söyledi.
Okur, Hırka-i Şerif`in Gümüşhane`ye geliş hikayesini şöyle anlattı: "Kadirbeyoğlulları semtinden olan bir kadın İstanbul`da yaşamakta. Bu annemizin oğlu Osmanlı zamanında Yemen`de subay rütbesinde çalışıyordu. Mukaddes emanetler taksim edildiği zaman bu Subayımız, Yemen`den aldığı Hırka-i Şerif`i İstanbul`da ki annesine hediye olarak getiriyor. Osmanlı dönemindeki bu annemiz bunu yıllarca saklıyor. `Birgün olur da Kadirbeyli semtine bir cami yapılırsa insanların hizmetine sunarım` diye anne bunusaklıyor. Nihayet 1968 yılında mahalleye cami yapılınca çocuklar Hırka-i Şerif`i camimize getiriyor." Ön tarafının Kelime-i şehadet ve Kelime-i tevhidlerle bezeli olan Hırka-i Şerifin özel kabında kendilerine geldiği gibi durduğunu kaydeden Okur, "Bizim için geçerli olan Hırka-i Şerifin kendisi değil temsil ettiği o manevi makamdır. Bizim inancımız odur. Hırka-i Şerif`in nezdinde Peygamber efendimizi anıyoruz. Onu seviyoruz, ona selatü selam getiriyoruz" dedi.
Camilere akın eden ve kutsal emanetleri ziyaret eden vatandaşlar ise böylesine mübarek geceler bu tür ziyaretlerin insanın maneviyatını arttırdığını söyledi.
