Erdoğan: Kimsenin Yaşam Tarzına Katılmadık

İZMİR (A.A) – 04.06.2011 – AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Demokrasinin beşiği İzmir, Menderes‘i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir, inanıyorum ki yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır‘‘ dedi..

Erdoğan, partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı‘nda düzenlediği mitingde halka seslendi.

12 Mart‘ta, 12 Eylül‘de, 28 Şubat‘ta demokrasiye, milli iradeye müdahale edildiğini, tüm bu süreçlerde Türkiye‘de sanal düşmanlar, sanal korkular, düşman ülkeler icat edildiğini, inançların, değerlerin, belli grupların düşman gibi, tehdit gibi görüldüğünü kaydeden Erdoğan, ‘‘Sevgili İzmirliler 27 Mayıs‘ı, Adnan Menderes‘in ve iki arkadaşının idam edildiği o günü kimler bayram ilan etti? Maalesef CHP, 27 Mayıs‘ı bayram ilan etti düşünebiliyor musunuz? Bu ülkede, bu ülkeye hizmet veren çok partili döneme giren ve bu hizmeti veren halkın iradesiyle iktidar olan bir Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği günü bayram ilan eden zihniyet CHP. Kardeşler, İzmir demokrasinin beşiği İzmir, Menderes‘i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir inanıyorum ki, yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır.‘‘

İnsanları dillerine, dinlerine, inançlarına, yaşam tarzına göre ayırmadıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

‘‘Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Boşnağıyla Arnavutuyla Romanıyla Arabıyla yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Ne dedik, bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Hiç endişeniz olmasın. Devlet karşısında herkes birinci sınıf vatandaştır. Devlet önde değil, insan öndedir. Devlet insanın hizmetkarıdır. Devleti öne alan değil, bireyi öne alan anlayış, AK Parti‘nin anlayışı, bizimle bu geldi. Onun için eğitimde sağlıkta bu adımları attık. Hiç endişeniz olmasın. Şeyh Edebali‘den aldığımız öğütle her zaman kararlılıkla şunu söyledik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Hiç kimsenin yaşam tarzına karışmadık, hiç kimsenin değerlerine, yemesine, içmesine, giyim kuşamına  müdahale etmedik, edilmesine izin vermedik. Kimseye tehdit gözüyle bakmadık. Allahaşkına şu sekiz buçuk yıllık iktidarda bir Allah kulu çıkıp söyleyebilir mi, ‘Benim içmeme karıştılar, benim giyimime, yaşamıma karıştılar‘ diyebilir mi? Karışmadık. Herkes istediği gibi yedi, istediği gibi içti, istediği gibi yiyor, içiyor. Gelirken baktım, gençler serpilmişler, istediği gibi içiyorlar. Bizim böyle bir yanımız yok. Bizim derdimiz başka, bizim derdimiz Türkiye‘yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak. Bizim derdimiz milletin evlatlarını bilimde, sanatta, fikirde, düşüncede aklınıza ne gelirse gelsin öncü haline getirmek. Öncü olacak bizim evlatlarımız, mucit olacak olacak. Bizim derdimiz geride eser bırakmak. Yarın birilerine arkamızdan, ‘Allah onlardan razı olsun‘ dedirtmek. Bu ne olacak yahu? Ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Hoca efendi musalla taşında ne diyecek? ‘Cumhurbaşkanı niyetine mi, başbakan niyetine mi, profesör niyetine mi, trilyarder niyetine‘ mi diyecek? ‘Er kişi, hatun kişi niyetine‘ diyecek. İki metreküp yere bırakacaklar, ondan sonra gidecekler. Fakat bakıyorsunuz bir tane profesör çıkıyor. Zincirlikuyu Mezarlığı kapısındaki kitabede ne diyor? Orada, ‘Her nefis ölümü tadacaktır‘ diyor. Bu bayan ne diyor? ‘Evet her ayeti bilmek zorunda değilim ama onun ayet olduğunu biliyorum ama sinir bozucu‘ diyor. Yeni açıklamalar var hala iflah etmiyor ve şimdi o da genel başkanı gibi tornistan yapıyor. ‘Nefis ile can aynı değildir‘ diyor. Kardeşler bunların genlerine işlemiş genlerine. Bir diğeri ne diyordu, o da profesör. 27 Mayıs‘ı onlar bayram ilan ettiler ya. Göbek atıp oynadılar. Bunlar devrimden nemalanıyorlar.‘‘

-‘‘81 İLDE AYRI DİL KULLANMIYORUZ‘‘-

İzmir‘de kampanyanın yetmişinci mitingini düzenlediklerini, Bayburt‘tan yola çıktıklarını, batıda Edirne‘ye, doğuda Van‘a, kuzeyde Trabzon‘a, güneyde Antalya‘ya uğradıklarını, her şehirde milletle kucaklaştıklarını, her şehirde kardeşliğe vurgu yaptıklarını, hepsinde ‘‘demokrasi‘‘ dediklerini, ‘‘özgürlük‘‘ dediklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘‘Büyük Türkiye dedik. Gittiğimiz her şehirde gönül diliyle konuştuk. Samimiyetin diliyle konuştuk. Hasbiliğin diliyle konuştuk. Çünkü biz Hazreti Mevlana‘nın öğüdüne kulak veriyoruz. Biz olduğumuz gibi görünüyoruz, göründüğümüz gibi oluyoruz. Bizim yaptıklarımız neyse milletimiz de odur. Bizim kalbimizde ne varsa dilimizde de o var. Dilimizde ne varsa gönlümüzde de o var. 81 vilayete 81 ayrı dil kullanmıyoruz. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye farklı kelimeler kullanmıyoruz.‘‘

-CHP ZİHNİYETİ KİRLİDİR-

Erdoğan, ‘‘CHP eşittir devrim‘‘ diyerek Hopa‘da CHP‘nin pankartlarının yanında ‘‘Tek Yol Sokak, Tek Yol Devrim‘‘ pankartının olduğunu, altında da Halkevleri yazdığını, bunların legal görünüp illegal hareket ettiğini belirtti.

Erdoğan şöyle konuştu:

‘‘İşte gel bak meydanda konuş. Çık basın toplantısı yap. Televizyonda çıkıp konuşuyorsun. Şu İzmir‘in yollarını tamamlıyor bitiriyorsanız bu devrimdir, İzmir‘i İstanbul‘a bağlıyorsanız, denizleri aşarak köprüler yapıyorsanız, bu ulaşımda devrimdir. İzmir‘e modern Adnan Menderes Havalimanı‘nı yapıyorsunuz bu devrimdir. İzmir arsenikli su içiyor muydu? İşte Gördes Barajı‘ndan buraya suyu biz getirdik biz, belediye değil. Suyu getirmek belediyenin işiydi. Şimdi biz havalanından indik buraya geliyoruz. Aman yarabbi o ne pis kokuydu, o ne pislikti. Hani nerede hani CHP zihniyeti? CHP zihniyeti budur. Aynen bende İstanbul‘u CHP zihniyetinden böyle aldım. Haliç pislikti, pis kokuyordu. 4.5 yıllık belediye başkanlığımda Haliç‘i temizledik, pırıl pırıl yaptık. Yüzüyorlar, balık tutuyorlar. Yav sen şehrin içinden geçen affedersiniz, dereleri temizleyemiyorsun, nasıl belediye bu? Alsana bunları kolektörlerin içine, bunları arıtsana. CHP zihniyeti kirlidir, kirli. Bunları neresi paklar? Sandık sandık... Onun için gelin demokrasi dersini sandıkta verelim bunlara.‘‘

-‘‘İSPAT ETSİN BU GÖREVİ BIRAKIRIM‘‘-

İzmir‘in durumunun ortada olduğunu, Akdeniz‘in en güzel şehrinin böyle bir manzarayı hak etmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle dedi:

‘‘Türkiye‘nin bu güzel şehri, bütün kaynaklarına potansiyeline güzelliğine rağmen bu çirkin görüntüleri, bu altyapı eksikliğini, bu hizmet yoksulluğunu hak ediyor mu? Bakınız size yalan söyleniyor. Bakın çok açık net söylüyorum. Eski Ulaştırma Bakanım Binali Bey, Turizm Bakanım Ertuğrul Bey, genel başkan yardımcım Nükhet Hanım buradalar. Çok iddialı konuşuyorum. İzmir‘in Büyükşehir Belediye Başkanı, kendi akıl hocası genel başkanıyla ne konuşacaksa, onu konuşsun. Eğer büyükşehir belediyesi olarak hak ettiği parayı almıyorsa, gelsin bana ispat etsin, ben bu görevi bırakırım. Bu kadar açık konuşuyorum. Çünkü Tayyip Erdoğan, hiçbir belediyeye görevi geldiğinden bu yana adaletsizlik yapmamıştır.‘‘

Kaynak: AA