Dijital dünya, kaybolan doğanın peşinden gidiyor

İstanbul Modern'de açılan Kayıp Cennet sergisi doğa ve teknoloji ilişkisini ele alıyor. Müze böylece ilk kez, tamamen dijital medya ve videolardan oluşan bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Dijital dünya, kaybolan doğanın peşinden gidiyor
Dijital medya, videolar, internet ağları kullanılarak üretilen ya da sadece bilgisayarla hazırlanmış sanat eserleri de son yıllarda plastik sanatlar dünyasında hatırı sayılır bir yer ediyor. Hatta sırf bu yüzden uluslararası arenada sanatçıların bir kısmı güzel sanatlar eğitiminin yanı sıra, mühendislik eğitimi de alıyorlar. Sanat dünyasındaki bu eğilim, İstanbul Modern'de açılan 'Kayıp Cennet' başlıklı sergiyle öne çıkıyor. Serginin özelliği müzede ilk kez sadece dijital medya ve videolardan oluşan sanat eserlerinin yer alıyor olması. Üstelik serginin konusu da teknolojinin insan üzerindeki etkisi... Teknoloji ve doğanın, insanın varoluşundan bu yana süregelen savaşı ve iç içe geçen ilişkisi, müzede 24 Temmuz'a dek sürecek serginin içeriğini oluşturuyor. Sergide ayrıca dünyayı etkileyen önemli ekolojik değişimlere dair güncel konular da mercek altına alınıyor. Serginin ismi de John Milton'ın Âdem ve Havva'nın cennetten kovuluşunu ve ilk günahın lekesini anlatan bir şiirinden geliyor.

DOĞA VE TEKNOLOJİ İÇ İÇE

Serginin küratörlüğünü, İstanbul Modern Başküratörü Levent Çalıkoğlu'yla birlikte daha önce 6. Uluslararası İstanbul Bienali'nin küratörlüğünü üstlenen İtalyan küratör Paolo Colombo üstleniyor. Serginin eş küratörü Paolo Colombo rahatsızlığı nedeniyle sergi için düzenlenen basın toplantısına katılamadı. Ancak sergi için yazdığı katalog yazısında "Sanatçılar doğaya karşı doğru ve yanlış davranışlarımızı mercek altına alarak neyin yanlış olduğunu ve telafisi için ne yapılabileceğini ele alıyorlar," diyor. Levent Çalıkoğlu ise: "Bu sergi uzun süredir aklımızdaydı. Doğa ve teknoloji karmaşık ilişkilerin kaynağı. Sürekli bir çarpışma var aralarında. Sergideki çalışmalar ilişkinin ne kadar iç içe olabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Bunu yaparken de yine teknolojiyi kullanıyor. Bu günümüz sanatçılarının ağırlıklı olarak üzerinde durdukları bir konu. İstanbul Modern de böyle bir konu vesilesiyle ilk kez bu kadar dijital medya ağırlıklı bir sergiyi ağırlıyor," diye anlatıyor serginin konseptini. Sergide doğayla ilgili konular üzerinde duran, endüstrinin ve teknolojinin çevreye olan etkilerini inceleyen, Doug Aitken, Francis Alys, Katerina Athanasopoulou, Jim Campell, Ergin Çavuşoğlu, DesertMed, Shaun Gladwell, Emre Hüner, Nina Katchadourian, Ali Kazma, Laleh Khorramian, Guy Maddin, Rivane Neuenschwander, Ulrike Ottinger, Tony Oursler, Qiu Anxiong, Pipilotti Rist, Charles Sandison, Kiki Smith, Bill Viola ve Pae White'ın çalışmaları yer alıyor. Engellemeler adlı video serisinden üç çalışmasıyla sergiye katılan Ali Kazma, "Günümüzde bir çocuk 15 yaşına geldiğinde belki ilk kez bir tuval üzerine yağlı boya çalışmayla karşılaşıyor. Oysaki yuvadan itibaren televizyon ve bilgisayarla iç içe. Dolayısıyla ileride dijital medya sanatlarının çok daha fazla kullanıldığı bir jenerasyonla karşılaşacağmız kesin," diyor. www.istanbulmodern.org