Bakan Bağış, Antalya'da 11. Turizm Kongresi'ne Katıldı
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Türkiye son 9 yıl içerisinde demokratikleştikçe, şeffaflaştıkça, kalkındıkça bundan hepimiz kazanıyoruz.
Buraya gelmeden önce Prag`da, Brüksel`de temaslarımız vardı. 4 günlük ziyaretimizde Türkiye`nin yaktığı umut ışığının insanları nasıl aydınlattığını gördük. Türkiye`ye bakışların nasıl değiştiğini gördük. Bazı hastalıklı zihniyetlerle de karşılaştık ama onlara da münasip cevaplarını verdik" dedi
Resort Turizm ve Seyahat Endüstri Dergisi`nin 11`incisini düzenlediği Turizm Kongresi, Antalya Talya Convention Center`de başladı. Kongreye Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşarı Özgür Özaslan, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB)Başkanı ve Resort Dergisi imtiyaz sahibi Sururi Çorabatır, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut ve çok sayıda turizmci ve yabancı konuk katıldı. Kongrede konuşan Bakan Egemen Bağış, Türkiye`nin turizmde geldiği noktanın ortada olduğunu ifade ederek, "Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Burada belki bir misafir olarak konuşuyorum. Ama kendimi misafir olarak hissetmiyorum. Mevlüt`le muhabbetimiz üniversite öğrencilik yıllarına gider. Amerika`da Türk Gençlik Derneği`nin başkanlığınıyaptığım dönemde futbol takım kaptanıydı. O zaman iyi bir santrafordu. Şu anda da Türkiye`nin Avrupa`daki en iyi oyuncularından bir tanesi. 850 milyon Avrupalıya liderlik ediyor. Onunla gurur duyuyoruz. Menderes Türel` in kıymetini Antalya daha iyi anladı. Bazen derler ya `Bir musibet bin nasihatten daha iyidir`. Antalya içine düştüğü hatayı en kısa zamanda telafi edecektir. Buna yürekten inanıyorum. Bu nedenle kendimi iki kardeşim arasında misafir olarak görmüyorum" dedi
"Bugün dünyada turizm sektöründe söz sahibi olan ve dünya pazarının çok büyük bir bölümünü temsil eden firmaların yöneticilerin aramızda olması Türkiye`nin ve Antalya`nın geldiği noktayı gösteriyor" diyen Bakan Bağış, "Türkiye bugün siyasi ve demokratik istikrarın en önemli semerelerini, meyvelerini turizm sektöründe yiyor. Türkiye gerçekten meyvelerini turizm sektöründe de yiyor. Türkiye son 9 yıl içerisinde demokratikleştikçe, şeffaflaştıkça, kalkındıkça bundan hepimiz kazanıyoruz. Buraya gelmeden öncePrag`da, Brüksel`de temaslarımız vardı. 4 günlük ziyaretimizde Türkiye`nin yaktığı umut ışığının insanları nasıl aydınlattığını gördük. Türkiye`ye bakışların nasıl değiştiğini gördük. Bazı hastalıklı zihniyetlerle de karşılaştık ama onlara da münasip cevaplarını verdik" diye konuştu
"DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ DA TURİZMCİLER GİBİ HER ŞEY DAHİL ÜZERİNE KURULU" Turizmde yaşanan büyük gelişmede Antalya`nın hep başrolü oynadığını kaydeden Bakan Bağış, sözlerine şöyle devam etti: "Antalya Türkiye`nin aynasıdır, vitrini, dünyaya açılan kapısıdır. Dünya üzerinde yeşil ve maviyi tarih ve tabiatı kültür ve coğrafyayı en güzel buluşturan bölgelerden şehirlerden bir tanesidir. Antalya, Alanya`dan, Gazipaşa`dan Kaş`a kadar her yerinde insanların huzur bulduğu ve sadece bugün değil farklı kültürlerin ve medeniyetlerin birlikte insanlığa huzur verdiği bir bölge olmuştur. Gerçekten farklı inançların mensuplarının huzur içinde yaşadığı dünyada birbirine zıt olan ülkelerin aynı havuzdayüzebildiği, tavla oynayabildiği ender destinasyonlardan bir tanesidir. Antalya güneşin en parlak bir canlılıkla insanları aydınlattığı bir bölgemizdir. Aslında bu güneşin parlaklığı Türkiye`nin tamamına yansımaya başladı. 9-10 yıl öncesinde içerisine kapanmış bir fotoğraf sunan Türkiye kısa süre içerisinde gerçekleştirilen demokratikleşme hamleleriyle ilgi odağı haline geldi. İçeride güçlü bir siyasi irade ile sağladığımız istikrar ve güven ortamı Türkiye`ye yatırımı da turizm açısından da konuklarımızıgetirme konusunda bize çok önemli bir platform sağladı. Bizim demokrasi anlayışımız da aynı siz turizmciler gibi her şey dahil üzerine kurulu. Turizmde olduğu gibi demokraside de milletimize bütün fırsatları aynı paket içerisinde sunmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı arasında ayrım yapmamaya çalışıyoruz. Doğulusu, batılısı, kadını, erkeği, genci, yaşlısı, Türkü, Kürtü, Abazası, Boşnağı, Çerkezi hiçbir ayrım yapmadan bu ülkedeki her bir vatandaşın anayasal haklarından sonuna kadar yararlanmasıiçin çalışıyoruz. Bunun neticesinde Türkiye farklı bir noktaya geldi." "AVRUPA`DA MUHATAP OLDUĞUMUZ O HASTALIKLI ZİHİNLER" Türkiye`nin AB sürecinden bahseden Bakan Bağış, "Türkiye`nin AB`ye ilk başvurduğu yıllarda 1959 yılında Menderes, o tarihi süreci ilk başlattığında Türkiye`ye gelen turist sayısı 198 bin 841 imiş. Bu rakam şu anda 30 milyona yaklaştı. O zamanlar Türkiye`nin yıllık turizm geliri 9 milyon dolar, şu anda indirekt gelirlerle birlikte sektörün ülkemize kazandırdığı miktar yılda 30 milyar dolar. Bazen halen Avrupa`da muhatap olduğumuz o hastalıklı zihinler, hala o Türkiye ile muhatap olduklarını zannediyorlar.Kişi başına düşen geliri 400 dolar olan bir Türkiye vardı. Şu anda 10 bin doların üzerine çıktık. Geçen yıl ülkemizin ekonomisi yüzde 8.9 büyürken, Avrupa ortalaması yüzde 1.5 büyüdü. Bu yılın ilk 6 ayında ekonomimiz yüzde 10.2 büyüdü. Bu büyümenin arkasındaki en önemli faktörlerden bir tanesi de küresel sermayenin ülkemize gelmesidir. Bu küresel sermaye nereden gelmektedir diye bir düşünür müsünüz? Ülkemizdeki küresel sermayenin yüzde 85`i AB üyesi ülkelerden gelmektedir. Bu yılın ilk 6 ayında ülkemizegelen yabancı sermayenin yüzde 92`si AB üyesi ülkelerden gelmiştir. Bu da aslında Avrupa`daki iş dünyasının ekonomik karar mekanizmalarının, siyasilerinin çok önünde gittiğini ve onları da peşlerinden sürükleyip getireceğinin göstergesidir. Ben bu yüzden AB sürecimiz konusunda da umutluyum. Biz o noktayı kesinlikle yakalayacağız" dedi. "TÜRKİYE AB PROJESİ İÇİNDE YER ALMALIDIR" Türkiye`nin batının en doğusu, doğunun en batılı ülkesi olarak muazzam bir potansiyeli temsil ettiğini ifade eden Bakan Bağış, şöyle konuştu: "Bizim 2023`te turizm hedefimiz turizmden en fazla gelir kazanan, en çok turist çeken dünya çapındaki 5 ülkeden birisi olmaktır. Sizlerle el ele verirsek hep birlikte bunu gerçekleştiririz. Türkiye`nin bir turizm destinasyonu olarak yükselmesi tarihinin, dokusunun, zenginliklerinin bütün dünya tarafından bilinmesi, aynı zamanda Türkiye`nin dünyadaki imajıyla çok alakalıdır. Sizlerin Türkiye`de ağırladığınız misafirleriniz, konuklarınız arasında anket yaptığınız zaman Türkiye`de bir hafta tatil yapan birturistin Türkiye`nin AB sürecine bakışının bile değiştiğini görüyoruz. O yüzden sizlerle birlikte müzakereyi yürütüyoruz. Sizler Türkiye`nin AB müzakere heyetinin en doğal üyelerisiniz. O nedenle bu toplantıda olmayı istedim. Bu davet geldiği zaman Türkiye`nin AB yolundaki en önemli engeli olan, önyargıları kırma konusundaki en önemli müttefiklerin toplantısında bulunmam gerektiğini düşündüm. Yoğun programına rağmen buraya geldim. Sizlerle birlikte biz çok önemli bir projeyi gerçekleştiriyoruz. AB aslınabakarsanız, bir ekonomik ya da siyasi birlik değildir. Bir fikirdir, barış projesidir. Hem de insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesidir. Bu kıtasal barış projesini küreselleştirmek istiyorsak Türkiye`nin o projenin içerisinde fikrin içerisinde yer alması gerekmektedir. Türkiye batının en doğusu, doğunun en batılı ülkesi olarak muazzam bir potansiyeli temsil etmektedir." BAŞBAKAN ERDOĞAN`I ÖRNEK GÖSTERDİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Orta Doğu gezilerinden de örnekler veren Bakan Bağış, "Bugün Mısır, Libya, Tunus`a gidip oradaki kardeşlerimizle birlikte bir cuma namazı eda edebilecek birçok Müslüman lider vardır. Aynı coğrafyalara gidip demokrasinin ve laikliğin erdemlerinden bahsedecek birçok batılı lider de vardır. Ama hem onu hem de onu yapabilecek çok fazla lider yok dünyada. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Kahire Havalimanı`na indiğinde sabahın 2`sinde 20 bin Mısırlı kendisini karşılıyorsa,Libya`daki meydanda 25 bin kişiye `Anayasanızda demokrasi ve laikliğe mutlaka yer verin` dediğinde 25 bin kişi alkışlıyorsa demek ki Türkiye`nin çok farklı bir mesajı vardır. İşte Türkiye`nin bu potansiyeline AB`nin de ihtiyacı var. Sizler burada ağırladığınız her konuğunuzla Türkiye`nin mesajını dünyaya yayıyorsunuz. Sizler buraya gelen her bir yabancı konuğumuzu Türkiye`nin bu barış projesindeki yeri konusunda da ikna ederek gönderiyorsunuz. Sizlere teşekkür etmekten büyük onur duyuyorum" ifadelerinikullandı. "TÜRKİYE`NİN ULUSLARARASI CAMİADAKİ ÖNYARGILARI KIRMASI, TURİZMİ CANLANDIRMASIYLA OLUR" Turizme artık farklı bir perspektiften bakılması gerektiğinin altını çizen Bakan Bağış, "Bu perspektifte pasta büyüsün, herkes pay alsın istiyoruz. Nasıl katma değeri arttırabiliriz? Kruvaziyer müşterilerini nasıl çekebiliriz? Golf turizmini nasıl canlandırabiliriz? Bunları bu toplantıda tartışmanızı rica ediyorum. Geleneksel turizm seçeneklerini artık zenginleştirmemiz lazım. Bunu da Avrupa`daki dostlarımızla birlikte yapmamız gerekir. Biz turizmi sadece Antalya`nın bir konusu olarak görmüyoruz. Artıkturizm Türkiye`de 81 ilde üzerine odaklanması gereken çok önemli bir sektör. Türkiye`nin imajı açısından da çok önemli bir sektör. İşi kolay kılabilmek için birbirimizi tanımamız lazım. Türkiye`nin uluslararası camiadaki önyargıları kırması, turizmi canlandırmasıyla olur. Turizmde istihdamı arttıralım, turizmde önemli bir takım oyunu ortaya koyalım. Yardımlaşalım, dayanışma içinde olalım. Avrupa`daki operatörlerimizi burada dinledik. Birbirimizi rakip olarak görmeyelim. Aynı takımın oyuncuları olarakgörelim. Pastayı büyütürsek herkesin dilimi de büyür. Rekabeti sadece ve sadece kaliteyi arttırmak için önemseyelim. Ama işbirliği yaparak dayanışma içerisinde olarak çok farklı bir noktayı geliştirebileceğimizin inancında olalım" şeklinde konuştu. AKTOB Başkanı ve Resort Dergisi imtiyaz sahibi Sururi Çorabatır ise, dergilerinin düzenlediği kongreye katılanlara teşekkür ederek, Antalya`nın dünya turizm hareketliliğinin en yoğun yaşandığı yerlerden birisi olduğunu söyledi. Antalya`nın bugün Akdeniz`de bölge liderliğine giden bir sürecin içine girdiğine dikkat çeken Çorabatır, "Bu veri ve olgulara dayanan bir gerçektir. Türkiye son 10 yıldır turizmde hızlı bir gelişme içine girmiştir. 11. yılını dolduran Resort Dergisi, birimlerin dünyada buluşmanoktası olmuştur" diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan da, turizmin Türkiye için bir başarı hikayesi olduğunu ifade etti. Türkiye`nin 20 yıl önce olan 5.5 milyon turist sayısını 2001 yılında 11 milyona, 2011 yılında ise 30 milyona yükselttiğini hatırlatan Özaslan, gelişmekte olan ekonomilerde turizmin önemini kimsenin tartışmadığını kaydetti. Türkiye`nin turist sayısı bakımından dünyada 7`inci, Avrupa`da ise 5`inci sırada olduğunu anlatan Özaslan, bu durumun sarhoşluğuna kapılmamak gerektiğini ifade ederek,"Türkiye`nin asıl hedefi turizmi belirli, dönemsel olarak ziyaret edilen ülke olmak yerine 12 ay ve Anadolu`nun bütün bölgelerine yayılmış turizm faaliyeti içerisinde olan bir ülke haline gelmek olmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte turizmin yoğun olduğu bölgelerde alt ve üst yapıyı ıslah edici, geliştirici çalışmaları yapıyoruz. Bakanlığımız özellikle alt yapı imkanlarının turizmin yoğun olduğu bölgelerde önümüzdeki yıllardan itibaren daha ıslah edici geliştiricifaaliyetlerde bulunacak. Sadece kıyı değil, kıyının gerisinde alternatif turizm planı oluşturacak destinasyonların da hayat bulacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı
Türkiye`nin son 10 yılda turizm alanından büyük bir atağa kalktığına dikkati çeken Özaslan, şunları söyledi: "10 yıl içinde turizm sayısı ve geliri açısından uçakların koltuk sayısı açısından yüzde yüz 170`lik artış, yatak sayısı açısından da yüzde 80`lik bir artış gösterdik. Son 10 yılda büyük bir başarıya imza attığımızı düşünüyorum. Dünyada büyük bir rekabet yaşanıyor. Bu rekabet içerisinde eğilimleri, yeni gelişmeleri iyi takip etmemiz gerekiyor. Pazar profiline, turist profiline girerek, stratejimizi belirlemek gerekiyor. 2012 yılında ekonomik krizleri de analiz ederek, farklı bir planlama ile hareketetmek gerekiyor. Turizm sadece ülkemizi değil, dünyada kriz ortamı, turizm sektörü için fırsat ortamına dönüştürüldü. Bazı ülkelerde, bu ortamda sektör güç birliği ve işbirliğinde bulunmaya çalıştı. Ekonomik sıkıntıların tüketici harcamalarını seyahat eğilimlerini olumsuz etkilediğini görmekle birlikte, araştırmaya göre insanlar seyahat edinme alışkanlıklarından fedakarlıkta bulunmak istemiyorlar." AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Antalya ve Türkiye`nin şu anda Avrupa`nın yaşadığı ciddi sorunlara katkısı olduğunu belirterek, "Artık Antalya`mız çok kültürlülüğün, çok dinliliğin, hoşgörünün başkenti olmuştur. Farklı ülke ve coğrafyadan Antalya`ya turist olarak gelenlerin çatışma içinde olan Rusya, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, İsrail, İran gibi farklı ülkelerden, problemli ülkelerden gelen turistlerin aynı otelde, sitede kaldığını ve birlikte havuza girdiklerini, tavla oynadıklarını, nargileiçtiklerine şahidiz" diye konuştu
"BAKANIMIZ DENSİZE HADDİNİ BİLDİRDİ" Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında bugün Avrupa`da en çok endişe duyduğumuz hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ırkçılık hatta bunun şiddete varmasıdır. Radikal partilerin gerek Avrupa Parlementosu`nda, gerekse ulusal meclislerde sandalye sayısının artmasıdır. Gerçi o Norveç`teki katliamdan sonra İskandinav ülkelerindeki radikal partilerin desteğinin azaldığını görüyoruz yerel seçimlerde. Ama en son, Avrupa Parlamentosu`nda sayın bakanımızın da katıldığı toplantıda bir densiz neler yapmaya çalıştı. Ama sayın bakanımıza özellikleteşekkür ediyoruz. Böyle bir densize haddini bildirdiği için." Antalya Valisi Ahmet Altıparmak da, "Antalya potansiyeli tam olarak değerlendirdi mi diye baktığımız zaman doğrusu resort turizm dışında kültürel alanlarımızı yeterince değerlendirdiğimizi söylemek mümkün değil. 24 turizm merkezi ve alanı ile turizm koruma ve geliştirme bölgesi 5 milli park, 7 yaban hayatını koruma alanı, 153 Antalya, 26 Burdur ve Isparta`da olmak üzere 179 ören yerinin olması, 16 tanesinin UNESCO`ya kültürel miras olarak tanınması için teklif edildi. Onlarca antik tiyatro ve onlarcamağara, binlerce tarihi eserin yer aldığı müzeler, Avrupa`nın en büyük ve en modern havalimanın olması ve eşsiz hizmet kalitesi misafirperverlik ile ortak yaşama kültürünün ilimizde yerleşmiş olması bizi güçlü kılmaktadır" diye konuştu
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği`nin (AKTOB) yayını olan Resort Dergisi`nin organizasyonu ile 2-3 Aralık tarihlerinde düzenlenen `Resort Turizm Kongresi`ne dünyanın en büyük turizm firmasının patronu Michael Frenzel de katıldı. TUI AG Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Michael Frenzel, turizmin 1995`den itibaren dünyada her yıl yüzde 4`lük bir büyüme trendi gösterdiğini belirterek, bu büyümenin karşılığının ise 402 milyar euro olduğunu kaydetti. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamınarağmen turizmin büyüme kaydeden nadir sektörlerden biri olduğunu belirten Frenzel, bu konuda Türkiye`deki büyümeyi ise etkileyici olarak nitelendirdi. Türkiye`de turizm sektörüne doğrudan bakıldığında 50 milyar TL`den fazla bir gelir sözkonusu olduğunu anlatan Frenzel, sektörde 503 bin insanın istihdam edildiğini ve Türkiye`nin bu konudaki geleceğinden çok umutlu olduğunu dile getirdi. Konuşmaların ardından AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır, Bakan Bağış`a hediye olarak özel yapım bir teke heykeli takdim etti. Bakan Bağış`ta Michael Frenzel`e bir teke heykeli hediye etti.
Kaynak: İHA
Resort Turizm ve Seyahat Endüstri Dergisi`nin 11`incisini düzenlediği Turizm Kongresi, Antalya Talya Convention Center`de başladı. Kongreye Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşarı Özgür Özaslan, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB)Başkanı ve Resort Dergisi imtiyaz sahibi Sururi Çorabatır, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut ve çok sayıda turizmci ve yabancı konuk katıldı. Kongrede konuşan Bakan Egemen Bağış, Türkiye`nin turizmde geldiği noktanın ortada olduğunu ifade ederek, "Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Burada belki bir misafir olarak konuşuyorum. Ama kendimi misafir olarak hissetmiyorum. Mevlüt`le muhabbetimiz üniversite öğrencilik yıllarına gider. Amerika`da Türk Gençlik Derneği`nin başkanlığınıyaptığım dönemde futbol takım kaptanıydı. O zaman iyi bir santrafordu. Şu anda da Türkiye`nin Avrupa`daki en iyi oyuncularından bir tanesi. 850 milyon Avrupalıya liderlik ediyor. Onunla gurur duyuyoruz. Menderes Türel` in kıymetini Antalya daha iyi anladı. Bazen derler ya `Bir musibet bin nasihatten daha iyidir`. Antalya içine düştüğü hatayı en kısa zamanda telafi edecektir. Buna yürekten inanıyorum. Bu nedenle kendimi iki kardeşim arasında misafir olarak görmüyorum" dedi
"Bugün dünyada turizm sektöründe söz sahibi olan ve dünya pazarının çok büyük bir bölümünü temsil eden firmaların yöneticilerin aramızda olması Türkiye`nin ve Antalya`nın geldiği noktayı gösteriyor" diyen Bakan Bağış, "Türkiye bugün siyasi ve demokratik istikrarın en önemli semerelerini, meyvelerini turizm sektöründe yiyor. Türkiye gerçekten meyvelerini turizm sektöründe de yiyor. Türkiye son 9 yıl içerisinde demokratikleştikçe, şeffaflaştıkça, kalkındıkça bundan hepimiz kazanıyoruz. Buraya gelmeden öncePrag`da, Brüksel`de temaslarımız vardı. 4 günlük ziyaretimizde Türkiye`nin yaktığı umut ışığının insanları nasıl aydınlattığını gördük. Türkiye`ye bakışların nasıl değiştiğini gördük. Bazı hastalıklı zihniyetlerle de karşılaştık ama onlara da münasip cevaplarını verdik" diye konuştu
"DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ DA TURİZMCİLER GİBİ HER ŞEY DAHİL ÜZERİNE KURULU" Turizmde yaşanan büyük gelişmede Antalya`nın hep başrolü oynadığını kaydeden Bakan Bağış, sözlerine şöyle devam etti: "Antalya Türkiye`nin aynasıdır, vitrini, dünyaya açılan kapısıdır. Dünya üzerinde yeşil ve maviyi tarih ve tabiatı kültür ve coğrafyayı en güzel buluşturan bölgelerden şehirlerden bir tanesidir. Antalya, Alanya`dan, Gazipaşa`dan Kaş`a kadar her yerinde insanların huzur bulduğu ve sadece bugün değil farklı kültürlerin ve medeniyetlerin birlikte insanlığa huzur verdiği bir bölge olmuştur. Gerçekten farklı inançların mensuplarının huzur içinde yaşadığı dünyada birbirine zıt olan ülkelerin aynı havuzdayüzebildiği, tavla oynayabildiği ender destinasyonlardan bir tanesidir. Antalya güneşin en parlak bir canlılıkla insanları aydınlattığı bir bölgemizdir. Aslında bu güneşin parlaklığı Türkiye`nin tamamına yansımaya başladı. 9-10 yıl öncesinde içerisine kapanmış bir fotoğraf sunan Türkiye kısa süre içerisinde gerçekleştirilen demokratikleşme hamleleriyle ilgi odağı haline geldi. İçeride güçlü bir siyasi irade ile sağladığımız istikrar ve güven ortamı Türkiye`ye yatırımı da turizm açısından da konuklarımızıgetirme konusunda bize çok önemli bir platform sağladı. Bizim demokrasi anlayışımız da aynı siz turizmciler gibi her şey dahil üzerine kurulu. Turizmde olduğu gibi demokraside de milletimize bütün fırsatları aynı paket içerisinde sunmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı arasında ayrım yapmamaya çalışıyoruz. Doğulusu, batılısı, kadını, erkeği, genci, yaşlısı, Türkü, Kürtü, Abazası, Boşnağı, Çerkezi hiçbir ayrım yapmadan bu ülkedeki her bir vatandaşın anayasal haklarından sonuna kadar yararlanmasıiçin çalışıyoruz. Bunun neticesinde Türkiye farklı bir noktaya geldi." "AVRUPA`DA MUHATAP OLDUĞUMUZ O HASTALIKLI ZİHİNLER" Türkiye`nin AB sürecinden bahseden Bakan Bağış, "Türkiye`nin AB`ye ilk başvurduğu yıllarda 1959 yılında Menderes, o tarihi süreci ilk başlattığında Türkiye`ye gelen turist sayısı 198 bin 841 imiş. Bu rakam şu anda 30 milyona yaklaştı. O zamanlar Türkiye`nin yıllık turizm geliri 9 milyon dolar, şu anda indirekt gelirlerle birlikte sektörün ülkemize kazandırdığı miktar yılda 30 milyar dolar. Bazen halen Avrupa`da muhatap olduğumuz o hastalıklı zihinler, hala o Türkiye ile muhatap olduklarını zannediyorlar.Kişi başına düşen geliri 400 dolar olan bir Türkiye vardı. Şu anda 10 bin doların üzerine çıktık. Geçen yıl ülkemizin ekonomisi yüzde 8.9 büyürken, Avrupa ortalaması yüzde 1.5 büyüdü. Bu yılın ilk 6 ayında ekonomimiz yüzde 10.2 büyüdü. Bu büyümenin arkasındaki en önemli faktörlerden bir tanesi de küresel sermayenin ülkemize gelmesidir. Bu küresel sermaye nereden gelmektedir diye bir düşünür müsünüz? Ülkemizdeki küresel sermayenin yüzde 85`i AB üyesi ülkelerden gelmektedir. Bu yılın ilk 6 ayında ülkemizegelen yabancı sermayenin yüzde 92`si AB üyesi ülkelerden gelmiştir. Bu da aslında Avrupa`daki iş dünyasının ekonomik karar mekanizmalarının, siyasilerinin çok önünde gittiğini ve onları da peşlerinden sürükleyip getireceğinin göstergesidir. Ben bu yüzden AB sürecimiz konusunda da umutluyum. Biz o noktayı kesinlikle yakalayacağız" dedi. "TÜRKİYE AB PROJESİ İÇİNDE YER ALMALIDIR" Türkiye`nin batının en doğusu, doğunun en batılı ülkesi olarak muazzam bir potansiyeli temsil ettiğini ifade eden Bakan Bağış, şöyle konuştu: "Bizim 2023`te turizm hedefimiz turizmden en fazla gelir kazanan, en çok turist çeken dünya çapındaki 5 ülkeden birisi olmaktır. Sizlerle el ele verirsek hep birlikte bunu gerçekleştiririz. Türkiye`nin bir turizm destinasyonu olarak yükselmesi tarihinin, dokusunun, zenginliklerinin bütün dünya tarafından bilinmesi, aynı zamanda Türkiye`nin dünyadaki imajıyla çok alakalıdır. Sizlerin Türkiye`de ağırladığınız misafirleriniz, konuklarınız arasında anket yaptığınız zaman Türkiye`de bir hafta tatil yapan birturistin Türkiye`nin AB sürecine bakışının bile değiştiğini görüyoruz. O yüzden sizlerle birlikte müzakereyi yürütüyoruz. Sizler Türkiye`nin AB müzakere heyetinin en doğal üyelerisiniz. O nedenle bu toplantıda olmayı istedim. Bu davet geldiği zaman Türkiye`nin AB yolundaki en önemli engeli olan, önyargıları kırma konusundaki en önemli müttefiklerin toplantısında bulunmam gerektiğini düşündüm. Yoğun programına rağmen buraya geldim. Sizlerle birlikte biz çok önemli bir projeyi gerçekleştiriyoruz. AB aslınabakarsanız, bir ekonomik ya da siyasi birlik değildir. Bir fikirdir, barış projesidir. Hem de insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesidir. Bu kıtasal barış projesini küreselleştirmek istiyorsak Türkiye`nin o projenin içerisinde fikrin içerisinde yer alması gerekmektedir. Türkiye batının en doğusu, doğunun en batılı ülkesi olarak muazzam bir potansiyeli temsil etmektedir." BAŞBAKAN ERDOĞAN`I ÖRNEK GÖSTERDİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Orta Doğu gezilerinden de örnekler veren Bakan Bağış, "Bugün Mısır, Libya, Tunus`a gidip oradaki kardeşlerimizle birlikte bir cuma namazı eda edebilecek birçok Müslüman lider vardır. Aynı coğrafyalara gidip demokrasinin ve laikliğin erdemlerinden bahsedecek birçok batılı lider de vardır. Ama hem onu hem de onu yapabilecek çok fazla lider yok dünyada. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Kahire Havalimanı`na indiğinde sabahın 2`sinde 20 bin Mısırlı kendisini karşılıyorsa,Libya`daki meydanda 25 bin kişiye `Anayasanızda demokrasi ve laikliğe mutlaka yer verin` dediğinde 25 bin kişi alkışlıyorsa demek ki Türkiye`nin çok farklı bir mesajı vardır. İşte Türkiye`nin bu potansiyeline AB`nin de ihtiyacı var. Sizler burada ağırladığınız her konuğunuzla Türkiye`nin mesajını dünyaya yayıyorsunuz. Sizler buraya gelen her bir yabancı konuğumuzu Türkiye`nin bu barış projesindeki yeri konusunda da ikna ederek gönderiyorsunuz. Sizlere teşekkür etmekten büyük onur duyuyorum" ifadelerinikullandı. "TÜRKİYE`NİN ULUSLARARASI CAMİADAKİ ÖNYARGILARI KIRMASI, TURİZMİ CANLANDIRMASIYLA OLUR" Turizme artık farklı bir perspektiften bakılması gerektiğinin altını çizen Bakan Bağış, "Bu perspektifte pasta büyüsün, herkes pay alsın istiyoruz. Nasıl katma değeri arttırabiliriz? Kruvaziyer müşterilerini nasıl çekebiliriz? Golf turizmini nasıl canlandırabiliriz? Bunları bu toplantıda tartışmanızı rica ediyorum. Geleneksel turizm seçeneklerini artık zenginleştirmemiz lazım. Bunu da Avrupa`daki dostlarımızla birlikte yapmamız gerekir. Biz turizmi sadece Antalya`nın bir konusu olarak görmüyoruz. Artıkturizm Türkiye`de 81 ilde üzerine odaklanması gereken çok önemli bir sektör. Türkiye`nin imajı açısından da çok önemli bir sektör. İşi kolay kılabilmek için birbirimizi tanımamız lazım. Türkiye`nin uluslararası camiadaki önyargıları kırması, turizmi canlandırmasıyla olur. Turizmde istihdamı arttıralım, turizmde önemli bir takım oyunu ortaya koyalım. Yardımlaşalım, dayanışma içinde olalım. Avrupa`daki operatörlerimizi burada dinledik. Birbirimizi rakip olarak görmeyelim. Aynı takımın oyuncuları olarakgörelim. Pastayı büyütürsek herkesin dilimi de büyür. Rekabeti sadece ve sadece kaliteyi arttırmak için önemseyelim. Ama işbirliği yaparak dayanışma içerisinde olarak çok farklı bir noktayı geliştirebileceğimizin inancında olalım" şeklinde konuştu. AKTOB Başkanı ve Resort Dergisi imtiyaz sahibi Sururi Çorabatır ise, dergilerinin düzenlediği kongreye katılanlara teşekkür ederek, Antalya`nın dünya turizm hareketliliğinin en yoğun yaşandığı yerlerden birisi olduğunu söyledi. Antalya`nın bugün Akdeniz`de bölge liderliğine giden bir sürecin içine girdiğine dikkat çeken Çorabatır, "Bu veri ve olgulara dayanan bir gerçektir. Türkiye son 10 yıldır turizmde hızlı bir gelişme içine girmiştir. 11. yılını dolduran Resort Dergisi, birimlerin dünyada buluşmanoktası olmuştur" diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan da, turizmin Türkiye için bir başarı hikayesi olduğunu ifade etti. Türkiye`nin 20 yıl önce olan 5.5 milyon turist sayısını 2001 yılında 11 milyona, 2011 yılında ise 30 milyona yükselttiğini hatırlatan Özaslan, gelişmekte olan ekonomilerde turizmin önemini kimsenin tartışmadığını kaydetti. Türkiye`nin turist sayısı bakımından dünyada 7`inci, Avrupa`da ise 5`inci sırada olduğunu anlatan Özaslan, bu durumun sarhoşluğuna kapılmamak gerektiğini ifade ederek,"Türkiye`nin asıl hedefi turizmi belirli, dönemsel olarak ziyaret edilen ülke olmak yerine 12 ay ve Anadolu`nun bütün bölgelerine yayılmış turizm faaliyeti içerisinde olan bir ülke haline gelmek olmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte turizmin yoğun olduğu bölgelerde alt ve üst yapıyı ıslah edici, geliştirici çalışmaları yapıyoruz. Bakanlığımız özellikle alt yapı imkanlarının turizmin yoğun olduğu bölgelerde önümüzdeki yıllardan itibaren daha ıslah edici geliştiricifaaliyetlerde bulunacak. Sadece kıyı değil, kıyının gerisinde alternatif turizm planı oluşturacak destinasyonların da hayat bulacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı
Türkiye`nin son 10 yılda turizm alanından büyük bir atağa kalktığına dikkati çeken Özaslan, şunları söyledi: "10 yıl içinde turizm sayısı ve geliri açısından uçakların koltuk sayısı açısından yüzde yüz 170`lik artış, yatak sayısı açısından da yüzde 80`lik bir artış gösterdik. Son 10 yılda büyük bir başarıya imza attığımızı düşünüyorum. Dünyada büyük bir rekabet yaşanıyor. Bu rekabet içerisinde eğilimleri, yeni gelişmeleri iyi takip etmemiz gerekiyor. Pazar profiline, turist profiline girerek, stratejimizi belirlemek gerekiyor. 2012 yılında ekonomik krizleri de analiz ederek, farklı bir planlama ile hareketetmek gerekiyor. Turizm sadece ülkemizi değil, dünyada kriz ortamı, turizm sektörü için fırsat ortamına dönüştürüldü. Bazı ülkelerde, bu ortamda sektör güç birliği ve işbirliğinde bulunmaya çalıştı. Ekonomik sıkıntıların tüketici harcamalarını seyahat eğilimlerini olumsuz etkilediğini görmekle birlikte, araştırmaya göre insanlar seyahat edinme alışkanlıklarından fedakarlıkta bulunmak istemiyorlar." AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Antalya ve Türkiye`nin şu anda Avrupa`nın yaşadığı ciddi sorunlara katkısı olduğunu belirterek, "Artık Antalya`mız çok kültürlülüğün, çok dinliliğin, hoşgörünün başkenti olmuştur. Farklı ülke ve coğrafyadan Antalya`ya turist olarak gelenlerin çatışma içinde olan Rusya, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, İsrail, İran gibi farklı ülkelerden, problemli ülkelerden gelen turistlerin aynı otelde, sitede kaldığını ve birlikte havuza girdiklerini, tavla oynadıklarını, nargileiçtiklerine şahidiz" diye konuştu
"BAKANIMIZ DENSİZE HADDİNİ BİLDİRDİ" Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında bugün Avrupa`da en çok endişe duyduğumuz hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ırkçılık hatta bunun şiddete varmasıdır. Radikal partilerin gerek Avrupa Parlementosu`nda, gerekse ulusal meclislerde sandalye sayısının artmasıdır. Gerçi o Norveç`teki katliamdan sonra İskandinav ülkelerindeki radikal partilerin desteğinin azaldığını görüyoruz yerel seçimlerde. Ama en son, Avrupa Parlamentosu`nda sayın bakanımızın da katıldığı toplantıda bir densiz neler yapmaya çalıştı. Ama sayın bakanımıza özellikleteşekkür ediyoruz. Böyle bir densize haddini bildirdiği için." Antalya Valisi Ahmet Altıparmak da, "Antalya potansiyeli tam olarak değerlendirdi mi diye baktığımız zaman doğrusu resort turizm dışında kültürel alanlarımızı yeterince değerlendirdiğimizi söylemek mümkün değil. 24 turizm merkezi ve alanı ile turizm koruma ve geliştirme bölgesi 5 milli park, 7 yaban hayatını koruma alanı, 153 Antalya, 26 Burdur ve Isparta`da olmak üzere 179 ören yerinin olması, 16 tanesinin UNESCO`ya kültürel miras olarak tanınması için teklif edildi. Onlarca antik tiyatro ve onlarcamağara, binlerce tarihi eserin yer aldığı müzeler, Avrupa`nın en büyük ve en modern havalimanın olması ve eşsiz hizmet kalitesi misafirperverlik ile ortak yaşama kültürünün ilimizde yerleşmiş olması bizi güçlü kılmaktadır" diye konuştu
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği`nin (AKTOB) yayını olan Resort Dergisi`nin organizasyonu ile 2-3 Aralık tarihlerinde düzenlenen `Resort Turizm Kongresi`ne dünyanın en büyük turizm firmasının patronu Michael Frenzel de katıldı. TUI AG Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Michael Frenzel, turizmin 1995`den itibaren dünyada her yıl yüzde 4`lük bir büyüme trendi gösterdiğini belirterek, bu büyümenin karşılığının ise 402 milyar euro olduğunu kaydetti. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamınarağmen turizmin büyüme kaydeden nadir sektörlerden biri olduğunu belirten Frenzel, bu konuda Türkiye`deki büyümeyi ise etkileyici olarak nitelendirdi. Türkiye`de turizm sektörüne doğrudan bakıldığında 50 milyar TL`den fazla bir gelir sözkonusu olduğunu anlatan Frenzel, sektörde 503 bin insanın istihdam edildiğini ve Türkiye`nin bu konudaki geleceğinden çok umutlu olduğunu dile getirdi. Konuşmaların ardından AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır, Bakan Bağış`a hediye olarak özel yapım bir teke heykeli takdim etti. Bakan Bağış`ta Michael Frenzel`e bir teke heykeli hediye etti.