Koşaner'in itirafları Balyoz'un delili oldu

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz darbe planı soruşturması kapsamında Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından hazırlanan 3. iddianameyi de kabul etti.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner'in internete düşen konuşmalarının yer aldığı ses kaydı, yeni iddianameye damgasını vurdu. Koşaner'in ses kaydı, iddianamede delil olarak yer aldı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz Darbe Planı ile ilgili 3. iddianameyi de kabul etti. Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in internete düşen konuşması, iddianameye 'Açık kaynaklardan temin edilen ses kayıtları' başlığı altında delil olarak girdi. Koşaner, Balyoz davası için "Her şeyimizi çaldırmışız. Suç olan kısmı da işin içerisinde olabilir. Maalesef namerdin eline malzeme verdik." demişti. 15 ila 20'şer yıl hapisle cazalandırılması istenen 64'ü tutuklu 143 sanık arasında şu isimler dikkat çekiyor: Koramiral Deniz Cora, korgeneraller Korcan Pulatsü, Ziya Güler, Rıdvan Ulugüler ve Abdullah Can Erenoğlu ile HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman.

İstanbul 10. Ağır Ce-za Mahkemesi tarafından kabul edilen 3. iddianameyle ilgili ilk duruşma 26 Aralık 2011'de yapılacak. Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar ve aramalarda elde edilen malzemelerle ilgili internet ortamında birtakım ses kayıtlarının olduğunun görüldüğü, ilgisi sebebiyle bunların iddianameye konu edildiği belirtildi. İddianamede, bunlar arasında, Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramadaki odayı kullanan kişilerden olan Astsubay Erdinç Yıldız, 22 Şubat 2010 tarihli askerî bilirkişi raporunu düzenleyen subay ve genel olarak dava dosyasıyla ilgili görüş bildiren askerî hakim/savcılar ile eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Işık Koşaner olduğu belirtilen kişilerin ses kayıtlarının bulunduğu anlatıldı. Koşaner, internete düşen ses kaydının kendisine ait olduğunu kabul etmiş ve 'özeleştiri' olarak nitelemişti. Koşaner'in ses kaydı, daha önce şehit aileleri tarafından da yargıya taşınmıştı.

İddianamede askerî hakim ve savcı olduğu belirtilen kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalara ilişkin kayda da yer verildi. Tanık sıfatıyla 5 Ekim 2011'de ifadesi alınan Bülent Münger'in, belirtilen ses kayıtlarıyla ilgili olarak, "Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda yapılan arama sonrasında, orada ele geçen belgelerle ilgili biz de herkes gibi askerî savcılıktan arkadaşlarla hayretler içerisinde kaldık. Bazı konuşmalarımız oldu." şeklinde beyanda bulunarak, görüşmeyi doğruladığı, ancak içeriğinin çarpıtıldığını beyan ettiği anlatıldı.

Ses kaydında ne söylemişti?

Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in bu yılın ağustos ayında dailymotion.com sitesine düşen ses kayıtlarında çarpıcı ifadeler yer almıştı. Kabul edilen 3. iddianamede, bu kaydın çözümüne de Balyoz darbe planı delilleri arasında yer verildi. Haftalarca Türkiye'nin gündeminde kalan konuşma kaydından bazı ifadeler şöyle: "Şimdi Balyoz denen yani 1. Ordu Komutanlığı karargâhında 2003 yılında yapılan bir plan seminerinden dolayı ortaya atılan bu iddialar hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. (...) Ne zaman ki iş iddianame hazırlandı vs. Bu CD'ler elimize geçtiği zaman olayın ne boyutta olduğunu, neyin iddia edildiğini açık açık anladık. Şimdi bizi üzen taraf, arkadaşlar Birinci Ordu'da her şeyimizi çaldırmışız, her şeyimizi. Seminerle ilgili neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız, yetkisiz kişilere ulaşmış konuşmalarımız dâhil. Esas rezalet bu! Nasıl bu olur yahu, nasıl bu olur? Ne konuşuyorsak var adamların elinde. Sıkıntı burada. Bu rezilliği yapmışız. Balyoz'un hikâyesi bu suç olan kısım da işin içerisinde olabilir, onu burada kaydı ihtiyatla sayıyorum. Ama bunlar hep bizim aleyhimizdeki kişilerin eline çok güzel malzeme verdi. Maalesef namerdin eline malzeme verdik. Kim verdi? Biz verdik. Hiç kimseyi suçlayamayız. Bunların günahı, vebali, hatası koskoca Birinci Ordu'da bir plan semineri yapılıyor, tüm planlar tüm teferruatıyla milletin elinde şimdi. Bir de bu rezalet var. Nasıl olur yahu, bir ordu karargâhından bu bilgiler nasıl çıkar ya? Nasıl çıkar izahı yok. İzahı yok. (...) Efendim, imza atarken kâğıtlara dikkat etmedik. (...) Herkes paraf etmiş, ben de atayım altına bir imza dedik, o iş nelere döndü geldi. Dikkat etmedik. Cep telefonlarımızla olur olmaz konuştuk. Malzeme verdik. Bilgisayarlarımızda lüzumsuz bilgiler depoladık. İşte geldiler, aradılar. Bir sürü şey buldular. Hesabını veremiyoruz."

Havelsan Genel Müdürü Yarman, cuntanın SSM içindeki uzantısı iddiası

TSK'ya ait çeşitli savunma projelerinin yazılımları konusunda faaliyet gösteren Havelsan Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman'ın, 3. Balyoz iddianamesinde savunma sanayii içindeki yapılanmadan sorumlu olduğu iddia edildi. İddianamede, Balyoz Güvenlik Harekat Planı içerisinde "...Belirleyeceğimiz emekli TSK mensubu arkadaşlarımızın başta OYAK, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, TAİ vb. olmak üzere TSK ile iltisaklı şirketlerdeki görevlendirmelerinde kilit pozisyonlara sahip olunacak şekilde düzenlemeler yapılmasına devam edilecektir." şeklindeki ifadelere dikkat çekildi. Yine Suga Harekat Planı içerisinde "OYAK, ASELSAN ve HAVELSAN gibi şirketler müzahir emekli personelin istihdamı konusunda etkin olarak kullanılmaya devam edilmektedir." ibarelerinin yer aldığının altı çizildi. İddianameye göre Balyoz Güvenlik Harekat Planı kapsamında, sıkıyönetim ilanının ardından kamu kurumları kontrol altına alınacaktı. Belirlenen kadrolar işbaşına getirilecek ve ayrıca bazı kişiler de görevlerinden el çektirilecekti. İddianamede Faruk Yarman'ın, savunma sanayii ile ilgili kapsamlı personel belirleme faaliyeti yaptığının altı çizildi.
Hava Kuvvetleri Komutanı Asparuk'a psikolojik harekât

Balyoz sanıklarının, darbe planını uygulamaya koyacakları sırada darbeye karşı çıktığı söylenen dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk ve çevresine psikolojik harekât yapmak istedikleri de belirlendi. 3. iddianamede Korgeneral Ziya Güler'in bu göreve verildiğinin altı çizildi. Ergenekon davası tutuklu sanığı eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de Balyoz darbe planında kritik tesis ve kurumlardan sorumlu olduğuna dikkat çekildi. Ersöz'ün; basın kuruluşları, dernek ve vakıflar, görevden alınacak kamu görevlileri, göreve çağrılacak emekli TSK personeli ve TSK'dan ilişiği kesilecek personel, arama yapılacak yerler, gözaltına alınacak, tutuklanacak şahıslar ve siyasî parti üyeleri, kiliseler ve sinagoglar gibi konularda çok sayıda belge hazırlayarak 1'inci Ordu Komutanlığı'na ulaştırdığı iddia edildi. ABDULKADİR ARGILLI İSTANBUL

EMASYA'yı sıkıyönetim olarak algılamışlar

3. Balyoz iddianamesinde yer alan bir belge Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü'nün geçtiğimiz yıl mutabakatla yürürlükten kaldırılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Söz konusu belgede 'EMASYA' protokolü ve 'sıkıyönetim' kavramlarının eşanlamlı olarak kullanıldığı görülüyor. İddianameye giren 'Gizli ve Kişiye Özel ibareli, Kurmay Başkanı Tümgeneral Nejat Bek' imzalı belgede, "Ordu K. hğınca; plan çalışmasına esas olmak üzere Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryonun hazırlanacağı, Plan çalışması icra edecek Kolordu ve Tugay Klıklarınca çalışmanın birinci günü mevcut harekât planları ve Geri Bölge Emniyeti (EMASYA/Sıkıyönetim) Planlarının inceleneceği" ifadeleri yer alıyor.

28 Şubat post-modern darbe sürecinde demokrasinin boynuna geçirilen kementlerden biri de 27 maddelik Emniyet, Asayiş, Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü'ydü. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997'de imzalanan protokol gereği EMASYA birliklerine, valilik talep etmese dahi, kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma yetkisi verilmişti. Asker, istediğinde şehirde asayiş olaylarına bile müdahale edebilecekti. EMASYA protokolü 4 Şubat 2010 tarihinde yürürlükten kaldırıldı. YAKUP ÇETİN İSTANBUL

Donanma'daki malzemeler 2008'den beri biliniyormuş

Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat (İstihbarata Karşı Koyma) Güvenlik Şube Müdürlüğü İstihbarat Kısım Amirliği'nin zemin kaplamaları altında ele geçen belge ve dokümanlardan, Donanma Komutanlığı'ndaki askerî personelin haberdar olduğu ortaya çıktı. İddianamede ifadesi alınan sanık Binbaşı Mehmet Cem Çağlar, söz konusu doküman ve malzemeler hakkında, ".... Zemin altındaki bu poşetleri benim astsubaylarım buldu. Bulunma olayı 2008'de oldu. İlk bulunma esnasında da oranın amiri ben idim. Bulunan malzemelerin 2008 yılı itibarıyla sahipleri soruldu. İKK Kısım Amirliği 'Bize ait!' dediler ve başında Kemalettin Yakar olan İKK kısmı bunları aldı...." şeklinde ifade verdi. Aynı bölümde şube müdürü olarak görev yapan Behçet Altıntaş da ifadesinde söz konusu malzemelerden bilgisinin olduğunu, bunlardan Kemalettin Yakar'ın sorumlu olduğunu belirterek, "...kendisine malzemeleri usulüne uygun olarak imha etmesini söylediğini, fakat imha edilmemiş olduğunu sonradan öğrendiğini, bu konu ile ilgili nasıl imha edileceğine dair Ankara'da bulunan birimlere de danıştığını fakat imha edemediklerini" ifade etti.