Manisa`da `aile İçi Şiddet` Konulu Seminer

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü dolayısıyla İl Müftülük binasında Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.

Manisa`da `aile İçi Şiddet` Konulu Seminer
Dr. Artuner Deveci`nin “Aile İçi Şiddet” isimli eğitim seminerini düzenledi.Seminere İl Müftülüğü`ne bağlı köylerden 250 Vaiz katıldı. Seminerde önemli bilgiler veren Doç. Dr. Artuner Deveci, kadına şiddetle ilgili yapılan bir araştırmaya dikkat çekerek, “Bu araştırmanın verilerine göre fiziksel şiddete maruz kalan kadın oranı yüzde 39, cinsel şiddet yüzde 15 ve duygusal şiddet/istismar yüzde 44 olarak saptanmıştır. Kadın olmak, akut zorlu yaşantılarla mücadeleyi ve kronik sosyal zorlukları birlikte getirir. Hormonal etmenler, çocukluğundan itibaren şiddete maruz kalma, girişken olma yönünden baskılanma, boyun eğen, pasif ve bağımlı olmayı öğrenme, kadının toplumsal rolleri (ev işleri, çocuk bakımı, eşe karşı sorumluluklar), düşük eğitim ve gelir olanakları, işsizlik, düşük sosyoekonomik düzey, ayrımcılığa maruz kalma gibi riskler ruhsal bozuklukların kadınlarda daha sık görülme nedenleri arasındadır. Kendini aile olarak tanımlamış bir grup içerisinde, zorlamak, aşağılamak, cezalandırmak, güç göstermek, öfke-gerginlik boşaltmak amacıyla eşlerden birine yöneltilen her türlü şiddet davranışıdır. Aile içi şiddet yinelenen bir süreçtir ve ilişki devam ettikçe tırmanış gösterir. Genellikle kadınlar ve çocuklar aile içinde aşırı öfkenin, saldırganlığın hedefi olurlar. Türkiye`de `Kadına Yönelik Şiddet Araştırması` kadınların yaşadığı aile içi şiddet yaygınlığı, şiddet biçimleri, neden ve sonuçları ile risk etmenlerinin anlaşılması amacıyla ülke çapında yürütülmüş en kapsamlı araştırmadır. Aile içi şiddete maruz kalan kadınlar psikiyatrik bozukluklar geliştirme açısından risk altındadır. İlk şok ve inkar dönemini atlattıktan sonra, şiddete şiddet ile karşılık verme ve daha sonra da depresyon ve kendini suçlama tutumu takındıkları gözlenmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, intihar girişimleri, alkol ve ilaç kötüye kullanımı ve çocuklarına yönelik saldırgan davranışlar sık görülen durumlardır." dedi.Öfkelendiğinde ani tepki veren insanların güçsüz olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Artuner Deveci, “Bazı insanlar arasında yanlış bir inanış vardır. Öfkelendiğinde şiddetli tepki veren insanların güçlü kişiler oldukları düşünülür. Oysa güçlü insan nerede nasıl tepki vermesi gerektiğini bilen insandır. Bir eyleme kalkışmadan önce yapacağı hareketin sonuçlarını önceden kestirebilen kişi güçlü insandır. Öfkelendiğinde ani tepki veren ise güçsüzdür” dedi.Seminer, katılımcıların görüş bildirimleri, soru ve cevaplarıyla sona erdi.
Kaynak: İHA