Diyarbakır mitinginde Tayyip Erdoğan'a bu soru soruldu: Soruyorum size, Türk müsünüz?

BDP Genel Başkan yardımcısı Gültan Kışanak'ın Diyarbakır'da yaptığı konuşma şöyle;

Başbakan Erdoğan’ın merakla beklenen mitinginden iki gün sonra Diyarbakır bu kez BDP mitingine evsahipliği yaptı.

Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı mitingde konuşan BDP Genel Başkan yardımcısı Gültan Kışanak, “seçim barajının düşürülmesi, Abdullah Öcalan’ın şartlarının iyileştirilmesi ve operasyonlarda yakalanan yöneticilerin serbest bırakılması” halinde yeni Anayasa için Ak Parti ile 13 Eylül sabahı görüşebileceklerini belirtti.

İstasyon meydanında Ak Parti mitingi öncesi BDP’nin “boykot” yazılı afişlerinin üzerleri kapatılırken, dün de bu kez Ak Parti’nin billboardlardaki afişlerinin üzeri BDP bayrakları ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bayrağıyla kapatıldı.

Polisin sıkı güvenlik önlemleri aldığı mitingde ilk sözü alan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Erdoğan’ın mitingini hatırlatarak “ Sayın Başbakan, 12 Eylül günü de Diyarbakır’dan sizin iradenizle umduğu değil bulduğuyla yetinmek zorunda kalacak. Sanıyorlar ki, Kürt halkı bir kez daha kandırılabilir. Geçti o günler” dedi.

Diyarbakır Cezaevi’ni yıktırmayacaklarını ve orayı müze yapmak istediklerini vurgulayan Baydemir “Orada okul da olmayacak. Başbakan çocuklara ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ı söyletecek” ifadesini kullandı.

12 Eylül döneminde yaşamın yitiren Mazlum Doğan ile Ekim 2009’da Lice’de havan topunun isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Ceylan Önkol’un fotoğraflarını gösteren Baydemir “Ne yaptın Sayın Başbakan? Hesap sordun mu? Failleri yakaladın mı? Kürt halkı ile alay edip iradesini reddettiğin ve ortaklaşmaya gelmediğin için protesto edip sandık başına gitmiyoruz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Kışanak da, Diyarbakır’ın Başbakan Erdoğan için “son durak” olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Oyalama ve tasfiye siyasetinin, halkı kandırma siyasetinin son durağıydı. Onun için size söyleyecek bir şeyi yoktu. Şiir okuyup edebiyat yaptı; gitti. Bu kürsüde dili tutulan Başbakan, uçağa binince ‘Özerklikten bahsetmesinler, faturasını öderler’ diyor. Sayın Başbakan, bu halk bedel ödeyerek bugünlere geldi. Bu halkı korkutmazsın. Alayınızı boykot ediyoruz. Başbakana ‘İstanbul’da ne konuşursan, Ankara’da, Rize’de ne konuşuyorsan gel, onu konuş’ dedik. Burada ‘tek millet, tek dil’ diyemedi. Bizim bayrakla hiçbir sorunumuz yok. O bu ülkenin ortak değeridir. Ama bunu bir provokatör gibi her gün yeniden tartışmaya açma. O bayrağa emek veren halkları inkar eden zihniyetle sorunumuz var. Toplumu birbiri ile uzlaştıracak anayasalara ‘herkes Türk’tür’ diye yazıyorsunuz. Soruyorum size, Türk müsünüz? İşte sorunumuz budur.”