Tazminatı üç kuruma bağışlayacağız
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin başvurularına ilişkin kararının, yarın doğum günü olan eşine bir hediye niteliği taşıdığını belirtti.
Dink, “Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz” dedi.
Rakel Dink, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin ve Agos Gazetesi çalışanları, Hrant Dink'in öldürüldüğü gazete binasının önüne kırmızı güller ve mumlar bıraktı.
Burada gazetecilere açıklama yapan Rakel Dink, Şubat 2004'ten beri en son AİHM'e gönderilen savunmada da görüldüğü gibi Türkiye toplumunun planlı ve örgütlü bir şekilde Hrant Dink'in Türklüğe hakaret ettiğine, Türk düşmanı olduğuna inandırılmak istendiğini ileri sürdü.
Rakel Dink, “Hrant'ın hayattayken en çok canını acıtan da bu ırkçı yaftanın üzerine yapıştırılmaya çalışılmasıydı. Çünkü o bütün yaşamı boyunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti” dedi.
Hrant Dink'in 23 Ocak 2007'deki cenazesinde yüz binlerce insanın, onunla ilgili vicdanının kararını ilan etmesinden sonra AİHM'in bugünkü kararının, onun haklılığının tescili olduğunu vurgulayan Rakel Dink, “Yarın Hrant'ın doğum günü. AİHM'in oy birliğiyle verdiği bu karar, bir doğum günü hediyesi. Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz. Bu tazminat eğitimde kullanılması için Toplum Gönüllüleri Vakfı Hrant Dink Burs Fonuna, Ermeni kültürünün, Ermenice eğitiminin Türkiye'deki devamlılığına destek olması için Getronagan Ermeni Lisesine ve Türkiye'deki Ermenistanlı göçmen çocukların eğitimine destek olması için Gedikpaşa Protestan Kilisesi'ne bağışlanacaktır” şeklinde konuştu.
Eşinin bugünü görmesine engel olunduğunu ifade eden Rakel Dink, şöyle devam etti:
“Öldürülmemiş olsaydı şu anda kesinlikle çok mutlu olurdu. Çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü olduğunu söylerdi Türkiye için. Çünkü her zaman ülkesiyle övünmek isterdi. Bu kararın ardından Türkiye'de hukuki ve siyasi olarak çok şeyin değişeceğine inanmak istiyoruz. Umarız bugüne kadar ifade özgürlüğüyle ilgili veya cinayet soruşturması ve davası sürecinde üzerine düşen hiçbir görevi onun övünebileceği şekilde yerine getirmeyen Türkiye Devleti, bugünden sonra suçluyu aklayan, suçsuzu mahkum eden bu tavrından vazgeçer ve toplumun vicdanına layık bir devlet gibi davranmanın ilk adımlarını atar.”
HÜKÜMETTEN DEĞERLENDİRME
Öte yandan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik AİHM'in Hrant Dink kararıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Çelik “Biliyorsunuz Hrant Dink davasında Türkiye, dostane çözüm önerdi. Aile buna pek yanaşmadı. Mahkeme de şartların oluşmadığına hükmetti. Türkiye, Avrupa Konseyi'nin kuruluşundan beri konsey üyesi bir ülke. AİHM de Avrupa Konseyi adına yargılama yapan bir mahkemedir. Türkiye, AİHM'nin yargı yetkisini kabul etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla bu karara saygı duymaktan başka yapılabilecek bir şey yoktur. Hrant Dink'i öldüren kişi, onun destekçileri ve onların taşıdığı zihniyet, bu iğrenç cinayet sadece saygın bir insanı ve Türk vatandaşını öldürmekle kalmamış, ülkemizin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkum olması sonucunu doğurmuştur. Keşke böyle bir cinayet hiç olmasaydı. Keşke Türkiye, böyle talihsiz bir mahkumiyetle karşı karşıya kalmamış olsaydı. Biz, insanın yaşama hakkı ve kendini ifade etme özgürlüğü söz konusu olduğu zaman, anlamsız hesaplama yapmanın gerekli olmadığını düşünüyoruz.
Kaynak: AA
Rakel Dink, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin ve Agos Gazetesi çalışanları, Hrant Dink'in öldürüldüğü gazete binasının önüne kırmızı güller ve mumlar bıraktı.
Burada gazetecilere açıklama yapan Rakel Dink, Şubat 2004'ten beri en son AİHM'e gönderilen savunmada da görüldüğü gibi Türkiye toplumunun planlı ve örgütlü bir şekilde Hrant Dink'in Türklüğe hakaret ettiğine, Türk düşmanı olduğuna inandırılmak istendiğini ileri sürdü.
Rakel Dink, “Hrant'ın hayattayken en çok canını acıtan da bu ırkçı yaftanın üzerine yapıştırılmaya çalışılmasıydı. Çünkü o bütün yaşamı boyunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti” dedi.
Hrant Dink'in 23 Ocak 2007'deki cenazesinde yüz binlerce insanın, onunla ilgili vicdanının kararını ilan etmesinden sonra AİHM'in bugünkü kararının, onun haklılığının tescili olduğunu vurgulayan Rakel Dink, “Yarın Hrant'ın doğum günü. AİHM'in oy birliğiyle verdiği bu karar, bir doğum günü hediyesi. Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz. Bu tazminat eğitimde kullanılması için Toplum Gönüllüleri Vakfı Hrant Dink Burs Fonuna, Ermeni kültürünün, Ermenice eğitiminin Türkiye'deki devamlılığına destek olması için Getronagan Ermeni Lisesine ve Türkiye'deki Ermenistanlı göçmen çocukların eğitimine destek olması için Gedikpaşa Protestan Kilisesi'ne bağışlanacaktır” şeklinde konuştu.
Eşinin bugünü görmesine engel olunduğunu ifade eden Rakel Dink, şöyle devam etti:
“Öldürülmemiş olsaydı şu anda kesinlikle çok mutlu olurdu. Çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü olduğunu söylerdi Türkiye için. Çünkü her zaman ülkesiyle övünmek isterdi. Bu kararın ardından Türkiye'de hukuki ve siyasi olarak çok şeyin değişeceğine inanmak istiyoruz. Umarız bugüne kadar ifade özgürlüğüyle ilgili veya cinayet soruşturması ve davası sürecinde üzerine düşen hiçbir görevi onun övünebileceği şekilde yerine getirmeyen Türkiye Devleti, bugünden sonra suçluyu aklayan, suçsuzu mahkum eden bu tavrından vazgeçer ve toplumun vicdanına layık bir devlet gibi davranmanın ilk adımlarını atar.”
HÜKÜMETTEN DEĞERLENDİRME
Öte yandan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik AİHM'in Hrant Dink kararıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Çelik “Biliyorsunuz Hrant Dink davasında Türkiye, dostane çözüm önerdi. Aile buna pek yanaşmadı. Mahkeme de şartların oluşmadığına hükmetti. Türkiye, Avrupa Konseyi'nin kuruluşundan beri konsey üyesi bir ülke. AİHM de Avrupa Konseyi adına yargılama yapan bir mahkemedir. Türkiye, AİHM'nin yargı yetkisini kabul etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla bu karara saygı duymaktan başka yapılabilecek bir şey yoktur. Hrant Dink'i öldüren kişi, onun destekçileri ve onların taşıdığı zihniyet, bu iğrenç cinayet sadece saygın bir insanı ve Türk vatandaşını öldürmekle kalmamış, ülkemizin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkum olması sonucunu doğurmuştur. Keşke böyle bir cinayet hiç olmasaydı. Keşke Türkiye, böyle talihsiz bir mahkumiyetle karşı karşıya kalmamış olsaydı. Biz, insanın yaşama hakkı ve kendini ifade etme özgürlüğü söz konusu olduğu zaman, anlamsız hesaplama yapmanın gerekli olmadığını düşünüyoruz.