Göz yumanlar saldıranlar kadar suçludur
Başbakan Erdoğan, Türkçe Öğretimi Derneği tarafından bu yıl 8.'si düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarını kapanış konuşmasında dünyaya barış mesajları yolladı.
Başbakan Erdoğan, Türkçe Olimpiyatları çerçevesinde düzenlenen kapanış programında yaptığı açıklamalar şöyle:
Bir avuç insan bir avuç gönül adamı dünyanın uzak coğrafyalarına uzak ülkelerine ulaştılar. Oralara Türk insanının sevgisini götürdüler. Türkiye'nin gönül zenginliğini götürdüler. Anadolu’nun şefkat ve samimiyetini götürdüler. Hiç bir fedakarlıktan kaçınmadılar. Hiç biz zorluğa boyun eğmediler. Vazgeçmediler. Türkçe'yi Türk bayrağını var oldukları her zemine bir barış sembolü olarak taşıma şerefine ulaştılar.
MİLLETİM ADINA GURUR DUYUYORUM
Ben artık gittiğim birçok ülkede sadece Büyükelçiliklerimizde değil Türk İş Adamlarının o büyük yatırımlarında Türk okullarında Türk bayrağının dalgalandığı görüyor ve bundan Ülkem ve Milletim adına gurur duyuyorum.
Bunu milletimize ve ülkemize yaşatan tüm öğretmenlerimize kardeşlerimize bu gönül hareketine el ayak olan herkese Teşekkür ediyorum.
YARADILANI YARADANDAN ÖTÜRÜ SEVİYORUZ
Sevgili gençler değerli misafirler kalp neyle doluysa dudaklardan işte o dökülür gider. Bizler farklı diller ile konuşuyor olabiliriz. Hissiyatımız kalbimizden ve zihnimizden geçenleri farklı ifade ediyor olabiliriz. Aşkın sevdanın dili birdir. Dostluğun dili birdir kardeşliğin dayanışmanın kardeşliğin dili birdir. Biz birbirimiz ile konuşurken yüreğimiz ile konuşuyor gönlümüzden konuşuyoruz. Barış için dökülüyor bizim bu sözlerimiz. Sevgi kardeşlik dayanışma ve paylaşma için dökülüyor. Biz hiç kimsenin dili ile inancı ile etnik kökeni ile milleti ile ırkı ile ilgili değiliz. Yeryüzündeki hiç bir insanı diğerinden ayırt etmiyor ona kem gözle bakmıyor farklı muamele etmiyor ve edilmesine rıza göstermiyoruz.
Kardeşler bizim için can kutsaldır insan kutsaldır yaratılmış her şey kutsaldır. İnsan nasıl kutsal ise insanın hakları da farklı özellikleri de o kadar kutsal ve saygı değerdir. Yunus Emre: "Biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz".
BİZ BARIŞ MÜCADELESİNDE SAMİMİYİZ
İnançları ne olursa olsun insan gene insandır. Derisinin rengi ne olursa olsun insan bizim anlayışımız ile insan insandır. Bizim felsefemizi de insan insandır. Mevlana: İster Musevi olsun isterse puta tapsın ister siyah ister beyaz olsun bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir bizim yüreğimiz ardına kadar açıktır" bu coşkulu salondan 120 ülkenin insanları ile şu açıklamayı yapıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de gayet güzel açıkladığı gibi: " Yurt'ta Sulh, Cihan'da Sulh" şeklinde bütün politikalarını bu inşaatın üzerine inşa etmiştir.
Barış olan İslam dininin mensuplarıyız. Herkese bu anlayışla yaklaşma durumundayız. Türkiye İspanya ile medeniyetler ittifakının yürütücüsüdür. Tarihin en büyük anlaşması olan medeniyetler ittifakını samimiyet üzerine kurduk. Cesaret ve kararlılıkla çalışmalarımız sürdürüyoruz. Madrid'de bir zirve yaptık. Tüm dünyaya barış çağrılarımızı ilettik. Önceki hafta Brezilya'nın Rio şehrinde toplandık Latin Amerika'dan dünyaya seslendik. Biz barış mücadelesinde samimiyiz. Biz Dayanışma ve samimiyetlik konusunda ciddiyiz. Bu politika ile bu samimiyetin göstergesini her tarafta gösterdik.
Dünyanın her köşesi ile kurduğumuz iş birlikleri bu samimiyetin göstergesidir. Yunus Emre enstitüleri ile Türkçe öğrenmek isteyenlere barış dili olan Türkçe'yi öğretiyoruz.Ata yadigârlarımıza ihtiyaç sahiplerine yardım kuruluşu ile yardım elimizi uzatıyoruz. Nice ülkelere ulaşıyor gelecek nesiller adına sağlam dostluklar elde ediyoruz.
BU MİLLET TOPYEKUN SEFERBER OLDU
Değerli kardeşlerim bütün bu adımlar ile bakınız Haiti’de deprem oldu. Türkiye orada. Şili’de afet oldu Endonzeya’da Ate'de İran’daki depremlerde hayatını kaybedenler için bu millet gözyaşı döktü. Pakistan'da deprem olunca bu millet topyekun seferber oldu bu millet kollarındaki bileziği dahi çıkarıp Pakistan'a gönderdi. Bu günde aynı şekilde art niyet taşımadan Ramallah'ın Kudüs'ün kardeşlikleri iyiliği için adalet istiyoruz.
GÖZ YUMANLAR SALDIRANLAR KADAR SUÇLUDUR
Gazze'de beytanında yaşıyordu. Ocak 2009'da ablasının elinden sıkı sıkıya tutmuş yakındaki bakkala gidiyorlardı. Üzerlerine bomba düştü. 16 yaşındaki Ablas ile oracıkta hayatını kaybetti. Diğer bir kardeşimiz Gazze'de kampta yaşıyordu. İsrail askerleri babasını öldürmek için bulundukları yere bomba atarak bütün ailesini öldürdü.
Yakındaki bir tarladan şeker kamışı toplamış evlerine dönüyorlardı. Bomba atıldı kendisi öldü kardeşi öldü arkadaşı öldü diğer bir arkadaşları hastaneye götürürken hayatlarını kaybetti. Diğer bir arkadaş Dedesi ile camiye akşam namazına giderken bombalandılar onlarda hepsi olarak hayatını kaybetti.
2000 yılından itibaren 1500 çocuk hayata gözlerini kapadılar. Hayatının baharında umut dolu sevgi dolu gençleri potansiyel Terörist bahanesi ile aşklarından kopardılar. Filistin'de nice genci katlettiler. Tıpkı Doğumuzda terör örgütünün acımasızca katlettikleri gibi.
Bütün bunlar yetmedi. Gazze'ye giden yardım gemisine Uluslararası sularda saldırdılar. Belki bugün bu öldürülen zavallı kardeşlerimiz zavallı masum kardeşlerimiz burada olacak Nazım Hikmet'in şiirlerini söyleyecek diyecekti.
Şeker kamışı toplayıp eve dönerken olan kardeşimiz oda burada olacak ve gelecek burada konuşacak alkış tutacaktı.
Masum bebeklerin masum çocukların katledilmesine görmezden gelmezler gizli yada açık şekilde göz eğenler en az saldırganlar kadar suçludur. Bu dünya üzerindeki eğer bir çocuk doya doya yaşamayı oynamayı fazlasıyla hak ediyordu. Biz çocuklar cıvıl cıvıl parkları doldursunlar istiyoruz. Biz çocuklar seve seve oynayarak okula gitsin en iyi eğitimi alsınlar istiyoruz. En büyük hizmet insana yapılır eğitime yapılır. Dostluğa ve kardeşliğe yapılır. Büyük Mütefekkir Said Nursi diyor ki: " Bizim Düşmanımız cehalet zaruret ihtilaftır. Bu iç düşmana karşı sanat marifet ittifak silahları ile mücadele edeceğiz.
Ülkelerinize evlerinize döndüğünüzde ulaşabildiğiniz herkese Türkiye'nin barış selamlarını ve muhabbetlerini iletin. Bugünün dünyasında artık uzak diye bir kavram yok. Bizim ülkelerimiz artık uzak değil birbirlerine. Bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor bu bağlar ve devamlılık sağlar.
SİZLER DOĞRU YOLDAN ASLA AYRILMAYINIZ
Geleceğiz sizler şekillendireceksiniz aydınlık bir geleceğiz sizler yarın inşa edeceksiniz. Birbirinize karşı saygı ve sevgi en önemli formülünüz olsun. Adaleti hakkı ve hukuku her zaman üstünde durun. Sizler Hukukun üstünlüğüne inanın.
Bugün burada tesis ettiğiniz dostlukları mutlaka ve mutlaka yaşatın. Burada Asya ve Afrika’nın bir barış ortasında bir millet olduğunuzda aklınızdan çıkartmayın. Türkçe'nin güzelliğiniz bizlere yaşattığınız için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Öğretmenleriniz başta olmak üzere emeği olan herkesin özellikle tebrik ediyorum. Evlerinize huzurlu sağlıklı bir şekilde temenni ediyorum bütün tanıdıklarınıza iletmenizi ve hepinizi Saygı ve Sevgi ile Selamlıyorum...
Bir avuç insan bir avuç gönül adamı dünyanın uzak coğrafyalarına uzak ülkelerine ulaştılar. Oralara Türk insanının sevgisini götürdüler. Türkiye'nin gönül zenginliğini götürdüler. Anadolu’nun şefkat ve samimiyetini götürdüler. Hiç bir fedakarlıktan kaçınmadılar. Hiç biz zorluğa boyun eğmediler. Vazgeçmediler. Türkçe'yi Türk bayrağını var oldukları her zemine bir barış sembolü olarak taşıma şerefine ulaştılar.
MİLLETİM ADINA GURUR DUYUYORUM
Ben artık gittiğim birçok ülkede sadece Büyükelçiliklerimizde değil Türk İş Adamlarının o büyük yatırımlarında Türk okullarında Türk bayrağının dalgalandığı görüyor ve bundan Ülkem ve Milletim adına gurur duyuyorum.
Bunu milletimize ve ülkemize yaşatan tüm öğretmenlerimize kardeşlerimize bu gönül hareketine el ayak olan herkese Teşekkür ediyorum.
YARADILANI YARADANDAN ÖTÜRÜ SEVİYORUZ
Sevgili gençler değerli misafirler kalp neyle doluysa dudaklardan işte o dökülür gider. Bizler farklı diller ile konuşuyor olabiliriz. Hissiyatımız kalbimizden ve zihnimizden geçenleri farklı ifade ediyor olabiliriz. Aşkın sevdanın dili birdir. Dostluğun dili birdir kardeşliğin dayanışmanın kardeşliğin dili birdir. Biz birbirimiz ile konuşurken yüreğimiz ile konuşuyor gönlümüzden konuşuyoruz. Barış için dökülüyor bizim bu sözlerimiz. Sevgi kardeşlik dayanışma ve paylaşma için dökülüyor. Biz hiç kimsenin dili ile inancı ile etnik kökeni ile milleti ile ırkı ile ilgili değiliz. Yeryüzündeki hiç bir insanı diğerinden ayırt etmiyor ona kem gözle bakmıyor farklı muamele etmiyor ve edilmesine rıza göstermiyoruz.
Kardeşler bizim için can kutsaldır insan kutsaldır yaratılmış her şey kutsaldır. İnsan nasıl kutsal ise insanın hakları da farklı özellikleri de o kadar kutsal ve saygı değerdir. Yunus Emre: "Biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz".
BİZ BARIŞ MÜCADELESİNDE SAMİMİYİZ
İnançları ne olursa olsun insan gene insandır. Derisinin rengi ne olursa olsun insan bizim anlayışımız ile insan insandır. Bizim felsefemizi de insan insandır. Mevlana: İster Musevi olsun isterse puta tapsın ister siyah ister beyaz olsun bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir bizim yüreğimiz ardına kadar açıktır" bu coşkulu salondan 120 ülkenin insanları ile şu açıklamayı yapıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de gayet güzel açıkladığı gibi: " Yurt'ta Sulh, Cihan'da Sulh" şeklinde bütün politikalarını bu inşaatın üzerine inşa etmiştir.
Barış olan İslam dininin mensuplarıyız. Herkese bu anlayışla yaklaşma durumundayız. Türkiye İspanya ile medeniyetler ittifakının yürütücüsüdür. Tarihin en büyük anlaşması olan medeniyetler ittifakını samimiyet üzerine kurduk. Cesaret ve kararlılıkla çalışmalarımız sürdürüyoruz. Madrid'de bir zirve yaptık. Tüm dünyaya barış çağrılarımızı ilettik. Önceki hafta Brezilya'nın Rio şehrinde toplandık Latin Amerika'dan dünyaya seslendik. Biz barış mücadelesinde samimiyiz. Biz Dayanışma ve samimiyetlik konusunda ciddiyiz. Bu politika ile bu samimiyetin göstergesini her tarafta gösterdik.
Dünyanın her köşesi ile kurduğumuz iş birlikleri bu samimiyetin göstergesidir. Yunus Emre enstitüleri ile Türkçe öğrenmek isteyenlere barış dili olan Türkçe'yi öğretiyoruz.Ata yadigârlarımıza ihtiyaç sahiplerine yardım kuruluşu ile yardım elimizi uzatıyoruz. Nice ülkelere ulaşıyor gelecek nesiller adına sağlam dostluklar elde ediyoruz.
BU MİLLET TOPYEKUN SEFERBER OLDU
Değerli kardeşlerim bütün bu adımlar ile bakınız Haiti’de deprem oldu. Türkiye orada. Şili’de afet oldu Endonzeya’da Ate'de İran’daki depremlerde hayatını kaybedenler için bu millet gözyaşı döktü. Pakistan'da deprem olunca bu millet topyekun seferber oldu bu millet kollarındaki bileziği dahi çıkarıp Pakistan'a gönderdi. Bu günde aynı şekilde art niyet taşımadan Ramallah'ın Kudüs'ün kardeşlikleri iyiliği için adalet istiyoruz.
GÖZ YUMANLAR SALDIRANLAR KADAR SUÇLUDUR
Gazze'de beytanında yaşıyordu. Ocak 2009'da ablasının elinden sıkı sıkıya tutmuş yakındaki bakkala gidiyorlardı. Üzerlerine bomba düştü. 16 yaşındaki Ablas ile oracıkta hayatını kaybetti. Diğer bir kardeşimiz Gazze'de kampta yaşıyordu. İsrail askerleri babasını öldürmek için bulundukları yere bomba atarak bütün ailesini öldürdü.
Yakındaki bir tarladan şeker kamışı toplamış evlerine dönüyorlardı. Bomba atıldı kendisi öldü kardeşi öldü arkadaşı öldü diğer bir arkadaşları hastaneye götürürken hayatlarını kaybetti. Diğer bir arkadaş Dedesi ile camiye akşam namazına giderken bombalandılar onlarda hepsi olarak hayatını kaybetti.
2000 yılından itibaren 1500 çocuk hayata gözlerini kapadılar. Hayatının baharında umut dolu sevgi dolu gençleri potansiyel Terörist bahanesi ile aşklarından kopardılar. Filistin'de nice genci katlettiler. Tıpkı Doğumuzda terör örgütünün acımasızca katlettikleri gibi.
Bütün bunlar yetmedi. Gazze'ye giden yardım gemisine Uluslararası sularda saldırdılar. Belki bugün bu öldürülen zavallı kardeşlerimiz zavallı masum kardeşlerimiz burada olacak Nazım Hikmet'in şiirlerini söyleyecek diyecekti.
Şeker kamışı toplayıp eve dönerken olan kardeşimiz oda burada olacak ve gelecek burada konuşacak alkış tutacaktı.
Masum bebeklerin masum çocukların katledilmesine görmezden gelmezler gizli yada açık şekilde göz eğenler en az saldırganlar kadar suçludur. Bu dünya üzerindeki eğer bir çocuk doya doya yaşamayı oynamayı fazlasıyla hak ediyordu. Biz çocuklar cıvıl cıvıl parkları doldursunlar istiyoruz. Biz çocuklar seve seve oynayarak okula gitsin en iyi eğitimi alsınlar istiyoruz. En büyük hizmet insana yapılır eğitime yapılır. Dostluğa ve kardeşliğe yapılır. Büyük Mütefekkir Said Nursi diyor ki: " Bizim Düşmanımız cehalet zaruret ihtilaftır. Bu iç düşmana karşı sanat marifet ittifak silahları ile mücadele edeceğiz.
Ülkelerinize evlerinize döndüğünüzde ulaşabildiğiniz herkese Türkiye'nin barış selamlarını ve muhabbetlerini iletin. Bugünün dünyasında artık uzak diye bir kavram yok. Bizim ülkelerimiz artık uzak değil birbirlerine. Bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor bu bağlar ve devamlılık sağlar.
SİZLER DOĞRU YOLDAN ASLA AYRILMAYINIZ
Geleceğiz sizler şekillendireceksiniz aydınlık bir geleceğiz sizler yarın inşa edeceksiniz. Birbirinize karşı saygı ve sevgi en önemli formülünüz olsun. Adaleti hakkı ve hukuku her zaman üstünde durun. Sizler Hukukun üstünlüğüne inanın.
Bugün burada tesis ettiğiniz dostlukları mutlaka ve mutlaka yaşatın. Burada Asya ve Afrika’nın bir barış ortasında bir millet olduğunuzda aklınızdan çıkartmayın. Türkçe'nin güzelliğiniz bizlere yaşattığınız için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Öğretmenleriniz başta olmak üzere emeği olan herkesin özellikle tebrik ediyorum. Evlerinize huzurlu sağlıklı bir şekilde temenni ediyorum bütün tanıdıklarınıza iletmenizi ve hepinizi Saygı ve Sevgi ile Selamlıyorum...