Gruplarda kaçırılmaması gereken 10 maç

Futbol dünyasının kalbi bir ay boyunca Güney Afrika'da atacak. 2010 Dünya Kupası'na gruplarında kaçırılmaması gerektiğini düşündüğümüz 10 maçı sizler için değerlendirdik.

Futbol dünyasının kalbi bir ay boyunca Güney Afrika'da atacak. 2010 Dünya Kupası'na gruplarında kaçırılmaması gerektiğini düşündüğümüz 10 maçı sizler için değerlendirdik. Dünya Kupası'nda 32 ülkenin milli takımı gruplardan itibaren kıran kırana bir mücadeleye girişecek. Sekiz grupta oynanacak toplam 48 karşılaşmadan bazıları sportif, sosyal, tarihi veya sadece güncel özellikleri bakımından diğerlerinden ayrılıyor.

Sizin için seçtiğimiz gruplarda kaçırılmaması gereken 10 maçı aşağıda sıraladık. Kuşkusuz herkesin listesi aynı olmayabilir ama yine de bir göz atın deriz...

1. Güney Afrika-Meksika - 11 Haziran

48 grup maçının içinde futbolseverleri en fazla heyecanlandıran mücadele olmadığı kesin. Ancak Afrika kıtasında düzenlenen ilk Dünya Kupası'nın açılış karşılaşması olması nedeniyle önem taşıyor.

Bugüne kadar hiçbir ülke evsahipliği yaptığı Dünya Kupası'na gruplarda veda etmedi, Güney Afrika bu yüzden iyi bir başlangıç yapmak zorunda. Galatasaray taraftarlarının gözü, Meksika'da forma giyen Giovani dos Santos'ta olacak.

2. İngiltere-ABD - 12 Haziran

Dünyanın en iyi futbol takımı olduğuna inanan İngiltere'nin, katıldığı ilk Dünya Kupası'nda (1950) yarı amatör ABD'ye 1-0 yenilmesi hala tarihin en büyük sürprizlerinden biri olarak kabul ediliyor.  

Fabio Capello yönetiminde galibiyet dışındaki sonuçları unutan İngiltere, kariyerinin en iyi sezonunu geçiren Wayne Rooney gibi bir yıldıza sahip. Atletik oyunculardan kurulu ABD, FIFA Konfederasyon Kupası'nda İspanya'ya yaşattığı şoku tekrarlamak isteyecek ama işleri oldukça zor.

3. Almanya-Avustralya - 13 Haziran

Türk futbolseverler ekran başına... Kadrosunda Mesut Özil ve Serdar Taşçı'yı bulunduran Almanya ilk grup maçını Galatasaray'ın yeni yabancı oyuncu kaynağı Avustralya ile oynayacak.

Avustralya'da Neill, Kewell ve Galatasaray'ın transferdeki hedeflerinden Grella'nın yanı sıra Antalyaspor'dan Jedinak da forma giyiyor. Turnuva öncesi Ballack başta olmak üzere önemli oyuncularını sakatlık yüzünden kaybeden Almanya'nın kötü bir başlangıca tahammülü yok.



4. İtalya-Paraguay - 14 Haziran

İtalya, kupa tarihinin en başarılı ikinci ülkesi ve son dünya şampiyonu ama kimse onları 2010'un favorileri arasında göstermiyor. Orta sahanın beyni Andrea Pirlo'dan yoksun çıkacakları Paraguay karşısında ne yapacakları merak konusu.

Güney Amerika temsilcisi Paraguay'da bir gece kulübünde başından vurulan Salvador Cabanas yok, ancak yine de Valdez, Santa Cruz Cardozo ve Barrios ile tarihlerinin en iyi hücum hattına sahipler. Yaşlı kadrosuna genç yetenekler ekleme konusunda başarılı olmayan İtalya'dan puan almaları sürpriz sayılmamalı.

5. Hollanda-Danimarka - 14 Haziran

Orta-Kuzey Avrupa'nın teknikle fizik gücü en iyi birleştiren iki ülkesi, E Grubu'nun açılış maçında karşı karşıya gelecek ama ne yazık ki Arjen Robben sahada olmayacak.

Danimarka belki eski gücünde değil ama Christan Eriksen gibi bir süper yıldız adayına sahip. Michael Laudrup'tan bu yana ülkeyi en fazla heyecanlandıran yetenek olarak gösterilen 18 yaşındaki Eriksen aynı zamanda 2010 Dünya Kupası'ndaki en genç oyuncu.

6. Brezilya-Kuzey Kore - 15 Haziran

Beş kez dünya şampiyonu Brezilya futbolda sambayı bırakmış olsa da İspanya ile birlikte turnuvanın en büyük favorisi. İlk maçlarını tam bir kapalı kutu olan Kuzey Kore ile oynayacaklar.

Sadece üç futbolcusu ülke dışında oynayan Kuzey Kore, Portekiz ve Fildişi'nin de yer aldığı G Grubu'ndan Brezilya ile birlikte çıkacağına inanıyor. Sansasyonel sonuçlara imza attığı 1966'dan sonra ikinci kez Dünya Kupası'na katılan komünist Kore'nin şansı yok gibi ama...

7. Yeni Zelanda- Slovakya -  15 Haziran

Okyanusya ülkesi Yeni Zelanda 1982'den sonra ikinci kez Dünya Kupası'nda, Slovakya ise Çekoslovakya dönemi hariç ilk kez dünyanın en büyük futbol arenasında boy gösterecek.

Milli takımlar seviyesinde uluslararası deneyimlerinin az olması ve gruptaki ilk maçları olmasına güvenerek kupanın en sıkıcı karşılaşması tahminimizi bu mücadele üzerine yapıyor, bir de Fenerbahçe'nin yeni transferi Miroslav Stoch'a dikkat diyoruz.

8. İspanya-Honduras - 21 Haziran

Bekleneni veremeyen favori" etiketini Euro 2008'de şampiyon olarak üzerinden atan İspanya'nın Güney Afrika'daki tek hedefi Dünya Kupası'nı tarihinde ilk kez kaldırmak. Herkesin gözü Fernando Torres ve Barca'nın orta sahadaki sihirbazı Xavi'nin üzerinde ama kadrolarında Avrupa'nın açık ara en golcü forveti David Villa da var.

İspanya'nın gruptaki ikinci maçını oynayacağı Honduras, 1982'den sonra ikinci kez Dünya Kupası'nda mücadele edecek. 1982'de İspanya ile 1-1 berabere kalarak önemli bir sürpriz yapmışlardı ama bu kez en gollü maç bahislerinde kaybedecek taraf olarak kuponlarda yer alıyorlar.

9. Yunanistan-Arjantin - 22 Haziran

B Grubu'nun kapanış maçı belki de Arjantin'in formalite maçı, Yunanistan'ın da eve dönüş öncesi mücadelesi olacak.

1994 Amerika'da iki takım yine gruplarda karşılaşmış, Güney Amerika ekibi Gabriel Batistuta'nın üç ve şimdi teknik direktör olarak Arjantin'in başında bulunan Diego Maradona'nın bir golüyle 4-0 kazanmıştı.

Doping kullandığı için 16 yıl önceki kupadan ihraç edilen Maradona, kendisiyle kıyaslanan Lionel Messi gibi bir değere sahip ama onu Barcelona'daki gibi kullanıp kullanamayacağı merak konusu.  

10. Portekiz-Brezilya - 25 Haziran

Futbol tarihinin en pahalı transferi Cristiano Ronaldo'nun derdi de Messi gibi kulüpler seviyesindeki süper performansını milli takımda gösterememek, Portekiz'in kupada ne kadar ilerleyebileceği ise direkt onun performansına bağlı. belki de G Grubu'nun bu son maçı lideri belirleyecek.

Brezilya bu grupta mutlaka liderliği istiyor, çünkü ikinciyi son 16'da çok büyük ihtimalle İspanya bekliyor olacak. Brezilya ve Portekiz son olarak 2008'in Kasım ayında karşılaşmış... ve Brezilya rakibini 6-2 mağlup etmişti!




CNN Türk