İran Büyükelçisi Hosseınpour'un Basın Toplantısı
İran'ın Ankara Büyükelçisi Bahman Hosseinpour, barışçıl nükleer enerjiyi kullanmanın her ülkenin doğal hakkı olduğunu belirterek, "Biz nükleer silahları kullanmaya karşıyız
İran'ın Ankara Büyükelçisi Bahman Hosseinpour, barışçıl nükleer enerjiyi kullanmanın her ülkenin doğal hakkı olduğunu belirterek, "Biz nükleer silahları kullanmaya karşıyız. Bizim komşu ülkelerimizin nükleer enerjiyi bulundurmamızdan hiçbir tereddüt ve çekinceleri yok, ama kilometrelerce uzaktaki ülkeler bu konuda karşı çıkıyorlar. Bu da cevap verilmesi gereken bir sorudur" dedi. Hosseinpour, 17-18 Nisan'da Tahran'da yapılacak Nükleer Silahsızlanma Kongresi'nin ABD'de 12-13 Nisan'da
yapılacak zirveye bir alternatif olmadığını da kaydetti.
İran'ın Ankara Büyükelçisi Bahman Hosseinpour, büyükelçilikte düzenlediği basın toplantısında, Batı ülkelerinden nükleer konusuna tek yönlü bakış açısını, çifte standardı, ayrımcılığı bırakıp, konuya daha gerçekçi bakmalarını istediklerini söyledi. Hosseinpour, İran olarak bu konuyu ele almak için 17-18 Nisan'da Tahran'da Nükleer Silahsızlanma Konferansı düzenleyeceklerini bildirerek, 60 ülkeye resmi davet gönderdiklerini ancak tüm dünya ülkelerinin konferansa davetli olduğunu söyledi. Konferansın
amacının konuya ilişkin çekinceleri gidermek olduğunu ifade eden Hosseinpour, "Konferans, dünyada nükleer silahsızlanma amacına ulaşmak için mekanizmalar üretmeye çalışacaktır. Ayrıca hukuki boyutları ve nükleer silahlarla tehdit etme boyutu da ele alınacaktır. Bizce nükleer silahlar, ülkeler ve halkları rahatsız eden bir konu ve kimde olduğu fark etmez. Bazı ülkelerin bu silahları ellerinde bulundurup da, 'biz bunları güvende tutuyoruz' bahanesi, bu silahları elde tutma gerekçesi sayılamaz. Tahran
konferansında bu ele alınacak" diye konuştu.
Nükleer enerjinin herkes için gerekli olduğunu, nükleer silahların ise hiç kimse için gerekli olmadığını vurgulayan Hosseinpour, dünyadaki tüm ülkelerin nükleer enerjiden yararlanma hakları olduğunu söyledi. Hosseinpour, "Öyle bir bölgede yaşıyoruz ki, İsrail adında bir ülke nükleer silahları depolama merkezine dönüşmüştür. İsrail'de böyle bir silahın olmasına rağmen kimse ona bir şey söylemiyor, hiçbir şekilde eleştirmiyor. Ama biz, Türkiye ve Mısır gibi ülkelerin nükleer enerjiden yararlanmasına karşı
her zaman bir tehdit ve karşı çıkış niye? Bizce bu soru işaretine cevap vermek gerekiyor. Niye ABD ve Batı ülkeleri bu silahlara sahip olabiliyor? Bunu tekrar tekrar gündeme getirmek gerekiyor" şeklinde konuştu.
Tüm ülkelerin nükleer enerji kullanma hakkı olduğunu belirten Hosseinpour, tüm dünya kamuoyunu da bu düşünceye hazırlamak gerektiğini ve Tahran'daki konferansın buna yardımcı olacağını söyledi. Hosseinpour, "Şuna da vurgu yapmam gerekiyor ki, biz bu konferansı bir diğer ülkeyle çatışma için ya da ona karşı yapma gayretinde değiliz. Tahran konferansı belirlenen amaçlar doğrultusunda yapılacaktır. Diğer ülkelerle çatışmak gibi bir hedefi yoktur. Umarız dünyada barışçıl nükleer enerjiyi kullanmak adına
böyle konferanslar yapılsın" dedi.
"AMBARGO ETKİLİ OLMAYACAK"
Hosseinpour, bir gazetecinin Tahran'da yapılacak konferansın ABD'de 12-13 Nisan'da aynı konuda yapılacak zirveye bir alternatif olup olmadığını sorması üzerine, "Bizim yapacağımız konferans, diğer ülkelerin yapacağı konferansa karşı değildir. Amerika'da yapılacak bu zirveden de haberimiz var. Biz kendi işimizi yapıyoruz, onlar da kendi işlerini yapıyorlar. Ambargo daha önce de defalarca söylediğim gibi etkili olmayacak. Çünkü son 30 yılda da bir etkisi olmadı. Son zamanlarda Merkez Bankası'nın verdiği
bilgilere göre İran'da işsizliğin azalması, enflasyonun düşmesi, petrol dışı ihracatın artması, ki biz yine bu süreçte ambargodayız, onun için temek ki ambargo iyi bir yöntem değil ve etkili de olmayacaktır ve ambargo yapılmayacaktır. Batılı işadamları herkesten daha fazla İran'da iş yapmak taraftarıdırlar. Şu anda da İran'da çalışan çok sayıda batılı işadamı görebilirsiniz. En iyi yöntem diyalogdur. Biz de har zaman söyledik, müzakere etmeye hazırız. Ama hiçbir şekilde ön koşul olmaksızın. Diplomasi ve
diyalog yoluyla çok iyi sonuçlar elde edebiliriz" diye konuştu.
Hosseinpour, bir soru üzerine, Tahran'daki konferansa Türkiye'den hangi düzeyde katılım olacağının henüz bildirilmediğini söyledi. Nükleer konusunda eğer kenara çekilirlerse ABD'nin daha sert davranmayı kendisine hak olarak göreceğini ifade eden Hosseinpour, "O yüzden biz kendi düşüncemize sıkı sıkıya bağlıyız. Barışçıl nükleer enerjiyi kullanmak her ülkenin doğal hakkıdır. Biz nükleer silahları kullanmaya karşıyız" dedi.
İSRAİL TEPKİSİ
Hosseinpour, yanı başlarındaki İsrail'in nükleer silahı bulunduğunu, ama kimsenin İsrail'in adını bile anmadığını söyledi. Hosseinpour, şunları kaydetti:
"Ama biz ve sizin gibi ülkeler, nükleer enerjiyi kullanmak istediğimizden dolayı bize karşı konuluyor. Petrol ve doğalgaz bir gün bitecektir. Yerine konabilecek bir enerjimizin olması gerekiyor. Çok ilginçtir ki, bizim komşu ülkelerimizin nükleer enerjiyi bulundurmamızdan hiçbir tereddüt ve çekinceleri yok, ama kilometrelerce uzaktaki ülkeler bu konuda karşı çıkıyorlar. Bu da cevap verilmesi gereken bir sorudur. Maalesef dünyada birçok soru vardır ki cevapsız kalıyor. Bunların cevaplanmasına izin bile
verilmiyor. Sayın Obama geçen sene Prag'da nükleer enerji ile ilgili güzel bir konuşma yaptı, ama devamı gelmedi. Dedi ki, 'Bütün ülkeler barışçıl nükleer enerjiyi kullanma hakkına sahiptir'. Bizce eğer Sayın Obama bunu tekrar tekrar dile getirseydi, şartlar daha farklı olurdu. Biz nükleer ve bölgesel konularda, ekonomi ve ekonomi dışında, ikili ve çok yönlü konularda bizim kültürümüz Mevlana kültürü, yani tahammül kültürü."
"BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE SALDIRMAK YOK"
İran'ın tarihten bu yana her zaman barıştan yana olduğunu ifade eden Hosseinpour, "Biz hiçbir zaman bir ülkeye saldırmadık. Bu bizim kültürümüzde yok. Bizim kültürümüz, Mevlana kültüründen kaynaklanır. Onun için bizi iyi tanırlarsa, bilecekler ki, biz hiçbir ülkeye saldırma niyetinde değiliz ve olmayacağız. Biz dünya ve ülkemizin hep huzur içinde yaşamasını istiyoruz" diye konuştu.
Basın açısından güçlü olan ülkelerin nükleer konuyla oynadıklarını savunan Hosseinpour, hiçbir zaman gerçekleri halklarına bildirmediklerini söyledi. Hosseinpour, "Batılı ülkeler kendilerinin nükleer silahı olduğu için diğer ülkelerin böyle bir enerjiyi kullanmasını engellemek için ortam oluşturuyorlar, ki biz, Türkiye ve Mısır gibi ülkeler hep onlara ihtiyaç duyalım diye. Biz bu konferansı onların dikkatini çekmek için düzenliyoruz. Nükleer enerjiyi elde etme hakkı olan ülkelerin her zaman karanlıkta
ve cehalette kalmasını istiyorlar. Biz bu konuda düşünce sahibi olduğumuz için bizi boğmak istiyorlar, bizim soluk almamıza engel oluyorlar. Biz sıkı şekilde duruyoruz. Bu konunun hassasiyetini ülkelere bildirmemiz gerekiyor. Bütün ülkelerin nükleer enerjiyi kullanmaya hakkı vardır demek için" şeklinde konuştu.
RÜŞVET İDDİASI
ABD'nin Birleşmiş Milletler'e üye küçük ülkeleri kendi yanına çekmek ve İran'a karşı oy vermeleri için rüşvet teklif ettiğini de ileri süren Hosseinpour, buna ilişkin somut bir örnek vermesinin istenmesi üzerine, bunu söyleyemeyeceğini ancak küçük ülkelerin tehdit edildiğini söyledi. Hosseinpour, Ortadoğu'da bazı sorunlardan çıkış yolunun birlik olduğunu belirterek, Türkiye, Mısır ve İran'ın bu konuda öncü olabileceğini söyledi.
(MÜG-CC-Y)
yapılacak zirveye bir alternatif olmadığını da kaydetti.
İran'ın Ankara Büyükelçisi Bahman Hosseinpour, büyükelçilikte düzenlediği basın toplantısında, Batı ülkelerinden nükleer konusuna tek yönlü bakış açısını, çifte standardı, ayrımcılığı bırakıp, konuya daha gerçekçi bakmalarını istediklerini söyledi. Hosseinpour, İran olarak bu konuyu ele almak için 17-18 Nisan'da Tahran'da Nükleer Silahsızlanma Konferansı düzenleyeceklerini bildirerek, 60 ülkeye resmi davet gönderdiklerini ancak tüm dünya ülkelerinin konferansa davetli olduğunu söyledi. Konferansın
amacının konuya ilişkin çekinceleri gidermek olduğunu ifade eden Hosseinpour, "Konferans, dünyada nükleer silahsızlanma amacına ulaşmak için mekanizmalar üretmeye çalışacaktır. Ayrıca hukuki boyutları ve nükleer silahlarla tehdit etme boyutu da ele alınacaktır. Bizce nükleer silahlar, ülkeler ve halkları rahatsız eden bir konu ve kimde olduğu fark etmez. Bazı ülkelerin bu silahları ellerinde bulundurup da, 'biz bunları güvende tutuyoruz' bahanesi, bu silahları elde tutma gerekçesi sayılamaz. Tahran
konferansında bu ele alınacak" diye konuştu.
Nükleer enerjinin herkes için gerekli olduğunu, nükleer silahların ise hiç kimse için gerekli olmadığını vurgulayan Hosseinpour, dünyadaki tüm ülkelerin nükleer enerjiden yararlanma hakları olduğunu söyledi. Hosseinpour, "Öyle bir bölgede yaşıyoruz ki, İsrail adında bir ülke nükleer silahları depolama merkezine dönüşmüştür. İsrail'de böyle bir silahın olmasına rağmen kimse ona bir şey söylemiyor, hiçbir şekilde eleştirmiyor. Ama biz, Türkiye ve Mısır gibi ülkelerin nükleer enerjiden yararlanmasına karşı
her zaman bir tehdit ve karşı çıkış niye? Bizce bu soru işaretine cevap vermek gerekiyor. Niye ABD ve Batı ülkeleri bu silahlara sahip olabiliyor? Bunu tekrar tekrar gündeme getirmek gerekiyor" şeklinde konuştu.
Tüm ülkelerin nükleer enerji kullanma hakkı olduğunu belirten Hosseinpour, tüm dünya kamuoyunu da bu düşünceye hazırlamak gerektiğini ve Tahran'daki konferansın buna yardımcı olacağını söyledi. Hosseinpour, "Şuna da vurgu yapmam gerekiyor ki, biz bu konferansı bir diğer ülkeyle çatışma için ya da ona karşı yapma gayretinde değiliz. Tahran konferansı belirlenen amaçlar doğrultusunda yapılacaktır. Diğer ülkelerle çatışmak gibi bir hedefi yoktur. Umarız dünyada barışçıl nükleer enerjiyi kullanmak adına
böyle konferanslar yapılsın" dedi.
"AMBARGO ETKİLİ OLMAYACAK"
Hosseinpour, bir gazetecinin Tahran'da yapılacak konferansın ABD'de 12-13 Nisan'da aynı konuda yapılacak zirveye bir alternatif olup olmadığını sorması üzerine, "Bizim yapacağımız konferans, diğer ülkelerin yapacağı konferansa karşı değildir. Amerika'da yapılacak bu zirveden de haberimiz var. Biz kendi işimizi yapıyoruz, onlar da kendi işlerini yapıyorlar. Ambargo daha önce de defalarca söylediğim gibi etkili olmayacak. Çünkü son 30 yılda da bir etkisi olmadı. Son zamanlarda Merkez Bankası'nın verdiği
bilgilere göre İran'da işsizliğin azalması, enflasyonun düşmesi, petrol dışı ihracatın artması, ki biz yine bu süreçte ambargodayız, onun için temek ki ambargo iyi bir yöntem değil ve etkili de olmayacaktır ve ambargo yapılmayacaktır. Batılı işadamları herkesten daha fazla İran'da iş yapmak taraftarıdırlar. Şu anda da İran'da çalışan çok sayıda batılı işadamı görebilirsiniz. En iyi yöntem diyalogdur. Biz de har zaman söyledik, müzakere etmeye hazırız. Ama hiçbir şekilde ön koşul olmaksızın. Diplomasi ve
diyalog yoluyla çok iyi sonuçlar elde edebiliriz" diye konuştu.
Hosseinpour, bir soru üzerine, Tahran'daki konferansa Türkiye'den hangi düzeyde katılım olacağının henüz bildirilmediğini söyledi. Nükleer konusunda eğer kenara çekilirlerse ABD'nin daha sert davranmayı kendisine hak olarak göreceğini ifade eden Hosseinpour, "O yüzden biz kendi düşüncemize sıkı sıkıya bağlıyız. Barışçıl nükleer enerjiyi kullanmak her ülkenin doğal hakkıdır. Biz nükleer silahları kullanmaya karşıyız" dedi.
İSRAİL TEPKİSİ
Hosseinpour, yanı başlarındaki İsrail'in nükleer silahı bulunduğunu, ama kimsenin İsrail'in adını bile anmadığını söyledi. Hosseinpour, şunları kaydetti:
"Ama biz ve sizin gibi ülkeler, nükleer enerjiyi kullanmak istediğimizden dolayı bize karşı konuluyor. Petrol ve doğalgaz bir gün bitecektir. Yerine konabilecek bir enerjimizin olması gerekiyor. Çok ilginçtir ki, bizim komşu ülkelerimizin nükleer enerjiyi bulundurmamızdan hiçbir tereddüt ve çekinceleri yok, ama kilometrelerce uzaktaki ülkeler bu konuda karşı çıkıyorlar. Bu da cevap verilmesi gereken bir sorudur. Maalesef dünyada birçok soru vardır ki cevapsız kalıyor. Bunların cevaplanmasına izin bile
verilmiyor. Sayın Obama geçen sene Prag'da nükleer enerji ile ilgili güzel bir konuşma yaptı, ama devamı gelmedi. Dedi ki, 'Bütün ülkeler barışçıl nükleer enerjiyi kullanma hakkına sahiptir'. Bizce eğer Sayın Obama bunu tekrar tekrar dile getirseydi, şartlar daha farklı olurdu. Biz nükleer ve bölgesel konularda, ekonomi ve ekonomi dışında, ikili ve çok yönlü konularda bizim kültürümüz Mevlana kültürü, yani tahammül kültürü."
"BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE SALDIRMAK YOK"
İran'ın tarihten bu yana her zaman barıştan yana olduğunu ifade eden Hosseinpour, "Biz hiçbir zaman bir ülkeye saldırmadık. Bu bizim kültürümüzde yok. Bizim kültürümüz, Mevlana kültüründen kaynaklanır. Onun için bizi iyi tanırlarsa, bilecekler ki, biz hiçbir ülkeye saldırma niyetinde değiliz ve olmayacağız. Biz dünya ve ülkemizin hep huzur içinde yaşamasını istiyoruz" diye konuştu.
Basın açısından güçlü olan ülkelerin nükleer konuyla oynadıklarını savunan Hosseinpour, hiçbir zaman gerçekleri halklarına bildirmediklerini söyledi. Hosseinpour, "Batılı ülkeler kendilerinin nükleer silahı olduğu için diğer ülkelerin böyle bir enerjiyi kullanmasını engellemek için ortam oluşturuyorlar, ki biz, Türkiye ve Mısır gibi ülkeler hep onlara ihtiyaç duyalım diye. Biz bu konferansı onların dikkatini çekmek için düzenliyoruz. Nükleer enerjiyi elde etme hakkı olan ülkelerin her zaman karanlıkta
ve cehalette kalmasını istiyorlar. Biz bu konuda düşünce sahibi olduğumuz için bizi boğmak istiyorlar, bizim soluk almamıza engel oluyorlar. Biz sıkı şekilde duruyoruz. Bu konunun hassasiyetini ülkelere bildirmemiz gerekiyor. Bütün ülkelerin nükleer enerjiyi kullanmaya hakkı vardır demek için" şeklinde konuştu.
RÜŞVET İDDİASI
ABD'nin Birleşmiş Milletler'e üye küçük ülkeleri kendi yanına çekmek ve İran'a karşı oy vermeleri için rüşvet teklif ettiğini de ileri süren Hosseinpour, buna ilişkin somut bir örnek vermesinin istenmesi üzerine, bunu söyleyemeyeceğini ancak küçük ülkelerin tehdit edildiğini söyledi. Hosseinpour, Ortadoğu'da bazı sorunlardan çıkış yolunun birlik olduğunu belirterek, Türkiye, Mısır ve İran'ın bu konuda öncü olabileceğini söyledi.
(MÜG-CC-Y)