Adana Tabip Odası'ndan Chp İl Yönetimine Brifing

Adana Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Rıza Mete, Türkiye'de sağlık alanının piyasalaştırılması sürecinin uluslararası ölçekte bir program olarak yürütüldüğünü söyledi.

CHP Adana İl Başkanı Serdar Seyhan ve İl Yönetim Kurulu Üyelerine bilgi veren Dr. Mete, Genel Sağlık Sigortası (GSS), aile hekimliği pilot uygulaması gibi programın ana bileşenlerinden olan dönüşümlerden sonra sıranın Kamu Hastane Birlikleri'ne (KHB) geldiğini vurgulayarak, "Türkiye'de sağlık hizmetleriyle ilgili beklenti, özellikle işsizliğin, yoksulluğun ulaştığı boyut düşünüldüğünde çok açıktır: Hizmet sunumunun düzeltilmesi, herkes için eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir hale getirilmesidir. Bir başka deyişle devletin sosyal sorumluluklarından kaçması değil bütünüyle sağlık, eğitim, sosyal güvenlik başta olmak üzere sosyal bir devlet haline gelmesidir. Ne yazık ki tam tersine, bugün Türkiye'de sağlık alanının piyasalaştırılması süreci uluslararası ölçekte bir program olarak yürütülüyor. GSS, aile hekimliği pilot uygulaması gibi programın ana bileşenlerinden olan dönüşümlerden sonra sıra Kamu Hastane Birlikleri'ne gelmiş bulunuyor" dedi.
Halkın malı olan hastanelerin bir kar alanı olarak görüldüğünden özelleştirileceğini söyleyen Dr. Rıza Mete, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kısacası halkı üzerinde yük olarak gören bir anlayış tarafından sağlıkta kar elde etmek için ne varsa yapılacaktır. Özelleştirmenin halk ve çalışanlar açısından ne anlama geldiğini yaşayarak karşı duran en yakın örnek TEKEL işçileri olmuştur. Bir gerçeğin altını çizmekte sonsuz yarar vardır: Hastanelerin özelleştirilmesi TEKEL'e, şeker fabrikalarına, bankalara, otoyollara, eğitime, PTT'ye, havayollarına benzemez. Kuşkusuz onların da özelleştirilmesi çok olumsuzdur. Ancak insanların acıları, hastalıkları nedeniyle gitmek zorunda oldukları hastanelerin özelleştirilmesi telafisi imkansız sonuçlar doğurur. Amerika örneği parasız, kar getirmeyen yoksul hastaların taksilerle başka hastanelerin önüne bırakıldığı insanlık dışı uygulamalara tanıktır. Parası olmadığı için hastaneye gelemeyenler ise trajedinin diğer yüzüdür. Tasarıyla, bugüne kadar ki özelleştirme tecrübeleri ışığında, çalışanlar için mevcut statünün kaybı ve hakların yok edilerek herkesin "4-C'li" olacağı gizlenememektedir. En fazla taşeron işçinin çalıştığı sağlık alanının bütün çalışanlarının güvencesizleştirilmesi hedeflenmektedir. İstihdam modeli olarak sözleşmeli çalışmaya geçilmesi, yerelleşme ve özerkleştirme ile hastanenin her anlamda bir rant alanı haline getirilmesidir. Bu tasarı ile sağlık çalışanlarına daha uzun süre çalışma dayatılacak, ama aynı zamanda vatandaş da daha fazla katkı-katılım payı, fark ücreti ödeyecektir. İşin özü parasız hizmete ulaşmak bütünüyle olanaksızlaşacak, devlet hastanesi olarak bilinen hastanelerin artık tamamen özel hastanelerden bir farkı kalmayacaktır."
Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Rıza Mete, bütün sivil toplum örgütlerini ve siyasi partileri, Kamu Hastaneleri Birliği Yasa Tasarısı'na karşı çıkmaya çağırdı.