Anayasa Değişikliği Teklifinin Tartışmalı 8. Maddesi Hararetli Tartışmalara Sahne Oldu
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeyle ilgili muhalefet partilerinin önerilerine açık olduklarını belirterek, "Hiçbir şey için geç değil
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeyle ilgili muhalefet partilerinin önerilerine açık olduklarını belirterek, "Hiçbir şey için geç değil. Orta yerde bunu daha ileriye götürecek bir metin varsa yapabiliriz" dedi. Çiçek, bir tek kişinin kararıyla, arkasında 15-20 milyon seçmeni olan bir siyasi partiyi idama götürmenin yanlış olduğunu söyledi.
TBMM Genel Kurulu, Anayasa değişikliği teklifinin 8. maddesi üzerindeki görüşmelerini sürdürüyor. Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin dava açılmasının Meclis'in iznine bağlanmasını öngören düzenlemeye CHP ve MHP milletvekilleri tepki gösterirken, muhalefetin eleştirilerine cevap veren Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, partisiz demokrasinin, yumurtasız omlete benzediğini, demokrasinin temelinin siyasi partiler olduğunu vurguladı. Düzenleme ile iktidar partisinin kapatılmasını diğer 3
partiye emanet ettiklerini ifade eden Kuzu, "Siyasi partileri hukuken kapatmak birşey ifade etmez. Millet kapatır, bodruma indirir, bir daha kimse çıkaramaz. Kapattınız bir sürü partiyi ne oldu? 7. partiyi kurdu BDP'li arkadaşlar. Ölü üzerinden siyaset yaparak bir yere gelmeye çalışmayalım. Siyasi parti kapatmak idam gibidir. Gelin parti kapatmaya çalışmayalım, kapatmamaya çalışalım. Parti kapatmak öldürmek demektir, bırakın kendi kendini öldürsün" değerlendirmesini yaptı.
8. maddenin görüşmelerinde hükümet adına söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise Türkiye'de bugüne kadar 25'e yakın partinin kapatıldığını belirterek, tüm Avrupa'da kapatılan parti sayısının ise 6 olduğuna işaret etti. Yapılacak şeyin, vaçgeçilemeyecek böylesine önemli bir kurumu teminat altına almak, partilerin varlığını sürdürmesini esas kabul etmek, kapatmayı da istisna kabul etmek olduğunu dile getirdi. Anayasal demokrasinin ancak siyasal partiler yoluyla varlığını
sürdürebileceğini söyleyen Çicek, "Türkiye'de partisi kapatılmamış hiçbir siyasal kesim yok. O nedenle bunu oturup yeni baştan düşünmemiz gerekir. Bu düzenlemede parti kapatmayla ilgili kriterlerde bir değişiklik yok. Bir partinin kapatılması demek, o tüzel kişiliğin idamı demektir. Geçmişte de gerçek kişilerin idamına karar veren Parlamentoydu. Gerçek kişilerin idamına karar veren Parlamento, şimdi deniyor ki tüzel kişiliğin idamına gidilecek sürecin başlayıp başlamamasına karar verecek olan da Parlamento
olsun. Neden? Parlamento karar verirken bu suç var mıdır, yok mudur, gerçekten odak olmuş mudur, olmamış mıdır, böyle bir denetim yapacak değildir. Böyle bir davanın açılmasında kamu yararı var mı, milletin menfaati var mıdır yok mudur diye bir değerlendirme yapacak. Elbette bu değerlendirmeyi yapabilecek olan Türkiye'de tek kuruluş Parlamentodur ve böyle olmalıdır" şeklinde konuştu.
Getirilen bu modelin bir demokratik kontrol olduğunu vurgulayan Çiçek, bu sisteme itiraz varsa, bir teklif varsa düzenlemede değişiklik yapılabileceğini söyledi. Çicek şöyle konuştu: "Hiçbir şey için geç değil. Buradan sonra bir toplantı yaparız. Orta yerde getirilen bir metin varsa, bunu daha ileriye götürecek, yapabiliriz. Getirilen önergelerde 'metinden çıkarılsın' deniyor. Metinden çıkarılması problemi çözmüyor. Problemin parçası olmak yerine çözümün parçası olmak adına sesli düşünebiliriz. Birlikte
başkaca yollar ve yöntemler bulabiliriz. Ama şu doğru değil. Türkiye'de bir partinin kapatılıp kapatılmaması bir tek kişinin vereceği karara bağlı olamaz. Böylesine önemli sonuçlar doğuracak, toplumsal dokuyu zedeleyen, demokrasiye en ağır darbeleri vuran kapatma gibi bir sonuca getiren iş...Bir tek kişinin, görev yapan, bugünkü, bundan öncesi şahıslarla, başsavcılarla alakası olmaksızın ifade ediyorum. Sistemin temeli yanlış. Bir tek kişinin kararıyla bir tüzel kişiliği, arkasında 10 milyon, 15 milyon,
20 milyon seçmeni olan bir partiyi, bir tek kişinin iradesine bağlı olarak idama götürebiliyorsanız yanlışlık buradadır. Bunu savunamayız. Doğrusu neyse siz de teklif getirin. 3 aydır konuşuyoruz, bir tek teklif gelmedi. Gelen teklif, 'bunu metinden çıkaralım'. Çıkaralım ama bugünkü hal de hal değildir. Türkiye'de demokrasi açısından çok sakat bir durumdur. Bizim getirdiğimiz konu endişe kaynağı olacak bir konu değildir. Sadece siyasi kontol yapılacak. Kamu yararı açısından, kamu yararı var mıdır, yok
mudur? Bunu da bu Meclis değerlendirmesin de hep atanmışlar mı değerlendirsin? Hep sadece kamu görevlisi konumunda olan bir kişi mi değerlendirsin? Biz niye değerlendirmeyelim? Soğukkanlı bir şekilde müzakereleri sürdürebilirsek, endişeye mahal yok, çözümü bulabiliriz. En kalıcı çözümü TBMM bulur. Gelin Meclis'i çözüm dışında tutan, dışlayan bir tutum içinde olmayalım."
(ZÇ-Y)
TBMM Genel Kurulu, Anayasa değişikliği teklifinin 8. maddesi üzerindeki görüşmelerini sürdürüyor. Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin dava açılmasının Meclis'in iznine bağlanmasını öngören düzenlemeye CHP ve MHP milletvekilleri tepki gösterirken, muhalefetin eleştirilerine cevap veren Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, partisiz demokrasinin, yumurtasız omlete benzediğini, demokrasinin temelinin siyasi partiler olduğunu vurguladı. Düzenleme ile iktidar partisinin kapatılmasını diğer 3
partiye emanet ettiklerini ifade eden Kuzu, "Siyasi partileri hukuken kapatmak birşey ifade etmez. Millet kapatır, bodruma indirir, bir daha kimse çıkaramaz. Kapattınız bir sürü partiyi ne oldu? 7. partiyi kurdu BDP'li arkadaşlar. Ölü üzerinden siyaset yaparak bir yere gelmeye çalışmayalım. Siyasi parti kapatmak idam gibidir. Gelin parti kapatmaya çalışmayalım, kapatmamaya çalışalım. Parti kapatmak öldürmek demektir, bırakın kendi kendini öldürsün" değerlendirmesini yaptı.
8. maddenin görüşmelerinde hükümet adına söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise Türkiye'de bugüne kadar 25'e yakın partinin kapatıldığını belirterek, tüm Avrupa'da kapatılan parti sayısının ise 6 olduğuna işaret etti. Yapılacak şeyin, vaçgeçilemeyecek böylesine önemli bir kurumu teminat altına almak, partilerin varlığını sürdürmesini esas kabul etmek, kapatmayı da istisna kabul etmek olduğunu dile getirdi. Anayasal demokrasinin ancak siyasal partiler yoluyla varlığını
sürdürebileceğini söyleyen Çicek, "Türkiye'de partisi kapatılmamış hiçbir siyasal kesim yok. O nedenle bunu oturup yeni baştan düşünmemiz gerekir. Bu düzenlemede parti kapatmayla ilgili kriterlerde bir değişiklik yok. Bir partinin kapatılması demek, o tüzel kişiliğin idamı demektir. Geçmişte de gerçek kişilerin idamına karar veren Parlamentoydu. Gerçek kişilerin idamına karar veren Parlamento, şimdi deniyor ki tüzel kişiliğin idamına gidilecek sürecin başlayıp başlamamasına karar verecek olan da Parlamento
olsun. Neden? Parlamento karar verirken bu suç var mıdır, yok mudur, gerçekten odak olmuş mudur, olmamış mıdır, böyle bir denetim yapacak değildir. Böyle bir davanın açılmasında kamu yararı var mı, milletin menfaati var mıdır yok mudur diye bir değerlendirme yapacak. Elbette bu değerlendirmeyi yapabilecek olan Türkiye'de tek kuruluş Parlamentodur ve böyle olmalıdır" şeklinde konuştu.
Getirilen bu modelin bir demokratik kontrol olduğunu vurgulayan Çiçek, bu sisteme itiraz varsa, bir teklif varsa düzenlemede değişiklik yapılabileceğini söyledi. Çicek şöyle konuştu: "Hiçbir şey için geç değil. Buradan sonra bir toplantı yaparız. Orta yerde getirilen bir metin varsa, bunu daha ileriye götürecek, yapabiliriz. Getirilen önergelerde 'metinden çıkarılsın' deniyor. Metinden çıkarılması problemi çözmüyor. Problemin parçası olmak yerine çözümün parçası olmak adına sesli düşünebiliriz. Birlikte
başkaca yollar ve yöntemler bulabiliriz. Ama şu doğru değil. Türkiye'de bir partinin kapatılıp kapatılmaması bir tek kişinin vereceği karara bağlı olamaz. Böylesine önemli sonuçlar doğuracak, toplumsal dokuyu zedeleyen, demokrasiye en ağır darbeleri vuran kapatma gibi bir sonuca getiren iş...Bir tek kişinin, görev yapan, bugünkü, bundan öncesi şahıslarla, başsavcılarla alakası olmaksızın ifade ediyorum. Sistemin temeli yanlış. Bir tek kişinin kararıyla bir tüzel kişiliği, arkasında 10 milyon, 15 milyon,
20 milyon seçmeni olan bir partiyi, bir tek kişinin iradesine bağlı olarak idama götürebiliyorsanız yanlışlık buradadır. Bunu savunamayız. Doğrusu neyse siz de teklif getirin. 3 aydır konuşuyoruz, bir tek teklif gelmedi. Gelen teklif, 'bunu metinden çıkaralım'. Çıkaralım ama bugünkü hal de hal değildir. Türkiye'de demokrasi açısından çok sakat bir durumdur. Bizim getirdiğimiz konu endişe kaynağı olacak bir konu değildir. Sadece siyasi kontol yapılacak. Kamu yararı açısından, kamu yararı var mıdır, yok
mudur? Bunu da bu Meclis değerlendirmesin de hep atanmışlar mı değerlendirsin? Hep sadece kamu görevlisi konumunda olan bir kişi mi değerlendirsin? Biz niye değerlendirmeyelim? Soğukkanlı bir şekilde müzakereleri sürdürebilirsek, endişeye mahal yok, çözümü bulabiliriz. En kalıcı çözümü TBMM bulur. Gelin Meclis'i çözüm dışında tutan, dışlayan bir tutum içinde olmayalım."
(ZÇ-Y)