Has Parti İlk Kurucular Kurulu Toplantısını Yaptı

Halkın Sesi Partisi (Has Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'ye konuşlandırılmak istenen füze kalkanındaki herhangi bir füzenin nasıl, ne şekilde ve hangi ülke için kullanılacağını kimsenin garanti edemeyeceğini belirterek, "Eğer sürekli demokrasiye vurgu yapan hükümet, füze kalkanı ile ilgili endişelerinde ve kendi demokratik tutumların

Halkın Sesi Partisi (Has Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'ye konuşlandırılmak istenen füze kalkanındaki herhangi bir füzenin nasıl, ne şekilde ve hangi ülke için kullanılacağını kimsenin garanti edemeyeceğini belirterek, "Eğer sürekli demokrasiye vurgu yapan hükümet, füze kalkanı ile ilgili endişelerinde ve kendi demokratik tutumlarında samimi ise; buyurun 'füze kalkanı Türkiye'ye yerleştirilsin mi' gidelim referanduma, halka soralım" dedi.
Halkın Sesi Partisi Genel Merkez Kurucular Kurulu, ilk toplantısını Rixos Otel'de gerçekleştirdi. Toplantının basına açık bölümünde bir konuşma yapan Genel Başkan Numan Kurtulmuş, halkın Türkiye siyasetinde yeni bir tarz ve üsluba ihtiyaç duyanların, mevcut siyasetin muhtevasından sıkılanların, yeni bir toplanma adresi olarak gördükleri Has Parti'de toplanmaya başladıklarını söyledi. Kurtulmuş, "Şimdi biz kendisini solda hissedenle sağda hissedenin, kendisini dindar hissedenle dindar hissetmeyenin, bir
Alevi ile Sünni'nin, bir Türk ile bir Kürt'ün ya da başka bir etnik kökene sahip olanın aynı ortak hedef doğrultusunda, ama topyekun özgürleşmek, demokratikleşmek ve kardeşçe paylaşmak için çalışmalarının mümkün, hatta zorunlu olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz" dedi.

"ÜMİT EDİYORUM Kİ, ARTIK YENİ CHP BU STATÜKOCU TAVRINI SÜRDÜRMEYECEKTİR"
Türkiye'de yıllardır iki kutuplu bir siyasetin yürüdüğünü belirten Kurtulmuş, "Bunlardan biri İttihat ve Terakki mantığını sürdüren ve statükocu anlayışla Türkiye siyasetinde her reforma, her değişime ve millet lehine atılacak her adıma karşı çıkan statükocu CHP'nin tavrıdır. Ümit ediyorum ki, artık yeni CHP bu statükocu tavrını sürdürmeyecektir" diye konuştu.
Diğer tarafta ise sağ muhafazakar partilerden bir kısmının siyaseti 'statükoyu korumak için' yaptığını, diğer kısmının da siyaseti 'hizmet için' yaptığını söylediğini kaydetti. Kurtulmuş, "Siyaset ne statükonun korunmasının aracıdır ne de sadece bir hizmet yeridir. Siyaset bir temsildir, bir emanettir, bir vekalettir. Bu çerçevede Halkın Sesi Partisi siyaseti sadece hizmet aracı olarak değil, bir emanet, bir temsil ve bir vekalet aracı olarak gördüğü için siyasette asıl sahibinin partinin yöneticileri
veya milletvekilleri değil; bizatihi halkın kendisi olduğuna inanıyor" diye konuştu.

"OYU MİLLETTEN ALIP, İKTİDARI EGEMENLERİN SOFRASINA DEVŞİRMEYECEĞİZ"
Kurtulmuş, millet kendilerine neyi emanet ettiyse o vekaleti koruyacaklarını belirterek, "Yani kısacası oyu milletten alıp, iktidarı egemenlerin sofrasına devşirmeyeceğiz" dedi.
Kurtulmuş, 28 Kasım'da ilk kongrelerini yapacaklarını hatırlatarak, "Fanuslar içinde siyaset yapmayacağız. Sırça saraylarda oturup siyaset yapmayacağız. Oturup çalışacağız, bilmediklerimizi öğreneceğiz, halkın sorunlarını çözeceğiz ve bu çerçevede de Türkiye'nin en güçlü, milletle en çok irtibatı olan parti haline geleceğiz" şeklinde konuştu.
Genel İdare Kurulu kapılarının herkese açık olduğunu ve Kurucular Kurulu'nun istediği herkesi teklif edebileceğini belirten Kurtulmuş, ancak bazı kısıtları olduğunu anlattı. Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bizimle beraber siyaset yapacaklarla ilgili kısıtlarımız var. Biz, kul hakkı yiyenlerle asla siyaset yapmayacağız. Hırsızlarla ve zalimlerle ayni ahdi, aynı sözü paylaşmayacağız. Kamu kaynaklarına dadananlarla hiçbir işimiz olmayacaktır. Oligarşiden yana tavır alan, statükocu elitlerle hiçbir şekilde aynı masanın etrafında oturmayacağız. Millete tepeden bakanlara selam vermeyeceğiz. Milletin kaynakları ile zenginleşenlere ve milletin değerlerine düşman olanların tarafında bakmayacağız."

"FÜZE KALKANINI REFERANDUMLA HALKA SORALIM"
Konuşmasında ABD'nin Türkiye'ye yönelik füze kalkanı talebine de değinen Kurtulmuş, hükümetin bu konuda bazı kısıtları olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama ve NATO yetkililerinden bu füze kalkanının ABD'nin değil, NATO'nun işi olarak lanse edilmesini istediğini; füze kalkanı projesinin NATO ülkelerinin tamamını kapsamasını istediğini ve son olarak da bu projenin belli bir ülkeye düşmanlık olarak kurulmamasını talep ettiğini anlattı. Türkiye'nin bu üç talebinin doğru
olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Ancak siyaset sadece bir takım temennilerle yapılmaz. Ben bu temennilerde Sayın Başbakan'ın samimi olduğunu düşünmek istiyorum. Eğer bunlar ciddiye aldığınız temennilerse, çok uzağa gitmeyip, Türkiye'nin son 5-6 yıllık süreçte ABD ile bölge politikalarında nasıl dirsek teması olduğunu ve bundan Türkiye'nin ne kazandığını da gözden geçirmemiz gerekir. Birkaç soruyu hep beraber soralım. Bu meselede ABD, Türkiye ve NATO ortak karar alacaksa, düşman ülkeler tanımlaması
yapılmayacaksa, İncirlik Üssü'nde bombaların üstünde acaba hangi düşman ülkenin ismi yazıyordu ve hangi düşman ülkeye o füzeleri attılar?" dedi.
Milli savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün bir soru önergesine yanıtında İncirlik'ten 139 bin sorti yapıldığını ve bu sortilerden 7 bine yakınının nereye yapıldığını ve içinde ne olduğunun bilinmediğini açıkladığını belirterek, "Acaba sormak gerekmez mi; bu kadar çok İncirlik tecrübesi varken, füze kalkanındaki herhangi bir füzenin nasıl, ne şekilde ve hangi ülke için kullanılacağını kim garanti edebilir?" diye konuştu.
ABD ve NATO'nun kurumsal olarak farklı gibi görünse de fiziki olarak aralarında fark olmadığını belirten Kurtulmuş, füze kalkanı ile ilgili hükümetin temennilerinin işe yaramayacağını söyledi. Kurtulmuş, "Eğer sürekli demokrasiye vurgu yapan hükümet füze kalkanı ile ilgili endişelerinde ve kendi demokratik tutumlarında samimi ise, buyurun 'füze kalkanı Türkiye'ye yerleştirilsin mi' gidelim referanduma, halka soralım" dedi.
(MÜG-CC-Y)